"başbakan vajina bekçiliğini bıraksın" diyen kadın milletvekiline cevap olarak "kürtaj meselesi siz aylin nazlı öyle bir söz sarf ettiniz ki, benim yüzüm kıpkırmızı oldum. ben o zaman mahcup oldum. asıl o zaman utandım, asıl o zaman yerin dibine geçtim. bir evli bir bayan milletvekili, bir çocuğu olan milletvekili kendisiyle ilgili organını nasıl böyle açıkça konuşabilir, nasıl bundan yüzü kızarmaz, benim o zaman yüzüm kızardı, o zaman mahçup oldum"
psikolojik bir tavır olduğu kanısındayım. *nizam ve sistematik takıntıları veya tutumları olan, ev, iş ve bilumum yerlerde düzenden hoşlanan kişilerin istemsiz davranış şekli olduğunu düşünüyorum.
annem öğretmenler gününde, babam kadir gecesi, kız kardeşim de yılbaşında doğmuş. ben hep sıradan bir günde doğduğumu düşünüp üzülürdüm.
sonra birazcık araştırdım ve öğrendiğim şey, ünlü biriyle aynı doğum gününü paylaşmaktan ziyade benim doğum günümde (bkz: 4 ağustos ) birinci dünya savaşı başlamış ya lan. meğer doğum günümün bizimkilerin hepsinden daha fiyakalı bir önemi varmış.
sözleri roger waters'a air syd barrett'e ithafen yazılmış pink floyd şarkısıdır.
ekip şarkıyı kayıt için stüdyoda hazırlanırken uyuşturucudan, depresyondan belki de hayatın yorgunluğundan dibe vuran syd'de oraya gelir. fakat grup da dahil herkes syd'i stüdyo elemalarından/fanlardan biri zanneder. syd david'in yanına gelip şarkı için teşekkür ettiğinde herkes anlar ki o pink floyd'un efsanedir. o kadar sarsılırlar ki fiziksel görüntüsü karşısnda, david gilmour ağlar.
her dinlediğimde tüylerim ürperir. babamın en sevdiği pink floyd şarkısıdır.
italya'da bir japon turistin tatilde çektiği fotoğraflarını tab ettirdiği 10 dakika içerisinde, farklı bir coğrafyada, bosna-hersek'te bir hayat mahvoluyor ve çok büyük bir vahşet yaşanıyor. sadece 10 dakikada..
fatiha suresinin anlamı "ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir."
ihlas suresinin ise "de ki: o allah birdir, büyüklük onda nihayet bulmuştur, daim ve bakidir, her şeyden müstağni ve her dileğin merci'dir. doğmamış, doğurmamıştır. hiç bir eşi ve benzeri yoktur"
kabristana gidildiğinde ölen yakınlarımıza bunları okuruz / okurduk. gel gör ki ölen adamla hiçbir ilgisi yok bu duaların. yani "tanrım onun günahlarını bağışla, kıyamete kadar azap yaşatma, kabir azabı çektirme" desek ya da duanın içeriği böyle olsa ya da içeriği böyle olan bir dua olsa, onu okusak ellerimizi yüzümüze sürüp amin desek, daha mantıklı değil midir? bu surelerin sadece bana faydası var (eğer varsa tabi) tamamen bencilce (eğer işe yarıyorsa tabi). hatta bana yararı bile yok, sadece tanrıyı pohpohluyorum birsin teksin eşin benzerin yok vsvs (gerçi pohpohlamak da işe yarar ama)
velhasılı kelam sevmiyorum arapça dua etmeyi, yıllarca anlamını bilmeden ölünün arkasından "dünya düzdür, güneş dünyanın etrafından döner" diye ağlayarak dua ettiren bu dili / dini.
tarafsız kalınamayacak bir konu. hep susmaya çalıştım ama içimden geçenleri susturamıyorum açıkçası. hümanist olduğuma inanırım ve kötü olan halk değil haklı yöneten insanlardır diye düşünürüm ancak burda açlık grevinde olan insanların amaçlarını, emellerini, ne uğruna greve girdiklerini ve geçmişte yaşattıklarını göz önüne alınca özür dilerim ama umrumda olmuyor grevleri. zaten amaçları doğrultusunda demokratik hakları olduğunu düşündükleri şeyleri, temsilcilerini seçerek duyuruyorlar. toplumsal duyarlılık isteyen halka ve bu grev topluluğuna saygı duymuyorum. barış isteyip hala daha doğuda çocukları örgütleyip sokağa bırakan bu terörist topluluğunun önce savaş durumunu ortadan kaldırması gerekmez miydi? o insanların dağda askerler tarafından değil de cezaevlerinde açlık grevinden ölmeleri daha mı normal? öyle veya böyle nüfuslarının azalması gerekiyor. umarım başladıkları işi yarım bırakmazlar.
iyi güzel hoş da evcil hayvanların mal kapsamına girmesi başlı başına bir tehdit unsuru değil mi zaten. türkiye'de hayvan haklarına dair ayrı bir yasa yok. olmadığı için de bir hayvanı katledenler kabahatlar kanunu'na tabi tutuluyor ve eylem de 'suç' kapsamında yargılanmıyor.
kısaca "yeni yasaya göre bir köpek, komşunun bahçesine girip bitkilere ya da insanlara zarar verdiğinde bahçe sahibi hayvanı öldürme hakkına sahip oldu" bile.