listede ayran ve şalgamın fiyatını göremedim ama olsun adeta gün sayıyorum zirvede yakaladığım herkesi muahhhh bu arada umarım % 20 lik indirim şalgamda geçerlidir
an itibariyle bulunduğum şehir, hayatımda hiçbişehirden ilk görüşte bu kadar etkilenmedim, hiçbir şehre ilk bakışta böyle aşık olmadım , buna istanbul dahil , istanbulda insana sultan ahmet hoşgeldin derken burda yunan tanrıları , titanlar hoşgeldin diyor adeta , insanlarını zaten seviyordum, biride ev arkadaşım olmuştu, ama bu mükemmel manzaranın en hoş görüntüsü insanları, inanılmaz sıcakkanlı ve sevecenler, hele bana yüzümdeki lekeyi sorup geçmiş olsun diyen şoför vardı ki yenilesi, vesselam izmir gözbebeğidir bilader simite gevrek çekirdeğe de çiğdem bundan sonra veeeee tam şuanda dolmuşta yanımda oturan bayan tahinli ekmek verdi lannn yerim ben bunlarıı ya
akıllarda kalan, yıllar geçse bile unutulmayan reklamları eğlenceli kılan yaratıcı sloganları toplayalım bakalım, ilk iki örnek benden olsun
adanada dini yayınlar yapan bir radyo kanalının şehrin en işlek caddesindeki bir billboardda kullandığı slogan
- barış fm, şehrin en az dinlenen radyosu
yine adanada bir reklam şirketinin billboardlarda kullandığı slogan;
-bizi arayın sizi adana'ya reklam edelim
adanada yaptığı eğlencelı tanıtımlarla ünlü bir kafenin adı kendisi duygu kafe cıvarındadır..bırgun onunden gecerken `her pazartesı metallıca, cafe ora da sızlerle` yazılı bır afısı cıddı cıddı astıklarını gordum kı yarıldım
en buyuk gunah mutsuz olmaktır, tatmın olmamakla mutsuz olmayı karıstırıp, kendımıze sahte bahanelerle mutsuzluklar uretıyoruz, mutlu olanlarla da dalga gecıp begenmıyoruz oysa mutlu olmak bır secımdır ya mutlu olmayı secersın ya da mutsuz olmayı (lan bunu soylerken aklıma ıkıncı yazarlar zırvesındekı arascan donmez geldı gene guldum, mutlu musun sorusuna evet dıyınce, senın sevgılın var ondan demıstı komık olan sevgılım yok ama eleman sormuyor bıle )
uykunun en derin, en ağır olacağı saatlerde tam da uyudum derken bir anda ışıkları yakan, gür bir sesle, ya da bir bant kaydıyla 'değerli yolculularımız, firmamız yarım saatlik yemek ve ihtiyaç molası vermiştir, lütfen değerli eşyalarınızı yanınıza alınız' diye car car bağıran firmadır, zavallı yolcular kan çanağı gözlerle uyanır dışarı çıkar bir sigara içer ya da belli belirsiz bir çay içer, bu anlayışsızlık hitlerden geri kalmaz, sizde 'bu saatte dinlenilir mi diye küfürle karışık söylenirken' 'dünyayı kurtaracak akla sahibim' modundasınızdır
adana bolgesınde bır cıcege verılen ısım, cıcek koparılıp el uzerıne vuruldugunda canaklarından polenlerını ele bırakır, adanalılar da bunu peygamberımızın kustugu yerden bıten cıcek olarak yorumlar, hatta cıcegı koklayınca salavat getırenler vardır, cıcegın adı kuskus olmasına ragmen adana agzıyla gusgus olur
alain de botton gibi bir üstadın harika kalemiyle ateizm savunucularının eksiklerini yazdığı şahane, muhakkak okunası bir kitap
izlediği birkaç haberle ahkam kesen, tarih bilgisi, sosyoloji ve toplumsal psikolojiden bihaber insanların, kendilerini bir halt sanıp inananlara ve dine (ülkemizde islama) hakaret ederek, kendilerini üstün görmesinden mütevellit okuması gereken bir kitap, kendi haklılıklarını başkalarını aşağılayarak göstermeye çalışırlar ki allah muhafaza, materyal ve bilgi birikimi kadar hatta ondan daha fazla duyguyla alakalı olan inanmayı marks'ın iki sözüyle alaya alan, fikirle değil sloganlarla savunma yapan (tanrı öldü, islam böyle bir din, din çok saçma) güruhun sürekli yaraları kaşıyanlara, insanları hiddete sürükleyince, 'işte bak müslümanlar böyle' diyip geri çekilenlere yahudilerin 'sen kapını kilitle, komşunu hırsız etme' ,ya da bizdeki 'müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz' sözüyle cevap veriyorum, bu güruhun şöyle de bir özelliği vardır
-2 temmuzlarda madımak üzerinden tüm sünnilere saldırırlar, tebrizde yakılan 5000(yazıyla beş bin) yakılan, kazanlara atılan sünnileri görmezler, ha bire yavuza saldırırlar
-29 ekimlerde 23 nisanlarda kemalizm üzerinden kelime anlamı islam hukuku olan şeriata saldırırlar ki zamanında diğer dinlerden insanlar bile özellikle miras hükümlerinde şeriata başvurmuşlardır,
-iki laflarından biri atatürktür, islami her olguyu ve olayı kemalizme ters görürler, tecrübeyle sabittir bunların çoğu atatürk'ün ilkelerini bilmez
-dan brown okuyup, maeva bichy okuyup kültürlüyüm entelim havasına girerler, halide edipten, hüseyin rahmiden, atilla ilhandan, muzaffer izgüden ve daha nicelerinden bihaber olup kendi toplumlarını analiz etmezler, ortalıkta ye, dua et, sev diye dolaşırlar, bari bi rus edebiyatına fransız edebiyatına el at muhterem
-supernatural, prison break, heroes, lostlarla megakültür yapıp, kendi sanatçılarına değer vermezler, kendi tiyatrolarının tarihini bilmezler
-muhafazakar kesime badem bıyıklı, yobaz, gerici diye hakaret edip kendine birşey söylendiğinde hemen çığırtkanlığa başlayanlara, yine bir yahudi atasözüyle cevap veriyorum 'istediğini söyleyen, istemediğini işitir'
kısacası bu kitabı okuyun işte, sonra 'erkekler marstan kadınlar venüsten' kitabınıza devam edersiniz
geç kalınmış olsa da başlanmış olmasıyla harika olmuş uygulama. islam temelinde camiileri zaten sadece ibadet yeri olarak görmez, oralarda sohbet edilmesini ve toplanılmasını da destekler; ama türklerin sert askeri disiplin anlayışları dinlerinde de kendini çok net gösterir. camilerde konuşulmaz hatta ibadet esnasında 2 defadan fazla (3 te olabilir emin değilim) hareket edilmez, bununla birlikte bu uygulama sayesinde;
-betonların arasında komşularını tanımadan geçirilen çocukluklar yerlerini camide başlamış kaynaşmış, arkadaşlıklara bırakır.
-islamın öğrenilmesini sağlar, ki islamı bilmek için müslüman olmaya gerek yoktur. bilgi herkesin ufkunu ve düşünce alanını genişletir.
-neredeyse okuma yazmadan önce sanal iletişimle tanışan çocuklar gerçek arkadaşlıklar edinir, gerçek duyguları tadar.
-spor takım ruhunu, aidiyet duygusunu arttırır; hırs, azim, kazanma, pes etmeme ve birçok güzel duyguyu kazandırır.
-camiler sadece yaşlıların gittiği yerler olmaktan çıkar, çocukların ilgi duyduğu yerler haline gelir, toplumsallaşmayı arttırır ve bireyin yalnızlığını azaltır.
....
daha onlarca nedenden dolayı diyanet işlerine sonsuz teşekkürler. benim için dini olmaktan daha çok siyasal olan diyanet işlerinin biraz da toplumsallaşması adına çok iyi olmuştur. şimdiki çocuklar çok şanslı.
'bugün yine islam'a laf attım canım yine çok kültürlüyüm' cüleri de galeyana getiren darbedir, sadece akşamları izlediği tv haberleriyle nerdeyse kendinde 'islam ve demokrasi' başlıklı konferansa konuşmacı olarak katılacak cüreti bulan insanların, zamanının medinetüs-selam -barış şehri- bugünkü bağdat, şam, isfahan, hadi onlara yetişemedin harran bölgesinin tarihine bakması ve öğrenmesi gerekir, kendinizi kültürlü zannedip laf attığınız islam ortaçağda helenistik dönemin bilgi ve felsefesinin lokomotifliğini yapmış ve günümüze ulaşmasını sağlamıştır, yunanca ve latinceden yüzlerce felsefe, matematik ve daha nice eserler arapçaya çevrilmiş ve muhafaza edilmiştir, islam dininin hüküm sürdüğü birçok bölgede musevilik ve hristiyanlık şöyle dursun yezidilik ve güneşe tapınma gibi inançlar bile ayakta kalmıştır, demek ki neymiş canısı bir akşam haberi izledin diye kendini ordinaryus sanmayacakmışsın bir tarih okuyacakmışsın ve islamla demokrasinin nasıl yanyana ayakta kaldığını görecekmişsin
gelelim mısır darbesine,darbeyi yapan islam değil, müslümanlardır, her zamanki gibi dinin veya inançların siyasallaştığı yerde özden uzaklaşılır ve çıkara dayalı olaylar gelişir, çoğunluğun müslüman olduğu yerde yapılan ya da herhangi bir müslümanın yaptığı hata veya antidemokratik bir olay islam'a mal edilemez, islamın özü bu değildir
bölgedeki sorunlar islamla alakalı değil osmanlı yıkılmasından sonra yapılan siyasal hatalar ile ilgilidir, nitekim bölgeye bir yahudi devleti kurulmuş ve bunun için kan dökülmüştür, kültürel anlamda daha önce olmayan ve yanlış sınırlandırılan ırak diye bir ülke kurulmuştur ki, hala kan dökülmektedir, suriye olması gereken suriye değil tarihsel süreçten koparılmış bir suriyedir, bölgedeki olaylar veya darbeler, günlük veya haftalık bir olay değildir, tarihi sürecin getirdikleridir, ahkam kesmeden önce tarihe bakılması gerekir, hele hele bir din veya bir dinin mensupları bir darbeyle veya sadece tek bir olayla töhmet altında bırakılmamalıdır
ısrarla dayağını yemek istediğim yazar. bu adamlar ne kadar sempatik ne kadar güzel ya? nasıl kızıyorlar anlamıyorum. max blumcum lütfen bi ara ahmetonskiyle dalın bana...
pride a gelmeden önce kendisiyle ilk defa ikili ilişkiye gireceğim için, tokalaşsam çok mu resmi olur, öpsem çok mu yılışık olur, sarılsam çok mu itici olur diye düşünürken beni görür görmez harika karşılayan yanında kendimi çok rahat hissettiğim adam olur kendisi. bayrağı elime verip üsküdara git gel dese gider gelirdim o kadar rahat hissettiriyor insanı yanında. nice nice pridelara beraber inşallah!
rıdvan dilmen olsam 'bu adama dikkat edin' derdim, ama rıdvan dilmen değilim. o yüzden 'bu adama dikkat edin' diyorum. demek ki neymiş 'bu adama dikkat edin ' demenin rıdvan dilmenle bir alakası yokmuş. arth bey sohbetin ve yoldaşlığın harikaydı, bir daha yağmur yağarsa bir daha beraber ıslanalım, bir dahakine inşallah kafanı koltuk altıma alıp öyle gezerek sevmek istiyorum seni...
sözlükten katılmak isteyenler mesajla bana ulaşabilirler.
felsefeye meraklı olmak ve bu konuda söylenecek sözü olmak yeterli. grupta sözlükten ve sözlük dışından bireyler yer almaktadır. ayı sözlük ü temsil etmek gibi bir nosyonu yoktur.
genel gözlemime göre kadınlar daha homofobiktir, hetero erkekler konuyu kapatmaya çalışırken, hetero kadınlar bakışlarıyla bile rahatsız eder patavatsız patavatsız konuşur
her zamanki gibi youtubeta bir liste açmış dinlerken, bir yandan da bilgisayar laboratuarında ödev hazırlarken şu şarkısındaki vazgeçince yenildik, yenildik sonsuza kadar, atıldık lan, ihraç edildik, adalet mi lan bu kısmında beni gözyaşlarına boğan elemandır
ereksiyon durumu göze alındığında olamaz olmamalı dedirten durum, büyük ihtimalle daha uzun erekte olmak isteyen kahramanımız ilaç kullanacak nalları dikecek, sonra da içlerinden biri erkek fahişelerin dramı diye ayşe arman'a röportaj verecek ne ayşe arman'ı yoralım bence ne de erkekleri, içeriye daha fazla adam sokacağımıza içerdekileri çıkarmaya bakalım
tam hoca ödev vermeyi unuttu diyip çıkacakken en gereksiz tipin söylediği söz, sınıfın nefretini bi anda üzerine toplar zibidiler tarafından hemen tehdit edilir, sindirilmeye çalışılır ama ısrarla daha yüksek sesle sorar, o arkadaşlar şimdi nerde ne meslekle meşgul hakikaten merak ediyorum
homoseksüellere hakaret edince daha erkek olmuyorsunuz
sanatla ilgilenmek seni gay yapmaz tıpkı kadınlarla ilgilenmenin seni adam yapmadığı gibi
kadınlara hakaret etme onların yerine karar verme onların da beyni var kabullen
bir kızın mini etek giymesi ona laf atabileceğin anlamına gelmiyor açıkça davet edilmedikçe kimseyi sexe zorlama
daha az sinirlen gülen erkek en iyisidir
doğayı sev
yeşili koru
ayıyı öp
sonra hrant,
hiçbişey olmadı,
gazeteler senden daha çok bahsetti,
adına bikaç şiir şarkı köşe yazısı yazıldı falan,
hepimiz ermeni olduk bir süre,
agos meşhur oldu,
rakel çok güzel konuştu,
delik ayakkabın olay oldu,
sonradan kimin rüyasına girdin bilmem,
kim senin için ağladı, bi daha kimin aklına düştün de uzaklara daldı bilmem,
susmadık ama susmadılar,
bangır bangır bağırdılar bizimkiler,
görsen ne kalabalıktık,
oralar nasıl bilmem ama,
buralarda barışla hrant aynı oldu,
biz sana hoşçakal dedik,
bakalım sen bize ne zaman hoşgeldin diyeceksin,
ben daha buralardayım,
aklında bulunsun hrant,
sende burdasın,
em hemu hrantin,
efendim öncelikle zirveyi düzenleyen dark bear'a çok tesekkür ederim, kendini ilk defa görme şansım oldu tam beklediğim gibi çok şirin çok şeker bir adam bu aralar kötü zamanlar geçirdiğini söyledi umarım hayatın sihri onunla olur, bu zamanlardan çok daha güçlü çıkar ama tavsiyem yaşam koçuna ihtiyaç duyarsa arascan dönmez'le çalışmaması. arascan dönmez demişken arkadaşımın hadi çıkalım ısrarı yüzünden maalesef sadece onun konuşmasını dinleyebildim orda söylemek istediğim çok şey vardı onun hakkında ama orda herkesi sıkardı buraya yazim bari;
1)konuşmasına ben makedonum diyerek başladı ki kafadan ben sizden farklıyım mesajı gönderdi, gittiğim hiçbir konferansta konuşmacının hiçbir gereği yokken etnik kökeninin açıkladığına şahit olmadım ki bu açıklaması konuşmasının devamıyla çelişiyor.
2)aramızda kimler mutlu sorusuna kız arkadaşımla el kaldırınca 'siz çiftsiniz ondandır' diyip önyargının kralını gösterdi, birincisi arascım ben gayim ve o benim ilkokul arkadaşım ikincisi hadi çiftsiniz dedin sonrasın kendinden emin şekilde kafayı çevirmek de neyin nesi bi sor bakayım çift miyiz değil miyiz, büyük saygısızlık dinleyiciye, heleki çiftsiniz ondandır tek olsanız mutlu olmazdınız iması şahane
3)konuşması sırasında kendimi cinsiyetsiz kimliksiz ve siyasetsiz olarak görüyorum dedi, madem kimliksizsin konuşmaya ben makedonum diye başlamak da neyin nesi, madem siyasetsizsin türkiye için 'kaçıcam buralardan sanatçya saygı yok' gibi siyasi söylemlerini nereye koyacaz, madem cinsiyetsizsin oynadığın oyuna ne diyeceksin?
4)türkiyenin en genç yaşam koçu olduğunu söyledi, bir yaşam koçuna kimsenin toplum içinde hele hele topluma konuşurken asla küfretmemesi gerektiğini kimse söylemedi mi ya da en azından bir yaşam koçunun bunu bilmesi gerekmez mi?
5)sorulan her soruya cinseliçerikli cevap verdi,hele benim sorduğum ve sorarken vefa ve dostluğu kastettiğim bir soruya öyle cinsel içerikli bir cevap verdi ki sormdan vazgeçip söylediklerini düzeltmeye çalıştım, cinselliği anlatırken de 'bu kalktı bu inecek ' gibi sokak ağzıyla konuşmasıda cabası.
6)benim kendimden yola çıkarak bireyin önemini anlatmaya çalışmamdan sonra bana sen önemli biri değilsin imasıyla sorduğu 'pardon da sen kimsin?' sorusu da ayrı bir ayıp, bak şimdi arascım madem yaşam koçusun demek ki bireylerle çalışıyosun ve önemli olanın birey olduğunu ve bireyin ruhu olduğunu bilmen lazım, umarım yaşam koçluğu yaptığın insanlara da 'pardon da sen kimsin' diye sormuyosundur, ikincisi 'ene-l hak bebeğim' ben hakkım, biraz hallac-ı mansur biraz tasavvuf oku öyle ben türkiye'nin en genç makedon yaşam koçuyum bakın ne acayip şeyler konusuyorum konusurken kufrettiğim yetmiyormus gibi bir de çok marjinal şeyler oynuyorumlarla yaşam koçu olunmaz doğu felsefesinde de batı felsefesinde de islam felsefesinde de önemli olan birey olabilmektir insan için allahın nuru, tanrının ışığı, tanrının yansıması denir, neyi kaynak olarak alarak yaşam koçluğu yapıyor anlayabilmiş değilim.
7)kesinlikle iyi bir dinleyivi de değil, birisi senle konuşurken onu dinlemen o tarafa dönmen gibi adab-ı muaşeret konuları ortaokul müfredatı sanırım ilkokul da olabilir.
8)hürriyetteki röportajı için kurgu dedi biz ona yalan diyoruz o ayrı, toparlarsak beraber geldiğim arkadaşlarımdan birinin dediği gibi sözlerine tek tek bakınca güzel ama genele bakınca bir anlamı yok ve sorduğun soruyla ilgili bir cevap vermiyor, diğer arkadaşımın dediği gibi bu yaşam koçuysa aykut oğut ne, kısaca tavsiyem birgün konuşmacı olduğunu görürseniz boşuna gitmeyin dışarı çıkıp birkaç dakika yürüyün kendinizi sevin cok daha güzel olacaktır.
'merhabalar ben allah;
dilekçeni inceledim, öncelikle şu an harika bir dondurma yiyorum ve yazdıklarını gülerek okudum, anladığım kadarıyla bana inanmıyorsun, ilk sen değilsin merak etme, gerçi ben küfürlü konuşmuyorum ama mızrak sokmak çok ayıp olmuş aslında bu pek de derdim değil, sistemi kurdum zaten bir daha da bakmadım, ha bu arada mızrak soksam bile bu konuda senin fikirlerini almazdım, öncelikle şu konuda anlaşalım sen bir hiçsin, inansanda inanmasan da müdahale edemezsin,
aslında şöyle birşey var bebeğim,inanmadığın halde neden bana bu kadar taktın bilmiyorum, madem kendinden eminsin neden sende dalgana bakmıyorsun?
bana istediğin gibi hitap et hayatım zeus, thor hatta kanka da diyebilirsin, unutma ben herşeyim gocunmam, film konusuna gelince zaten adıma film yapıldı, bir yerlerden bulabilirsin, ben görünmüyorum umarım idare edersin
ha bu arada bu dünyayı yaratırken kendim için değil,insanlar için düşünmüştüm,ben zaten biliyorum, derdim sizi sınamak değil, sizin kendinizi sınamanız, anlamanız ve kendinizi keşfetmeniz, bunda nereyi anlamadın? olay benlik değil senle alakalı, e var olmak her zaman daha iyi değil mi sence, üstelik sen kendinin yanacağını düşünüyorsan ben neden seni yakmayayım, bunu aklıma sokan sensin,ama yine de tüm zamanımı seni yakmayı düşünerek geçirmiyorum....
kısacası kanka beni rahat bırak artık, inanmıyorsan git tadını çıkar şu hayatın, başım şişti...
umarım aydınlatabilmişimdir
sevgilerle'
ben allah olsam böyle cevap verirdim
analizim geldi hemen yapim
öncelikle katılıyorum çünkü;
-sex bir kaçış yöntemidir,bizler gerçeklerden hayattan kaçıyoruz çünkü;
-türkiyede özellikle çok izole bir hayat yaşıyoruz, ailemizle arkadaşlarımızla cinsel kimliğimizi paylaşamıyoruz
-gelecek planı yapamıyoruz, evliik şansımız yok, sadakatin bağlılığın bi anlamı kalmıyor, biriyle beraber olmak hayatı daha da zorlaştırıyor
-sürekli kendimizi anlamaya çalışıyoruz kafamız hep yorgun, sex bir kafa dağıtma şekli oluyor
-aşk emektir, sevgi emektir, sanal alemden partner yapıyoruz, emeksiz, kolay gelen kolay gidiyor
hiç kimseden farklı değiliz aslında sadece havamız sanal alemde gerçek hayatta kimse o kadar sex yapamaz
bu soruyu soran insana ilk söyleyeceğim; ulan erkeğini çok okudun araştırdın da, kadını kaldı,
ikinci soracağım; bana üç tane kadın filozofu felsefeleriyle sayabilir misin? (yalnız paşam lütfen google'dan bakıp ahanda bu deme, herhangi bir derste ya da felsefi sohbette bahsettiğini söyle)
namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz ama bir kaç sebep sıralayalım;
-kadınların ayın belli günlerinde ibadete mani hallerinin olması ve çocuk sahibi olmaları gibi peygamberlik vazifesini yapmaya mani durumları vardır. bu sebeple ümmetlerine hem imam, hem önder, hem de yeri geldiğinde kumandanlık vazifesi yapan peygamberlerin kadın olması elbette düşünülemez.
-peygamberlik vazifesinin gayet ağır şartları vardır. kadın ise yaratılış ve huy itibariyle naiftir, tabi ki o şartları kaldıracak kadın da yaratılabilirdi ama bu kadını erkekleştirirdi
-kadınlar doğaları gereği daha merhametli ve şefkatlidir, ama peygamberlik vasfında sert olmakta gerekir
-askeriyeye gidecek öğrencilerin mahallelerine gelip namaz kılan var mı, başörtülü olan var mı diye araştırıldığı türkiyeydi
-terörü, ölümleri bir kenara bırakıp işi gücü sakala, şalvara, başörtüsüne takanların olduğu bir türkiyeydi
-laiklik ideoloji üniter yapı diye tutturup milleti açlığa sefalete krizden krize sürüklediği bir ülkeydi
-medyanın her başörtülüye ajan çektiği, aşağıladığı bir ülkeydi
-inananlara ve dindarlara devlet kurumlarının zehir olduğu dönemdi
-otobüs şoförlerinin sakalına takan sikko beyinlerin olduğu dönemdi
hiçbir konuda tutucu olmayan bir gay olarak askere gitmek istiyor muyum, hemde kendimi herhangi bir dinin mensubu olarak görmez, hiçbir ülke siyasetinin maşası olarak görmek istemezken?cevabım kesinlikle eeevveeettttt........
çünkü;
-onlarca yıl önce benim rahatım özgürlüğüm namusum ve şerefim için gözünü kırpmayan atatürk için
-çanakkalede erzurumda çukurovada karadenizde güneydoğuda doğuda ölüme giderken kim gay kim değil diye düşünmeyen, milletinin, benim ve ülkemin onuru için savaşan kahraman insanlar için
-20 yaşında askere giderken gay değilim o yüzden gidiyorum diye düşünmeyen çocuklar için
-ülkem için, onuru için savaşan yaralanan ve ölen tüm gayler için
-içi yana yana oğlunu askere uğurlayıp gözyaşlarıyla geride kalan anneler için
-oğlunu kaybedip düşman sevinmesin diye ağlayamayan,bir oğlum daha var o da vatana feda diyen babalar için
-ülkemdeki tüm çocukların rahat uyuyabilmesi için
-daha çok horon tepebilmek, bozlak dinleyebilmek,hrantı sevebilmek, taksim anıtına bayrak dikebilmek,kürtçe bir ağıda tek kelime bile anlamazken gözyaşımla ortak olabilmek için,süryaniler için
çünkü ben bir gay olarak
-tsk homofobik diye kafamı kuma sokmam, askerliğimi de yaparım kimliğimi de ifşa ederim, o anlayışla mücadele ederim değiştirmeye çalışırım
-silahımı beni vurmak isteyene ve silah taşıyana doğrulturum, silahsızlara değil
-hayatın kaçmak demek değil mücadele etmek değiştirmek olduğunu bilirim
bugün rahatsanız efendiler bu sizin için mücadele eden insanlar sayesinde, ben barış istiyorum dediğinizde barış gelmiyor, pollyanna olmaya ne hacet, akıl var izan var, madem homofobiklerle iş yapmıyorsun devlet dairesinde de çalışma, türkiyeden git, kimseyle konuşma ya da burda kal düşünceleri değiştir sen göremeyecek olsan da senden sonrakiler için bunu yap
asker bir arkadaşıma birgün sormuştum -bir silah ne kadar temiz olabilir ki diye
bana verdiği cevap aynen böyleydi
-öldürmen gereken bir teröristin kanı kadar pis, korumaya çalıştığın bir dostun kanı kadar temiz olabilir
tsk'nın yanlış uygulamaları olabilir ama nedense kimse bu uygulama değişsin gay olarak askere gitmek istiyorum demiyor, ben gitmicem tsk homofobik diyor, tüm yanlışlarına rağmen bugun rahatımız tsk sayesindedir ve onun askerleri sayesinde
nasıl oldu da kimse söylemiyor bunu dediğim bir başlık,
atatürke sonsuz saygılı ve her ne kadar atatürkçü olmasam da hakkını teslim eden ve dehasına hayran olan biriyim, ama şu atatürkçüleri sevemedim gitti arkadaş
şakşakçılıkta level atlamış, islam ve arap düşmanı bu tipler tam da istenilen gibi yetişmiş, atatürk heykelinden daha fazla düşünemeyen, aynı gazetecileri seven (yılmaz özdil, nihat genç) aynı partiyi destekleyen (chp) aynileşmiş ve bayağileşmiş bu saldırgan ve kutuplaşmış kesim, kendilerine bakılırsa çok modern ve çok bilgilidir vay efendim 10 kasımda atatürkün adı yokmuş vay efendim sözlükçüler 31 e daha çok önem veriyormuş ben bu tiplerin nutuk kitabını bile okuyup okumadığından şüpheliyim ki eğer birgün atatürkün nutuk kitabını okuyan atatürkçü bulursam fotoğraf çektirecem
rüzgarda çok kalmayın hava alırsınız
kendi adıma neden sürekli atatürkü övmediğimi ya da niye başlık açmadığımı merak eden olursa 'çok da ... deydi yarraaaaaaammm derim, sana mı kaldı ..., beni ya da diğer yazarları tenkit etmek, sen aç da biz döşeyek derim...