oblomov

Durum: 261 - 0 - 0 - 0 - 05.03.2015 00:41

Puan: 4826 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 14

rammstein

sene doksanlar;ilk defa "sehnsucht" albümünü kasetten dinlediğim ve böylece keşfettiğim grup.yoktu o zamanlar cd falan. kaseti eve abim getirmişti,ona da arkadaşı tavsiye etmiş.ben,abim,alblam "du hast" parçasıyla resmen kopuyorduk. hey gidi günler.
arıca "sehnsucht" albümü en iyi albümlerindendir;sehnsucht,engel,du hast,bück dich,klavier albümdeki sevdiğim parçalardır.
edit:nasıl bir şuursuzluksa,yılları karıştırmışım.sene tam 2001'di şimdi hatırladım

sega

bir oyun ve oyun makineleri üreticisi-ydi. sega'dan önce dandik mi dandik,bir atari vardı evde ama ne oynuyorduk,markası neydi hiç hatırlamıyorum bile. öyle uyduruk bir şeydi işte.sonra abim bir gün elinde sega'yla çıka geldi,o yaşadığım çocuksu mutluluk ve heyecanın tarifi imkansız.atari salonlarındaki keyfi yaşatıyordu bize daha ne olsun!
sonra sony'le başa çıkamadı,çekildi piyasadan.

jennifer lopez

yeni keşfedilen bir su kenesine adı verilmiştir;litarachna lopezae.
http://turkish.ruvr.ru/news/2014_07_17/s...

enerji aktarıyorum diye oral seks yaptırmak

bir aydınlanma yöntemi olarak:

(bkz: facial cumshot)

francisco goya

1792 de işitme duyusunu tamamen kaybeden ressam,1798 yılında başladığı caprichos serisi gravürlerinde de yaşadığı bu olayın etkileri görülür. caprichos gravürlerinde, figürlerdeki deli deli bakan gözler,başlarında sandalye taşıyan insanlar,harfleri öğrenen eşekler ve alfabe öğreten eşekler olaydır.çirkinlik ve tuhaflık goya'da bir başkadır.
önceleri müttefik olarak ispanya topraklarına giren napolyon askerleri,tarihte "2 mayıs" ayaklanması olarak bilinen ispanyol halkının direnişine bir gün sonra tam anlamıyla vahşetle karşılık verirler. goya aynı dönemde başladığı
"savaşın felaketleri" adını verdiği resim serisindeki; gruplar halinde kurşuna dizilen insanlar,ağaç diplerinde,tarlalarda parçalanmış insanlar,o vahşet görenin kanın donduracak cinstendir. bu seriden yola çıkan ressam,1814'de o meşhur tablosunu;"3 mayıs 1808"i yapmıştır. savaşın çirkinliğini en güzel anlatan,insanın içini acıtan resimdir."guernica" nın bu resmin yanında esamesi bile okunmaz,tabii benim için.

anne

anne,çoğu insan için;baba,kardeş,eş,dost bir yana "o" bir yanadır.anne kucağı,sevgisi,şefkati hiç bir çocuğun büyürken mahrum kalmaması gereken şeylerdir.anne sadece çocuk doğurmak demek değildir.o kimi zaman;bir öğretmen,yol gösterici,aydınlatıcıdır kimi zaman şifa veren,hem ruhsal hem bedensel devanın kaynağı kimi zaman kurtarıcı,koruyucu,kollayıcıdır.hepimizin iyi yada kötü "ilkimge"sidir.seven anne-korkunç anne figürleri bir çocuğun ilk dünyasıdır.

anne;bilge kadın,ata,toprak,kybele,eş,deniz,bereket,ülke,okul ve benzeri olumlu sembolleri olduğu gibi; cadı,
kabus,derin su,lilith,gizli-saklı,yer altıyla bağlantılı,baştan çıkaran,en iyi ifadeyle tanrıça kali gibi uğursuz
simgeleri de vardır.
anne;salt iyi anne yada salt gaddar/cadı anne gibi dengesiz tutumlar gösterirse,çocukların yetişkinlik çağında bile yakasını bırakmayan nevrozların kaynağı olabilir.
(bkz: anne kompleksi.)
anne-"kadın" toplumun bir yerde kurucusudur,kurtarıcısıdır,yol göstericisidir.toplum ise anneyi-kadını belkide
bu güçlü yönünü fark edip korkduğundan mı diyelim,işine gelmediğinden mi diyelim artık ne diyelimbilemedim,daima "aşağı"görmüştür.sözün özü anne her şeydir.

rock cafe de düğün yapmak

damat için çok üzüldüm. o gelin başına ne olacak? bak aklım buna takıldı. affedersiniz ama kuaförün kol gibi geçirdiği para ve o kollarla yaptığı gelin başı. kafayı sallaya sallaya bozulacak o baş. yanarım yanarım damada yanarım.

anakronizm

bilerek yada bilmeyerek;sinemada,dizilerde,edebiyatta yapılmış örneklerine çok rastlanır. "kronolojik hata", "zamanda atlama yapmak".

türkiye'nin dini hayat araştırması

neresinden tutsanız elinizde kalacak "araştırma".hangi birine yazayım şaşırdım.ilgimi çekenlerden biri:

.mezhebe mensup olmayanlar: yüzde 6.3-ülkemizde bu oranın bu kadar yüksek çıkmasına imkan yok.neden mi?
insanların mezhebleri din gibi gördüğü,ağızlarından "ayet","hadis" eksik olmayanların(kimlerden ezberleyip öğrendikleri meçhul) bir defa olsun kuran'ı açıp okumadıkları bu ülkede bu insanlar "nasıl" ibadet ediyorlar,insan düşünmeden edemiyor.büyük ihtimal din ile zaten bir bağları yok,eh madem bir mezhebe neden bağlı kalalım düşüncesindeler.yani sağlıklı bir araştırma değil.tanıdığım hiçbir mezhebe bağlı olmayan bir çok insan var ancak bu insanların ciddi bir alt yapıları,ilimleri var.hal böyle olunca bir imamın peşine takılmaya da gerek görmüyorlar.peki bu "6,3"lük kesimin bu kadar bilgisi-ilmi var mı? tabii bu 6,3'lük kesim,"banane ya!mezhepler çok da şeyimde değil"diyorsa ona diyecek bir lafım yok.
bir diğeri:
* nazardan kurtulmak için kurşun döktürmenin doğru olduğuna inanların oranı yüzde 11.7. yüzde 79.3 kurşun döktürmenin yararlı olduğuna inanmıyor. eh,bu kadarda sallama olmaz.amma atmışlar. tek başıma kurşuncu teyzelerin önlerinde kuyruk olmuş ablaları toplasam "yüzde 79.3" ben yaparım. yüzde 11.7 ne lan? türkiye'de yaşayıp da;muska görmemiş,okunmuş su içmemiş insan var mı?

yalan

kime sorsanız: "ay,en nefret ettiğim şey" der. ee,peki nasıl dönüyor bu dünya???

gazpacho

yapması hayli pratik,şu sıcak yaz günlerinde insanın içini ferahlatan soğuk çorba.ehh,tarifini de verem:
.domates-2 adet
.salatalık-2 adet
.taze soğan-4-5 adet
.havuç-2 adet
sivri biber-2 adet
.maydanoz-1 bağ
.sarımsak-2 diş
.su-1 su bardağı
.zeytinyağı
.ketçap
.limon suyu
.acı biber sos(knorrun var)
domateslerin çekirdeklerini çıkarıp,gelişi güzel doğrayın.maydanoz,sivri biber,taze soğan ayıklayıp yıkayın.havuç,salatalık yine gelişi güzel doğranır.
tüm sebzeleri robota atıp incecik çekin.bu karışıma 1 su bardağı su,ketçap,zeytinyağı,limon suyu,acı biber sosu,karabiber ve tuz ekleyin.işte bu kadar.akıcı koyu çorba kıvamında olacak.taze nane ve fesleğende güzel yakışır.
ukdeyi veren sevgili yazar "black lily falan" diye not düşmüş ancak ben sadece çorbasını bildiğimden umarım ukde"dolmuştur" taşmamıştır.

fairuz

françois hardy ile birlikte;zarafetine,duruşuna,naifliğine hasta olduğum kadın,dert ortağım,tanrıçam.bu özelliklerin hepsi sesine de yansımıştır,o sesindeki kırılganlık,incelik bir kadını bu kadar mı çekici yapar.


13 temmuz 2014 almanya arjantin maçı

laannn,mısırlı kahinin kehaneti doğru çıktıya ya.kadın haftalar önce almanya alacak kupayı dedi.brezilya kehaneti zaten doğru çıkmıştı,anlamalıydım.ahanda haberi
http://turkish.ruvr.ru/news/2014_07_05/K...

türkiye ile ilgili kehanetleri de var ablanın.okumak isterseniz
http://turkish.ruvr.ru/2014_03_05/misirl...

bu kadını bir ziyaret etmek artık şart oldu.

çocuklarla girilen komik diyaloglar

kuzenimin 6 yaşındaki kızı ve ben.

kk:oblomov(bak abi bile demiyor) yaptığın kahveden bana da verir misin?ben de içmek istiyorum.
ben:olmaz,sen daha çocuksun.kahve büyükler için.
kk:sen benim marşmelovlarımı alıp kahvene koyuyorsun ama.sen çocuk musun?
ben:????

cezve

her yıl yapılan "world cezve-ibrik championship" yarışması da vardır.bu yıl yunanistan'dan;stevros lamprinidis birinci olmuştur.

i vitelloni

alberto,leopoldo,riccardo,fausto ve moraldo karakterleri aslında fellini'nin kişiliğinin/bilincinin parçalarıdır. moraldo ise aralarında en yürekli olanı ve fellini'ni tam karşılığıdır.
--- spoiler ---

nihayet,filmin sonunda moraldo kabuğunu kırıp,kasabayı arkasında bırakır ve gider.tren hareket ettiğinde ekranda titremeye başlar,tüm karakterler bir bir gelir ekrana.sanki tren giderken,onlarında hayatlarında geçmektedir,veda etmektedir.sinemadaki bu güzellik izleyici için enfestir.

--- spoiler ---
filmde benim ilgimi çeken kısım,o dönemde insanların sinema salonlarında rahatlıkla sigaralarını içebilmeleri.bende istiyorum bunu,olmadı bizler için ayrı bir yer yapsınlar.hem tütün keyfi hem sinema keyfi,dadından yenmez.

öteki dünyadan gelen özçekim

haberi okuyunca önce bir "oha" dedim.olay romanya'da olmuş,bir kadın büyükannesinin,kendi cep telefonuna öteki dünyadan özçekim gönderdiğini söylemiş.gece gece o fotoğraf rüyama girmez umarım.
http://turkish.ruvr.ru/news/2014_07_08/R...

atarax

gün içinde stres,koşuşturmaca,sinir derken fena halde bağımlısı olduğum ilaç,kurtarıcım. aynı zamanda iştah açıcı bir özelliği de var.gecenin ikisinde tavuklu pilav yediğimi bilirim. şu uykularım bir düzene girsin hele,kendisiyle olan ilişkimizi bitirecem.
bak hoş geldin demeyi unutmuşum.

porland

bir porselen üreticisi firma.türkiye'de,bana göre açık ara en kaliteli porselen üreticisi.ürünleri cidden çok dayanıklır.sayelerinde fincan koleksiyonuma güzel parçalar ekledim.böylede bir hobim var işte.

yaşlı erkeklerdeki slip mayo tutkusu

bu er kişi rus ise kesinlikle yargılamayın.bu onların folklorik bir kıyafeti,öyle bakın olaya.
  • /
  • 14
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 261

nikolay aleksandroviç romanov

2.nikolay. 300 yıllık romanovlar hanedanlığının son imparatoru. kimilerine göre bir despot kimilerine göre bir aziz.

benim için hayatındaki en ilginç ayrıntı.grigoriy rasputin 2.nikolay'ın uzak akrabası prens yusupov'un sarayında öldürülmeden önce: "eğer öldürülürsem ve buna imparatorun akrabaları karışırsa,sarayda büyük karışıklıklar olacak.imparator ve ailesi hayatını kaybedecek" kehanetinde bulunur ve bir yıl sonra,imparator ve ailesi bolşevikler tarafından kurşuna dizilir.

trans sibirya demiryolu

rusya imparatoru 3. aleksandr döneminde(l3 haziran 1891) planları yapılmaya başlanan ve yapımı on yıldan fazla süren dünyanın en uzun demir yolu.

yapımı planlanırken imparator şöyle demiştir:"tüm sibirya’dan geçecek demir yolu yapımına başlamayı emrediyorum. bu demir yolu büyük doğa zenginliklerine sahip olan sibirya’nın bölgelerini iç demir yolu hatlarına bağlamalı."

ayrıcana eğer bu tembellikten kurtulabilirsem bir gün muhakkak tek başıma gerçekleştireceğim hayalimdir. son durak olan vladivostok'u(özel bir nedeni var) ve baykal gölünü acayip merak etmekteyim.

the l word

1. sezonu al bir kenara koy.sakla onu çünkü özel o,naif ve bir daha hiçbir zaman o tadı yakalayamayacaksın. nasıl oldu bende anlamadım ama diğer 5 sezon asla o ilk sezondaki tadı yakalayamadım. ilene chaiken nasıl becerdiyse,daha doğrusu beceriksizliğiyle diziyi harcadı.

--- spoiler ---

jenny'i kimse pek sevmemiş ama asıl tapılası karakter oydu. kötülüğü bile çocuksuydu. daha shane'le ev arkadaşı olmaya karar verdiklerinde ikisini birbirlerine yakıştırmıştım. buradan alır götürü bunlar dedik ama ilene,ah kahrolası ilene jenny'ciğimi öyle bir harcadı ki,yetmedi kızı maymuna çevirdi. sebebi neydi,neden 5 sezon bekledik birlikte olmalarını. muhtemelen bu çift,eğer ilene senaryonun altından kalkabilseydi, bette ve tina'yı bile geçerdi. jenyy aklımdan hiç çıkmıyorsun,öldün ama kalbimdesin kızım. dizinin bir sahnesinde; alice, helena ve shane ellerinde bir ışın tabancası gelen geçeni nişan alırlar. tabancanın ekranında,nişan alınan kişinin cinsel yönelimi görünmektedir;hetero,bi,gay diye. alice nişanı jenny'e alır ve ekranda aynen bu yazar "karmakarışık".*l ah jenny.

dizi nasıl başladı nasıl bitti,hala aklım almıyor. dizi jenny'le başladı ve jenny'le bitti.
hele o son sahne yok mu? en azından net bir lgbtt temalı mesaj bekliyor insan ama nirede. hepsinde bir şuh tavırlar,sanki "haydii kızlar,ip atlamaya gidiyoruz". 6. sezonun kendisi şaka gibiydi,neyse ki fazla uzamadı. dizideki her karakteri sevdim ama sadece şu max'e hiç ısınamadım.

--- spoiler ---

koli

eşcinsel jargonundaki anlamını daha yeni öğrendikten bir kaç gün sonra,evdeki tadilatlardan dolayı boş koli lazım olmuştu.
neyse,hemen yanı başımdaki bakkala gidip "koli" isteyecektim ki,adama bir türlü söyleyemiyorum.tam adama "abi boş koli var mı?"diyecem ama olmuyor,gülesim geliyor.başka şeyler düşünüyorum,sakızlara göz gezdiriyorum kafam dağılsın diye.en son adam dayanamayıp "genç,ne lazımdı" diye sorunca,pat diye çıktı ağzımdan:"abi koli lazım"dedim ya.ama hala sırıtıyorum.aldığım gibi koliyi kaçarak uzaklaştım.

carl gustav jung

psikiyatride önceleri "kompleks psikolojisi" olarak adlandırılan daha sonra "analitik psikoloji" olan ekolün kurucusudur. 26 temmuz 1875'de isviçre'nin konstanz gölü kıyısındaki kesswil köyünde doğan jung,içe dönük bir çocukluk geçirir.dokuz yaşında kız kardeşi doğana kadar tek çocuktur ancak kardeşi doğduktan sonrada onunla pek ilgilenmez.sekiz amcası gibi babası da papaz olun jung için ölüm ve cenazeler hayatının doğal bir parçasıdır.annesi sık sık depresyona giren bunalımlı bir kadın babası ise sert,hırçın ve geçinilmez bir adamdır ve bu mutsuz evlilikten dolayı üzülen jung sıkıntılarını tavan arasındaki kendi oyduğu oyuncağa anlatır.bir ara lise döneminde daha dışa dönük,atılgan olsa da fikirleri çevresi tarafından alaya alınca yine içine kapanmıştır.
hayatı boyuncada aslında kaderi ve kişiliği hep böyledir;metafiziğe,parapsikolojiye ağırlık vermesi akademide de
ciddiye alınmamasına neden olmuştur.

tıp öğreninimine başladıktan sonra psikiyatriye yönelmesi ise ilginçtir.evde onu çok etkileyen "paranormal activity" tadında iki olay gerçekleşir .bundan etkilen jung ruh çağırma seanslarına katılmaya başlar.krafft-ebing'in psikiyatri kitabını okuyunca da geleceğinin bu yönde olduğuna karar verir.

freud ileride onu en çok etkileyecek kişidir hatta aralarında baba-oğul ilişkisi başlar.ancak jung başına buyruk bir kişilik olduğundan ve freud gibi "işte bunlar hep seks" demeyince ters düşerler ve yolları ayrılır.bu olaylardan sonra ise hayatında başka bir dönem başlar.işin içinden çıkamayan jung yollara revan olur ve ilkel insanı araştırmak için tunus ve sahra çölüne gider.afrika'yada seyahatler yapar hatta yerel bir kaç dili de öğrenir ve ırksal bilinçdışı kavramını geliştirir.falcılık,yoga,telepati,ruh çağırma,uçan daireler,dinsel simgeler ve daha bir çok konuya dalan jung "psikoloji ve simya"kitabını yayımlar.bilimin hep şüpheyle baktığı bu konulara,dine ve mistisizme yönelmiş olması eleştiriye uğramasına neden olmuştur.kendisi dört arketip kitabında kuran'da ki 18.surenin de bir analizini de yapmıştır.

fairuz

françois hardy ile birlikte;zarafetine,duruşuna,naifliğine hasta olduğum kadın,dert ortağım,tanrıçam.bu özelliklerin hepsi sesine de yansımıştır,o sesindeki kırılganlık,incelik bir kadını bu kadar mı çekici yapar.


cinsel tercihini git evinde yaşa

aplanın menopoz beynine vurmuş anlaşılan.her kadın bir yaştan sonra bu dönemi yaşıyor,bir sinir bir buhran çatıcak yer arıyor,aynısı kaynıma da ahh!yok yalan yok anneme de olmuştu. o zamanlar salonda tırnaklarımı keseyim dedim o da ne! başladı kızmaya:
-seni allah kahretmesin oblomov, kalk git banyoda yap şunu demişti.bir keresinde de tv karşısında yemek
yiyeyim dedim ama yook yine olmadı:
-allah senin tependen baksın emi oblomov,çarpılacaz,çarpılacaz!kültürümüzde yok böyle bir şey git mutfakta ye yemeğini demişti.
seninki de o hesap be apla ama aplanın gözden kaçırdığı bir nokta var.siz hiç akşama sevişeceğini davulla zurnayla,konvoylarla cümle aleme ilan eden eşcinsel bir çift gördünüz mü?24 yıldır bu ülkede yaşıyorum,ben daha görmedim. kliplerde,reklamlarda,dizilerde;klişede olsa aşk acısı çeken,sevdiğine kavuşamayan,ikili ilişkilerde bocalayan yada evlenip çoluk çoçuğa karışan eşcinseller gördünüz mü?24 yıldır bu ülkede yaşıyorum,ben daha görmedim.
kafamı nereyi çevirsem her taraf hetero yada hetero ilişkiler.peki bu insanlar değil mi ailesine bile açılamayan,belki sadece bir kaç kişiye açık olabilen,kendini ifade edemeyen, değil sadece evde yaşamak nefes almasına bile tahammül edilmeyen insanlar.bu insanlar değil mi dört duvar arasında,gizli saklı yaşamaya mahkum olanlar.
merak işte,nerede gördü de bu kadar gözüne battı?belkide 40 yılda bir kendini ifade etme şansı yakalamış bu insanlar mı bu kadının gözünü korkuttu?merak işte.
o değilde 24 yıldır bu ülkede yaşıyorum,çoluk çocuğunu gençlerini bu kadar düşünen başka ülke görmedim.

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

tek başınıza acile gittiğiniz an.küçük bir şey nasıl olsa dersiniz ama o da ne?sizi plastik cerrahiye yönlendirirler,sopsoğuk koridorda tek başınıza endişeli endişeli beklersiniz.içeri çağırırlar; "ya,ufak bir bir şey battı parmağıma" dersiniz ama çıkaramazlar,kestikçe keserler,kazıdıkça kazarlar. akan kan başınızı döndürür,parmak acımasa da ruh acır,yarım saat böyle gider.doktor: "kötü oldunuz,yakınınızı çağıralım"der ama kimse yoktur.koridora çıkarsınız,etrafınıza boş boş bakarsınız;keşke yaslanacak bir omuz olsaydı,eve kadar yanımda gelseydi diye düşünürsünüz.

Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.