alphacygni

Durum: 217 - 0 - 0 - 0 - 12.09.2020 23:36

Puan: 2786 - Sözlük Kezbanı

10 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 11

depresyonda olan sevgiliye yardım etme yolları

- yavrum herkes kendi depresyonundan sorumlu olsun, depresyonsuz insan mı kaldı?
- bencilsin sen egoist
- kelime dağarcığın mı dar ? ikisi de aynı anlama geliyor...
- sen busun işte busun sen bu bu bu
- ignore

kerimcan durmaz

'' ay ne mana'' diyen tipleri gördükçe ağzına çakasım geliyor artık.saygılar... (bkz: baydı)

shamitabh

bu başlık nasıl olmaz diye önce sitemimi şuraya bırakayım.

imbd puanına aldırmamak gerektiğini hep savunuyorum.6.9 luk bir puan film için yetersiz.ama izleyen kişi sayısı belli.bollywood film sektörü o kadar iyi iş çıkarıyor ki.kült filmlerin çoğu bu sektörden çıkıyor.amitabh bachchan’ı başrolde görüp izlememek hata olur.dhanush ile bu filmde tanıştım, diğer filmlerini de merakla izleyeceğim.yine her konuyu içinde barındıran filmlerden- güldüren- ağlatan – düşündüren – heyecanlandıran…. akshara haasan dizi olarak yayınlanan scream’de rol almış bex taylor-klaus’a o kadar benziyor ki.film boyunca o zannederek izledim sonrasında yaptığım araştırmada o olmadığını öğrendim. (şok) konu ile ilgilenenler için ( ki ben bazen konuya bakmadan film izlerim daha heyecanlı oluyor) kısa anektot düşeyim; çocukluğundan beri aktör olmayı çok isteyen dhanush önüne çıkan hiçbir engeli tanımaz.bu öyle bir istektir ki onu dilsiz olması bile durduramıyor.ve dhanush güçlü bir sese sahip amitabh sinha ile bir araya gelip film endüstrisine değişik şekilde adım atıyor.iki güçlü egonun çarpışmasını eğlenceli şekilde izliyoruz.konusu ve rollerin sağlamlığı- filmin ilerleyiş şekli oldukça başarılı.hintlilerin film konusundaki ustalıkları hakkında zerre şüphemiz yok smile ifade simgesi film soundtracklarına gelirsek harika olduğunu ifade etmeme yine gerek kalmayacak…

sahne spoilerları içerir;

ve en sevdiğim sahne

joy

öncelikle joy mangano'nun hayatını anlattığını belirtelim.gerçek bir hayat hikayesi.sürükleyici değil, aktarım iyi ancak daha hareketli olabilirdi film.mucit joy, miracle mop ve huggable hangers ürünlerinin yaratıcısı.hiç vazgeçmeyen,sürekli çabalayan,hırslı bir kadın joy.boş işlerle uğraştığını düşünenlere inat insanlığa doğru hizmetten yana inanç besliyor ve bunun için çaba sarfediyor.dobra kadın.epey badire atlatıyor, başından zorlu olaylar geçiyor...güçlü bir kadın.insan yaptığı işe inandığında, yolu yarılamış hedefe yaklaşmış demektir.jennifer lawrence o kadar başarılı ki rolünde, çok sevdiğim bir aktris olmamasına rağmen oyunculuğunu müthiş buldum.boş vakit filmi + paspas filmi + yükseliş hikayesine dayanıyor + j.lawrence severlerin katlanabileceği uzunlukta (2 saat 4 dakika) + robert de niro hala tatlı + bradley cooper çok melankolik bakıyor + edgar ramirez yakışıklı bir aktörmüş + kötü değil,iyi de değil, tam bir ortalama film...başka alternatifiniz yoksa bir göz atın iyi seyirler...

günün sözü

insanlar için gözlerini feda etsen, zaten kördü derler.
charles bukowski

bill gates

bill gates demiş ki
zor işleri üşengeç insanlara veriyorum çünkü onlar kolay bir yolunu bulur.
-tanrım aranan adamı olabilirim bu söz üzerine.

şiir

denize bile iştahsız bakıyorsam
hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,
bu darağacı suratlı toplum.

oktay rıfat

jean paul sartre

her şeyi ciddiye alıyordum, sanki ölümsüzmüşüm gibi..
jean paul sartre

reşat nuri güntekin

aynı duayı birbirinden habersiz eden iki insan, er yada geç birbirlerine kavuşurlar..
güntekin.

irrational man

bir woody allen filminden çok bir woody allen etkisinde kalmış kişinin filmi gibi.emma stone filmi daha kolay izlenebilir kılmış diyebilirim.joaquin phoenix ile ne kadar da uyumsuzlar ama wa işin içinde olunca uyumsuz ilişkiler kaçınılmaz.joaquin iyi bir göbeğe sahip olmuş artık film için özel bir göbek mi bıraktı bilmiyorum.ama karizmatik suratı bu filmin konusuna da müthiş uymuş.film klasik woody filmlerine göre izlense de olur, izlenmese de olur kategorisinde benim için.bu yüzden arşivimde yer almayacak.varoluşsal bunalımlara hepimiz giriyoruz woody oldukça gerçekçi şekilde yüklemiş bunu abe karakterine.yine de abe karakterinin içinde olduğu durum filme depresiflik yüklemiyor.film oldukça yüzeysel kalmış gibi belki süresinden dolayıdır...belki de aceleye geldi.kötü değil ama iyi de değil.ortalama dememe sebebim işin içinde woody'nin olması.o yüzden ortalamanın bir tık üzerinde.

--- spoiler ---

o el feneri olayı...iyilik üzerine detaylar, ders verici nitelikte değil mi?
ayrıca abe içinde bulunduğu duruma bir şekilde çıkış buluyor mu buluyor bunu kendi depresifliğimize odaklarsak abe'yi başarılı bile bulabiliriz.bana göre izlenen yol yanlış ama o bununla mutlu oldu.düşünmeye iten yanını yakaladıktan sonra teşekkürü haketti.üzerini kadercilikle süsledikten sonra filmi bitirmiş woody.

--- spoiler ---

spoiler bitti.

iyi seyirler

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

hatasını kabul etmeyen insan modeli

ayı sözlük itiraf

kendimi kaybettim hükümsüzdür.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar


sabah sabah ölüp ölüp diriliyorum.ruhum parçalanıyor.yaşıyor muyum?

levent üzümcü

sakal çok olgun göstermiş abi.

güzelliğin o kadar da göreceli bir kavram olmaması

annelerin çocuklarına uyguladığı evlen baskısı

çarpık ve eksik ailelerde büyümüş çocuklar olarak, bizden hiçbir şey yokmuş gibi mutlu mesut evlenip, sorunsuz deliksiz patlaksız bir hayatın garantisini vererek torun tombalağa karışmamızı bekliyorlar ya. (ay ben gülerim)

sigmund freud

“insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların “tecrübe” dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana “tecrübeli” denir.”

gecenin sonuna yolculuk

dr. louis-ferdinand destouches ya da céline (1894-1961), gecenin sonuna yolculuk'u 1932'de yazdı.1. dünya savaşı'nın ardından, ikincisine çeyrek kala. kan kokuyor. kan, yoksunluk, hastalık, ölüm, sıcak, tuvalet, yara, et, yine de kahkaha...biz, tam yetmiş yıl sonra, yeniden indiriyoruz yolculuk'u kızağından. adını hiçbir şeyle birlikte anmadan, karşılaştırmalar yapmadan. bir biçem, bir dil, gecenin sonunda insanlığın en aşağı katmanlarıyla bir yüzleşme, bizi içeri, daha içeri çeken, boynumuza parmaklarını geçiren, ısıran, tüküren, hırlayan, ölesiye korkan ve korkutan. yani yaşayan. bir kıpırdanma başladı bile, parmaklarımızın ucunda, gözeneklerimizden içeri sızan bir şey var. böyle bir yüzleşmeye katlanabilecek mi insan? gecenin sonuna yolculuk'un türkçe çevirisini yiğit bener yaptı, yayımlanmasından tam yetmiş yıl sonra. ortaya çıkan metni, céline'in türkçesini, vüsat o. bener, erhan bener okudu... ve daha birçok kişi. yaklaşık bir altı yüz sayfa bilediler, sipsivri. bundan sonrası geceye ait.
(kitabın içinden)

delilik

-deliliğinden kurtulmaya çalışmamış mı hiç?
-hayır.o çok sevmiş deliliğini.
  • /
  • 11
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 217

ayı sözlük itiraf

bir insanı gerçekten çok istediğinizde ona kavuşabiliyormuşsunuz... onu o kadar çok istedim ki imkansız gibi görünürken herşey imkanlı hale geldi. heteroseksüel bir insanı sevip kendinizi de ona sevdirmek hiç güç değilmiş. sevginin kucaklayıcı ve en iyi kalplisini taşıyorum şu an hayatımda. herşey bir kartpostal ile başladı... ve sana dair herşey fazlasıyla masum! kalbiniz neyi hakediyorsa onu yaşayın <3

bazı yollar yalnız yürünür

kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur.
umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.
hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur.
mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur.
kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur.
nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur.
insan hayatına olan saygısızlığı bir övünç madalyası gibi, gurur mekanizması gibi görenlerden uzak dur.
kelimeleri özenle seçmeyen, her cümlesi biat olan, her sözcüğü toz olandan uzak dur.
sesinin tonu kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur.
çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün.
destek yayınlarından çıkan bir (bkz: özgür bacaksız) kitabı

gırgıriye'de cümbüş var ooşşt küpeek sahnesi

film 83 yapımı bubikoğlu 54 doğumlu ben de 70lerde yaşasaydım gülşen'e talip olurdum.bir kadının yüz hatları ancak bu kadar orantılı olabilir.

kendini sevdirmek için yapılması gereken hareketler

kendin ol, bir zaman sonra rol yapamayacaksın nasılsa.

çi

17. bölüm ile dizi akış hızını hiç kaybetmedi...nehir erdoğan çok daha güzel bir kadın olmasına rağmen yapılan makyajdan mı bilmiyorum kötü görünüyor her bölümde.buna bir el atılmalı bence.duru'nun kıskançlıkla beraber aklı karışacağa benziyor.türk dizilerine benzemeyen yapısı ile hala izlettiriyor ve izlettirmeye devam edecek gibi.bu arada kitap ve dizi birbirine bir çok noktada benzemiyor.

ayı sözlük itiraf

kimseyi sevemiyorum, topluma ayak uyduramıyorum, insanları anlamıyorum, herşey günden güne daha manasız ve yabancı geliyor, kendimi hiçbir işe yaramayan ve dünyaya bir faydası olmayan biri olarak hissediyorum, insanların isteklerini gereksiz ve boş görüyorum, herşey fazlasıyla fani geliyor...ne uğruna çabalıyor ve yaşıyor bu insanlar? evlilik- savaş- aşk - iş - doğum - heyecan - arkadaşlık- yeni eşyalar hepsi saçma sapan geliyor...kendimi bu durumlarla karşılaştıgımda yabancılaşmış hissediyorum.kendi kavuşamadığım ve başaramadığım şeyler olduğu için mi bu yabancılık yoksa istediğim yaşamı elde etseydim de başarısızlıgım devam mı edecekti bir gün bu yabancılık hissi çıkıp gelecek miydi tekrar bilmiyorum.bilemeyeceğim de belli ki çünkü bu saatten sonra ne bunlara kavuşma isteğim ne de takatim var.
kaz mezarcı...hamlet romanındaki gibi iki mezarcı istemiyorum, diyalog kurdukça mezarımın derinliğini hesaplayamazlar, ölümümü tartışırlarken saatler sürer bu dünyanın altına ulaşmam.

kazma kürek, bir iki kazma kürek
beş arşın kefen bezi
çamur içinde bir delik, bir tümsek
budur bekleyen bizi.

ayı sözlük itiraf

bir insanı gerçekten çok istediğinizde ona kavuşabiliyormuşsunuz... onu o kadar çok istedim ki imkansız gibi görünürken herşey imkanlı hale geldi. heteroseksüel bir insanı sevip kendinizi de ona sevdirmek hiç güç değilmiş. sevginin kucaklayıcı ve en iyi kalplisini taşıyorum şu an hayatımda. herşey bir kartpostal ile başladı... ve sana dair herşey fazlasıyla masum! kalbiniz neyi hakediyorsa onu yaşayın <3

bazı yollar yalnız yürünür

kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur.
umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.
hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur.
mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur.
kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur.
nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur.
insan hayatına olan saygısızlığı bir övünç madalyası gibi, gurur mekanizması gibi görenlerden uzak dur.
kelimeleri özenle seçmeyen, her cümlesi biat olan, her sözcüğü toz olandan uzak dur.
sesinin tonu kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur.
çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün.
destek yayınlarından çıkan bir (bkz: özgür bacaksız) kitabı

ayı sözlük itiraf

sanırım yalnızlığa alıştım... 2 yılı geçiyor...hani böyle sevdiğin olsun istiyorsun ama bir yanında istemiyor.sorumluluktan, kaybedişlerden , toplumdan , maddi manevi yükümlülükten bıkmışlık var.telefonu - sosyal medyayı terkedip - kendi çapında ördüğün ağın içinde aşağı yukarı gidip geliyorsun işte.mutlu ya da mutsuz diye ifade edemem ruhumu.nötr olmak bu ikisinden de beter anlaşılan.kendini alıp tartabileceğin teraziyi elinde dolaştırıyorsun sürekli.çünkü kendinden başkası yok..çünkü yalnızsın.dünya değişti, insanların istekleri ve yaşam şeklide bir hayli değişti.ayak uyduramıyorum.herşey batıyor , her hareket , her söz.tahammülün eridiğin de erimeye mi başlarsın? ben eriyorum galiba yanan bir mumdan bile daha hızlı şekilde.ölümümün sevdiğim kadının yanında gerçekleşmesini istemezdim zaten.kimseyi üzme , kaybediş duygusunu tattırma ve yalnız bırakma lüksüm yok.tüm yalnızlığı sırtıma aldım sevenler , yaşıyorum.gittiği yere kadar...

annelerin çocuklarına uyguladığı evlen baskısı

zaten insanlararası ilişkilerin berbat oluşu-kimselere güvenemeyiş-doğru dürüst insan bulamayış bu kadar çapak gibi göze batarken,üstüne üstlük sağdan soldan berbat ilişki duyumları alındığı halde,kendilerinin de yaptığı berbat ilişkilerin sonucunda çocuklarının psikolojik düzenini alt üst ettiklerini görmezden gelerek ve hatta olayı kişiselleştirmekten öteye çekip 'herkeste aynı olacak değil ya evladım' cümlesiyle teselli vermeye çalışarak gerçekleştirilen saçmalık ötesi eylem.herkes de aynı be anneler.aynı.evlensem ne olacak? sana giren-çıkan ne annecim? damatcığın olsa ne olacak? bırak gelinin olsun.hem sen değil miydin çocuklugumdan beri kız olsun çamurdan olsun diyen.tutarlı ol biraz yahu.

ayı sözlük itiraf

kimseyi sevememek bitik bir duygu değilmiş aslında.yalnızlık en erdemli yaşam biçimi...en sevdikleriniz en büyük hatalarınız olduğunda - sürekli kazıklar silsilesi altında kaldıysanız sadece allah'a dönüyorsunuz yüzünüzü ve tek mutluluk bu yolda.son iki haftadır çok mutluyum sözlük...entrylerinizden öpüyorum ^^

e-devlet’te soy bilgisi sorgulama uygulaması

bana mantıklı gelmeyen yanları var açıkçası çünkü tanıdığım bir arkadaş vardı.metres hayati yasayan.onun anne babasi evli degil diye devlet nufus cuzdani vermiyormus.hatta okula baslarken kuzeninin nufus cuzdaniyla okula kayit oldu.
dogum gununu bile bilmiyor.sonra nufus cuzdani hakki vermis devlet. onun icin de kemik rontgeni cekilmis yaş tayin etmek icin.sonra 01.01.1990 dogum tarihli nufus cuzdani vermisler.onun gibi bi suru insan vardir.x tanıdıgımın evlendigi kadin bile zamaninda evli baska erkekle birlikte olup ikiz dogurmus.hic evlenmemis. simdi de x kişi ile kendini yamayan yamayana.simdi torunlari var 3 - 5 yaslarinda.onun cocuklari acaba nasil kimlik aldi.yani demem o ki bu soy ağaclari neye gore cikarildi? hata vardir kesin.
ben soyuma sopuma ulaşamıyorum çökertmişsiniz la.
Henüz takip eden biri yok.