benim için tek kişilik koltuktur. bazen birileri gelip yanıma oturmaya çalışır ama metrobüsün sarsılmasıyla kenardan usulca kayarlar ben de yolculuğuma rahatça devam ederim.
beirut'un lon gisland ep'inden bir parça. dinlemeye doyamıyorum. şarkının bazı kısımları için sözlerine bakmam gerekti dinlerken anlamak zor. öyle bir söylüyor ki kopup gidiyorsun.
klibi ;
sözleri ;
if i was young, i'd flee this town
i'd bury my dreams underground
as did i, we drink to die, we drink tonight
far from home, elephant gun
let's take them down one by one
we'll lay it down, it's not been found, it's not around
let the seasons begin - it rolls right on
let the seasons begin - take the big king down
let the seasons begin - it rolls right on
let the seasons begin - take the big king down
and it rips through the silence of our camp at night
and it rips through the night
and it rips through the silence of our camp at night
and it rips through the silence, all that is left is all that i hide
ilişkiyi yatak dışında da görebilenlerin düşünebileceği bir ''model''. ilişkide eğer iki tarafta bunun sağlıklı olacağına karar vermişlerse zaten başkasına laf düşmez. herkes tek ilişkiyi yaşamak zorunda değil. sevgi, aşk bunlar bir anlık zevkin ötesinde olan şeylerdir. bir kişiyi seversin ama başka insanlarında sana çekici geldiğini inkar edemezsin. sana çekici gelen kişilerden kendini soyutlayıp buna sadakat dersen kendini kandırmış olursun. sadakat yatakla ölçülebilecek bir şey değil. sadakat, ihtiyacı olduğunda onun yanında olabilme, gerekirse onun için fedakarlık yapabilme, kimle olursan ol, yatağa başını koyduğunda onu düşünebilmektir birini sikmek veya birinin seni sikmesi bunu etkilemez, etkilememeli. birbirini seven kişiler zaten gecelik bir ilişki ile sevgilerini veya sevdiklerini kaybedeceklerini düşünmezler. yıllarını alan ilişkilerde farklı kişilerle seks yapabilme olayı olması inanılmaz normaldir. bu şekilde yaşayan çiftleri kötü şekilde eleştirmek benim gözümde gerçek sevgiyi, aşkı tadamamış insanların yapacağı iş olarak gözüküyor. herkes kendi ilişkisini yaşar. tabi ki uzun yıllar birlikte olup hala tek eşli kalabilenler vardır ama çoğunluk göz önüne alındığında sonuç ortada
2007 yapımı tim burton filmidir. konusu ; viktorya ingilteresinde geçiyor. benjamin adlı berber ana karakterimiz, lucy adındaki inanılmaz güzellikte bir kadınla evleniyor. yargıç turpin bu kadına aşıktır ve ona sahip olabilmek içinde benjamini işlemediği bir suçtan yargılayarak sürgün edilmesini sağlar. yıllar sonra benjamin geri döner ve sweeney todd ismini alarak intikam aramaktadır.
imdb; http://www.imdb.com/title/tt0408236/?ref...
corpse bride filminde geçen, her dinlediğimde gözlerimi yaşartan duygu yüklü sahne/şarkı.
sözleri ;
what does that whispy little brat have that you don't have double
she can't hold a candle to the beauty of your smile
how about a pulse
overrated by a mile
overbearing
overblown
if he only knew the you that we know
corpse bride
sigh
and that silly little creature isn't wearing his ring
and she doesn't play piano
or dance
or sing
no she doesn't compare
but she still breathes air
who cares
unimportant
overrated
overblown
if only he could see
how special you can be
if he only knew the you that we know
if i touch a burning candle i can feel the pain
if you cut me with a knife it's still the same
and i know her heart is beating
and i know that i am dead
yet the pain here that i feel
try and tell me it's not real
for it seems that i still have a tear to shed
the sure redeeming feature
from that little creature
is that she's alive
overrated
overblown
everybody know that's just a temporary state
which is cured very quickly when we meet our fate
who cares
unimportant
overrated
overblown
if only he could see
how special you can be
if he only knew the you that we know
if i touch a burning candle i can feel no pain
in the ice or in the wun it's all the same
yet i feel my heart is acheing
though it doesn't beat it's breaking
and the pain here that i feel
try and tell me it's not real
for it seems that i still have a tear to shed.
türkçesi (bkz: ölü gelin) (bkz: tim burton)'un 2005'te yaptığı (bkz: stop motion) filmi. yaşayanların ölülerden daha ölü olduğu, aldatılıp öldürülen bir kadın ve görücü usulü ile tanıştırıldığı halde birbirlerine aşık olan çiftin başından geçen fantastik, duygusal, düşündürücü film.
imdb; http://www.imdb.com/title/tt0121164/ filmin en sevdiğim iki şarkısı ve sahnesi ;
(bkz: tears to shed)
piano duet
şişkolara benden bir artı bir favori garantisi, ilk fotoğrafa özel nickaltı yorum, beşinci günün şafağına kadar günaydın mesajı, paylaşımı takip eden ilk cumaya özel hayırlı cumalar mesajı.
rahatlıktan çok kendiyle barışık olan çevreden korkmayan tiptir. iki günlük dünyada çalıştığı yerden kovulmasını sağlayacak şey çıplak fotolarıysa orada çalışmamak belkide daha iyidir. aile konusu ise bambaşka o konu yüzünden gizleyen varsa hakkı vardır. kimi aileler ters konuştu diye çocuğunu öldürebiliyorken. yapanlar şanslı insanlar
böyle bir konunun var olması üzücü. ''ben seçilmem seçerim diyen ayı '' değilde neden ''110 kilo'' diye bastırma gereği duyulmuş anlamadım. konu bu sözü söylemekten çok kilolu kişileri rencide edici bir konu olmuş. sadece fit, kaslı, ya da zayıf insanların mı böyle bir hakkı var anlamadım. isteyen istediği şekilde düşünmekte özgür, bunun sonucuna zaten kendileri katlanır.
rahatlıktan çok kendiyle barışık olan çevreden korkmayan tiptir. iki günlük dünyada çalıştığı yerden kovulmasını sağlayacak şey çıplak fotolarıysa orada çalışmamak belkide daha iyidir. aile konusu ise bambaşka o konu yüzünden gizleyen varsa hakkı vardır. kimi aileler ters konuştu diye çocuğunu öldürebiliyorken. yapanlar şanslı insanlar
feminen gayi çekici bulmayıp onun dışında kırıcı ya da benzeri hareketlerde bulunmuyorsa normal insandır. benzeri hareketlerde bulunuyorsa insan değildir.
herkes o kadar ahlakın peşine düşmüşki kendi düşüncülerinin best olduğuna inanıyor. herkes herkesin hayatına o kadar karışmaya meyilli ki sonra kendi hakları için ortaya çıkmaya çalışıyorlar. senin başkaları için tanıdığın bir hak yokki kendine arayasın. son noktayı aigai koymuş gibi. bana kalırsa ahlak bekçiliği yapan herkes utanması gerekir dediklerinden. kimse dediğiniz o aşağılamaları böyle bir konu için hak etmiyor. kimse kimsenin ne yaşadığını ne zorluklarla karşılaştığını bilemez. ve buna rağmen toplumun bize yaşattığı o ön yargı, o nefreti böyle bir konu için kendi içimizde yaşatıyorsunuz.