arkadaşa eşcinsel olduğunu söylemek

yakın bir arkadaşınızın gelip artık senin yüzünden ayıları kesmeye başladım şu sarışın tombul crushını görünce ne tatlı çocuk diyerek kalakaldım demesi*
kalabalık bir hetero arkadaş grubuna sahip olduğumdan ve üniversite zamanlarında sürekli birlikte takıldığımızdan içlerinde en yakın olanlara söyleme gereği hissetmiştim(içlerinde sadece 3 kişinin daha önce çevresinde gay arkadaşı olmuş) ve peşpeşe hepsine söyledim.aslında beni tetikleyen adım,ev arkadaşımın bana arada sırada 'eşcinsel olma ihtimalin var mı?' sorusunu yöneltmesiydi.adamdan gizleyememişim ibneliğimi.şimdi ona çok teşekkür ediyorum.aldığım tepkilerde düşündüğüm gibi olmadı,sanırım baya kötü senaryoları yaşatmışım içten içe kendime.ilk tepkiler şöyle oldu:
-bu mu yani, ne önemi var ki?
-sen mutluysan ve böyleyim diyorsan sorun yok.
-olleeyyy beeee(boynuma sarılmıstı sokak ortasında ,o an söylemem gerekiyordu)
-söylemesen hayatta anlamazdım.
gibi gibi...
neler hissettiğimi,ne zaman kabullendiğimi,ailemi falan sordular...içlerinden biri sözlükteki yazarlardan bikaçı ile de tanıştı ve yazmaya da başlamış, nick söylemedi, peşimi bırakmıyorlar.onları hiç dışlamadım, ötekileştirmedim , hazır olduklarını hissettiğimde yüklendim teker teker.kaldıramayacaklarından ağır yükler vermeyelim.
konuşma ve davranışlarınıza kadar büyük rahatlık sağlayan durumdur. arkadaşınızın homofobik olmadığından eminseniz yapabileceğiniz bir şeydir, yoksa kötü sonuçlar doğurabilir.
yakın bir arkadaşla
+ ben eşcinselim?
- şaka yapıyorsun.
+ saçmalama, ne zaman böyle şakalar yaptım?
- aaaa bundan sonra millete 'benim de gay arkadaşım var tamam mı?' diyebileceğim.

başka bir yakın arkadaşımla
+ ben eşcinselim.
- yaaa
(sarılıyoruz sıkı sıkı, tam bu sırada)
- biliyordum sende bir oğlanlık olduğunu.
+ göt!
(sarılmacalar gülmeceler)
lisans zamanlarımda yakın bir kız arkadaşıma açıldığımda söylediği şey "onca kız dururken neden bir erkek" olunca daha da fazlasına gerek duymadım.

şimdilerde neredeyse tanışırken "merhaba ben anna, bir eşcinselim" diyorum..

bunca yıl akpye oy vermiş halktan mı çekineceğim
bir ek entry daha yaparak bir anımı anlatmam lazım.

geçtiğimiz senenin sonunda hiç olmadığı kadar dolmuştum artık, aşk acısı vs derken kafayı yemiştim, üstüne kendi sorumluluklarımı da boşladım, her şeyin boğazıma geldiği noktada bulunduğum siyasi kurumda kendi sorumluma ağlamaklı dedim "anlatmam gereken bazı şeyler var", niyetim de belli zaten sapıtıp duruyorum bari sebebini bilsin arkadaşlar. iki gün sonra arkadaşın evde sözleştik aldım 8-10 bira gittim, ilk iki saat ölüm resmen, yok yani kenardan köşeden dolaşıyorum ama oraya gelemiyorum, en son bir cesaret girdim, aklımdaki sahne çok hazindi ama bi iki dakika bakıştık arkadaşla, sonrasında üç beş dakika konuştuk, ertesinde ise balkan türkülerinin ne kadar güzel olduğu üzerine bir muhabbete girdik!

hiç öyle ah vah denilmeden, saçma salak duygusallıklar yaşanmadan geçen bir diyalogdu, sadece ufak bir şaşırma anı vardı onunda sebebi görüntüm ve tavrımdır, insan diyor keşke yaşadığımız toplum bu kadar olgun karşılasa.
en kötüsü de ne olursa olsun utana sıkıla açılıyorsun, başın eğilmekten halıya sürtüyor resmen, sanki insanlığa karşı bir suç işlemişsin gibi! en son bir dostuma açıldığımda dediği tek şey "şu ana kadar kendine çok yazık etmişsin, ve hala kendine haksızlık ediyorsun" demek oldu. ne de olsa baştan suçlu gibi damgalandık ve işin kötüsü bunu içselleştirdik de, ne diyeyim çoğumuz içten içe suçluymuş gibi hissetmeye devam ediyoruz.

kendi hayatım adına bir sınırdayım, kısmen açığım ama hiç yoktan yarı açık bir pozisyona geçmek istiyorum, tabi "yarı açık" olduğumuz an aslında tam açık olacağız çünkü o andan itibaren mevzunun nasıl yayıldığı akla hayale gelmez. ama böyle olmak zorunda, en azından daha özgüvenli ve daha cesur bir yaşam için. eşik zor, ama çekilecek.
öncelikle en yakın ne demektir, farkında olun.

size en yakın olanlar genelde ailenizdir. kan bağından çok gönül bağıyla size bağlıdırlar. sizin için fedakarlık yaparlar ve bu fedakarlıkları yaparken karşılık beklemezler. hafta sonu sinemaya giderek veya dedikodu yaparak bu gönül bağı kuramazsınız. onu da diyeyim. **

neyse konumuza dönüyorum.

açılmanın asla bunun bir sır olarak kalacağını düşünmeyin. kalmaz. bir kere açıldığınız zaman geri dönüşü yoktur. ha, bu kötü bir şey mi? ben bilemem. sen kendi realiteni bir düşün, sonra açıl...

sonra hayatınızda hiç tanımadığınız insanlarla karşılaştığınızda "ayy attitude sen misin? ben çok ufak tefek bir çocuk bekliyordum?" dediklerinde şaşırmayın.

şaşırdım mı? şaşırdım.

sonra kabullendim.
hemen hemen hiç sikimde olmadan gerçekleştirdiğim eylem. doğruluk-cesaretlilik sırasında sevişilen ilk bireyin ismi sorulur, biraz düşündükten sonra "ertan ya, bizim liseden" yanıtını verip şişeyi çeviririm. arkadaşın gözündeki "vay ibne" bakışı paha biçilemez, şu an hayatımda değil ve kendisine sevgilerimi gönderiyorum.
söylemeseniz de olur, söylerseniz onun yanında eskisi kadar rahat olamayabilirsiniz.yaptığınız herhangi bir davranışı yanlış anlamasından çekinebilirsiniz.
ben: sana söylemem gereken önemli bir şey var. konuşmamız gerek. bugün bana kahveye gelir misin?
o: beni oraya kadar yorma. hamile misin, eşcinsel mi?
ben: *sessiz kalır* *derin nefes* seni seviyorum.
kiz kankama benden hoslandigini soylemesinin ardindan acilarak yaptigim eylem. belki hâlâ beni dusunerek dokunuyordur kendine geceleri ama (bkz: what can i do sometimes)
(bkz: friends without benefits)
birçok arkadaşım bu durumu gayet "umursamazlıkla" karşıladı. zaten ben de gayet "umursamaz" şekilde beyan etmiş oldum çoğuna...

x: canım h.sonu ankara'ya geliyorum, müsait misin?
sb: he müsaitim, y'yle oturuyoz,* onun ve benim yapmamız gerekenler var ama misafir edebiliriz tabi ki de seni..
x: y kim? ev arkadaşın mı?
sb: evet, aynı zamanda da sevgilim...
x: ha tamam... rahatsız olmazsınız di mi?
sb: yok yok olmayız gel.. iyi olur hem değişik bikaç muhabbet ederiz.. o da benim geçmişimi öğrenmiş olur biraz daha...
x: tamam o zaman, bileti mi alınca geleceğim saati söylerim...

bir diğer arkadaşımda ise farklı bi sorun yaşamıştık.* benim eşcinsel olduğumu bilmesine rağmen pratikte yanımda hiç kimseyi görmediği için bu konunun esamesi okunmuyordu muhabbetlerimizde. hoş o da kadın arkadaşlarından bahsetmezdi. istanbul'da olduğumu feysbuk marifetiyle öğrenen arkadaşım beni aradı ve

d: lan, istanbuldaymışın... ne aramıyon götoş!
sb: he istanbuldayım. sevgilimleyiz. o yüzden aramadım. yanımda o varken seninle görüşmek istemedim. kusura bakma, şimdiye kadarki hal ve tavrından senin bu konuyu kaldıramayacağını düşünmüşüm demek ki...!
d: o nerden çıktı lan:s benim senin yöneliminle sorunum yok ki. bu konuda sana bişi de demedim..!
sb: haklısın ama zaten sıkıntı da bu. başka eşcinseller hakkınca konuşurken baya homofobik olabiliyorsun. farkında olmadan da. hatta yakın arkadaşım olmana rağmen benim duygusal hayatımı merak etmemen bile bence homofobik bi yaklaşım. kusura bakma d kafamda kurduğun imajın bu...
d: haklısın, gerçekten özür dilerim. istemeden de olsa seni üzmüşüm. gelsenize yemek yiyelim - içelim..
sb: olur, konuşayım elemanla, sana haber vereceğim..

konuştum, gittik ve mükellef bi kebap sofrasına oturduk. yedik içtik...
bende en yakın arkadaşlarımdan birine açılmıştım, hep ona anlatırdım ama hetero süsü vererek. dayanamadım, ve söyledim..

-şimdi sana birşey söyleyeceğim ama, nasıl söyleyeceğim bilmiyorum
-e söyle hadi porter
-ben eşcinselim, erkeklerden hoşlanıyorum..
-(şaşkınlık ifadesi)
cümleye girer..
-porter, ben seni 2 dk önce nasıl seviyorsam, şimdi de; o sevgim değişmedi, değişmeyecek de.
o an gözlerimiz dolmuştu, sarılmıştık canım dostum benim :)
14 yıllık arkadaşıma az önce tekrar hatırlattığım şey. üniversiteye başladığım yıllarda tüm arkadaşlarıma açılmıştım ama aradan geçen uzun yıllar sonra en yakın arkadaşıma tekrar hatırlatmakta fayda gördüm. öğrendim ki son kalem henüz yıkılmamış. çok rahatladım. boşandıktan sonra yaşadığım süreçten daha detaylı olarak bahsettim. 3 haftadır yaşadığım harika duyguları anlattım. tek tepkisi "bunları neden bu kadar uzun süre içinde tuttun ?" oldu. sarıldık, ağladık ve rahatladık.
ricky martin için çok üzüldüm, yazık ya adam gaymiş diyen en iyi kız arkadaşa yapılmaz. ne üzülüyorsun yahu adam böyle mutlu, kendi tercihi diyen en yakın arkadaşa olabilitesi var. düşündüm de yok lan boşver gerek yok.
çok gereksiz bir konu. rahat gezin tozun, ipne misin diyene sorana evet diyip geçin. çok takılmayın bu tür şeylere.
en yakın arkadaşına söylediğinde onun da sana açılmasıyla arkadaşlığı bambaşka, fantastik bir boyuta geçiren durum. deneyimle sabittir, aynen şöyle:

18 yıllık arkadaşımla msn diyalogumuz:

ben: sana bi şey diycem ama nasıl diyeceğimi bilemiyorum esasında, arkadaşlığını kaybetmekten korkuyorum ama bunu da sana söylemem lazım. vs hede hödö...
arkadaşım: söylesene artık!
ben: ben zaman zaman tekyöne gidiyorum!
arkadaşım: hiiii bensiz miii? gebertirim seni *

sonuç benim arkadaşımdı, canım oldu *
peki en yakın arkadaş kız ise bile geçerli midir bu üstteki entryler?
yurtta aynı odada kaldığım en yakın arkadaşıma, ikimiz okuldan dönerken söylediğimde yolun karşısındaki kaldırıma doğru kaçıp güle güle kaçmaya başlamıştı. zamanla alıştılar tabii.
  • /
  • 3