alttaki yazara soracaklarım var

  • /
  • 29
hetero olmak kesinlikle istemezdim. dünyada var olmanın en sıkıcı en sikik hali bana kalırsa. hetero olmuş olsam bile bi-curious filan olurdum herhalde. öyle bi seçenek yoksa no.

hetero erkek olmak peşinde büyük bir erkeklik baskısı sorumluluk eş bul çocuklarına bakacak kadar para kazan vs. getiriyor. toksiklik diz boyu. arkadaşların diğer hetero erkekler ve en az senin kadar sorunlu ve toksikler.

hetero kadınlar dünyanın sanırım en yazık varlıkları, aşk umduğun şey odun bir hetero erkek. hetero kadınlar istatistiksel olarak hayatları boyunca en az orgasm olan kitle. kimisi hayatta bir defa bile olamıyor öyle düşün.

dünyaya tekrar gelsem ve seçme şansım olsa lezbiyen olmak isterdim.

alttaki yazara sorum: başından geçen en keyifli friends with benefits ilişkisi neydi, bunu keyifli yapan neydi?
eskiden ve körkütük sevdalı olduğum zamanlar da kendimden vermeyi aşk zannederdim. yani birini sevmenin yegane şartı onu mutlu etmekmiş gibi geliyordu. ancak daha sağlıklı düşünebildiği inandığım şu günlerde ilişkinin bir bayraklı koşu maratonu olduğuna inanıyorum. sen ne kadar koşarsan koş partnerin yavaş ise skorboarda neyse o yansıyacaktır. iyi bir ilişki için benzer eforlarin sarfedilmesi gerektiğini düşünüyorum. yer yer elbette bir taraf diğer taraftan daha fazla odun verecektir ama bu dalgalanma yataydaki hedeften çokta sarkmamalidir diye ümit ediyorum.
ezcümle kimse vazgeçilmez değildir ve seni sen olmaktan uzaklaştıracak her zorlama hareketin kişiliğinden götürür o yüzden öyle durumlarda içinden mırıldanman için ; hakkı bulut-ben buyum tavsiye ederim :)

altıma gelecek yazara sorum:
arkadaşların ile arana zamanla giren maddi kazanç ve sosyal statü farkları dostluğunu eskisi gibi sürdürebilmene engel teşkil eder mi?
canon tabiki!

alttaki yazar, tost yerine bi alternatif söyle?
bence değil. psikolojik bir bozukluk ya da hormonlarla da alakalı olabilir. dışlamamak lazım yaaani, tedavisi vardır tıp ve psikanalitik çok ilerledi *
alttaki şinobi, hiç tüm soluğunla hurrraaa bağırdın mı?
çizgi roman takip ediyorsan ve beğeniyorsan çok güzel ürünler var ortada hele ki batmanvsuperman iyi örnek olabilir
diğerleri ise punisher , nightwing , flash , black canary yada green latern simgeleri olabilir ben olsam bunlardan birini yapardım

ilişkimizin adı ne ? bir ad koyalım mı ? bu ilişki nereye gidiyor ? *
umrumda değil, umrumda olsaydı sürekli olarak onu düşünerek yaşardım. bir de düşünsen de düşünmesen de öleceğiz.
alttaki yazar; atom bomban olsa kullanır mıydın, kullansan nereye atardın?
hiperaktif biriyle olmayı düşünemiyorum bile iki hiperaktif amuda kalkardık herhalde.* bana kesinlikle oldukça miskin, çok konuşmayan, ağır biri lazım.

aileye ve yakın çevrene açılmak sence çok önemli midir?
kesinlikle ozgurluk.

alttaki yazar kendinle barisik misin?
en sevdiğim huyum temizliğe dikkat etmem, sevmediğim ise bazı takıntılarım.

alttaki, geceye güzel bir şarkı bırak.
çocuklar anne-babaların bulduğu kadar üstün zekalı olmadıkları için. öyle de olmasına gerek yok zaten.
alttaki şinobi: çok çaresizsin ve cumhurbaşkanına twitter ile yardım çağrısında bulunman lazım. kesin cevap gelecek bulunur musun? televizyona falan da çıkacaksın gazetelere falan. tabi yardım da edilecek dattebayo. *
iyi yaşamak; insan bence yapmak istediklerini gerçekleştiremediği an yaşlanmaktan korkuyor, yaşamı dolu dolu yaşayınca az yaşamak da gayet tatmin edici.

alttaki yazar; burcunun hangi olumsuz özelliğini fazlasıyla taşıyorsun?
bence bu soruların hepsi için mutlu olmaya bir tanım getirmek gerekli. bir çok insan çok mutlu duruyor güleryüzüyle, ancak o kadar mutlu olmuyor aslında. bu yüzden gerçekten mutlu olan insanları düşünerek cevaplıyorum:
-bence mutlu insanlar sıkıcı değiller, hatta sürekli pozitif yaklaşımlarını ilginç buluyorum.
-mutlu insanlar sevilmeli bence. ama bazen bazı gerçekleri göremediklerini veya görmezden gelmeye çalıştıklarını düşünüyorum.
-okuduğum birkaç yazıya göre (şahsi fikrimi de ekleyerek) insanlar mutsuz insanları, büyük acılar çekenleri görmeyi istiyorlar, çünkü onların sefil hallerini görmek bizimkilerin egolarını tatmin ediyor. içten içe başkalarının acınası halini görerek kendimizi onlar kadar zor durumda olmadığımızı düşünerek rahatlatıyoruz. sanıyorum türk dizilerinin arkasındaki mantık da bu. büyük trajediler; kara ekmek, kara aşk, kara hayat, kara o kara şu tam olarak da bu fikir ile ilgili.
-sürekli mutlu olsam nasıl hissederdim bilmiyorum. kendimi mutsuz biri olarak tanımlamıyorum, ama sanırım her zaman bir duygu ile yaklaşmıyorum olaylara. sürekli mutlu olsam iyi hissederdim, insan mutlu olmaktan sıkılamaz bence. sürekli pozitif olmaktan veya olmaya çalışmaktan sıkılabilir. sanıyorum mutluluk bunları sonucu olabilir nedeni değil. * *

ben de mutluluk ile ilgili sorayım bari,
sence insanın hayattaki amacı mutlu olmak mı olmalıdır? evet ise bu mutluluğu nasıl yakalamayı hedefliyorsun?
gidelim. çok isterim.

alttaki yazar çıplaklar kampına sen de gelir misin?
samimi olurum bunun için hayranımın güzel ya da yakışıklı olması da şart değil, selfie isteğini kırmam mesela; hatta konserim varsa konsere film çekimim varsa setime davet ederim.

altta ki; bana bir meyve, bir renk ve bir de ülke adı söyler misin? ardından sol freyme bak.
üzülmedim ama etkisinde kaldığım film dogtooth olabilir.

en sevmediğin kişilik özelliğin? bu özellikten tamamen kurtulmak mı istersin yoksa seni sen yapan bir özellik olduğunu düşünüp onunla yaşamak mı daha mantıklı?
elbette. intihardır. ama çılgınca değil. ilaçlar falan var. doktorlar ciddi insanlar. doktorların dahil olduğu şeyler çılgınca gelmiyor. sanki doğal bir şeymiş gibi geliyor. bir kendini ipe asmak veya tabancayı ağzının içinde 30 derece yukarı kaldırarak sıkmak kadar çılgınca değil.

alttaki yazar;

peşine bir stalker takılsa ne yaparsın?
çoktan 35'i geçtiğim için, şimdiki gibi görüyorum deyip geçeyim!

alttaki yazara sorum: kendini sadece üç sözcük ile anlatsan, bunlar neler olurdu?
sen hiç gömmekle uğraşmıyorsun. şansa bağlı olarak tanıştığın ilk doğru insan senin yerine bütün defin işlemlerini ücretsiz hallediyor, gönül tarlanı çiçeklendiriyor.

alttakine sorum: mutluluktan delirip, kendinden geçtiğin son anını anlatır mısın?
iyiyim, hayatıma yön vereceğim yeni bir döneme gireceğim için heyecanlıyım.

alttaki yazar, hiç aşık oldun mu? olduysan, aşık olduğun kişinin hangi özelliği seni çok etkiledi?
doğrusu bana dokun ama birini seçersek bana dokunma.

alttaki yazar; muhteşem bir varlıkla karşılaştın, baştan aşağı bal dök yala duruyor. ilk yapacağı hangi hareket her şeyi çöpe attırır?
  • /
  • 29