queer as folk'da ki gibi sanırım öyleydi. sadece merak ettiği için eşcinsel ilişkiyi deneyebilir gibime geliyor. ama tamamen eşcinsel olabileceğini düşünmüyorum.
en yakın arkadaşım homofobik bir kadın, aynı sınıftayız, haftanın 4 günü yüz yüze görüşüyoruz, akşamları mesajlaşıyoruz ama ben ona söyleyemiyorum, okulda dalga geçildiğinde ilk karşılık veren o oluyor, beni koruyor, ama söyleyemiyorum. kaybetmemek için de hiç açılmayı düşünmüyorum ona karşı, üzüyor.
afrika ülkesi bayraklarından veya avrupa'da ki üç renklilerden pek de farklı değil. mars deyince daha şekilli şukullu bir şeyler bekliyordum güneş yörünge çizgisi falan.
170 boylarında, 80-85 kilo arası gidip gelen, kemik gözlük takan, beyaz-pembemsi tenli, ayak bilekleri kilosuna oranla ince, sanırım dizlerimden aşağısı dışarı doğru çarpık bacakları da var, göbeği var mı bilemiyorum hafif bir simit olabilir, üst dudağı dolgun alt dudağı incemsi ve duruma göre değişen renklere sahip, yapışık kulak memeli, kısa ve tonton parmaklı, kahverengi ve uzayınca dalgalı olan saçlarıyla yürüyen bir dubayım.
dün akşam eve gelince ygs stresi yüzünden ulu orta herkesin önünde ağladım, bu akşam kendimi öyle rezil etmektense yatağımda ağlayabildim, troye sivan dinleyerek nedenini bilmeden yine ağladım ve matematik testi çözdüm, neyi nasıl yapacağımı bilmiyorum. eğer istediğim üniversiteyi kazanamazsam hayatım elimden kayacakmış gibi geliyor. lise, staj, dershane, sınavın yaklaşma stresleri üzerime geldikçe çenem buruşuyor gözüm sulanıyor. böyle kötü hallerdeyim.
sanırım yaşıtız seninle, bir şey yapamamak üzüyor, bir yandan seni kıskanıyorum açık olabildiğin için, ama senin gösterdiği cesareti gösteremeyeceğimi bildiğim için de şükrediyorum, yaşadığın şeyleri yaşasaydım eğer o baskıya katlanamaz, ağlaya ağlaya ben kendim okuldan bağlarımı keser, eve kapanır, intihara kadar gidebilirdim. kimse de bilmezdi, hepimiz için iyi bir hayat diliyorum o yüzden.
3-4. sınıftan itibaren "top, ibne, kız" gibi kendilerince aşağılamalara girerlerdi, halam aile birliğinde etkili olanlardan olsa bile bir kere olsun gidip ağlamadım, kendi içimde öyle hep bir gün her şey düzelecek diye geçirirdim içimden, hala da geçiririm.
televizyonda yayınlandığı zaman daha ne olduğumu fark etmemişken erkek karakterleri ve diğer çizgi dizilerden farklı olarak kurgusu yüzünden deliler gibi bölüm kaçırmadan izlerdim, yeni bölüm geleceğini sanıp bölüm tekrarı yaptığı günler üzülür, ama tekrarı izleyebildiğim için yine sevinirdim. geçen yaz da hiç eziklemeden internetten bulabildiğim bölümlerini izledim. kötülenmesini de anlamıyorum hiç, bölümleri güzeldi, cinsiyetçilik yoktu, bölümler mutlaka bir mesaj verirdi ve benim gibi biri bile anlayabiliyorsa ulaştırabiliyordu bence, ya riven gibi bir karakter varken nasıl kötüleyebiliyorsunuz ki?
ilişkiniz güzel gidiyorsa ve görüştüğünüz kişi halen daha hornette takılıyorsa orada bi dur diyin, ben yapamıyorum. bari siz yapın sonra benim gibi tansiyon hastasıysanız tansiyonunuz 18-15 falan dolaşırsınız. normal zamanlarda da 15-11 görüyorum yani aklıma geldikçe. akıllara zarar
başlığı görüp ayı sözlük yazarları kendi fotolarını mı atacak acep diye düşünürken okudum aydınlandım evet yazarlar da kampanyaya dahil. zamanında bir yazar buraya sikini ve götünü attığı için bir kısım yazarlardan anlamsız linç yemişti. canı ufak süprizler yapıp ifşa çekiyorsa kime ne bundan.
yönetim olarak yapılan açıklamayı aynen tekrarlıyorum: "burası +18 bir sözlük lütfen nude atanları linçlemeyelim."
evet kendi erotik fotolarımı atmayı çok isterdim ancak sosyal mecralarda iç organlarıma kadar paylaştığım için gizemli erotik bir yanım kalmadı. pazara düşen ucuzlarcağğ fotolarımla burayı kirletmek istemem. sizler paylaşın biz beyenelim beybiler namnamham ^^
edit: dm"den gelen talepler üzerine 2 adet fotomu ekliyorum hadi bismillah.
büyük önder ulu atatürkün vefatı, zekasının üstünlüğü tartışalamaz, öyle şeyler yapmış ki hiç kimse bu gün o zamanın imkanlarıyla yapılabilecekleri çözemez.keşke ömrü biraz daha yetseydi de şimdi çok daha farklı olabilirdi.saygıyla anıyoruz atam..
bence daha çok apolitik muhalifiz ama genelleme sevmediğim için kendimi böyle tanımıyorum ben, sosyalizm ve sol bizi sevmez pek. sscb de eş cinselleri sevmediklerini görmüştüm bir yerde.
bir istanbuler olarak önümdeki 4-6 yılı burada geçireceğim. ne denizi ne boğazı ne de istanbul'un fake samimi insanını özledim. normalde evden çıksam anamı özlerim ama şehri özleyemiyorum.
bence daha çok apolitik muhalifiz ama genelleme sevmediğim için kendimi böyle tanımıyorum ben, sosyalizm ve sol bizi sevmez pek. sscb de eş cinselleri sevmediklerini görmüştüm bir yerde.
3-4. sınıftan itibaren "top, ibne, kız" gibi kendilerince aşağılamalara girerlerdi, halam aile birliğinde etkili olanlardan olsa bile bir kere olsun gidip ağlamadım, kendi içimde öyle hep bir gün her şey düzelecek diye geçirirdim içimden, hala da geçiririm.
kendi ülkemde her gün onlarca insan yasal katliamlarla ölürken bir başka ülkenin başarısız vatandaşlarının ölümüne üzülemiyorum, yazık olmuş tabi. insanlarımız çok güzel duygusuz oldu.