bir zamanların saç-sakal trendini belirlemiş diziydi. hemen her sokakta yeni yetme delikanlıların baygın bakışları, kirli sakallı suratları ve ona eşlik eden inek yalamış bol jöleli saçları ile karşılaşmak olasıydı.
ne kadar kötü bir tesadüf olur bilemem ama bir zamanlar beraber olduğum adamla ayrıldıktan 4-5 ay sonra hayatıma giren adamın bir öncekinin kardeşi olduğunu öğrenmiştim. ama her ikisinin de bundan haberi yoktu.
fatih terimin saçma sapan oyun anlayışı maç boyunca saç baş yoldurdu bize.galatasaray bu kadar korkak bir oyun oynamamalıydı. yine de herşeye rağmen şampiyonuz .teşekkürler galatasarayım
şu ana kadar rumuzunu naringerdan şeklinde okuduğum, bildiğim ve sol taraftaki başlıklara baktığımda gerçek rumuzunun farklı olduğunu gördüğüm sözlük yazarı.(bayağı bir zamandır bu sözlükteyim oysa. )
üniversite yıllarında çok sık dinlediğim şimdilerde ise arasıra dinlediğim kardeşler.
''geldik şu aleme bir dost bulmaya
özünü meydana seresin güzel
derman arar iken yabanda elde
bir de bana meyman olasın hele''
geride bıraktığım günde birbiriyle alakasız 3 filmle gerçekleştirdiğim eylem.
ilk seans: dedemin insanları
2.seans: sherlock holmes-gölge oyunları
son seans:hugo
türkan şoray'ın canlandırdığı karakterlerden biri idi. cevval bir karadeniz kızını canlandırıyordu. ve ne zaman bu ismi duysam aklıma o filmden bir replik gelir (güllü'nün namusu temzilenmiş midir,temzilenmemiş midir?)
beğendiğim tipteki bir erkeğin koltuk altını görmek acayip tahrik eder beni.( nasıl bir zevk olduğunu kendim de anlamamış olmakla beraber seviyorum işte)
yıllara dayanan birlikteliğimiz nihayet bitmiştir kendisiyle. uzunca bir zamandır mücadelesindeydim. çoğu kez geri dönecek oldum kendisine ama önce kendime sonra da sevdiklerime verdiğim söz frenledi beni. sigara uzatıldığında da ''kullanmıyorum'' diye yanıtlamak da bambaşka bir haz sebebiymiş.
olmaması için bir sebep yoktur. bu neden yadırganır anlamıyorum? dikkatinizi çekerim ki;burası lgbt sözlüğüdür ve gaylar kadar biseksüeller de, transseksüeller de,lezbiyenler de bu oluşum içinde yer alabilir. siz isteseniz de istemeseniz de!
1954 yılında ankarada doğan sanatçı, istanbul devlet konservatuarı klasik türk sanat müziği bölümünden mezun oldu. enstrüman ustası olan oğur, ud, tanbur, bağlama, cümbüş ve keman gibi geleneksel çalgıları başarıyla çalmaktadır. doğu anadolunun folk müziği ve aşık veysel gibi ozanların şarkılarıyla büyüyen sanatçı, 1960larda jimi hendrixi dinledi ve bu, yeni bir müzikal deneyimin başlangıcı oldu. perdesiz elektrikli gitarın pasajları üzerinde kayma ve çeyrek tonların çalınmasına olanak tanıdı.
müzik hayatına 1980 yılında çeşitli sanatçılara eşlik ederek başladı ve ilk albümü "fretless"i 1994 yılında almanyada çıkardı.
türkiyenin en özgün müzisyenlerinden birisi olan oğur, içlerinde perdesiz gitarın da bulunduğu birçok gitar ve telli çalgıları kendisi, kendi amaçları doğrultusunda üreten büyük sanatçılardan birisidir. sanatçı, müziğe yalnız türkiyede değil dünya çapında da farklı zevkler ve tınılar getirdi.
anadolu ezgilerindeki hümanizmi, sufice bilgeliği, erdem arayışını yansıtan albümler yapan başarılı sanatçı, türkiye dışında bir çok festivallere katıldı ve bir çok değerli cazcılarla sahneye çıkıp kayıtlar gerçekleştirdi. türk folk müziğinden yola çıkarak bu müziğe büyük katkılar sağladı.
kaynak: kimkimdir.gen.tr en dokunan en acıtan eseri yarim senden ayrılalı dır.
bir de sevgilimi özleyince dinlediğim eser tutam yar elinden
tutam yâr elinden tutam
çıkam dağlara dağlara
olam bir yaralı bülbül
inem bağlara bağlara
ağam hey, paşam hey eyvah eyyy
emrah eder bu günümdür
arşa çıkan tütünümdür
yâra gidecek günümdür
düşem yollara yollara
ağam hey, paşam hey eyvah eyyy
sözüyle dinlemek isteyenlere
güler duman-tutam yar elinden
yazan: çünkü kadınım okunan: çüklü kadınım bayan bir arkadaşın facebookta paylaşılan bir fotografa yapmış olduğu yorum. hemen aklıma psk geliverdi.kendi kendime ''arkadaşın içine psk kaçmış olabilir mi?'' diye sordum o an.
yaz başıydı gittiğinde. bir aşkın ilk günleriydi daha. aşk mıydı,
değil miydi? bunu o günler kim bilebilirdi? "eylülde aynı yerde ve
aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. altına saat: 16.00
diye yazmıştın, ve saat 16.04tü onu bulduğumda.
daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
takvim tutmazlığını
aramızda bir düşman gibi duran
zamanı
daha o gün anlamalıydım
benim sana erken
senin bana geç kaldığını
hep yan gelip yattığı sanılan,3 ay tatili olduğu efsanesine inanılan, üniversite mezunları arasında en düşük maaşı alan, yönetmelikler arasında sıkışıp kalan, yapmakla yükümlü olduğu angarya işlerden fırsat bulursa dersini işleyebilen,sürekli değişen eğitim programlarından dolayı ne yapacağını şaşıran ama yine de yılmayan, 10 ay boyunca yırtınıp çalışan ve 1 harf dahi öğrettiğinde çocuk gibi sevinen ama tüm bu çabası çalışması sadece 10 dakikada teftiş edilip not verilen insanların günü. bir tek 24 kasımda hatırlanmaktadır kendileri.
öğretmenim kutlu olsun günün.
sıkılgan insanın iki cümle sonra muhabbeti kesmek istemesi ama bu isteğine rağmen kibarlıktan olsa gerek bunu dile getiremediği için başvurduğu yoldur.ki kendim öyleyim ne yazık ki
olmaması için bir sebep yoktur. bu neden yadırganır anlamıyorum? dikkatinizi çekerim ki;burası lgbt sözlüğüdür ve gaylar kadar biseksüeller de, transseksüeller de,lezbiyenler de bu oluşum içinde yer alabilir. siz isteseniz de istemeseniz de!