kaymağın kaymağı anlamına gelir. para harcamakla sorunu olmayan, özendiğimiz hayatı yaşamak için her türlü maddi güce sahip olan jet sosyete için kullanılan fransızca tamlama.
hoşgeldiniz.
yunanca "otuzbirci" anlamına gelen bu sözcüğü yunan arkadaşlarım çok kullanırlardı. biz de onları "ella malaka" diye çağırırdık. kadınlar için kullanılan bir versiyonu da mevcut.
"o da evine yakın bir yerde inseymiş", "gecenin o vakti sokakta ne işi varmış?" sorularına zemin hazırlayan cinsiyetçi uygulama. otobüs şoförünün kadına tecavüz etmeyeceğinin garantisi olmayan bir ülkede gerçekleşen çeşitli saçmalıklardan biri.
hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunup dağılacaklarını mı düşünüyorsunuz? kutlamalar büyük mitinglere dönüşecek ve kaç gün kaç gece süreceği bile belli değil. öabt'ye girecek arkadaşlara tavsiyem çadırlarınızı alın ve geceyi yerleşim alanları dışında bir yerde geçirin. *
ilk zamanlar mahalleye küçük bir "patisserie" açabilecek güçte yoğun tempoda çalışan, 1001 çeşit tarifin denenmesinin ardından raflara kaldırılan ve en son akıbetinin ne olduğu bilinmeyen ekmek yapma makinesi
dilbilim gibi baba bir ders. sabahlara kadar çalışıp kendimi parçaladım çünkü 1 dersten dolayı lisansın 1 sene uzaması o dönem benim için çok şey ifade ediyordu. şimdi keşke uzatsaymışım diyorum.
annenin eşcinselliği bir hastalık olarak gördüğü durum. bu "hastalığı" profesyonel destek alarak değil de kendi yöntemleriyle "tedavi etmeye" çalışması bile beyinlerin parlaklığını anlamamıza yetiyor.
caddeye meşhur sevinç pastanesi tarafından girdiğinizde sizi greenpeaceci arkadaşlar karşılar. ardından tekerlekli sandalyede engelliler için yardım toplayan ablamızı görürsünüz. biraz daha ilerlediğinizde soldaki dükkanların birinin önünde kafasında rengarenk bir taç veya değişik bir aksesuar ile tarot falınıza bakmak için bekleyen bu sırada sigarasını keyifle tüttüren "nurella" teyzemizi görürsünüz. gecenin ilerleyen saatlerinde çeşitli satıcılar ve kokoreççiler midyeciler doldurur caddeyi. burayı "kıbrıs şehitleri" yapan caddenin kendisinden çok caddeye çıkan sokaklarda bulunan cafeler, publar, clublar, restorantlardır. muzaffer izgü sokağı, can yücel sokağı, gazi kadınlar sokağı, gönül yazar sokağı vs vs. burada cebindeki son parasıyla eğlenmeye gelmiş öğrencileri de görebilirsiniz, parayla sorunu olmayan insanları da. izmir'in eğlence açısından sınırlı olan kalbinin önemli bir kısmı burada atmaktadır.
canlı performanslar ardından, betlerde verilen oran değişikliklerinin dalgalı oluşu, heyecan dolu bir oylama izleyeceğimizi işaret ediyor olabilir. fırtına çok büyük ihtimalle kıbrıs, israil ve isveç arasında kopacaktır. bu senenin dark horse'u kesinlikle macaristan. dikkatle takip edilmesi tavsiye olunur.
bu üniversitelerin zaten farklı illerdeki fakültelerini bölüp her ile yeni üniversite açtık demediler mi.şimdide üniversiteleri tam ortadan ikiye bölerek yeni üniversite açmış olacaklar.hiç bir şey yapmadan çok şey yapmış olmanın haklı gururunu yaşıyorladır sanırım.
5 dakika sonra yağmurdan ıslanmış şapşal haliyle kapıyı açtı kocaman cüssesiyle arabanın arka koltuğuna yanıma oturdu arabanın yan dönmediğine dua ettim acaba ön koltuktaki melek yüzlü arkadaşı ve sürüş konusunda biraz acemi olan arkadaşının annesine rezil olmuşmuyduk? ben bu salak saçma şeyleri düşünüp hafif de buğulanan camdan dışarı bakıp buğulu camdan yağmur damlalarının teker teker firarını izlerken araba çalıştı yol alıyoruz. ‘ellerim buz tuttu çok üşüdüm’ dedi ve elime yapıştı dikiz aynasından gelen bakışlardan korunmak için sırt çantasını sıkı sıkı kenetlediğimiz elimizin üzerine adeta bir zırh gibi koydu.yol boyu inene kadar bırakmadık, kalbim bana hiç böyle davranmamıştı sanırım koza içindeki tırtıllar sonunda kelebek olup vücudumun içinde özgürce kanat çarpıyorlardı.müthişti.ve sonunda yol bitti kafeye oturmak için arabadan inerken eli elime hala uhu ile yapıştırılmış gibi kenetliydi ama bir fark vardı ellerini ısıtmıştım, o ıslak ve soğuk elleri artık sıcacıktı.sırt çantasının ardında saklanan ellerimizi ayırdık melek yüzlü kızın annesine teşekkürlerimizi sunup arabadan indik ve yine yapmacık, baskıcı ve iğrenç insanların bulunduğu özgürlüğün kısıtlandığı yeryüzüne ayak basıp ıslanarak bir şey olmamış gibi birbirimize tebessüm ederek yürümeye devam ettik...
o an: 28 ekim 23:40
erkek veya kadının düşebileceği durumdur. fakat türk dil kurumu güncel sözlükte kötü yola düşmek deyiminin açıklaması olarak "kötü kadın olmak" karşılığını görürüz. ayrıca google'a kötü yola düşmek yazıldığında ilk karşımıza çıkan "(kadın için) orospu olmak" ibaresi bizi ne kadar cinsiyetçi bir dünyada yaşadığımız gerçeğine götürür.
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'nin üçüncü basamağının gerçekleştirilememesi ya da eksik gerçekleştirilmesidir. bu da üst basamağa geçmekte sıkıntı yaratır. teorik olarak mümkün değildir. bir yerde nefes alıyor olmanız oraya ait olduğunuz anlamına gelir. en basit anlamda hepimiz birer dünyalıyız ve dünyaya aitiz. pratikte ise işler değişiyor ve mahremiyet, aile ve arkadaşlık ilişkileri işin içine giriyor.
cuma günü esen geçiçi samimiyetsiz müslümanlık rüzgarları ile kapışır. adam perşembeden başlar hazırlığa. cumanın bitmesiyle müslümanlık da bir hafta süreyle rafa kaldırılır.
erkek veya kadının düşebileceği durumdur. fakat türk dil kurumu güncel sözlükte kötü yola düşmek deyiminin açıklaması olarak "kötü kadın olmak" karşılığını görürüz. ayrıca google'a kötü yola düşmek yazıldığında ilk karşımıza çıkan "(kadın için) orospu olmak" ibaresi bizi ne kadar cinsiyetçi bir dünyada yaşadığımız gerçeğine götürür.