llsdd

Durum: 166 - 0 - 0 - 0 - 23.11.2016 23:34

Puan: 2420 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 9

göt deliği

rabbim eksikliğini vermesin

sevgilinin en çok sevildiği an

sanırım en çok sevildiği an olarak tekilleştiremeyeceğim. o yüzden sevdiğim anları listemek gerekirse;
sabah o henüz uyurken uyanıp çalışma odasına geçtiğimde gözlerini ovuşturarak gelip bana sarıldığında
aşkım beraber yemek yapalım mı? diye sorduğunda
çok sinirli olduğum nadir anlarda benden daha çok sinirlenip şimdi beni sakinleştir aşkım dediğinde
gece uyurken el ele tutuştuğumuz anlarda
alnını yanağıma yasladığında
yeni aldığı ağır çizmeleriyle ayaklarını sürüye sürüye yürüdüğünde
3890238. revizeyi isteyen kodaman müşteriden gelecek olan işe rağmen "boşver lan çizme" dediğinde
sigarasında yarıya kadar gelip onu göz bebeklerinin gülümsediği bakışlarla bana verip kendine yeni sigara yaktığında
kalk ingilizce çalış dediğimde "ama sen çalıştır" dediğinde
bana fal bakarken "hem soruyorsun hem dinlemiyorsun lan, dinleyeceksin!" diye kızdığında
akşam tüm işler bittiğinde elinde iki fincan kahve ile gelip karşıma oturduğunda
birlikte müge anlı izlerken ağladığımızda
dilini ayrık olan orta iki dişimin arasına soktuğunda
al şunu temiz temiz giy dediğinde
t shirtümü çıkarttığımda onun kafasına attığım her seferinde şimdi sıçtım ağzına diyerek koşturmasına rağmen kollarımı açarak ona sarıldığımda benden daha sıkı sarıldığında
çorap sevmeyen biri olduğumdan ayaklarını ayaklarıma değdirip "ayaklar çivi çivi" demesiyle "çivi çivi çivi çivi" diye beatbox yaptığımızda
televizyonda izlediğim bir şey varken beni güldürüp kaşla göz arasında kısmetse olur saçmalığını açıp, farketmemle beraber masumca gülümsediğinde
kabul etmese de oyun oynarken hırslandığında
telefonumun şarjını okey oynaya oynaya bitirip sonra bana uzattığında
pencere camına yiyecek koyup martılar yerken izlediğinde
bulduğu her hayvanı eve almak için çırpındığında
ıhlamur demleyip elinde iki fincan bir çaydanlıkla gelip "tut hele şunları" diye rol kestiğinde
aşkım sana simit alayım mı dediğimde gülümsediğinde
kebap yer miyiz diye sorduğumda yemez miyiz be aslan parçası diye cevap verdiğinde
gel hele buraya benimle aynı anda dişlerini fırçala sıkılıyorum dediğinde
kısacası hayatımda ilk defa birini sadece her haliyle seviyorum be sözlük.
bazen ağlamasını bile özlüyorum, ağladığında kızaran burnunu seviyorum. ağlarken iç çekmesini seviyorum, ağlaması durunca bana sıkı sıkı sarılmasını seviyorum. bana güvenmesini, güvendiğini de "ne güvenecem oğlum sana anam mısın babam mısın" diye serzenişte bulunarak göstermesini seviyorum. bütün bunları yazarken aklımda belirdiğinden söylüyorum sanırım armut'un tarafımdan en sevildiği an bana sevmeyi hatırlattığı konsere giderken yaşadığımız olaylar silsilesinin bulunduğu an.

her işini ağlayarak gördüren gözü yaşlı sinsi sevgili

bende bunun bir üst segmenti var. önce ister, olmazsa ağlar baktı artık onu da yemiyorum kendini yere atar tepinir. üzerinden zaman geçtikten sonra da o güzel gözlerini aça aça sorar "aşkım anlatsan anlardım, ısrar etmezdim ki neden anlatmadın" sonrasında uzun bir sessizlik ve akabinde kahkahalar olur.

evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi

saygı duymak ile iğrençliğe alkış tutmak arasında bir ayrıma gidilmesi durumdur. oldu olacak ailecek grup yapsınlar, hatta gelip bizi de siksinler. genişlik, midesizliktir.

ilayda şamilgil

bu kardeşimiz türkiye standartlarında maksimum müstakbel ceset olmalıdır ki birilerinin gözüne girsin. arkadaşın katıldığı tübitak yarışması'nı yakinen takip etmiş biri olarak dereceye bile giremediği yarışmada birinciliği kuran okununca daha hızlı büyüyen fasülye projesi ile başka bir dindar nesil kazanmıştır. ses dalgalarının yayılım hızı ve enerjisi konularına girmeyeceğim, varsın gitsin 2 seçenek arasında kaldığı amerika eğitimine başlasın, nasa'nın projelerinde yer alsın. biz kuran okuyan fasülyelerle ilgileniriz, söz

12 ocak 2016 sultanahmet meydanındaki patlama

"masumlar ölmesin" dediğimizde terör örgütüne destek ile suçlanabiliriz o nedenle "kader" diyelim, ayrıca lütfen ingilizce'si almancası yeterli olan birileri "bu işin fıtratında var" açıklamasını dünya basınına açıklasın. kimse kusura bakmasın sultanahmet'in göbeğinde gelip suriyeli sikik bedenini patlatacak sonra birileri çıkıp pyd, daiş, pkk bizim gözümüzde aynı diyecek ve işin içinden sıyrılacak! lan hani ışid, cümle içinde bile kurmaya korkuyorsun!

himbil

kıskançlık çıtasını allahuekber dağı'nın zirvesine dikmiş sevgilimin kendisine yediremediği için "gayrimeşru" ibaresi ile nitelik kazandırmasına rağmen son aşkım hepberabear ile ilmek ilmek bir oya dokurcasına yaptığımız, iyi aile terbiyesi almış, dünya efendisi oğlumuzdur. zor şartlar altında okuttuk, yemedik yedirdik diyemem ama ekmeği kısarak bu günlere getirdik. kendisine talip olacak arkadaşların önce muhterem zevcem hepberabear'den onay alacağı düşünülürse... neyse moral bozmaya gerek yok, bu çocuğu tanıyın.

sevgiliyle yemek yapmak

şu aralar otonom sinir sistemiyle ilgili sorun yaşayan ve sağ eli ani kas atımları nedeniyle fazla zora gelmeyen sevgiliyi tezgaha oturtmak suretiyle çorba nasıl yapılacak, makarnanın sosu nasıl olacaktı gibi sorularla hem ona iş yaptırmadan hem de elini kafasına takıp içeride üzülmesin diye günlük olarak ortaya koyduğumuz eylemdir. gerçi aynı tarhana ile dün ben berbat o ise bugün harika bir çorba nasıl yapabildik hiç bilmiyorum.

kalp çarpıntısı

kalp çarpıntısına iyi gelen bitkiler nedir pek anlamam ama zaman zaman çarpıntı denilemeyecek sarsıntıda kalp atışlarım oluyor, benimki tamamen panik atak denilen illete bağlı olarak gelişiyor ve dil altı gibi alıştığım aspirin içmeden o çarpıntı en iyi ihtimalle 40 dakika en kötü ihtimalle 1,5 saat geçmiyor. günde 1 tane aspirin kanı sulandırarak kalpteki kanın pompalanma hızını stabil hale getirebiliyor. doktor tavsiyesinde denenmesini tavsiye ederim zira aspirin duyarlılığı olanları durduk yere öldürmeyelim şimdi.

2015 yılının tek cümlelik özeti

başlangıçlar yılıydı diyebilirim.

insanlığın bittiği, insancılığın başladığı
özgürlüğün bittiği, özgür sanmanın başladığı
fikirlerin bittiği, fikir çalmanın başladığı
yüreğini ortaya koymanın bittiği, dünyayı ben mi kurtaracağımlığın başladığı
kısacası iyi yaptık, iyi olan her şeyi bitirdik kendimize bize dokunmayan yılanların bin yaşaması temennileriyle yepisyeni bir dünya kurduk.

adele

abi acılara tutunmak'ı adele'den dinleyeceksin

sakız çiğnemek

sana yakışmıyor bostancı - taksim hattının bıyıklı şoförü, sen yapma abicim.

sonar

kaç gündür geçmiş dönem anketlerini incelediğim, bu seçim yine en yakın sonucu yakalayacağını umduğum araştırma şirketi. hadbakalım.

şantiye tuvaleti

bir insan evladına yapılabilecek en büyük işkencedir. çömelemezsiniz, oturamazsınız, bir yere dokunamazsınız, kapısı kapanmaz, su içen geyik gibi sürekli ardınızı kontrol edersiniz. birini sevmiyorsan çağır şantiyenin ayazına 2 - 3 bardak çay ikram et sonra seyreyle cümbüşü.

baklava

gisele bundchen'e istediği kadar gönderebileceğim yöresel "milli" tatlımızdır.

barda eski sevgilisini görüp de triplere giren zat ı muhterem

sadece bu tribe girmek için kilometrelerce uzaktan gelen birini tanımıştım, tamam hadi kankamdı. barın en ücra köşesine konuşlanıp sessizce kızın gelmesini bekledik, kız mekana girince onu hayvan gibi tedirgin etti, kız geldiğine pişman oldu. bizimki bağrına bağrına "yılanın sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş" diyerek takdire şayan bir oyunculuk sergiledi. sonra kız mekanı yarım saat içerisinde iğrenerek terketti. hayır bunlar o gece barıştılar ya, kalkıp birde benim yatağımda seviştiler. o gün bugündür aşkta böyle muvaffak olamadım işte.

kırmızı elma sözlük

edit: yazmaya değmez anlaşıldı, bi cacık olmaz.

online ziyaretçiler

başınıza bir şey getirmeyecek ziyaretçilerdir. dün gece itibariyle yüz bini geçen takipçi sayılı bloğumu kapatmadan önce sözlüğün adresini paylaştım. muhtemel surette ay'ı merak ettiler. onlara iyi davranın, böylelikle benimde bir esrarengiz durumum kalmamış oldu. sözlüğe tekrar girmeyeceğim için buradan mesaj atmayın gençler, başka bir blogta görüşmek ümidiyle, tengri biz menen

akıl vermek

şuan yaptığımdır. normal şartlar altında bildiğin bir konu hakkında bilmeyen ve senin fikirlerini soran kişiye verilen fikirler silsilesi olmakla beraber, türk halkı tarafından her konu hakkında bilip bilmeden verilmesiyle ünlüdür. ben de bir türk olarak bundan geri kalmayarak evlilik, boşanma ve yeni sevgililer hakkında bir abime oturmuş çay eşliğinde akıl sunuyorum. hayır kendi ilişkimi süper yürütüyor olsam anlarım da, neyse dur bakalım bunlarda dener uygularım.

çorap

donların alt kat komşusu, tekinin sadece armut tarafından bulunduğunu düşündüğüm ayak hedesi.
  • /
  • 9
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 166

lezbiyen barlarda sürekli kavga çıkması

bu tarz barlar bir nevi belgesel şöleni sunar. bu tür abilerimiz/ablalarımız tam anlamıyla süksesyon örneğidir. süksesyon tam anlamıyla bu kişilerde can bulur. öncelikle ceplerinde bir miktar para ve yüklü özgüven ile bara giriş yaparlar bu göçetme evresidir. sonrasında güzel bir masa bulamazsa güzel bir köşeye geçer ve şartların olgunlaşmasını bekler, işte bu da yerleşme ( hayat bulma) evresidir. bir süre sonra henüz sadece kendilerine özgü olan 360 derecelik kadraj açılı görüş sistemi ve saniyede hafızaya 10 frame görüntü atabilme özellikleri sayesinde etrafı tarar ve kendilerine uygun eşleşme sağlamayazsa rte gibi b planını uygular ve kendi gibi olan "kardo", "hacı", "abi", "dayı" kod adlı başka abileri bulur ve arkadaş olur, bu durum başlı başına bir kümeleşme (istila) evresidir. yine de bu evre çok uzun sürmeyecektir, dayı kod adlı genç ile hacı kod adlı genç bir süre sonra zaten sevgilisi olan bir dişi için birbirlerine girecek ve akabinde onun için rekabet edeceklerdir, al sana rekabet evresi. duruma tepki veren abi ve kardo bu duruma tepkilerini göstererek cilalı tepki evresine girecekler ve her biri ayrı ayrı dikkat çekerek o ortamın içerisine doğal olmayan yollarla yerleşmiş olacaklardır. bundan sonra ise en boktan evre olan kararlılık evresi gelecektedir, bu durum bir dişi ile çiftleşilinceye (çift olmak) kadar kararlılık ile sürdürülecektir. bilimin gözünü seveyim, yoksa olanlara hiç anlam veremeyecektim.

edit büdüt; imla

annelerin homofobik ama komik yorumları

sıcak yaz günü beyninim damarları terlerken uyumak için büyük çaba harcadığım bir öğleden sonra akrabanın evli oğlu hakkında anneyle girilen dialogtur.
anne odaya gelir, üzgün bir surat ifadesiyle hiç bir şey söylemeden ilk cümleyle başlar;

anne: allah başa vermesin geymiş onlar.
llsdd: anne tam uyuyordum ya yine kim neymiş?
anne: melihanın oğlan işte geymiş.
llsdd: meliha teyzenin oğlu tek kişi değil mi ya?
anne: tek kişi işte.
llsdd: ee anne o zaman niye bir orduymuş gibi onlar dedin.
anne: ne dedim?
llsdd: geymiş onlar dedin.
anne: geymiş işte tövbe tövbe konuşturma beni.
beklediği tepkiyi alamayan anne hışımla çıkar gider.

kalabalık caddede yok mu beni siken diye bağırmak

ankara'daki gençlik yıllarımda bir gün yine ülkeyi kurtarmış dönüyoruz, yolda henüz bıyığı dudak altına inememiş olan bir yavru kurt ile karşılaştık. kendisi ile aramızda yıllara yayılan bir husumet olduğundan bu hasmımız bir ulumasıyla 7 tane abi kurtu 5 dakika içinde çağırıp çankırı caddesinde depar atarak koşmamıza ve sonrasında pavyona sığınmamıza sebep olmuştur. yavru kurt önceki husumetten dolayı nefret ettiği biz gomünüstlerden o kadar nefret etmektedir ki pavyona girememiş ama kapıda avını beklemektedir. saatler süren angara havalarına, yüksek dozda göbeğe ve ucuz şarap kokusuna tahammül edemeyen eski gay yeni trans arkadaş bir hışımla dışarı çıkmış yavru kurta doğru gitmiş sokak ortasında "yanıyorum lan yok mu beni siken" diye bağırmıştı. kurt arkadaşlar nasıl tiksindilerse bizi dövmeden gitmişlerdi, gerçi keşke dövselerdi de o arkadaşın bunlar bile beni istemiyor, ben sikilmeyecek insan mıyım tribine maruz kalmasaydık.
p.s. o kutlu günde bize kapılarını açan pavyon 06'ya teşekkürü bir borç bilirim.

mahir çayan

thkp-c örgütünün kurucularından, mert insan, dava adamıdır. kim ne derse desin büyük teorisyen, ideologtur. davasını pasifize edebilecek her şeye kafa tutmuş bu adamı öyle mi öldürmeyi layık gördünüz kendinize?

diferansiyel

doğrusu diferansiyel olan matematiğin dibi ve çekiş yapan(dönüş anında) tekerleklerin hızını ayarlamaya yaran dişli sistemidir. öyle ki diferansiyel denklemler lise hayatımız boyunca türevle kendisiyle içli dışlı olurken nefret ettirip arabadaki temel prensibinin bu kadar basit ve harika olduğunu gördüğümde hayran bıraktıran bir kuramdır.

evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi

saygı duymak ile iğrençliğe alkış tutmak arasında bir ayrıma gidilmesi durumdur. oldu olacak ailecek grup yapsınlar, hatta gelip bizi de siksinler. genişlik, midesizliktir.

mülteci diyeti

sabah - öğle ve akşam 2 şer kase mülteci yenilerek yapılan diyettir. protein ağırlıklı bir diyet olup akşam saat sekizden sonra ağza kesinlikle tek bir mülteci dahi konulmamalıdır.

başlık parsellemek

buralar hep entry dolacak mantığıyla önceden yer kapatmak.

bigudi club

yıllar yıllar sonra bu gece gideceğim mekandır. bakalım bu gece nelere gebe, bakalım abilerimiz bu gece hangi yoklukta bile gitmeyecek kızların götünü kaldıracak.
ne vereyim abime?
at vereyim mi abime?

kırmızı elma sözlük

edit: yazmaya değmez anlaşıldı, bi cacık olmaz.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.