türban eşitlik, dekolte saygısızlıktır.

(bkz: ataerkil toplum)

hiç ceza almadan serbest kalacaklar ve sonra yine benzer bir işte müdür olacaklardır.

sakin ol ve o penisi yavaşça yere bırak! http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/sakin-o...

(bkz: istanbear uluslararası ayı festivalleri)

öncelikle seçilen mekanlar hiç uygun değil. sen kalk tüm dünyadan bir sürü ayıyı davet et sonra sıkış sıkış bir barın içine tık. açık alanda bir gece festivali düzenlense çok daha keyifli olur, yada kocaman bir mekan tutulabilir. illaki gay bar olması gerekmiyor.

tekne organizasyonunda tekne her festivalde 2-3 saat geç gelir. yani seni iskeleye saat 12 de dikerler, ayakta beklersin saatlerce. ha birde her zaman aynı senaryo, "çok kalabalık olduk, tuttuğumuz tekne küçüktü, bizi almazdı, o yüzden yeni tekne ayarlıyoruz." tabi tekneye bindikten sonra bence bu festivalin en eğlenceli kısmı geliyor. ciddi anlamda katılmak için ideal ve keyifli. hava güzelse denize girilir, mangal yapılır, karınlar doyurulur. müzik eşliğinde dans edilir, ayak üstü öpüşülür, sevişilir. dansçılarla desteklenen etkinlikte artık 30-40 tl ile aldığınız biletten bir içki içme hakkınız falan olur.

evvet şimdi gelelim hamam etkinliğine. en vahim faaliyetlerden biridir. vahim olan tabiki hamamda seks yapılıyor olması veya darkroom da milletin tuttuğunu sikmesi olayı değil. zaten hamama giden terler yani, hamama giden insan az çok orada neler yaşanacağını bilip buna hazır olarak gidiyordur. en azından bunlara hazır bir şekilde gitmelidir. "ben sadece yıkanıp çıkıcaktım" mantığı biraz fazla cahilce olur. en azından gider çıplak adamları ve sevişenleri keser, bir köşede oturur izlersin yada 31 çekersin. yada bi darkrooma girer sperm kokusunu burnunun derinliklerine kadar alır çıkarsın. vahim durum aslında yine hamamlara olan yoğun ilgi ve hamamların bu kalabalığı karşılayamıyor olması. saatlerce bir dolap boşalsa da soyunup girsem diye bekleyebilir, beklemekten yorulduysan bir çöp poşetine eşyalarını koyup, ağzını bağlayıp poşetin üzerine adını yazıp içeri dalarsın. dikkat çekilecek bir hususta hamamın havularının, içinin temizliği. gidenlere iyi eğlenceler diliyorum ve korunun diyorum. sizinle ilişkiye giren biri o gün sizden önce bir çok kişiyle seks yapmış olabilir. tur bindirenler oldukça çok. yerim yok diyenler için ideal.

bir etkinlik festival yapılıyor olması gayet de güzel ve desteklenmeli. bir yandan da 10-15 kişi bir araya gelip bir etkinlik düzenleniyorsa bunun için daha çok kafa yorulmalı ve daha güzel bir iş ortaya çıkarılmalı diye düşünüyorum.

bence bir twitter hesabı hiç fena olmaz. facebook sayfaları şu adreste. https://www.facebook.com/karsiacimag

konu aslında pornografi içeren siteler ile ilgili fakat "türk gay club" sitesi haber sitesidir, bu durum tüm lgbt oluşumlara yayılabilir. biliyoruz ki bu ülkede istenmiyoruz. bu durum " türkiye nereye gidiyor" sorusunu bir daha sorduruyor. sanıyorum hiç birimiz " ayı sözlük ün kapanması" veya " ayı sözlük ün kapatılması" nı istemeyiz.

birazdan çirkef bir yarışmacı katılacak ve stüdyoda soğuk rüzgarlar esecek, şaka mı gerçek mi sonunda göreceğiz.

29 ekimde yaşananları yazamamış, fotograflarını paylaşamamış, konuyu geçiştirmiş medyadır.

internetin olmaması.

ödül töreninde yaşananları yandaş medya nın çok fazla haber yapmadığı şampiyona. serena sharapova yı ezip geçmiştir.

hep aklımdan ve içimden vampir olmayı geçirdiğim bayram. türkiye de de kutlansın isterim.

sözlüğün emektarları, olmazsa olmazlarıdır.

bir boz ayı olmadığı gibi bir kutup ayısı asla olamaz. konu dark bear olursa hepsini cebinden çıkarır tabi o ayrı.

ayıların kilolarını korumalamarı için icat edimiş olması muhtemel yiyecek.

en çokta, heteroyum diye dolaşan "full a" ların dikkatini çekecektir. bıyık burma işlemi de gerçekleşebilir.

sıklıkla nefret söylemlerinde bulunan, insanları ötekileştirmeyi seven, bayram tatilini yıllar önce atatük ün yaptırmış olduğu bir köşkte geçiren türkiye cumhuriyeti padişahı.

homofobik olmadıktan sonra bizimle olması keyif verir. çorbadan ziyade herşeyimizi paylaşırız.

musluktan kıça değilde sırta fışkıran su.

eleştirilere gayet açığım, dark bear başlığını açıp okuyabilirsiniz, ailemden eşime işime kadar asılsız suçlamaların bulunduğu entryleriyle beni rahatsız edebileceğini düşünenler oldu zamanında, entryler hala duruyor. kimseyi memnun etme zorunluluğum da yok, sürekli hatalı entry giriyorsan ben seni uyarmak zorundayım, entrylerinden smile ifade silmeyle sürekli mesai harcayamam, kuraldır yapmayacaksın. başlıklarda entrylere entry ile cevap veremezsin bu da kurallarda yazar, uyarmak zorundayım, zamanımı senin entrylerini silmeye harcayamam. uyarılara rağmen hala da yapıyorsan uçurulursun, bu kadar net ve basit.

edit: bir de keşke açtığınız başlıkların arkasında durabilseniz, silmeseniz. bak entryleri ben değil kendiniz siliyorsunuz!

içselleştirilmiş homofobileri içinde boğulan tiplerdir. "bir zamanlar bende de vardı artık kurtuldum" deseler de aslında kurtulamamışlardır. o nefret ve korku sık sık ortaya çıkıverir. yazdıklarında da bunu hemen görür hissedersiniz, kurdukları cümlelerde de.