nowtheworldisgone imjustone

Durum: 448 - 0 - 0 - 0 - 21.09.2012 15:42

Puan: 6668 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 23

hovardalık

titreşimli

kimi zaman bir diş fırçasıdır, kimi zaman bir cep telefonudur, kimi zaman bir masaj aleti, kimi zaman bir yapay penis olabilir. * * kimi zamansa trafik kazalarını engellemek amacıyla üretilmiş bir teknoloji olarak sürücü koltuğunda bulunur.

inanır mısınız bazen kalp te olabilir titreşimli olan..
(bkz: erkeğini kapıda beklemek)

döl ziyanlığı

aşık olmak

yaşanılan süre boyunca yanında olmasını , mümkünse hiç gitmemesini istersiniz , hatta bir odada sonsuza kadar onunla sarılıp yatıp uyumak bile korkutmaz insanın gözünü, aksine insan böyle bir ütopyayı ister hayattan. gerekirse dünya dönmeye devam etsin ama hep benle olsun diye hayal ettirir. ancak mümkün değildir. bu yüzden birbirimizi tüketmeden aşk yaşayalım diye asıl mantıklı yolu öğrenirsiniz. iyi ki varsın aşk!

hakaret gibi iltifat

biten aşkın ardından dinlenebilecek şarkılar

iltifat gibi hakaret

keklenmek

birkaç saat sonra yaşayacağım durumdur. bir arkadaşın doğum günü için pasta yapacağız birlikte, diğerleriyle. bu durumda önce 'kek'leneceğiz , sonra pastaya dönüşecek, bu da evrime bir kanıt olabilir mi acaba diye düşünmeden edemedim.

eski sevgiliye sözler

epica'nın çok sevdiğim bir şarkısı olan phantom agony'nin başında fısıltılar halinde söylenen aşağıda yazmış olduğum cümleler. uzun süre dinlenilmiştir bu şarkı

i cant see you, i cant hear you, do you still exist?
i cant feel you, i cant touch you, do you exist?

şarkıyı dinlemek için


ayrıca bir de şu cümle kullanılır eski sevgili için;

' allah belanı versin senin'

seni kaybettim

yaşadığım ilişkinin saflığına temizliğine bakınca inşallah hiç demem diye düşündüğüm cümlecik.

okan bayülgen

delidir, doludur.. sevilendir. özgürce herşeyi söyleyebilir. veya özgürce saçmalayabilir. gerek televizyonda gerek sokakta. ayrıca sesi harikadır. bir keresinde kingo diskoya gitmiştim arkadaşlarla, programdan önce gelip mikrofonsuz konuştuğunda inanamamıştım, gerçekten çok tok bir sesi var. bu durumun sigara içmekle alakası var mıdır yok mudur bilemiyorum; ancak ben ne kadar sigara içsem de sesimin öyle bir güzelliğe erişebileceğini sanmam.

ayrıca katıldığım zaman yaşanılan bir olaydan da bahsetmek gerekir. okan bayülgenin eşcinselliğe bakış açısı ile ilgili tam bir fikir verir mi yoksa gaf mı yaptı istemeden bilemedim. neyse anlatayım, programdan önce geldi işte, mikrofonsuz konuşmaya başladı gayet rahat bir şekilde. programdakinden çok daha komik olabiliyor tabiki bu arada.. neyse yayında yapılmaması gerekenlerden bahsetti. ayağa kalkmak yok telefonla görüşmek yok sigara içmek yok sadece ben içebilirim reklam aralarında gibi. sonrasında mevzu kameraya geldi, kameranın bazı kızları filan çekeceğini söyledi, bilirsiniz bir sanatçı şarkı söylerken uzaklara bakan güzel kız filan gibi şeyler. sonrasında dedi ki tabiki erkekleri çekmiyor kameramanlarımız, güzel kızlar daha çok ilgilerini çekiyor filan dedi, tamam buraya kadar sıkıntı yok. devam etti, yani erkeklerin şarkılarda uzaklara bakıp iç geçirmelerine gerek yok dedi, herkes güldü filan, öyle gay gay bakmalarına gerek yok dedi. işte sorunun çıktığı nokta. ama ne sebeple söylemiştir bilemiyorum, belki de kendisine sormalı. aynı zamanda salonda kaç yüz kişi varsa ( ki istatistiklere göre her 9 kişiden biri eşcinsel oluyor.) kimse de nasıl yani filan diye çıkışmadı. ben de çıkışmadım, sebebi arkadaşlarımın yanında olmam, bilmeyenlerin olması filandı. eğer yanımda tanıdıklarım olmasaydı eminim çıkışırdım. büyük ihtimalle kimse o anda ne demek istediğini anlamadı. aslına bakarsanız bende anlamadım, belki de bu konu masaya yatırılmalı.daha fazla gerilim vermeden kaçayım en iyisi ben.yoksa ayısözlükten bir takım ayı okan bayülgen'in cihangir'deki evinin etrafına dizilmeye başlayacaklar * olur böyle şeyler çocuklar takmayın. sadece bir gaf olsa gerek.

keklenmek

ekmeksiz yemek yiyen insan

aslına bakarsanız ekmek, fazla tadı olmayan, genelde doymak amaçlı bir yiyecektir. yemek yedikten sonra doyma hissini versin diye kullanılır. bu nedenle refah düzeyi yüksek ülkelerde ekmek fazla kullanılmaz. sebebi ekmeğin diğer yenilecek şeylere göre ucuz olmasıdır ve ekstrem bir tadının olmayışıdır. adamlarda para bol olunca, damak tatlarıyla orgazm olmayı seviyorlar.. (bkz: vedat milor'un yemek yerkenki orgazmı) çünkü midelerini en fazla lezzet alabilecekleri gıdalarla doyuruyorlar. ama türkiyeninde içinde bulunduğu ortalama refah durumunun düşük veya orta olduğu ülkelerde ekmek çokça tüketilir. sebebi de bir şekilde doymak olarak tanımlanabilinir. (bkz: ekmek arası açma)

aynı zamanda bir zamanlar ben de yememiştim ekmek, bu durum lezzeti öğrenmek veya zengin,elit davranışlarda bulunmak amacıyla değildi tabiki. tam olarak amacım zayıflamaktı. mecburiyet idi. durum böyle olsa bile bir zaman sonra yediğim şeylerin lezzetinin birbirlerinden çok daha farklı olduğunu gördüm, yani amaç değil de bir sonuçtu bu durum. eminim ki dünyada ekmek üretimi durdurulsa, ortalama refaha sahip olan ülkelerde insanlar lezzetin değerini anlayacaklar, belki biraz aç kalacaklar ama aldıkları keyifi ekmeğe tercih edecekler. düşük refaha sahip ülkeler aç kalacak, daha farklı birşeyler icat edecekler, yüksek refaha sahip ülkelerde fazla bir değişiklik yaşanmayacaktır, zaten neredeyse hiç ekmek yemiyorlar..

kapuska

tanrım, güzel nimetlerine neden böyle isimler verip beni soğutuyorlar diye düşündüğüm yemeğin adı. tadı filan fena değildir aslında (bir keresinde önyargılarımı yenip çatalımın ucuyla tattıydım) ama böyle bir ismi olunca insanın iştahını kaçırıyor kabız gibidir ismi, adeta kabızka diyesim gelir.

aslında bir yemeğe lezzet verenin sadece tadı olmadığını, görünüşünün kokusunun hatta buradaki durum gibi isminin bile o lezzet değerini arttırdığını söylemişti lisede bir zamanlar biyoloji hocam.. şimdi sizi anlıyorum hocam

zumbara

bilge karasu

kedilere karşı bir ilgisi vardır kendisinin. alıp veremediği değil de bir duygusal bağlantı denebilir bu duruma. romanlarına da yansımıştır bu duygusal bağ..

tom cruise ve david beckham'ın yatakta basılması

dark bear

hemşerimdir. toprak mı çekiyor bilmiyorum ama geçen hafta tanımama rağmen muhabbetiyle, dürüstlüğüyle, aktivistliğiyle kendini sevdirmiş bir insan, bir yazardır. ayrıca ayısözlüğün kahramanı.
iyi ki var..



(bkz: en büyük admin bizim admin)

nihal yalçın

inanılmaz bir oyunculuk kabiliyetine sahip olan çok yönlü kişilik. oynadığı absürd karakterlere rağmen öyle doğal ve ikna edici oynar ki, o karakteri gerçek sanırsınız. özellikle disko kralındaki nahide ekengil tiplemesi çok şaşırtıcıdır. izlenildiğinde acaba fazla kokain almış saçma bir insan mı yoksa rol mi yapıyor diye ikileme düşmemek mümkün değildir.

bir de bir gözünün hafif kısık olmasından gelen acayip psikopat bir sinerjisi vardır bu insanın. yalan dünya dizisiyle fanları daha da artmıştır. en sevdiğim repliği ben bi beş dakika uyuyacağım ve tam da dalmıştım

tam bir psikopat.. çok seviyorum

msn e mesene diyen insan

  • /
  • 23
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 448

hayata yabancılaşmak

(bkz: yapmayın etmeyin)

ben daha yeni çıktım o durumdan, hiç tasvip edilen bir hareket değildir, yapmayın. hayat süprizlerle dolu, siz de süprizleri bekleyin tosunlar*

en güzel hikayem

teoman- şebnem ferahın anlamlı şarkısı..

bana bu günlerde çok koyan bir şarkı oldu kendisi.

bu ayrılık şarkısını canımdan çok sevdiğim dark bear'a gönderiyorum. onu herzaman seveceğime, ayrılsak bile ona her zaman aşık olacağıma, belki de ona olan aşkımdan dolayı birdaha kimseyle duygusal ilişki yaşayamayacağıma eminim. birtanemsin benim sonsuza kadar..

....ve nokta konmuş, bitmiş en güzel hikayem.*....

(bkz: you are my one)
(bkz: metallica one)
(bkz: ıssız adam)

ısırarak sevişmek

dozu abartılmadığı sürece eğlenceli olan sevişme türlerine örnektir. ama biz ayılar olarak eminim ki ayı gibi ısırırız. bunun için hiç kalkışmayın bu işe. *

ayı sözlük birinci yaş günü sonrası yapılan aktiviteler

önce tekyönde üst çıkarıp dans etmek ve max blum isimli yazarcana laf yetiştirmektir. sonrasını siz bildiniz *

ayı sözlük itiraf

sözlük, hiç gay bara gitmedim daha. profil sitelerinin hiç birinde profilim yok, olmadı da sözlük. sözlük seninim sadece. beni kimseyle paylaşma*

seni kaybettim

yaşadığım ilişkinin saflığına temizliğine bakınca inşallah hiç demem diye düşündüğüm cümlecik.

depresyona girmekten korkan insanlar

insan müsvetteleridir. korkaklardır, kendilerine acı çektirmeyi göze alamayacak kadar zavallılardır.

üstelik bir laf vardır, bizim okulun terasındaki duvara bir arkadaşım sprey boya ile yazmış. iyi de yapmış.. eskiden sevmezdim o yazıyı artık seviyorum, hatta önünde bir fotoğrafım bile var artık. şöyle yazıyor işte o duvarda; acı ruhun fiyakasıdır . . .

en güzel hikayem

teoman- şebnem ferahın anlamlı şarkısı..

bana bu günlerde çok koyan bir şarkı oldu kendisi.

bu ayrılık şarkısını canımdan çok sevdiğim dark bear'a gönderiyorum. onu herzaman seveceğime, ayrılsak bile ona her zaman aşık olacağıma, belki de ona olan aşkımdan dolayı birdaha kimseyle duygusal ilişki yaşayamayacağıma eminim. birtanemsin benim sonsuza kadar..

....ve nokta konmuş, bitmiş en güzel hikayem.*....

(bkz: you are my one)
(bkz: metallica one)
(bkz: ıssız adam)

msn e mesene diyen insan

bizzat ben kendim. mp3'e empi-üç demek gibi değildir, daha tutarlıdır. nihayetinde -türkçede 'mesencır' diye okunan- messenger kelimesi kadar dile yerleşememiş bir kelime değildir, daha çok bir kısaltmadır. bu sebeple 'mesene' demekte bir sakınca görülmemelidir.

başarılı ayı sözlük nickleri

pişti dedirten durumlara sahiplik yapmış başlıktır da aynı zamanda *

darkroom

(bkz: karanlık oda)

filmli makinelerle fotoğrafçılık yapan kişilerin evinde, stüdyolarında bulunur. aynı şekilde klasik şipşakçı fotoğrafçı dükkanlarında da bulunurdu eskiden, dijitalleştikçe karanlık odası bulunan fotoğrafçılıklar da azalır. çok keyifli bir iştir karanlık oda kullanmak. karanlık denmesine rağmen çok az ışık veren kırmızı bir ampül (karanlık odalar için özel üretilmiştir) bulunur ve ortamı kızıl gibi bir renge dönüştürür. bu kırmızı ışık filmleri yakmayacak frekanslardadır, bu sayede siz de işinizi yapabilirsiniz. eğer film yıkayacaksanız, ve sonra o filmi tab edecekseniz elinizde;
-film yıkama tankı ve kimyasalları,
- agrandizör
- kırmızı ışık
-fotoğraf kağıdı
-geliştirici, durdurucu, sabitleyici kimyasallar (tab için)
-maşa (özel plastik maşa; fotoğraf kağıtlarını daldırdığınız kimyasallardan çıkarmak için, elle zararlı olabilir. olur hatta)
-plastik leğen (özel satılanları vardır)
-mümkünse bir lavabo
-hiçbirşekilde ışık almayan bir oda
bulunmalıdır.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.