sevgili sözlük

sevgili sözlük, sormazsam olmaz, yer var mı?
sevgili sözlük. ayrılma sinyalleri veren sevgili ile uğraşıyorum. canım sıkkın biraz. doğum günüme de az kalmıştı yaw. hediye de gitti. olacak iş mi. bir hafta daha dayanamadı ibne.

(bkz: bir teselli ver)
çok özledim seni sözlük...ay bayağı sıkıcı bir hale gelmişsin ama toparlayacağım,merak etme kuşum...
sevgili sözlük, insanlar çok tuhaf, anlamak zor lakin çaba bile göstermiyorum artık. yıllarca hayatı ve tanrıyı suçlamış bir insan olarak, tek suçlu insanoğlu diyebiliyorum. hayat sonsuz, tanrıya sözüm yok. insanoğlunun canı cehenneme. ayrıca seni edebi yazarlık taslamak için değil, amacına uygun kullanıyorum. bunu farklı yere çekmeye çalışanlar var, umurumda değiller. birde öyle yazarların var ki günlerdir girip yazıp çizmeme rağmen bana gönderme yapıyorlar, amaçları ne bilmek istemiyorum. sadece imkanın varsa söyle o yazarlara dünya benden ibaret değil, her fırsatta bana gönderme yapmasınlar.
sevgili sözlük,
nicki minaj poposu yapacağım diye çok saldım kendimi. asıl yapmam gerekeni unuttum. popomla gündeme gelmeyi bırak, göbeğimle bile gündeme gelebilirim artık. bu yüzden zeytinyağlı dolmalara ve patates kızartmasına veda ediyorum. lütfen bu zor günlerimde bana destek olun. lütfen beni yedirtmeyin. *


şu klibi izliyorum ve istanbul'a aşık oluyorum. beş dakika sonra tekrar izliyorum, tekrar aşık oluyorum.

istanbullu olmak için sabırsızlanıyorum. az kaldı.
sevgili sözlük,
heteroları selamlar, lezbiyenler ve gayleri kocaman öper, biseksüellerden makas alır, translara kocaman sarılır, interseksleri ıstırır, herkese iyi geceler dilerim... seviyom lan seni... hoşçakal... *
15 gündür yoktum sevgili sözlük. özlemişim. çalıştığım şirket yıllık izinleri bayram tatiline ekledi. haliyle apar topar tatile gitmek zorunda kaldım ve bi b.k anlamadım. zirveye de yetişemedim. ctesi gece 11'de düştüm istanbula. oysa çok istiyodum bu zirveye gelmeği. kıyafet bile hazırlamıştım. pufff....
sevgili sözlük her döneminde numunelik bir homofobik, hivfobik, militarist cahil bir çomar yazar oluyor herkesin midesini bulandıran. bu tip hıyarlar olacak ki karşı fikirler olarak bir şeyler karalayalım. yani bir boka yarıyorlar aslında.
bir ortak özellikleri de ahlakçılık yapıp bir yandan gizlice kaşarlık yapmaları. ama maskelerini zevkle düşürmeye devam ediyoruz ^-^
sevgili sözlük, aramıza epeydir mesafeler girdi. aslında seni hep sevmeye devam ettim uzaktan da olsa. tam her şey düzeldi derken önce küçük bir üşütme vakası ardından yakalandığım ve şu anda da boğazımın kabus ağrısının sebep olduğu ateş ile yoran ama uyutmayan gecede sana içimi dökeyim dedim. ya sözlük tamam gay olmak hani yalnızlıkla adı konmamış bir anlaşma imzalamaktır da bu iş straight arkadaşlarla da olmuyor be kuzum. hepsinin bir yerlerde bir programda olması gerektiğinden, gerçekten yardım edebilecek iki kişinin de şehir dışında olmasından mütevellit ebem .....di şu 4 gündür. hem ilaçlarımı doğru zamanda almaya gayret etmek hem o ilaçların tok karnına alınıyor olması gibi bir ikilem üzerinden zor ilerlerken bir de vitaminli beslenme gerekliliği, ('e 4'e kadar düşen tansiyonum da eklenince canım çıktı desem yeridir. hem yemeğimi yapmak hem ilaçlarımı zamanında almak hem de iyileşmeye çalışmak hem de bugün güç bela gidip girebildiğim sınava hazırlanmak aynı zamanda da para kazandığın işi yapmak ne kötüymüş. hani sevgili nedir falan derdim çok takılmazdım ama böyle zamanlarda özel birinin olması ne kadar da gerekliymiş yahu. şimdi halil sezai misali isyan etmem lazım değil mi? yok ben öyle yapmayacağım, adaçayı ve ıhlamur karışımı çayı içip devamında ilaçlarımı alıp, çarşafları değiştirip uyumam dinlenmem lazım. bakalım bu gece uyku ile orta yolu bulabildiğimiz bir anlaşma yapabilecek miyim? hadi sana iyi geceler sözlük, az kaldı yine fırtına gibi eserim buralarda. bekle beni.
anlayamıyorum sevgili sözlük! neden insanoğlu birşeyler istediği gibi gitmeyince hemen karşısındakini karalamaya başlar? arkadaş sanırım hata bende. hayatıma adam akıllı kimseleri sokamıyorum. hayatıma girenler bir şekilde arıza.* artık olmayacağını, birlikte olamayacağımızı nedenleri ile tane tane anlattım ve vedalaşıp ayrıldık. evime döndüm. bilgisayar başına geçtim ve hooop msn'den çevrimdışı ileti atmış. yok efendim söylediklerimin hepsi bahane imiş, yok ayağındaki hafif özürden ötürü ondan ayrılmışmışım yok bilmem ne ve benim bu bahanelerin arkasına saklanacak kadar korkak,böyle adice düşünebilecek kadar kansız olduğumu iddia etti de durdu.
oysa onunla konuşup eve döndüğümde içimde burukluk vardı ve biraz da bitirmiş olmanın sancısı;ama msn'de bu iletiyi okuyunca iyi ki de bitti,bitirdim dedim kendime. ve şimdi kendimi tebrik amaçlı ufak çaplı bir kırmızı şarap partisi vereceğim. herkes davetlidir.
güneşin doğuşunu izleyebileceğim bir cam kenarından, içimi kapkara kesen gecenin en koyu tonuna sesleniyorum içimden...
yine kaybettin ilerlemekte olan gece
günaydınlar efendim...

günlerdir okumadığım bir şiirin yansımasını anımsadım beynimde,
hayat amacımdan bahseden, hayallerimden bahseden unuttuğum bir kaç küçük şeyden bahseden


öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama,
yarım saat erkene kurulsun saatin..
kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin,
geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
çek kızarmış ekmek kokusunu içine
bak güzelim kahvaltının keyfine..

ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile
sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
ohhh şöyle bir hafifle...

can yücel.
yazmayı unutmuş, parmaklarımı kullanmaktan eringen başlaması da pek bir zor oluyor yazıya… yakınan bir yazarın klavye sesleri bunlar, çıt çıt pıt mıt kıt ut at et…

herneyse, yine şikayetler edip beş dkka da hayat hikayemi anlatma iştahım yerimde, dün metroda karşılaştığım güzel kızın başına gelenler gibi, dersten çıkmışım asistanla atışmışım falan sinirler tepemde arkadaşımın saçını başını yolcam nerdeyse derken, masum kız olay mahalinde yanımda beni dinliyordu çaktırmadan. bense yeni aldığım ve ilk kez o gün giydiğim şapkamı sağa sola savuyorum pervasızca. kıza çarpmasınmı? allahım sinirler uçuşuyor zaten.. hanım kız,” sinirlisiniz sanırım” demeye kalmadan, gel tatlım diyip çektim kolundan kızı. sonra başladım anlatmaya, “bilmem şu bölümdeki sinir bozucu asistan var bizim, suatmıdır nedir… herneyse adı batsın,beni sinir etti bugün yine…zaten her şey öyle kötüki… derslerim taban yaptı. sürekli ödev falan yapıyorum hem.. sıkıldım bunaldım tatil yüzü göremedim kaç aydır… sonbahar bunalımımı bile hala yaşayamadım içimde kaldı öylce… özel hayatımdan bahsetsem sende bunalıma girersin ama girme sen ben anlatayım, tatlım bu hayatta ne vefasızlar var. elinde iki kişi tutuyor bir eli yağda bir eli balda… ben bal oluyorum sanırım ayy ben yolarım kızıda çocucuda, gözü cıksın… hepsi bunların böyle güvenmeyeceksin hiç birine canım.” gözlerimi kısmış anlatmaya devam ediyordum ki ne görüyüm… aslında göremeyim… kız yok bir önceki durakta inmiş meğer… bense kendi kendime konuşuyorum öyle… arkadaşım duman olmuş birden, iki durak önce inmem gereken yerden uzaklardayım… lanet olsun…
sevgili sözlük.

hoşbuldum :)
adele şarkısıyla açılmış yeni bir gecenin başlangıcındayım yine. mutlumuyum mutluyum. öyleki, şanslı olduğum konuları düşünüp polyannacılık oynuyorum. işe yaramış olmasına rağmen oyunu moyunu bir kenara bırakıyorum ve yinede mutlu olduğum sonucuna varıyorum. bunun sebebleri var tabi, öyle boş boş mutlu olurmu insan. olmasına olur da benimkinin elle tutulur sebebleri var. üstüme afiyet best of menü söylememle başlayan bir silsile bu. o tavuk kanatlarını yerken bir keyiflendim bir keyiflendim anlatamam. ve de sözlük, asıl can alıcı olan kazandığım bir dost. bilirsin ne kadar değer veririm dostluklara. ya bu gördüğün azıcık şımarık, her boka rağmen hayat dolu olan serkan var ya alkışa değer bir dost kattı hayatına. sevinmemek eldemiki. ha bide iyiki görebiliyorum sözlük ( bugün gözleri görmeyen biri gördümde). yani şuan bunun tadından ruh hastası oda arkadaşımın masasının üstüne koyduğu çorapları bile görüp sevinebildim.
düşüncelerdeyim yaw sözlük. gözlerim marazlı. uykumun een derin yerinde bir uyanmışımki, sinirler tepeme üşüşmüş falan derken bir bardak su tüm negatif enerjimi aldı.. bir tatlıki meret, içtikçe içesim geldi.salla diyesim var herşeye, hem ben öyle böyleyim ya, hem herkes başka bir öyle böyle ya. salla gitsin be sözlük...
sevgili sözlük uzun incelemelerim ve bol entry okumalarım sonucunda eksi oy veren ibneyi buldum sanırım. hayır sözlük söyleyemem.kimseye söylemeyi düşünmüyorum açıkcası. o bana eksi oy verdikçe ben ona hoş veriyorum sözlük. bu şimdilik böyle gidecek sanırım.*
anafikir;
(bkz: biri sana tokat atarsa ona öbür yanağını dön )
(bkz: kendine yapılmasını istemediğini başkalarına yapma)
sevgili sözlük, sözde yazar olarak buradayım ama sana yazılanları okumaktan yazmaya fırsat bulamıyom!
ilk defa bir hamama eylül ayı başında yapılan bir ayı hafta sonu etkinliğinde gittim. hamamda beni kudurtarak kendine hayran bırakan bir chubbybear bana umut verecek şekilde" ben bir duş alayım." dedi, benden ayrıldı. sonra gidip başka biri ile bir kabinde eğlendi. yaklaşık olarak bir buçuk saatten fazla süren bir eğlence. zaman konusunda eminim çünkü ben hamamdan ayrılırken o hala kabinde idi. şimdi neden bir daha gay saunaya gideyim sözlük de bana? şimdi düşünüyorum da, orada uyumuş olabilir mi? *

(bkz: kendini kandırmak)
  • /
  • 3