bu kadar yalnız varken neden bu kadar yalnızız
elbette bu hezeyan sadece yalnızlıktan şikayetçi olanları kapsıyor. romantik filmler izliyoruz, çevremizdeki mutlu ilişkilere bakıp iç geçiriyoruz, aşık olduğumuzun adamların peşinden koşarken bir gün, bir gün bizimde mutlu bir ilişkiye sahip olup sevdiğimiz adamla işleri rayına koyacağımızı hayal ediyoruz.
ama öyle olmuyor.
kimse romantik filmlerin gerçek olduklarına inanmıyor. kimse mutlu bir ilişki yaşayacağına inanmıyor. kimse aşık olduğu adamı elde edince kıymetini bilmiyor.
bence en önemli sebebi kıymet bilmemek. her şeye çok çabuk ve kolay ulaşmış olmamız.
heterororolar gene biraz daha iyiler. peki biz neden böyleyiz diye düşünmeden edemiyorum. buna bende dahilim.
bence en büyük problemimiz sekse çok çabuk ulaşıyor olmamız. o kezban diye aşağıladığımız, kamil diye taşak geçtiğimiz heterororolar belki ergenliklerinde abazanlıktan kırılıyorlar ama birbirlerine sahip olduklarında yaşadıkları seksin kıymetini biliyorlar. onlar için o anın, alınan o hazzın özel ve kimse tarafından karşılanamayacağının farkındalar.
ama biz öyle miyiz? romeo'dan bir mesaj atsak seks yapmak için kaç kişiyi buluyoruz...
ayrıca o kadar kötü insanlarla muhattap oluyoruz ve medeniyet çerçevesinde onlara o kadar çok tahammül gösteriyoruz ki bir an geliyor ve o insanların parçası olduğumuzu görüyoruz. büyük çerçeveye bakınca kim masum kim katil ayırt etmek mümkün değil! sonuç olarak siz de bir ilişkide kimseye güvenemiyorsunuz!
değersizleşiyor.
bence. evet.
ayı sözlük yazarlarının poposuna verdikleri isimler
halklailiskilerci
bu çocuk hakkında konuşmaycaktım. zira kendisinin başından beri trol olduğunu düşünüyorum. kendisine hiç selam vermem, konuşmam, etmem bana özelden "benle iletişimi kes taam mı?" diye kezbanik bir atar yapmıştı. alla alla ben bu oğlana ne zaman yazdım ki lan falan derken fark ettim ki adama hiç yazmamışım. adamın derdi trollük yapmak. neyse efendim. baktım ki bunu düşünen tek ben değilim, buraya yazıp diğer arkadaşlara destek olmak istedim. buradan tüm arkadaşlara selamlarımı gönderiyorum. merhaba.
(bkz:
trolü beslemeyin )
halklailiskilerci
at gibi adam
üniversitede iki kız arkadaşımın yakısıklı, kaslı ve maskülen adamlara yaptıkları benzetme. at gibi adam diyorlar bunlardan birisi önlerinden geçerken. yurt odalarına bu adamların isimlerinin ve bazılarının resimlerinin bulunduğu bir liste bile asmışlar. sevgilisi olanların üstünü çizip en seksi olanlarının yanına at kafası çiziyorlarmış.
heterororo
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
gay accountlarda feminenler ölsün akımı
ibneliğini anadolu çomarlarının arasında keşfetmiş ve anadolu çomarı ibneler tarafından "sen çok erkeksisin," diyerek, bir erkek nasıl erkeksi oluyorsa artık, direk engeller yemiş birisi olarak büyük bir şehre taşındığımda elbette göğsümü kabartan bir durumdu. anadolu çomarları böyle yaparken birden bire aranan tip haline gelmiştim, nasıl hoşuma gitmesin.
sonra insanları tanıdıkça bunların büyük bir kısmının homofobik olduğunu gördüm. yalan yok.
ama ben de hala profilinde "feminen arkadaşlar hepinize saygı duyuyorum ancak cinsel anlamda maskülen tiplere açığım ve arkadaş arayamayacak kadar yoğun bir tempoda çalışıyorum," notunu barındıran birisiyim. ha, bu nota rağmen tanıştığın "ben maskülenim" diyen heriflerin kaçı "feminen" çıktı diye soracak olursanız, ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
diktatör olunca yapılacaklar listesi
sanırım yapacağım en kötü şey jamie dornan'ı, heteroro olduğunu varsayıyorum, yatağıma almak olurdu. evet, 22 yaşındayım ve şu an aklımdan geçen tek kötü eylem bu.
türk olmaktan gurur duymak
türk olmaktan gurur duymak, günümüz dünyasında öyle bir anlam ifade etmeye başladı ki sanırsın bunu diyen kişi türkleri diğer milletlerden üstün sayıyor. hiç alakasız. bir insan kendisini erkek olduğu için, homoseksüel olduğu için, türk olduğu için, esmer olduğu için, ne güzel bir adam olduğu için daha çok sevebilir ve bundan gurur duyabilir. sorun var oluşundan gelen bu özellikleri kullanarak diğer bireyleri ezmeye çalışmasındadır. sorun "ben türk'üm ve sizden üstünüm," demeye başlarsa doğar. yoksa insanın kendi özellikleriyle gurur duyması kimseye zarar vermeyeceği gibi söyleyeni de yükseltmez.
tren yapmak
bir söylentiye göre x kavminin esas helak olma sebebi. adamlar her gün tren yapıyorlarmış ve bu trenler 3-5 kişiden değil 78 kişiden oluşuyormuş. işi gücü bırakıp adamlar her gün bunu yapıyorlarmış. hayır, 78 kişi birbirinize girmekten ne zevk alıyorsunuz? meksika dalgası mı yapıyorsunuz, ne yapıyorsunuz...
ölmeden önce görmek istediğim yerler
paris
londra
roma
venedik
viyana
singapur
new york city
kahire
tokyo
montreal
monaco
amsterdam
madrid
adam mickiewicz
polonyalı şair, devrimci. rus işgali altındaki ülkesini kurtarmak için mücadele etmesiyle tanınır. aynı zaman ülkesi polonya'daki ilk romantik şairlerdendir. o dönemde bağımsız polonya isteyen ve rusya ile savaşan osmanlı ülkesine gelerek daha fazla destek aramaktadır. osmanlı ülkesindeki polonya ordusunun önemini arttırmak için uğraşırken kaptığı kolera yüzünden beyoğlu'nda ölür. öldüğü ahşap evin yerine yapılan 29 numaralı ev, müze olarak kullanılmaktadır.
sultan ibrahim
18. osmanlı padişahı 97. islam halifesi. kardeşi 4. murat'ın öldürülmesi üzerine tahta çıktı.
hikaye kısmı bir yana adam hasekisiyle sevişmek için bir odayı samur kürklerle kaplatmış. fanteziye gel hele.
ramazan davulcusuna istek parça göndermek
eğer eksantrik parçalar istemezseniz ve iyisine denk gelirseniz geri dönüş alacağınız durumdur. bir ahbabımın mahallesi ramazan aylarında düğün yerine dönüyor. özellikle ramazanın yaz aylarına denk geldiği şu yıllarda sabaha kadar oturan mahalleli bazen sahurdan önce davulcuyla beraber halay çekiyormuş.
hayvan gibi yiyip şişmanlamamak
eğer düzenli spor yapıyorsanız çokta imkansız olmayan durum. hatta şöyle bir şey var, düzenli spor yapıyorsanız vücudunuz zaten "hayvan gibi yemeye" ihtiyaç duyuyor.
yellow
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
brandie carlile - hiding my heart
otobüs yolculuğunda muavinle flörtleşmek
yolculuğun süresine göre heyecanı artacak eylemler. bir tür efendi-hizmetkar fantezisinin can bulmuş hali diyebiliriz. yol boyunca atacağınız bir kaç kaçamak bakışın dışında muavinin size fazladan bisküvüler ve çikolatalar vermesiyle sonuçlanırken öndeki adamın tüm o anadolu pişkinliğiyle "ben neden fazla alamıyorum," demesi muavini zor durumda bırakabilir. ayrıca tek başınıza oturduğunuz ikili koltukta uyuyakalıp gözlerinizi açtığınızda, yanınızda muavini görünce hiç şaşırmazsınız.
kharon
mitolojide ölü taşıyıcısıdır.