arkadaşa eşcinsel olduğunu söylemek

gelecekteki dusmaniniza verilen büyük bir kozdur.
asla 'sana söylemek istediğim bir şey var' veya 'konuşmamız lazım' gibi girişlerle yapılmaması gerekir, birincisi kendinizi bu kadar küçültmeyin, ezdirmeyin, onlar da size herşeylerini açıklamıyor emin olun, ikincisi sizden bi yargı beklediğinizi düşünüp havaya girerler ki buna ihtiyacınız yok, kendi değerinizi bilin, kimsenin size yargılamasına izin vermeyin, yalnız yanlarında kasılmayın hemcinslerinize de laf atın, hoşlandığınız tipten bahsedin, zaten anlarlar, normal davranın (normal davranmak heteroseksuel gibi davranmak değildir, olduğunuz gibi davranmaktır), size sorarlarsa da asla inkar etmeyin zaten yemezler yemiş gibi yaparlar, hala yargılarlarsa sizi aşağılamaya çalışırlarsa da itin götüne sokun sokun çıkarın hatta çıkartmayın orda kalsın
yıllardır "arka masadaki hatun sana bakıyo ooolum" lafından sonra, yüzüne karşı söylemek isteyip de söyleyemediğiniz "yok be kanka ben hatunun yanındaki fırça bıyıklı amcaya bakıyorum" cümlesini artık rahatlıkla söyleyebilmektir.
söyledikçe söylüyorum kendimi durduramıyorum.dumur olmaları çok hoşuma gidiyor.ama onların eşcinseller hakkındaki fikirleri değişmiş oluyor.kafalarını açıyorum bi nebze
derdimi dağa taşa anlatma istediği duyduğum bir zamanlar çakma facemde bi kızla muhabbetim olmuştu. çok az yaşanmışlığın verdiği toy'lukla içimi doldurmuş birikintileri sanal ortamın verdiği özgüvenle a dan z ye dökmüştüm. kız bana o kadar samimi ve sıcak gelmişti ki numaramdan tut aile faceme kadar eklemiştim. bu kadarıyla yetinmeyip istanbula gelirsem kesinlikle benle yüz yüze de görüşecekmiş.vee nihayet o gün geldi kendimi istanbulda buldum. günlerden bir gün kıza mesaj attım istanbuldayim görüşebiliriz diye ne tesadüf ki cumartesi, cumartesi annelerinin yanına istiklale gelmiş o da. her neyse galatasaray lisesinin orada buluştuk. bi de yanında sevgilisi olmasın mi. hayatının tümünü olgunlarla geçiren, ortamdan bile olsa bi gence kendini aciklayamayan ben, bi kadin bi erkek iki hetero arasına düştüm. üstelik çocuk benim hemşerim. bütün enerjim sıfıra indi. öz güvenim yerle bir oldu. olabildiğince ortamdan değilmişim gibi davranıp onlarda bunu bilmiyormuş gibi düşünüp kendimi öyle motive ettim. yoksa utancimdan iki kelime bile konusamazdim. kahve içmek için bi yere geçtiğimizde, biraz sonra sigara içmeye kapıya çıktım. kız arkadaş nezaketinden yanıma gelip hal hatırımı, ilişkimin ne durumda olduğunu sordu. ben ise en bu konuyla alakali iki kelime edebildim en fazla. bu da hayatımın dersi oldu.

demek istediğim tamam her şey dışardan iyi hoş arkadaşlarım bilse daha güzel olurdu diye düşünebiliriz. hatta kaçımız bunu anlatmanın eşiğinden dönmüştür. ama bana sorarsanız bırakın bilmesinler, bırakın telefonunuzu ellerine vermediğinizde malına düşkün sansinlar, bırakın tek sosyal cevren kendileri olduğunu düşünsünler, birakin hayatınızda her zaman şüphe duydukları karanlık yönünüz olsun. emin olun anlatınca asıl o zaman kendini kabullenme sancıları çekersiniz ve en önemlisi en iyi dostunuzla bile hep aynı kalmayacaksiniz.hem yeri doldurulmayacak bir şey değil bu. ortamdan da çok sağlam dostluklar kurabilirsiniz.
hoşlandığım adamları gösterdiğimde ise
+ lan sen hani gaydin bunlar bildiğin koca adam
- ne sandın amk bütün gayler kuşum aydın mı?
+ama sana da benziyor bunlar
-hmm harbiden lan aslında benziyorlar!?
-off ama şunu var ya
+tamam çirkinleşme amk
arkadaşlarıma söylediğimde 'biliyoruz , biz seni her halinle seviyoruz' cevabını alınca ulan keşke kestiriyorum falan deseydim dedim kendi kendime , hiç sansasyonel olamadım sözlük.

benim bu konudaki bakış açım şöyledir efendim. herhangi bir hetero arkadaşınız yeni bir erkekarkadaş ya da kız arkadaş ile çıkmaya, evlenmeye karar verdiğinde nasıl ki size sormuyor ise sizin de hayatta incir çekirdeğini doldurmayacak kadar önem taşımayan hemcinslerinizden hoşlanmanız kimsenin sorunu değildir.

konuşmanız bittiğinde size ufak bir gülümsemeyi bile çok görüyor ise o sizin zaten en yakın arkadaşınız olmamıştır hiçbir zaman. daha ileri gidip homofobik söylemlerde bulunması ise o kişinin asla arkadaşınız olmadığını göstermektedir. benim arkadaşlarıma açılma hatta abartıp herkese açılma durumum da böyle başladı aslında. kabul etmeyen kişinin zaten arkadaşım olmadığını düşünerek insanlara durumu belirttim. hatta en yakın dostlarımdan böyle birşeyi paylaştığım için gözleri dolanlar bile oldu.

hiç korkulacak birşey yok. yakınınızdakilere açıldıktan sonra herşey çok çok daha rahat oluyor.
beni özgürleştiren ve psikolojimi düzelten şey oldu arkadaşlarıma açılmak. biraz zor ve çileli bir süreç oldu zira hala kolay söyleyemiyorum, ama ıkına sıkıla da olsa bütün yakın arkadaşlarıma zaman içinde açıldım. hepsiyle de arkadaşlığımız resmen yeni bir üst aşamaya geçti. hayatımın çok ciddi bir kısmını saklamadan, özgürce konuşmak, hayatı paylaşmak kadar özgürleştirici bir şey yok. tersi durum bana ciddi bir depresyon olarak geri dönmüştü ayrıca.

işin garip yanı, o kadar arkadaşıma açıldım, buna rağmen samimiyet hissettiğim yeni birine açılması benim için hala çok zor. geçmeyecek galiba bunun zorluğu hiç bir zaman.
benden küçük 17 yaşında bir kuzenim var. arada sırada istanbul'a gelirler ailecek. malum bizde kalırlar. ben askerdeyken ara ara mesaj atıp dururdu. hem beğeneceğim komik bağlantıları hem de "iyi ki varsın" temalı şeyleri paylaşırdı benimle. bir şeyleri aslında o zaman sezmiştim. bu böyle gidip gelirken ben askerden döndüm nihayetinde yaklaşık 2 ay önce. zaten ev cümbür cemaat toplanmış, 6 aydır görmedikleri beni bekliyor herkes. kuzenim de oradaydı. biz evde büyükler ingilizce anlamıyor diye ingilizce konuşuruz duymalarını istemediğimiz bir şeyden bahsediyorsak eğer. neyse bir gün baya baya konuştuk ve çocuk birden bire neyi var neyi yoksa ortalığa döküverdi. dini inancının olmadığından girdi ve eşcinsellikten çıktı. tabi ben böyle bir şey bekliyordum ama kapı gibi suratıma çarpınca tuhaf geldi. sonra ben bu konuda ne hissediyorsa peşinden gitmesi gerektiğini, onu kimseye aldırış etmeden bu yola vardığı için tebrik ettim. ama kendimden ilk etapta bahsetmedim. ertesi günün önceki gecesinde bunu düşündüm. bana bir kuzen olarak açılması bir nevi hoşuma gitti. benle bir bağ kurduysa bu bağı ben de onunla kurabilirim dedim ve ertesi günün sabahı kahvaltıdan sonra ben de ona açıldım. "biliyordum" zaten dedi. "nasıl yani?, nereden biliyordun?" dedim. o da eşcinsel gibi durmadığımı ama hislerinin kuvvetli olduğunu söyledi. açıldıktan sonra biraz rahatladık sanırım ikimiz de. ama onun dışında gerek akraba gerek arkadaş olsun uzun süre birine açılmayı düşünmüyorum. en yakın arkadaşım açık görüşlü bir insan olsa da, bir gün onunla konuşurken konu gaylerden açılınca, "bir insan bir insanın neden bok deliğini siker ki? aklım almıyor. " demişti. bu sebeple ona açılmayı düşünmüyorum ve de diğerlerine, en azından uzun bir süre.
bikaç ay-sene yoklarsın onu az çok. eşcinseller hakkında ne düşündüğüne dair, belli etmeden. sonra patlatırsın bombayı. şuana kadar 5-6 arkadaşıma söyledim galiba ayrı ayrı. bir sorun olmadı. sanırım hepsi bayan olduğu için...
o güveni verene söylediğimde beni rahatlatması bi yana, arkadaşlığımızdan hiçbir şey eksilmediğini görmek güzel olan açılım. hele bundan ötesi onun da gey çıkması, tadınmaz yenmez durumlardandır.
- ya tamam söyleyim artık. ben gayim. oh beee rahatladım.
+ banane yarraammm git çayı getir çay oldu.

hayatım boyunca ya yapamam ben öyle derken çıktım bu gün birine açıldım.
olay söyle bu açıldığım kişi üniversitede sevdiğimdi. * hep böyle alttan alttan da ona hissettirmeye çalışırdım ama hep kapalı ve şaka ile karışık
neyse sabah 4 gibi mesaj attı bana bizde aralıklı 4-5 saat mesajlaştık saçma sapan konular.
sonra nedense olay onur yürüyüşüne dondu bu dalga geçti ve hdp'nin eşcnsel millet vekili ile ilgili de saçma sapan şeyler söyledi.
sonra dedim ki senin böyle biri olduğunu zannetmezdim diye. oda döndü dediki şaka yaptım ben bunun doğuştan olduğunu biliyorum dedi. bende dedim ki mesela sana şimdi eşcinsel olduğumu söylesem ne dersin. muhabbeti veya dostluğunu keser misin diye
o da dedi ki alakası yok. saygı duyarım. bende yumdum gözümü açtım ağzımı herşeyi anlattım uzakta olduğumuz içinde cesaretimle anlattım.*
inanmadı ve yemin et dedi. yemin ettim *
sonra başladı milliyetçi olduğunu ama muhafazakar olmadığıni işte hiç bir zaman homofobik olmadığını ve toplumun baskısını zorluğundan bahsetti ve hiç kimseye anlatmayacağını ve benim de diğer arkadaşlara anlatmam gerektiğini yazdı da yazdı.
yani hoşgörüyle karşıladı sanırım. sonra birden bire abim çağırıyor beni ben seni sonra ararım dedi konuşuruz falan. uzun zaman geçti hala aramadı.
ama bi arkadaşıma anlattığım için çok mutluyum. en azından birine beni gerçek beni anlatıp onun hareketlerini tavrını görme fırsatım oldu. ama sorarsan başkasına anlatırmıyım tabii ki hayır.
bu sanırım ilk ve sondu.
neyse gelişmeleri göreceğiz bakalım hal ve hareketlerinde ne kadar bi değişiklik olur

edit: olayın rehavetiyle ne çok '' dedi, dedim, demiş '' yazmışım *
edit 2 : abim çağırıyor arayacağım konuşur diyeli 4 gün oldu ne aradı nede sordu.4 gündür abisiyle ne konuşuyor acaba *
askerde söylemiştim kankama, o bana hayalindeki kadınları anlatırdı fantazilerini bende askerdeki yakışıklıları bunun gideri var bacakları sağlam yüzü tırt gibisinden geyik yapardık.
mehmet: ali ben gayim.
turgut: ali ben de gayim.
metin: ali ben gayim biliyor musun.
ali: e ben de gayim.
ayşe: hadi kızlar burası çok sıkıcı, baksanıza hepsi gay.
ali: durun gitmeyin ben biseksüeldim.

açıldıkça açılıyor herkes. şöyle iki lafın belini kıracak bir heteroseksüel de kalmadı.
hayatım boyunca yapmayacağım.
etrafımda olan insanlar hepsi homofobik ve biseksüel olanları ayrı bir sapık kefesine koyuyorlar.
bunun dışında bir tane bile eşcinsel arkadaşım yok. ne kadar istesemde bunu tercih eden yine ben ve paranoyaklığım.
içine ata ata çürüyeceksin zalim yorgo!
söyledim, bir nebze olsun rahatladım.
gay arkadaş dışında dertleşeceğin biri olması güzel bir duygu.
en yakın arkadaşına söylediğinde onun da sana açılmasıyla arkadaşlığı bambaşka, fantastik bir boyuta geçiren durum. deneyimle sabittir, aynen şöyle:

18 yıllık arkadaşımla msn diyalogumuz:

ben: sana bi şey diycem ama nasıl diyeceğimi bilemiyorum esasında, arkadaşlığını kaybetmekten korkuyorum ama bunu da sana söylemem lazım. vs hede hödö...
arkadaşım: söylesene artık!
ben: ben zaman zaman tekyöne gidiyorum!
arkadaşım: hiiii bensiz miii? gebertirim seni *

sonuç benim arkadaşımdı, canım oldu *
  • /
  • 3