loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

sırça

erkekler ağlamaz

bu sözü söyleyene hint filmlerini izletmek gerek. hem ağlayanı görsün hem de nasıl ağlanırmış gösterilsin diye. içine tükürdüğüm tabuları.

(bkz: yeni başlayanlar için hint filmleri)

gidelim buralardan

karşılıksız aşklar, umut edilenin bulunmadığı ilişkiler sonrasında büyük hayal kırıklıkları ve yürek yorgunluğu ile söylenen söz. ama gidemezsin elin kolun bağlıdır. gerçek hayat acımasız ve rekabete dayalı dünyada, çalışıp kazanman gerek. ihtiyaç hiyerarşisinin en altındaysan bir de.

heteroseksüel bir erkekten hoşlanmak

altından kalkılmayacak bir iştir. cevap bulunmayacak bir soru gibi duracaktır, o aşk! ve sonra unutmak için onu evden kovarsın. üç ay sonra bir daha görüşülemeyeceğini bile bile ortamdaki herkese veda edip de senin yüzüne bakmaz, çıkar gider. sen de çıkartmak için karar alırsın kalbinden. çıkartırsın da. ve iki yıl sonra göbek bağına bir sancı gibi saplanan bir mesaj okuyuverirsin. "seviyorum seni pezevenk." şimdi ben napacağım dersin. sonra en iyisi sükunete devam.

yeni başlayanlar için hint filmleri

burada hint filmlerinin genel özellikleri saptanmaya çalışılacaktır. temel olarak beş film esas alınmıştır.
1. 3 idiots
2. taare zameen par
3. my name is khan
4. ghajini
5. devdas
görüldüğü üzere üçü aamir khan’a diğer ikisi shahrukh khan’a ait olmak üzere hepsi bollywood filmleridir. az sonra okuyacağınız maddelerde hint filmi derken de bollywood kast edilecekse de bu satırların yazarı hint filmi eşittir bollywood önermesinin doğruluğundan emin değildir. neticede her endüstrinin bir alternatifi var olacaktır. tıpkı hollywooda karşılık bollywood da olduğu gibi.

a. süre: hollywood filmlerinden alışageldiğimiz bir buçuk saatte konuya giriş, konuyu açış ve neticeye bağlama hint filmleri için geçerli değildir. bir hint filmi izlemek cesaret ister. ortalama üç sat olan en azından yukarıdaki filmler ortalama üç saattir. bu şu demek oluyor: filme başlamadan evvel mutlaka ama mutlaka tuvalet ihtiyacınızı giderin. karnınız doyurun. gaz sancınız için ilacınızı yanı başınıza koyun. aile efradıyla vedalaşıp odanıza kapanın. sevgilinize haber verin. triplere girmesin. odayı havalandırın zira üç saat boyunca pencere kapalı olacak. boğulma riski var. allah muhafaza.

b. konu: temel olarak insanî her şey. hint filmlerinde din çatışması, kültür farklılığı, zenginlik gibi konular işlenir. buraya sonradan kapanan kanal birde hemen hemen iki ay boyunca her hafta sonu izlediğim hint yeşilçamının filmlerini de ekliyorum. yaygınlık derecesini bilmemekle birlikte yukarıdaki listede bulunan iki filmde eğitim sorunu muhteşem bir şekilde ele alınmıştır.

c. dans-müzik: tekniklerin iç içe karışması birçok sanatta olgunluk sahasına ulaşma devrinde. tıpkı edebiyat ve sinemada olduğu gibi. burada, benim postmodernizm olarak algılaığım ancak taa awara senelerinde bile rastlanan şarkılı türkülü sahnelerden bahsetmek istiyorum. bir hint filminde üç beş kişi bir araya geliyorsa bilin ki az sonra şarkı söyleyip dans edecekler. müzikal. ve eminim şarkı sözlerinde müziği ve dansı teşvik eden birkaç söz geçecektir. bazen öyle sıkılırsınız ki baygınlık geçirebilirsiniz. sakın bu film kliplerini boş diye sallamazlık etmeyin. yanılmayın. şarkı sözleri filmin genel çerçevesinde anlatılmak istenen konuyu belki de özet geçmektedir. bu şu demek şarkılar, danslar olmasa bir hint filmi kafadan beş saat olur. iki bölümlük bir dizi. tanrım. diğer yandan şarkı başladı mı durdurup mola verebilirsiniz filme. çünkü her halükarda düz bir yoldan bozuk bir yola girmiş gibi sakin sahnelereki konsantreniz bozulacaktır. eğer izlerseniz ağlayabilirsiniz de. yaptım oldu.

d. sahneler: öncelikle sevişme, öpüşme, dayaşma ve elleşme sahnelerine elvada. küçük bir öpücüğü bile göremeyebilirisiniz. bu hint filmlerinin en çok sevdiğim özelliklerindendir. sevişmeden de güzel bir film yapılabilir mi sorusuna olumlu cevap vermektedirler. bazen küçük bir öpücük için bile tokat yiyen erkek veya bazen kıza yakın olduğu için utanan ve kaçan bir esas oğlan olabilir. çok masum. enfes. eğer altyazı okuyacaksanız kulaklarınızın hintçeye alışması gerek. çünkü farsça ve ingilzcenin karıştığı bir hintçeyle konuşulan çok fazla sahne var. diğer yandan ingilizceleri de bir garip ki filmi kaçırmanıza saebep olabilir anlamaya çalışırsanız. yine altyazı okuma egzersizleri yapmalısınız. çünkü adamlar çok hızlı konuşuyor. bir saniyede bir paragraf gözünüzün önünden akıp gidebilir. dikkat edilmeli.

e. kadın oyuncuları ilahi birer varlık gibidir. estetik açıdan noksansızdır. onlar insansa ben neyim diye bir iç hesaplaşmayla burun buruna kalabilirsiniz. hayır, böyle kabullenmeliyiz kendimizi, biz insan değilsiniz. biz herhangi bir uzaylıyız. erkek oyuncuları için artı bir şey söyleyemeyeceğim. çok sevdiğim aamir khan bile ortalamadır. çok sempatikler ama ölüm okları fırlatmaz güzellikleri. kendine has hoşlukları vardır. iyi karakterler çok tatlı olabiliyor ama kötü karakterleri götüme benziyor diyebilirsiniz. erkekleri dans ederken göbek atıp gerdan kırabilir, popolarını bir o yana bir bu yana sallayabilir. diğer yandan erkekler ağlayabilir. doğunun en güzeli. her ne kadar erkekler ağlamaz diyen bir toplumda yaşıyorsak da hint filmleri öyle olmadığını göstermektedir. ve amir khan’a ağlamak çok yakışır. bir erkek aslında masumdur diyebiliyorsunuz. yine iki erkek arkadaş sarılabiliyor ve ağlayabiliyor. bugün biz ibne miyiz lan deyip batının kokuşmuş soğukluğunu sanki batılıymış gibi benimseyen dangalaklar yanaktan öpüp selamlaşmaz. öyle bir devirdeyiz.ne bileyim anne oğlunu öpebiliyor falan. holivudun, yıllar sonra evladını görse de sarılmadan ağzını yaya yaya welllkaaam diyen, öpmeyen aileleri yerine salya sümük sevincini gösteren hintliler bizi hatırlatmakta. bence bu sahneler önemli.

f. son olarak film türlerine gelmeli. hint filmlerinde türler oldukça karışıktır. devdas oldukça romantiktir. belirtmek lazım. benim favorim olan 3 idiots filminde gülmekten kırıldığınız anda ağlamaktan helak olma gibi fizik ötesi bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. diğer yandan taare zameen par filmi ise dram kategorisine giriyor gibiyse de bence değil. ajitasyon neredeyse yok. çok doğal. doğal olan kahretmiyor. bunu bilmek gerek. tabi alternatif bir türe de sokamıyorum orası ayrı. *

g. Âl iz vel* güzel bir vecizedir.

not: (bkz:#112374) ikinci defa yazmaya çalışmak kadar kötü bir şey yok. hiç bir zaman ilki kadar iyi olamayacak. *

özet geçmeyen insan

analitik geometri

x ve y doğrularınin birbirleriyle olan iğrenç ilişkisi. yasaklanmalıdır. geometriye hasta olup da analitik geometriden nefret eden bir öğrenci arandığında parmakla gösterilirdim. *

taare zameen par

filmin türkçe ismi 'her çocuk özeldir' olarak çevrilebilir. bir eğitim sorunu ele alınmış. hollywoodun ısıtmaktan gına getirdiği aşk konulu filmlerine aşksız meşksiz de film olur der gibi bir tavrı vardır. bırakın bir öpücüğü, iki kişinin aşkı dahi yoktur. *

disleksi hastası bir çocuğun yaşadığı okuma yazma ve hesaplama sorununun nasıl çözülebileceğini ele alan film sosyal bir mesaj verme kaygısı taşısa da bu gayeyi sanatın önüne geçirmemiştir.
filme, idealist bir resim hocasının gayreti olarak bakılabilir veya küçük bir çocuğun hayalinin, hacim ve kütle olarak ne denli büyük olduğu açısından da.

aşk ı memnu

harikulade bir romandır. bir zamanlar kanal dde yayınlanan aynı adlı dizi, kitaba tecavüz edercesine müdahale etmiştir. götlerinden element uydurmuşlardır. halbuki o dönemde sınavda mecbur bırakılarak okumaya başladıysam da nasıl da sevmiştim. diziye lanet yağdırmıştım. o kadar sahipenmiştim yani.

kinder surprise ambalajına gerçek yumurta koyan baba

gerizekalı bir babadır. geberesice çocuğu ağlattın bari al kucağına sustur. mal herif, bir de götünü yırtarcasına gülüyor. aşağılık pislik. lanet olsun sana. bir de oradaki ortağına.

yuvayı dişi kuş yapar

kadının ekonomik yaşama atılmadığı devirlerin kadına bakış açısı. kendi çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulduğunda doğru bir önerme. erkek çalışınca, evde boş boş oturmasına rıza gösterilmeyen dişiye yuvayı çekip çevirme görevi verilir. nedir bunlar: rende, süzgeç eksikse temin etmek, yırtılan donu yamalamak, yorgun argın ve azgın bir şekilde eve gelin herifi memnun etme, sabah ezanından önce su ısıtma ve çocuk yoksa doğurma gibi. müşterek denilen hayat ile alakası var mı yok mu tartışılır. ancak kadının bütün tecrübesine ve potansiyel kabiliyetine şüphe ile bakan ataerkil yapının cinsiyetçiliğini ifade etmesi su götürmez bir hakikattir.

erkan oğur

zülfü kaküllerin amber misali adlı eseriyle tanıdığım güzel insan. ne büyülüyeci bir sesi vardır öyle, insanı kendinden geçirir.

ayı sözlük yazarlarının hayallerindeki meslekler

han

kagan) kağan) kaan) kân) xan)han şeklinde bir değişim geçirmiş güzel bir kelime.

cengiz han'ın soyundan gelenlerin yalnızca kullanabildiği bir unvan iken osmanlı padişahları alıp kullanmışlar. cengiz hanla hiç alakaları yok. tuhaf, sen kalk uygurca yazmayı bilen katipler getirt türkistan'dan konstantiniyye'ye ama bunu bilme. insan bazen yadırgıyor.

bir koltuğa iki karpuz sığmaz

ne kadar gerçekçi, ne kadar yalın ve ne kadar kısa ve öz olduğunu düşündüğüm bir atasözü. atalarımız söz üretmek konusunda aslan gibi durmadan çalışmışlar. helal olsun.

begüm

timurun soyundan gelen hatunların kullandığı ünvan.

türklerde ve türk-moğol devletlerinde kast sistemi yoktur ancak herkesten farklı olarak bir hanedan vardır. ve hanedana en çok destek çıkanlar. hanedan devleti yöneten aileye deniyor ve türklerde bu kişiye han deniyor. ve han'ın karısına da hanım deniyor. timur imparatorluğu denilen zaman diliminde durum kast sistemini anımsatacak denli karışık. timur bir beydir. her ne kadar han'ı avucunun içinde oynatsa, devleti ve dünyayı kendi istediği gibi yönetse de han değildir. neden mi? çünkü han, kan bağını gerektiren bir şey olup cengiz han'ın kanından olanlarca kullanılabilen bir ünvandır. timur ise halktan bir çocuk. nasıl kullansın? onun asıl ünvanı beg'dir. ve eşinin ismi de begüm. hanım, begüm. han ve hanım'ın kan bağıyla süregeldiği bir dönemden sonra, yani timur'dan sonra beg ve begüm de kan bağını anlatır olmuştur. timurun kanından olanlar sadece beg ve begüm olabilmiştir. öyle ki ben beg'im ben begüm'üm dediğin zaman senin şecereni çıkartabiliyor adamlar.

malumunuz, timurla yıldırım bayezıt 'han' savaşmışlardır. birbirlerine küfür dolu mektuplar göndermişlerdir. yıldırım mektuplarının altına han imzasını attırınca timur küplere binermiş; lan oluuumm sennn cengiz hanının soyundan gelmiyonki söğütlü vatandaş diye. tabi yıldırım bunu bilmiyor ve sallamıyor. han ünvanını kullanıyor. artık buna mı sinirlenmiş ne timur sen saldır yıldırıma. darmaduman et adamcağızı. tabi bir koltuğa iki karpuz sığmaz.

bayan

begüm kelimesi kullanılabilirdi bu kelime yerine. ama zihniyet bey kelimesine takmıştı değil mi.

bay

bey anlamına gelen cumhuriyet sözcüklerindendir. eski türkçede bay, zengin anlamına gelir. resmen türkçe bir kelime bulacağım diye kasmışlardır. asılsız saçma sapan ve hak ettiği gibi unutulan, yalnız yabancı gilmlerde kullanılıyor olması yaşıyor anlamına gelmez, bir kelimedir.

ama en trajik olanı bayan kelimesidir. ilgili entry için tıklayınız: (bkz:#242). kısa bir düzeltme o entry için. bay, beyden gelmemiştir. bey kelimesine karşılık bay uydurulmuştur. anlamında bahsedilmişti.

enderunlu fazıl

divan edebiyatının son büyük üstadı. eşcinsel oluşu bütün eserlerine yansımıştır. eserleri şunlardır:

(bkz: defter-i aşk)
(bkz: hubanname)
(bkz: zenanname)

servet-i fünun devri

iki dünya arasında kalan bir neslin dünya devri. kullandıkları dilleri de yalnız kendileri anlıyorlar. lügatlerle yazıp durmuşlar eserlerini. aslında fen hazinesi gibi bir anlamı olan bilimsel bir mecmuayı edebiyat dergisi yapmışlardır. yanlış zamanda yanlış dergide yaşamışlar. yine de, her şeye rağmen candırlar.
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

yazmak

yazmak yıkanmaktır. yazmak özgürlük ve yazmak kimi zaman kusmak. yazmak kaçış, ardına bile bakmadan bazen. yazmak gün geliyor sessizliği bozmak belki de aksine sessizliğe boyun eğmek. yazmak mukaddes bir eylem ve yazmak masumiyet, naiflik ve bütün mevzuya inat nezaket. yazmak...

mutluluktan siken birine asla sahip olamayacağınızı bilmek

ermeniler

osmanlının millet-i sadıka dediği toplum. aklım almıyor nasıl bir ego: kendini ondan üstün görecek ve kendine sadık ilan edeceksin.

ekonomik alanda, müslüman osmanlının savaşmaktan başka bir şey bilmediği; bu yüzden hristiyanları askere almamak için müslümanlığa girse bile onu gayrimüslim grubundan saymaya devam ettiği herkesçe bilinir. bunun sebebi ticaretin işlemesini sağlamak; yok öyle aman osmanlı hoşgörülüydü, bak adamlar hep zengin saçmalıkları. adama devlet dairesinde iş mi verdin, askere mi aldın da adam illa ticaret diye kabul etmedi. adamlar kendilerine 'müsaade edilen' belki de yegane alan olan ticarette haliyle iyi yerlere geldiler. ermeni, rum zengindi. müslüman türk fakirdi. vah canlarım. bir de <<ıslahat fermanı ile müslümanlar ve gayr-i müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden ermenilerin isyan etmeye>>* yer aradığını savunan görüş var ki onlar hepten arıza. bu görüş de türk en üst noktada diğerleri onun altında görüşünden beslenmekte. neresinden tutarsanız tutun mide bulandırıcı yani. (asırlarca alt sınıf muamelesi edildiği kabul ediliyor. bu eşitsizliğin kaynağı olunmasına rağmen konuşmaya devam edecek yüzü bulabiliyorlar.)

asala örgütünün cinayetleri var bir de... yine "masum halk" iddiasını çürütmek için kullanılır. halbuki her olay neden-sonuç ilişkisiyle ortaya çıkar. etki-tepki meselesi. onlar cinayeti işledi evet; ancak senin onları katlettiğin gerçeğinden doğan intikamla cinayeti işlediler. burada bok aynı bok yani. hiç kendinizi temize çıkartacak bir malzeme yok.

1915 olaylarının üstüne örtmek için kullanılagelen hocalı katliamı ise ayrı bir acınası durum. akıllarınca "masum bir halk hocalı katliamını yapar mıydı?hayır. o zaman 1915 olaylarını hak etmişlerdi" mantığıyla hareket ediyorlar. gerçi bu hareketin istikameti hakkında bir fikre sahipler mi bilmiyorum, zira bu düz mantık soykırımı kabul etmekte görünüyor. akıllarınca boka nispetle tezek amberdir diyorlar ya, aslında şeyhin kerameti kendinden menkuldür.

alın bu da 3. çokluk şahıs ekine layık kimselerin de bulunduğu bir başlık:
(bkz: ermeni soykırımının 98. yıldönümü)

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

nevruz

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **