blurred lines şarkısının parodisini 234128 kez kahkaha ata ata izlediğim şarkıcı. hem görüntüleri hem sözleri süper uyarlamışlar, helal olsun.
gerçi sonlarda asıl klipten baya kopmuşlar. bir sürü gereksiz insan gelmese de asıl klibe gönderme yapmaya devam etseler daha yarıcı olabilirmiş.
bir zamanlar en sevdiğim yazardı.
sonra aslında kendini lanse ettiği gibi bir insan olmadığını fark ettim.
buna rağmen şu an gurur duyduğum pek çok düşüncemin temelini attığı içi kendisi hala çok özeldir benim için. tüm kitapları durur kitaplığımda.
bu nasıl bir haksızlık, bu nasıl bir iğrençlik? allah kahretsin sizi, terörünüzü, biber gazınızı, faşizminizi.
hakkında bir şeyler yazmayı her denediğimde tüylerim diken diken oluyor, gözlerim doluyor. nur içinde yatsın.
resmen tutulacak yeri olmayacak savunma cümlesi. bakın avrupa birliği bakanımız ülkesini kimlerle kıyaslıyor. nasıl da duygu sömürüsü yapıp kaybettiğimiz altı canı enikonu yok sayıyor.
not: yeni öğrendim. yedi olmuş. allah sizin belanızı versin, iğrenç herifler.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyase...
beyoğlu'nda, balık pazarı'nı geçtikten sonra ilk sağda kalan mükemmel bir çikolatacı. müthiş bir çikolata tarifleri var ve o çikolatayı hangi tatlıya koyarlarsa koysunlar sonuç aynı derecede müthiş oluyor haliyle. her gün her gün gidip tüm menüsü denenesi.
ayrıca ortam da son derece şirin, hatta romantik.
hem fizik hem zihniyet bakımından gayet taş gibi olanları da vardır, allah için. ataerkil toplum yapısı yüzünden hayata 1-0 yenik başladıkları (başladığımız) konusunda sosyalbilici'ye katılıyorum. boy konusunda da greenday'e. :(
yine de internet ortamındaki tüm bu karalamaları hak etmiyorlar, hak etmiyoruz. olay sadece erkek egemen düzenin kadına sağladığı sözde yararların geçici büyüsüne kapılıp kendini sahiplenecek birini aramak yerine biraz kendini geliştirip de kendi ayakları üstünde durabilmekte. bu bakımdan biraz feminizme ihtiyaç var.
not: tabii ki eşitlikçi feminizmden bahsediyorum. yoksa feminizmin arkasına saklanıp da pozitif ayrımcılık istemek son derece tutarsız ve samimiyetsiz bir tavır bence.
yan kitaplarından biri olan "fantastik canavarlar nelerdir, nerede bulunurlar?" için bir film uyarlaması düşünülen seri. tüm kitaplarını senelerdir defalarca okumuş ve hala ara ara okumaya devam eden beni daha mutlu edemezlerdi herhalde.
o sırada biri yaklaşırsa, seslenirse ya da kapıyı çalarsa yerinizden bir buçuk metre sıçramanıza sebebiyet verecek olan heyecan. benim için heyecan katsayıları sınav döneminde ailemden gizli kitap okumaktan anne-baba işteyken eve sevgiliyi getirmek arasında değişen aktiviteler sırasında oluşuyor.
nihayet hayalimde olanından edindiğim meret. meret dediğime bakmayın, pek bir memnunum halimden.
çünkü insan sevgilisinin karşısında evde olduğu kadar rahat olamıyorsa olmuyor o ilişki tam. şimdi ilk defa, yanındayken tam olarak kendim gibi olabildiğim, rahat rahat saçmalayabildiğim, daha doğrusu birlikte saçmalayabildiğimiz bir sevgili buldum. birlikte her türlü çılgınlığı, çocukluğu yapıp hayvan gibi eğlenebiliyoruz. her şeyden bahsedebiliyoruz, film-dizi-kitap muhabbetinden geyiğe, dertleşmekten fikir tartışmaya kadar. sekse gelince... o ten uyumu denen şeyden bolca var bizde. ama en önemlisi çok seviyoruz birbirimizi.
şimdi buraya böyle ballandıra ballandıra anlatınca neredeyse suçlu hissettim ama çok mutluyum be sözlük.
biliyorum, sonsuza kadar sürmez, öyle bir iddiam yok. ama sürebildiği kadar sürsün istiyorum, her sarılmak istediğimde sıkı sıkı sarılabileyim istiyorum, canı sıkkın olduğunda şirin şirin bakıp da gülümseteyim onu istiyorum. canım o benim, canım.
o zaman bir de şarkımız gelsin:
kızdan kıza değişir.
homofobik olanlardan bahsediyorsak koca bir boş küme olur bu. sanki üstlerine atlayacakmışsınız ya da lezbiyenlik bulaşacakmış gibi.
dinleyip de beğenmediğim şarkıları olmayan, dinlediğim tek türk grubu. gerçi evrenseller artık. tapıyorum ben bu adamlara. müziği gerçek anlamda hissederek yaptıkları her şarkıdan belli oluyor. öyle yoğun ve karanlık ki...
ayrıca 20 eylül'de, kadıköy sahne'deki canlı performanslarını iple çekiyorum.
http://www.biletix.com/etkinlik/PKS81/IS...
"acaba ekranın önünde cidden hayatımda daha önce görmediğim kadar minik sinekler mi dolaşıyor yoksa ben mi hayal ediyorum?" dedirten. e yatayım o zaman ben artık sözlük.
lgbt üyeleri tarafından bile bu denli yargılanmasına şaşırdığım ilişki türü.
hayır iki taraf da razıysa, bunu istiyor ve iğrenç bulmuyorlarsa bunun etik olmadığını, iğrenç olduğunu söyleme, bunu suç sayma hakkını kim kendinde nasıl buluyor merak ediyorum. hepimiz sinir olmuyor muyuz eşcinselliği doğaya aykırı, iğrenç bulanlara? e farkı nerede?
bence insanlar eşcinsel ya da ensest ilişkilere bu kadar tepki göstereceğine tecavüze, pedofiliye, zoofiliye bu kadar tepki gösterse şu an bu halde olmazdık.
türkçe karşılığı var mı bilmiyorum ama ingilizcede yağmuru seven, yağmurdan keyif alan ve yağmurlu günlerde huzur bulan insanları tanımlayan kelime.
bu insanlar nihayet sonbahar geliyor olduğu için çok mutlular mesela şu an.
evet, kesinlikle onlardanım!
lgbt üyeleri tarafından bile bu denli yargılanmasına şaşırdığım ilişki türü.
hayır iki taraf da razıysa, bunu istiyor ve iğrenç bulmuyorlarsa bunun etik olmadığını, iğrenç olduğunu söyleme, bunu suç sayma hakkını kim kendinde nasıl buluyor merak ediyorum. hepimiz sinir olmuyor muyuz eşcinselliği doğaya aykırı, iğrenç bulanlara? e farkı nerede?
bence insanlar eşcinsel ya da ensest ilişkilere bu kadar tepki göstereceğine tecavüze, pedofiliye, zoofiliye bu kadar tepki gösterse şu an bu halde olmazdık.
film ya da dizilerde, öpüşme sahnelerinde oyuncuların gerçekten öpüşmediğini, ayıp olduğu için o sahnelerin hileyle yapıldığını sanardım. sonunda anneme sorduğumda ve gerçekten öpüştükleri cevabını aldığımda şok olmuştum, insanın nasıl olup da tanımadığı biriyle öpüşeceğini aklım almamıştı.
bir de bir keresinde içinde ne olduğunu öğrenmek için ana okulumdan tebeşir alıp eve getirmiştim gizlice. sonra çok kötü hissedip anneme yüzüm kızararak anlatıp cehenneme gidip gitmeyeceğimi sormuştum.
çocuklar ne saf, ne masum şeyler böyle.
beyoğlu'nda, balık pazarı'nı geçtikten sonra ilk sağda kalan mükemmel bir çikolatacı. müthiş bir çikolata tarifleri var ve o çikolatayı hangi tatlıya koyarlarsa koysunlar sonuç aynı derecede müthiş oluyor haliyle. her gün her gün gidip tüm menüsü denenesi.
ayrıca ortam da son derece şirin, hatta romantik.
nihayet hayalimde olanından edindiğim meret. meret dediğime bakmayın, pek bir memnunum halimden.
çünkü insan sevgilisinin karşısında evde olduğu kadar rahat olamıyorsa olmuyor o ilişki tam. şimdi ilk defa, yanındayken tam olarak kendim gibi olabildiğim, rahat rahat saçmalayabildiğim, daha doğrusu birlikte saçmalayabildiğimiz bir sevgili buldum. birlikte her türlü çılgınlığı, çocukluğu yapıp hayvan gibi eğlenebiliyoruz. her şeyden bahsedebiliyoruz, film-dizi-kitap muhabbetinden geyiğe, dertleşmekten fikir tartışmaya kadar. sekse gelince... o ten uyumu denen şeyden bolca var bizde. ama en önemlisi çok seviyoruz birbirimizi.
şimdi buraya böyle ballandıra ballandıra anlatınca neredeyse suçlu hissettim ama çok mutluyum be sözlük.
biliyorum, sonsuza kadar sürmez, öyle bir iddiam yok. ama sürebildiği kadar sürsün istiyorum, her sarılmak istediğimde sıkı sıkı sarılabileyim istiyorum, canı sıkkın olduğunda şirin şirin bakıp da gülümseteyim onu istiyorum. canım o benim, canım.
o zaman bir de şarkımız gelsin: