bukalemun
benim vardı bundan bir 5 sene önce samimdi adı.ama renk değiştirmiyordu utangaçtı biraz bizim samim.ama samimcim bak da gör elalemin bukalemunları cin gibi,atraksiyondan atraksiyona koşuyor.ya sen. ha! ya sen?
el clasico
beyler hiç mi barçalı yok ya? eziliyoruz şuan! forza barca!
ayı sözlük yazarlarının izlediği diziler
kayıp şehir ,kuzey güney ,yalan dünya , ara sıra da shameles
yalnızlığın anlaşıldığı anlar
ard arda sigaralar yaktığında az iç demeyen görgüsüz arkadaşım benim yalnızlık
seyir defteri
gemilerde kaptan tarafından tutulması gereken defterdir.
öğretmeninden hoşlanmak
hoşlanma değil de, seks düşüncesi gerçekleşmiştir. bitki dersine giren adam tam bir daddy, benim bir suçum yok yani.
birdenbire karşınıza çıkan über yakışıklı tip
ygs, lys gibi sınavlarda karşınıza çıkıyorsa dikkat dağıtmanın allahını yapan tiptir. abartmıyorum bu yıl girdiğim toplam beş sınavın dördünde denk geldi. düşman başına.
uzak mesafe ilişkisi
aradaki mesafenin ne kadar olduğuna ve görüşme sıklığına bağlı olmakla birlikte, tarafların o ilişkiden ne beklediği ile de ileri derece bağlı olan durum. asla yürütülmez diye birşey yok ama zorlukları elbette var. öte yandan her ilişkinin zorlukları var, hele eşcinselseniz, aynı mahallede yaşıyorsanız bile bir sürü zorluğunuz oluyor, bu nedenle "aman çok zor, olmaz bu" demek anlamsız.
eşcinsel bir ilişki götürüyorsanız, bunu karşıcinsel bir ilişkinin dinamikleriyle ve standartlarıyla değerlendirmemek de önemli, zira ilişki ilişki de olsa koşullar aynı değil, daha fazla zorlukla baştan mücadele etmeyi göze almanız gerekiyor. "sevgilim olacaksa illa yanımda olacak" gibi bir saplantıya girmenin gereği yok diye düşünüyorum. zorluklar karşısında yıkılmamak için çok daha esnek olmak lazım herhalde. çocuk büyütmüyorsanız ve uzakta kalmak için geçerli nedenleriniz varsa (iş/okul durumları mesela), yapılmayacak birşey değil. önemli olan o ilişkiyi ve o insanı niye istediğinizi bilin ve bu istekler karşı tarafınkilerle de örtüşsün.
ayı sözlük
alttaki yazara soracaklarım var
limonata ve bira herhalde.
bir film çekecek olsan başrollerinde kimler oynardı?
ölen köpek ve kedilere saygı duymama hakkı
vardır böyle bir şey. köpek ya da kedi gibi gereksiz canlıların ölmelerine aşırı tepki vermem mesela ben. çin'de yenen köpeklere abartı şekilde üzülmüyorum. onların kültürü oysa neden yapmasınlar? bazıları diyor ki, "köpeklerin canı acıyor ama :(". peki senin yediğin koyunun, tavuğun, dananın canı acımıyor mu kesilirken? "ama onlar köpekler kadar akıllı değiller kii. :(" akıllı olup olmamaları, senin yetiştirme tarzına bağlıdır. bu hayvanlar akıllı ki evcilleşmişler. ayrıca "akılsız hayvan acı çekmez" diye bir kanı da yok. bence köpek ve kedilerle beynini sulandıracağına, git biraz inek, tavuk falan gör. zaten bu hayvanların gözlerinden, duygularını anlayamıyorsan, gerçek bir hayvansever değilsindir. bu dediklerim veganlara değil bu arada. ikiyüzlü hayvanseverlere.
birisi "veganım, ama böceklerin ölmesi umrumda değil" demiş. salaksın. böcek de hayvan değil mi? oyun da bir yere kadar strese girme özelliği yok mu? niye ona acımıyorsun? bu veganlar nedense doğaya hiçbir yararı olmayan, sadece tüketmeye yarayan köpek, kedi gibi hayvanları çok severler, ama doğaya çok miktarda katkısı olan, mantar, alg, bakteri, arı gibi hayvanlardan tiksinirler. arkadaşım, bu saydığım canlılar yaşamasa sen geberir gidersin. neyin acizliğini yaşıyorsun? mantarlar ve bakteriler olmasa, hiçbir yararlı atık çürüyemez. bitki gibi üreticiler, üretim yapamaz. tüketiciler de göt gibi kalır. sen dünyadaki yaşamın bakterilerle başladığını biliyor musun? sen dünyadaki oksijenin algler tarafından oluşturulduğunu biliyor musun? algler olmasaydı, sen gölgede karanlıkta yaşayan, metan soluyan o "pislik" bakteriydin. işte bu paragraf veganlaraydı.
not: kedileri severim. evde hep kedim olsun istemişimdir mesela. ama sokak kedisi. cins kedileri istemiyorum. sokakta o kadar muhtaç hayvan varken, neden cins kedi ya da köpek?