böyle düşünen, alık snapchat bağımlılarının, bizi değil de kendi kaybettikleri zamanı düşünseler daha yerinde olacaktır. ayrıca yerim sizin çağdaşlığınızı.
sevgilimle ilişkimizin en ihtiraslı anlarını holland caramel waffles atıştırarak perçinleştirirdik. bir de sabahları çay içmezdim, bana bim'den bir koşu gidip jucy meyve suyu alırdı, eliyle içirmeye kalkarken abartma amk diyerek mani olurdum. sonra, hatamı telafi etmek için ben de iyi ki hayatımdasın falan derdim; affederdi...
başlıkta yazılmış diğer anekdotlarla ve saptamalarla bim'in ne kadar muktesit aşklara gebe olduğunu ve ilişkileri taçlandırma imkanı sağladığını görebiliyoruz. bim nelere kadirsin sen..
koyu sohbet esnasında popüler bir deyimi yanlış yazmam. bir an dalgınlıkla da olsa bildiğim deyimi yanlış ifade etmiştim, günlerce kendime kızdım. benim için büyük bir utanç kaynağıdır. *
düzenleme: ne çok "bir", sanırım gerçekten utandım. *
alttaki; beğendiğin bir tekno müzik paylaşır mısın?
yarın almanya - fransa maçını, minimum 100 misli basarak almanya kazanıra oynayın,kazanın. hazır fransa ev sahibiyken oranı da yüksek vermişler almanya'nın, bu ikramiyeyi kaçırmayın derim. *
katıldığım yargıdır. "eğer müsaitsen yoruma allah yazar mısın?" paylaşımını bile gördü gözlerim. yani oraya allah diye yorum yazsan ne olacak? sırf ütopik ideolojilerle trollük taslayanlar gibi gösteriş meraklısı,avam insanlara has durumdur başka bir şey değil.
muhtemelen ikimizin de yaşadığı ilk tatlı aşktı,evet bu hissiyat fazlasıyla iyi geliyor. 12 yaşındaydık ve birbirimizden etkilendiğimiz aşikardı. bir gün akşam evlerimize yol alırken aniden elinde tuttuğu montunu omzuma attı akabinde de sarılarak aşkını itiraf etti,ben de kayıtsız kalmadım. yazınca gözümden film şeridi gibi geçti o an * sonra sınıfta aynı sırada oturmalar falan... yakın zamanda yılların merakıyla bir bakayım neler yapıyor acaba derken ezilenlerin sosyalist partisinin neferi olduğunu gördüm. *
"evren,uzay ve yaşam hakkında;her şey ya da çok şey" mottosuyla uzay ve astronomiye ilgisi olanların dikkatini çekebilecek, takip edilesi bilim platformu. bilgilendirici yalın makaleleri var.
sonra beleşçilerin de sırf vergiden muaf olayım niyetiyle "aslında ben eşcinselim,hornetten adam düşürüyorum,aha dayıya sor!" gibi söylemlere neden olabilir. bir an gerçekten imzalayan kitlenin olduğunu düşündüm,ta ki linki tıklayana dek.neyse ki sandığım gibi değilmiş.
tercihlerine saygı duyuyorum ve tercihlerini anlayışla karşılıyorum fakat kesinlikle gelip geçici olduğuna inanıyorum. bir psikoloğa danışarak bu geçiş sürecinin üstesinden gelebilirler. yakın zamanda açılan arkadaşıma hemcinslerinden hoşlanmaya çalışması ve hemcinsleriyle daha çok arkadaşlık kurması yönünde tavsiyede bulundum. fazla zorlamak da istemedim, kendisi zaten doğruyu yanlışı ayırt edebilen bilinçli birisi. yanlış şeyler yapmayacaktır.
zordur hatta bazı lgbti bireylerinin kaldıramadığı da görülmüştür. öyle ki anksiyete bozukluklarla boğuşan, intihara teşebbüs etmiş hatta teşebbüsle de kalmamış hiç azımsanmayacak sayıda lgbti'li vardır. okuyan her zamanki gibi anlamak istediğini anlayabilir ya da anlamayabilir. amacım; kitleyi acındırmak değil, belirtmek istediğim gerçeklerdir. mesela, herkesin sosyalleştiği o okul sizin cehenneminiz olabilir; hiç gitmek istemezsiniz, her gittiğiniz gün nefret söylemleriyle yıldırılabilirsiniz. homofobikler vesilesiyle sıkı temeller kurmaya başladığınız arkadaşlarınızı bir anda iftiralarla kaybedebilirsiniz. o yakınlıklar belki hayatınızın seyrini değiştirecektir ama hayır, sizin muhtemeli yaşamanız mümkün değil. siz yalnızlığa, kendi mücadelenizi vermeniz için itileceksiniz. yanı sıra dersleriniz aksayabilir, konsantrasyon sorunu belirebilir. hepsi çorap söküğü gibidir işte sonra bir bakmışsınız sosyal hayatınız da yerle yeksan olmuştur. kötüsü, bunları yaşarken büyük ihtimal bir başınıza mücadele etmek zorunda kalışınızdır ama en kötüsü değildir çünkü ilkokulda sizinle ibne diye dalga geçen ece'yi yıllar sonra instagram'da, onur yürüyüşü'nde boy boy çektirdiği fotoğraflarıyla görebilirsiniz. evet, en çok bu koyar.
haberin devamı kan donduruyor, doğru ama maalesef bununla sınırlı kalmıyor çünkü "iftira olmadığı ne malum!" zihniyeti devreye girerek insanı hayrete düşürüyor. bir de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine ödül gibi 24 yıl hapis cezasıyla ucubelik daha da somutlaştırılıyor.
bir yazarın yine tutarsızlığını,densizliğini su yüzüne çıkaran versus. "kürt sevici yazarlar gebersin." mantalitesindeki bu yazarcık;gelip bugün de burada yersiz olarak duyar meleği kesilmesi,insanlık dersi vermeye çalışması son derece anlamsız ve kendisiyle çelişik.yetmezmiş gibi vaktinde iğrenti duyulacak itiraflarla yazarların midesini bulandıran trolümsünün;utanmadan iğrençlikten bahsettiği,zerre kadar tanımadığı insanlar hakkında kin kustuğu başlık.
sözlük formatının içine edildiği olayda,kendisini küfür yazmadan ifade edemeyen üyenin de iletilerini silerek gitmesiyle sonuçlanmıştır.belki küfür kullanmak yerine usturuplu bir şekilde yazsaydı hiçbiri yaşanmazdı.
çeyrek final müsabakaları çift maç eleme usulüne göre oynanacak.bu da takımın evinde maç yapacağı anlamına geliyor.kesinlikle tribün kapatma cezası alması gereken kulüp,yoksa geçmiş maçlardaki yedikleri haltları tekrarlamaları kaçınılmaz.zamanında " mustafa kemal'in askerleriyiz" seslerine anlamsız cezayı kesen pfdk,bu densiz sözde takım taraftarlarının yaptıklarına neden göz yumuyor?