kezban

bir "yargıladım, noktanı koydum" klasiği: kezban'ın suçu ne? s.03.ep.25
ilk gördüğü similyanın üstüne atlayan, eklem bacaklı.
kezban kelimesi sosyolojik olarak cuk diye oturan bir kelimedir. ayşe fatma değilde kezban. genel olarak belirli eylem ve düşünce tarzı içinde olan kadınlar topluluğudur.
ancak son yıllarda türk kızı=kezban algısı daha doğrusu bazı erkeklerin kadınlara çamur atması sonucu giderek anlamını kaybeden bir terim olma yoluna gitmektedir.
bıktım bunlardan. hayır sadece ucuzları değil, parayla marka giyip kaliteli kezban olanları da var. doğru dürüst vizyonu, stili olmayan, tek amacı gösteriş, o anda moda-trend ne varsa üstüne atlayıp ' ay bayılıyooraam' olan, kendini carrie bradshaw sanan kız tipi. hepsi erkek/ ilişki uzmanı, hepsi ' tek başım ayaktayım' modunda ama sürekli ' evli mutlu çocuklu ' tribindeler. gına geldi azalarak yok olun
sosyal paylaşım sitelerinde yaşadıkları yer new york,california,paris vs. olan ama gittiği okul kısmında zübeyde hanım kız meslek lisesi yazan kızlarımız bunlar
ayrıca kendileri çok fena castın bibercidir.
taze gelin misali.herşeyı bilen ama hiç bilmeyndır.
arapça kelime karşılığı yalancı dır.

bizim kullandığımız manası ile kirlenmeden önceki halimiz diyebiliriz.
son yıllarda sürekli karşıma çıkan, kendini "ayağı yere sağlam basan kadın", "çağdaş kadın", "kariyer sahibi kadın" gibi ifadelerle yorumlayan, benim tarafımdansa -lütfen kimse kusura bakmasın, arada ben de küfür etme ihtiyacı duyuyorum- "kazmalara" bin kez yeğleyeceğim kadın modelidir. bu "son moda" -bence dişice sıcaklıklarını yitirmiş- kadınlar yüzünden erkekleri yeğlediğim hakkında ciddi düşüncelerim var; çünkü hala kadınsı hatlar bana erkeksi hatlardan daha cazip gelmekte.

bir zamanlar bir kezbanla evliydim. akşamları gözü pencerede beni beklerdi. yemek yapardı bol bol. saçma tavukluklarına bakınca kendimi yenilmez kahraman gibi hissetmeme neden olurdu :). koşturup dururdu evde. entelektüel ihtiyaçlarımı hiç karşılayamadı. kitaplar aldım, hiçbirini bitiremedi. arkadaşlarımın yanında hep susup oturdu, hizmet etti ama bıkıp usanmadan. her öfkelendiğimde korku, endişe ve şefkat dolu bakışları her eksiğini unutturur, yüzüme kolay gelen, kolay gitmeyen bir tebessüm yapıştırırdı. çok da iyi sevişirdi. kadın gibiydi. verirdi kendini sonuna kadar. şefkatle de severdi.

sonra onu aldattım. sineye çekti. iğrençlikler yaptım... boşandık. hata benimdir.

ardından birkaç aydın kadınla kısa süreli, bana hiçbirşey ifade etmeyen birlikteliklerim oldu. hep rol yaptım kaybetmemek için. yalnız olmak iyi değildi çünkü bana öğretilenlere göre.

en sonunda sarışın bir ekonomistle oldum. çok seksi... çok güzel sevişen... ancak benle olmadığında nerede olduğu belli olmayan... sektirmeden hesabımı ödese de, hesap vermeyen... sormayan da! hayır beni aldattı demiyorum, aldatmadı, sadece atölyeleri benim kadar önemliydi. tam iki yıl boyunca bu cehennemde yaşadım. beni yedek oyuncu olarak gören, aşık olduğunu söylese de aşkından çok özgürlüğüne aşık bir kadınla...

iki yılın sonunda ise -gay demiyeceğim, pek neşeli biri değilimdir- eşcinsel olmanın daha doyurucu olduğuna karar verdim. o ekonomist hanım da biliyor bu transformasyonu artık. sanırım ona iki yıl boyunca hatalı davrandığı hakkında verdiğim vaazlardan çok daha etkili oldu yaşadığım değişim.

tabii ki herkes farklı yapıda. ben sadece kendimden söz ettim. eminim: ben bir kezban daha istiyorum. hazırım getireceği sorunları göğüslemeye... çünkü evlenmek istiyorum. bana göre evlilik gibi zorlu bir düzeneğin ve bir erkeğin yükünü ancak bir kezban taşır! demek ki belki de "evlenilecek ve eğlenilecek kadın" kalıbını yaratan erkek şovenizmi değil. kim bilir?
spor salonunda karşıma çıkan kız türü.
her zamanki gibi koca göbeklerimizi eritmek için pedal çeviriyoruz.elimizde telefonlarla tivitıra bakarken bir yandan da kaslı deluğanluları kesiyoruz.bir kız var kısa boylu sportmen,güzel kalçalı dışardan bakan spora ihtiyacı yok der ve ortalama güzellikte.yanımda ki yarım dünya kezbanuslar ise terli baldırlarını zar zor kaldıran dip boyası gelmiş haset tipler.birisi ;şuna bak kesin yollu hocayla nasıl konuşuyor üstelik çok açık giyiniyor *dedi.diğeri ise kesin canım yha baksana nasıl bakıyooo dedi.halbuki kızın kulağında kulaklık hanım hanım sporunu yapıyordu.hocaya sadece ne yapması gerektiğini söyluyordu ama bu kıskanç tombilikler kızı saniyede harcadılar.kendileri hocayla ağzının yaya konuşan işveli olduklarını düşünen kalori depoları halbuki.sikindirik egolarını tatmin etmek için kızı güya karalıyorlar.işte canlarım kezbanlar böyle aşağılık tipler uzak durulmalı.
bir üst entryde değinilmiş, kadınları aşağılayıcı bir ifade olarak kullanıldığından hiç hoşlanmıyorum bu tarz kelimelerden.
genel olarak aşağılayıcı söylemlere hoş bakamıyorum.
hele ki bir insanın toplum içindeki davranışına,kılığına, kıyafetine, makyajına (vs daha da çoğaltılabilir bu) göre yapılan nitelendirmelere rastladıkça " sen kim köppeksin ki" tepkisi veresim geliyor..
beni üzen nokta ise, kadınların içinde de yaygınlaşmış olması bu söylemin..
growlr profiline gelip, facebooktaymış izlenimi vererek güneş gözlükleri ile surat fotoğraflarını 'özel fotoğraf' kısmına koyan, sonrasında oranı buranı göstermediğinde 'saygısız nezaketsiz herif ben fotoğrafsızlarla konuşmam (o sırada kendisinin profil fotoğrafı çenesindeki sakalın fotoğrafı)' diye trip atıp kendi kendine msj atıp, kendi kendine bloklayan 45 yaşındaki amcalar.
sanıyorum ki, bölmenin, sınıflandırmanın, aşağılamanın yalnızca karşı taraftan duyulduğunda yıkıcı olduğunu düşünen insan beyanıdır. bu amaçlarla kullanan beğenmediklerini eleştirir, beğenmediklerini katagorize eder. kendini beğendiremeyen kişi, artık ismine kavuşmuştur, ''kezban'' ilan edilendir, merhaba diyelim, merhaba.
bir arkadaşım biri hakkında sürekli kezban kezban diye dalga geçiyordu, ben de alttan alttan azıcık uyuz oluyordum fak badisinin arkasından konuşuyor diye. gün geldi tanıştık kendisiyle, yanında demez mi ''aha bu da kezban işte'' diye. utandım ve belli etmiş olacağım ki kız ''benim gerçek ismim kezban'' dedi. bir de açık fikirliyiz diye ortamlarda fink atıyoruz. (bkz: önyargı)
kimse kusura bakmasın dilime pelesenk olmuştur
  • /
  • 3