soğuk ve yağmurlu havalarda; battaniye kahve
sıcak ve bunaltıcı havalarda; alışveriş merkezi.

evlendirme programları.

kendimi dışarıya atmak, arkadaşlarımın başını şişirmek, kitap okumak, neşeli müzikler dinlemek, neşeli filmler izlemek, ego tatmin edici şeyler yapmak... ayrıca depresyon gibi durumlarda libidonun dibi görmesi gerekmez mi yahu millet 31ti seksti yardırmış benim mastürbasyon yapmaya takatim kalmaz üzgünken aseksüel olurum. * *

fazlasıyla yararlanmak isteyeceğim taktikler. zira şu günlerde hayat çekilmez.

kurtulmaya çalışmaya karar verildiği anda neredeyse bitiyor demektir zaten. ben kendimi pek zorlamam; her zaman geldiği gibi gittiler.

benim yöntemim kendimi traking ve hiking'e vermem oldu 2 haftada bir pazar günleri yaz kış demeden 16 km patika yürüyüşlerine katıldım her gittiğim etkinlikte yeni birileriyle tanışma fırsatı buluyorsun en sonunda bir bakmışsın hem kilon azalmış hemde sosyal çevren genişlemiş böylece depresyondan da kurtulmuş oluyor insan*

tatile çıkmak çok etkili bir yöntem efenim..özellikle bilmediğiniz yerlere gitmek.

bir konsere gitmek, bir cd almak gibi eylemler silsilesi. genelde mutsuzluklarım anlıktır. ağladığım aklıma gelince gülmem gelir içimden.

bir şişe viski ve bol miktarda çikolata

sıla şarkılarından uzak durmak
yalnız kalmamak
evde durmamak
en yakın arkadaşla saatlerce komik şeylerden bahsetmek
en sonunda çektiğin acıyı büyük ihtimalle en yakın arkadaşına anlatmak. insan anlatınca da rahatlıyor yahu

daha fazla sigara, daha fazla kahve ihtiyacı * sonra yeni bir depresyon hazırlığı.

az sonra okuyacağınız taktikler iso 2031 onaylı olup şahsım tarafından tecrübe edilerek kalite kontrolü yapılmıştır. fakat mezkur taktikler depresyondaki yengeç ve kısmen su burçları için birebir olup diğer burçlar kendilerine tatbik etmesinler. işin içinden çıkamayabilirsiniz.

1. zor günler geçiriyorsun. özlem, hasret, vuslat vs adını her ne koyarsan o duygunun çoğunlukla alışkanlığa dönüşmüş günlük hal ve hareketlerden kaynağını aldığını unutma. nedir bunlar: mesela her gün yedi saat otuz bir dakika sevgilinle konuşurdun. sıçmaya gittiğinizde dahi mesaj atışırdınız. ayrılık sonrası girdiğin depresyonda bu gereksiz durumun boşluğundan canınız sıkılacak ve üzüleceksin. * derhal bunun yerine bir dostuna musallat ol. ilişkini biliyorduysa durumu açıkla ve tehdit et, iyiliklerini başına kak: "ağzına sıçarım cevap vereceksin daima. sen x le ayrıldıktan sonra ben napmıştım..." dostun bunu anlayışla karşılayacaktır. sen üzülme.

2. yeşilçamın en acıklı filmlerinde beş tane ayarla. şöyle hönküre hönküre ağlayıp salya sümük, mikrop, virüs, yeşil kurbağa, solucan, sürüngen ne varsa içinde boşalt. ağlamak tazelik getirir. o beş film iki günde bitecek. göz pınarlarına sondaj kursan bir damla gelmeyecek şekilde. hala geliyorsa takviye yap.

3. porno film izleme. banyoya gir. bir kova bulup içine su akıt. gürültü olsun. pencere açık olsun. kıçın üşüsün. aynanın karşısına geçip otuz bir çekmeye çalış. olmayacak. çünkü kışın üşüyor. gidip pencereyi kapat. az önce müzik de açmıştın. karmaşa da otuz bir çekiver. oldu bittiye getir. güzelce sulan. ıslan. misler gibi yıkan. bol köpük. pencereyi sıkı kapattığına emin ol. malum kış. depresyondan kurtulacağım diye zatürreye yakalanma.

4. duştan sonra yorgun olacaksın. boşaldın neticede. * üzerine en temizinden kıyafetlerini giyin. doğru berbere. saçın uzamış. yo yo sen bana güven uzamış saçlar. kestiriver. yakışıklı bir berber olsun. eski adetleri sürdüregelenlerden. hani şu boşalacak kadar adama dayayıp duranlardan. saçına her dokunuşundan bir anlam çıkar. berber olmaya karar ver ve bunu not defterine yaz. oradan çık. kış malum. bereni tak. depresyondan kurtulacağım diye gribe yakalanma.

5.*mesajlaşan arkadaşının yanında bir de her aradığında koştura koştura gelecek bir tane ayarla. dostluk mükemmel bir şey. sana tantuni ısmarlayayım de. hesabı ona kilitle. için buna el vermesin kahveyi de sen ısmarla. ama yine kilitle. ve sonra sinemaya götür. bel altı komedisine. şahan gökbakar, bir de şu kutsal damacananın oyuncusunun adı neydi. tamam isim sende. işte ona git. her sahneye gül. sıçarcasına. insanları pişman edercesine. hatta kovulun. çıkışta türkiye halkı neden kitap okumuyor deyip d&r a girin. bir kitap bu kadar pahalı olursa nasıl alsın neticesine vardıktan sonra bir kebapçıya gidin. biliyorum toktunuz, olsun gidiniz, yiyiniz, içiniz. bu defa alman usulü olsun. * * akşam eve gel. yorulmadıysan akasya durağı, arka sıralar, arka sokaklar... artık hangi türk işi olursa olsun bir dizi bulup izle. bunlar üzerinden bir tank gibi geçmediyse tam olarak otuz bir dakika televizyonda zap yap. gidip yat, uyu.

6. üzgünsün. depresyondasın biliyorum. kitap okuyacak konsantreyi de bulamıyorsun. evet. gir ayı sözlüğe götünden tavsiye uydur. şaka lan gerçekler. *bütün ilgi alanlarının bir listesini oluşturup tematik davran. entry gir. çocukluğundan, hatıralarından bahset. sanatsal faaliyetler için daha çok zamanın olduğu için izleyebildiğin hint filmlerini(mümkünse aamir khan'ın) iki satırlık kritiğini yap. özetini vermezsin biliyorum. trollük olur bu. ama çok yazasın varsa spoylır ver gitsin.

7. mümkünse japonca, çince ve hintçeden bir tanesini seçip en azından yazısını öğren. bak bakayıym kafanda depresyona girecek boşluk kalıyor mu? hala varsa kalk abine, ablana artık ayrı yaşayan kim varsa onun evine iltica et. kendi masum alışkanlıklarını da bir kaç günlüğüne rafa kaldır. tabi dil yazısı öğrenme konusunda ısrarcıyım.

+1.(8) şayet bir ayı değilsen, yani kilolu değilsen yiyebildiğin kadar ye. kebap, lahmacun, işkembe, bumbar efendime söyleyeyim tüm tavuk( fırdöndü), pasta, kek, kurabiye,... ama en önemlisi sütlaç. sütlaç candır. oh oh yarasın aslanıma.

+2.(9) sohbet kanallarından uzak dur. siktir et. kafanın dinlenmesi gerek. selamdan sonra profil sorusunu duymana ihtiyacın yok. canın çok sex çektiyse efendi efendi otuz birini çek getirme beni oraya. daha yeni bitti zaten.

yaptım oldu. ilk günkü gibiyim. yüzüm ve içim bir bebek poposu gibi. ** ama japonca öğrenemedim. en azından üç tane hint filmi, beş buçuk tane yeşilçam izledim. bir ara hastalanacak gibi oldum bastım limonu, aldım ağrı kesicimi oh mis.

porno izliyorum durmadan, böylece beynime kan gitmiyo.

dayan çikolataya, kitap oku, karakterleri benimse, annenden bir iki yemek yapmayı öğren. ye, iç sıç. bir kaç haftada 5-6 kilo al, sonra onları vermeye çalış. kendini daha çok sev, odanın dekorasyonunu değiştir, her gün havalandır, hayvan edinebilirsin belki, eski günlerini düşün, nelerin değiştiğini belirle, eskisinden iyi ol. kendine güven, yapacaklarına inan, bahanelerinden arın.

hayat yani, üzülsen de geçiyor gününü gün etsen de. aralarda takılmaya devam.

gördüğüm her kursa yazılıyorum sonrada kurstakilere yazılıyorum tüm sıkıntı,depresyon,bunalım geçiyor hemde yeni birşeyler öğrenmiş oluyorum.

friends izlemek. daha etkilisini görmedim, şiddetle tavsiye ediyorum.

uzun bir yürüyüş yapıyorum. kabataş sahilinde, denizin dalgalarının kıyıya vurması, taze demlenmiş bir bardak çay ve boğaz manzarası..

çok sevdiğim 8-10 filmi arka arkaya izlemek. ancak, öncesinde sarmalar, börekler, tatlılar yapılır. bunlar için evvela çılgınlar gibi bir market alışverişi şarttır. alışveriş için bir saat süren bir liste hazırlamak gerekir. listeden sonra hemen bir çanta hazırlarım: çoklu seansın ardından bir başka şehre gitmek gerekir. eve döndüğümde, bıraktığım bulaşıklara bakıp, "hangi kahrolasıca parti vermiş bu evde!" dediğimde ben zaten kendime dönmüşümdür. önce evi kazır sonra kendimi uykunun kollarına bırakırım...

depresyonu bastıran anlık kurtulma duygusu ayrı, depresyondan kökten kurtulmak ayrı şey tabi ki. depresyondan tamamen kurtulmak için hayatında köklü değişiklikler yapman gerekir. yeni arkadaş çevresi, yeni bir iş, belki yeni bir şehir. çok meşakkatli iş çooook.
anlık kurtulma duygusu ise;
bir şarkı
bir film
bir kitap
hatta bir bardak kahve
bir yürüyüş
bir güneş
bir ay
bir çiçek
bir köpek,bir kedi
hatta bir bardak çay
bir karikatür
bir telefon görüşmesi
bir rastlantı
bir fotoğraf
bir sarılma
bir haber
hatta bir bardak su
hayata dair güzel olan ne varsa o.
bu arada pozitif düşünmek çok önemli. hep dalgası geçilir ama bir polyanna olmalı herkes. çıkmalı bir tepenin başına, dönmeli rüzgara karşı, açmalı ellerini ve sahip olduğu şeyler için mutlu olmalı. hayatın öyle yada böyle devam ettiğini anlamalı. bunun mutlu yada üzgün olması sana bağlı polyanna. gel öpiim geçsin.

kendimi kötü hissettiğim zamanlarda dışarı çıkıp yarım saat yürüyüş yapmak acayip işe yarıyordu.

... diye geçiştirmek isterdim.
lakin depresyon denilen illet bir fıkra, iki içki, bir sevişmeyle geçiştirilecek bir şey değil. en azından bu cephede.

buna rağmen kendi kendini imha etmeye çalışan bir girdi girebildiğim için kendimi kutluyorum.

(popoya şaplak)