klasik nasa keşiflerinden. böyle gelişmelerle enerjim düşüyor çünkü ulaşılamazlar ve fantastik hayal olarak kalacaklar. yine de yaşamın olmadığı, yaşama elverişli gezegenlerin birinde yaşamayı çok isterdim.
inat, intikam uğruna gözü dönmüş bir vasatın fırsat buldukça tekrarladığı söylem. bu kafadakiler mimar sinan'ın son eseri atik valide külliyesi'nin kepaze restorasyonla ne hale getirildiğine şahit olmuşlardır. üstelik katlettikleri tarihi eserin haddi hesabı yok ama sorsan neo osmanlıcılardır. mallarımızı tanımasak tarihlerine sahip çıkıyor sanacağız.
bazılarımız propaganda uygulaması sonucu zehirlenmeyi yaşarken; kırklareli'ndeki bir grup vatandaşımız, "gecenin ikisinde niye sela okuyorsun!" diyerek cami imamını dövüyordu.
atatürkçü düşünce derneği'nden tanıdığım laik teyzelerime bu sloganın yazılı olduğu tişörtün çıkarılması yönünde tavsiyede bulunacağım. çıktığı gibi de mini şortumla kombinleyip fatih dolaylarında gezmeyi planlıyorum.
trt 1'de yayınlanan manifestosu uzun süredir işitmek istediğim doğru sözlerle dolu lakin külliyen; dalavere, sözlerle bağdaşmayan icraatlarla kısa ömürlü varlığını sürdürmüş, senaryolanmış, askeri darbe girişimine teşebbüs etmiş askeri grup. manifestodaki beyanlar, hatta isminden bile anlaşılabileceği gibi amaç gizliden atatürk'e, laikliğe vesaire antipatik yaklaşım oluşturmak. tehlikeli bir konsey olarak tarihe geçmiştir.
sabırları zorlayan her hadise sonrası gündemi meşgul eden köhne zihniyetin muazzam(!) tasarısı. bazen o kadar fazla etkileniyoruz ki yaşananlardan, hiddetlenip bu tuzak alternatifi cazip görebiliyor çoğumuz.
son single çalışması, herkes gibi ile sessizliğine kısa ara vermişti, o parçanın nakarat dışındaki bölümünü epey beğenmiştim çıktığı vakitlerde. sakin, güzel yorumlamış. bende daima; güçlü, asil bir kadın izlenimi bırakır kendisi. pop çizgisinde, melankolik havayı yakalamış dinlenesi şarkıları da vardır.
ilk bölümde karmakarışık bir olay örgüsü vardı, sahiden de 2. bölümün ortalarından sonra kurgu daha belirginleşmeye; dizi daha izlenebilir hal almaya, heyecan vermeye başladı. jonas'ın, will ve nomi ile olan sahneleri müthişti. will'e ayrı kanım ısındı zaten. nomi'nin yürüyüşle ilgili açıklamaları etkileyiciydi. sun bak ve capheus, biraz arka planda kaldı ama mutlaka ilerleyen bölümlerle faal olacaklardır. yeni sezona kadar kalan bölümleri izleyip yetişmiş olacağım dizi.
düzenleme: bir zahmet yetişeyim, ta aralık'ta başlayacakmış. *
sonra beleşçilerin de sırf vergiden muaf olayım niyetiyle "aslında ben eşcinselim,hornetten adam düşürüyorum,aha dayıya sor!" gibi söylemlere neden olabilir. bir an gerçekten imzalayan kitlenin olduğunu düşündüm,ta ki linki tıklayana dek.neyse ki sandığım gibi değilmiş.
ağızlarıyla kuş tutsalar pay sahibi oldukları kepazeliği zinhar örtemeyecek vakıf.şu koduğumun vakfını aklamak için çabalayan, bağnazlığı ilke edinmiş maskaraları,resmen olaya teşvik edici söylemleriyle görmeye devam ediyoruz ve edeceğiz de. çok yazık!
zordur hatta bazı lgbti bireylerinin kaldıramadığı da görülmüştür. öyle ki anksiyete bozukluklarla boğuşan, intihara teşebbüs etmiş hatta teşebbüsle de kalmamış hiç azımsanmayacak sayıda lgbti'li vardır. okuyan her zamanki gibi anlamak istediğini anlayabilir ya da anlamayabilir. amacım; kitleyi acındırmak değil, belirtmek istediğim gerçeklerdir. mesela, herkesin sosyalleştiği o okul sizin cehenneminiz olabilir; hiç gitmek istemezsiniz, her gittiğiniz gün nefret söylemleriyle yıldırılabilirsiniz. homofobikler vesilesiyle sıkı temeller kurmaya başladığınız arkadaşlarınızı bir anda iftiralarla kaybedebilirsiniz. o yakınlıklar belki hayatınızın seyrini değiştirecektir ama hayır, sizin muhtemeli yaşamanız mümkün değil. siz yalnızlığa, kendi mücadelenizi vermeniz için itileceksiniz. yanı sıra dersleriniz aksayabilir, konsantrasyon sorunu belirebilir. hepsi çorap söküğü gibidir işte sonra bir bakmışsınız sosyal hayatınız da yerle yeksan olmuştur. kötüsü, bunları yaşarken büyük ihtimal bir başınıza mücadele etmek zorunda kalışınızdır ama en kötüsü değildir çünkü ilkokulda sizinle ibne diye dalga geçen ece'yi yıllar sonra instagram'da, onur yürüyüşü'nde boy boy çektirdiği fotoğraflarıyla görebilirsiniz. evet, en çok bu koyar.
bir yazarın yine tutarsızlığını,densizliğini su yüzüne çıkaran versus. "kürt sevici yazarlar gebersin." mantalitesindeki bu yazarcık;gelip bugün de burada yersiz olarak duyar meleği kesilmesi,insanlık dersi vermeye çalışması son derece anlamsız ve kendisiyle çelişik.yetmezmiş gibi vaktinde iğrenti duyulacak itiraflarla yazarların midesini bulandıran trolümsünün;utanmadan iğrençlikten bahsettiği,zerre kadar tanımadığı insanlar hakkında kin kustuğu başlık.
sözlük formatının içine edildiği olayda,kendisini küfür yazmadan ifade edemeyen üyenin de iletilerini silerek gitmesiyle sonuçlanmıştır.belki küfür kullanmak yerine usturuplu bir şekilde yazsaydı hiçbiri yaşanmazdı.
haberin devamı kan donduruyor, doğru ama maalesef bununla sınırlı kalmıyor çünkü "iftira olmadığı ne malum!" zihniyeti devreye girerek insanı hayrete düşürüyor. bir de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine ödül gibi 24 yıl hapis cezasıyla ucubelik daha da somutlaştırılıyor.
çeyrek final müsabakaları çift maç eleme usulüne göre oynanacak.bu da takımın evinde maç yapacağı anlamına geliyor.kesinlikle tribün kapatma cezası alması gereken kulüp,yoksa geçmiş maçlardaki yedikleri haltları tekrarlamaları kaçınılmaz.zamanında " mustafa kemal'in askerleriyiz" seslerine anlamsız cezayı kesen pfdk,bu densiz sözde takım taraftarlarının yaptıklarına neden göz yumuyor?