mithrander

Durum: 243 - 0 - 0 - 0 - 28.11.2020 04:31

Puan: 2818 - Sözlük Kezbanı

5 yıl önce kayıt oldu. 10.Nesil Yazar.

0
  • /
  • 13

göller yöresi

burdur, ısparta, antalya üçgeninde kalan küçüklü büyüklü göllerden dolayı o bölgeye verilen isim.

beyşehir gölü

türkiye'nin en büyük tatlı su gölü.

selpak

kağıt mendil markası.

marka o kadar popüler olmuş ki ürün artık marka ismiyle anılmaya başlamış. misal önceden ocak için milangaz, aygaz kullanan büyüklerimiz vardı. yine deterjan yerine tursil, margarin yerine sana, el süpürgesi yerine gırgır, iş bankası'nın atm ismi bankamatiğin atm yerine kullanılması gibi.

gaziantep üniversitesi

bugün ki vefat ilanıyla akademik kadrosunun aileler tarafından dedeli torunlu doldurulduğunu gördüğümüz türkiye'nin vasat üstü üniversitesi.

https://www.google.com/amp/s/www.sozcu.c...

yedi güzel adam

adil erdem beyazıt'ın çevresinde gelişen olayları konu alan, edebiyatımızın yedi şairinin kahramanmaraş'ta yollarının kesişmesi üzerinden devam eden trt dizisi. necip fazıl kısakürek'e buradaki şairler üstad diye hitap ediyorlar. diziyi izledikçe olayların sağ cenah üzerinden aktarıldığını fark ediyorsunuz. ayrıca dizi flashbackler yaparak güzel bir tat oluşturmuş. keza müzikleri de gerçekten güzel olmuş. edebiyata ilgi duyan kimseleri pişman edeceğini sanmam.

nail

sonuca ulaşmak, amacı gerçekleştirmek, bir nevi başarmak.

naif

çokça duyduğum kelime. insanlar beni tanımlarken ilk kelimesi naif oluyor. benim garibime giden kısım ise bu kelimeyi saf olarak kullanmak isteyişleridir. kimsenin durumunu dedikodu malzemesi yapmamam, insanlarla belirli seviyede konuşup mesafemi korumam onları bu sonuca itiyor olsa gerek. bunca yıldan sonra şunu anlıyorum: bu ülkede naif olunmaz. ya saf yerine konulup insanlar sizi küçümser yahut milletin odunluklarıyla kafayı oynatırsınız. ben gerçekten insanları anlamıyorum. kendi kişisel alanımda, arkadaş çevremde küfürlü de konuşurum, karı kız muhabbeti de ederim, kısacası kendim olurum. ama iş arkadaşlarımla, komşumla, bakkalla yahut alalade kırk yılda gördüğüm birisiyle keza akrabamla ne konuşayım, güzel insan... yani bir kişi durup dururken agresif mi oluyor, siyaset mi konuşuyor, sürekli küfür mü ediyor, nedir bu naif? bir diğer husus da insanların senin hakkında yargıya varıp bunu sana söyleyebilmeleri. be insan evladı. inceledin, irdeledin yetmedi aranızda konuştun, o da tatmin etmedi gelip bir de şöyle şöyle diyebiliyorsun.

biraz sözlük formatının dışında oldu ama naif kelimesi bu ülkenin litaretürüne fazla.

sarp apak

erkeği en sorunlu burç

(bkz:la bu balık size ne etti)
kendi halimize takılıyoruz.

benim için cevabı kesinlikle kova olması gereken başlık. ömrümden ömür götürdü. öyle bir kontrol edilemezlik, bağımsızlık, aykırılık dürtüsü var bu ineklerde. * karşınızdaki insana yazık abi.

badem bıyık

mustafa kemal atatürk

büyük ölümlere matem gerekmez. fikirlerine sahip çıkılsın yeter.

kurucu babamız, unutmadık! cumhuriyetin bir genci olarak saygıyla anıyorum.

lütfi elvan

yeni hazine ve maliye bakanı.

(bkz:badem bıyık)

ermenistan

azerbaycan'a topraklarını sulh içinde vermediği için azerbaycan'ın söke söke aldığı ülke. ayrıca gençlerin savaşmak istemediğine, siyasilerin onları zorladığını dair iddialar geliyor. kaldı ki savaşın her türlüsüne karşıyız. kendi aç gözlüklülüklerinin bedelini ödüyorlar şuan.

ardahan

türkiye'nin kuzey doğudaki gürcistan'a sınır, oldukça küçük kendi halinde vilayeti.

(bkz:çıldır gölü)

niğde

türkiye'nin ortalama bir ilçe büyüklüğündeki vilayeti.

karaman, aksaray ile; bozkırın yaklaşılmaması gereken üç ayağını oluşturur.

anemi

halk arasında kansızlık olarak bilinen bu hastalık, kandaki alyuvar sayısının az olmasından ve hemoglobin azlığından ileri gelir.

falez

yalıyar. güney kıyılarımızda, toros kenarlarında rastlanır.

kalbur

buğday, arpa gibi ürünleri ayıklamak için kullanılan delikli elek.

ırsi

basri

basiret ile aynı kökene sahip kelime. ileriyi gören, uyanık anlamındadır.
  • /
  • 13

pasif nasıl domalmalı

adama ve karisina tecavuz eden cinci hoca

hayalimdeki cinci hocalık ortamı. hem gelen kadını badele, hem gelen kocasını. mutlu bir aile olarak ikisini de gönder. sen mutlu, herkes mutlu, lerzan mutlu.

burhan kuzu

başkanlık sisteminin gelmesi için yırtınan,
muhalefet üyelerini terörist ilan eden,
zindaşti vb skandallarda adı geçen,
covidin abartıldığını söyleyip covid yönetimimizi yere göre sığdıramayan,
hatta başkanlık sistemi olmasaydı covid'i yenemezdik diyen,
billimsel düşünceden uzak profesör bugün covid 19 yüzünden hayatını kaybetmiş.

üzüldüm çünkü bu dünyada yargılanamadan gitti. gerçi hoş, yargılansaydı da "ak"lanırdı. tanrı'nın adaleti üzerine olsun.

ayı sözlük itiraf

hiçbir aidiyetimin olmadığı bir kara parçasının vatandaşıyım. mutsuzum. umutsuzum. defolup gitmek istiyorum. ve en yakın zamanda da gideceğim.

ayı sözlük itiraf

dün rakı masasında dertlerimizi meze yapıyorduk yine.
yapıyorduk derken arkadaşlarım yapıyordu doğrusu. herkes çekilen dandik aşk acısı ağlaya ağlaya anlatıyor. dandik diyorum çünkü 1 çift memeye acılarını unutacak insanlar.
anlatıyorlar sözlük, sürekli bir şeyler diyorlar ama duymuyorum. okyanusun dibine çapa atmış gibi boşluğa bakıyorum. o kadar boğluyorum, sıkılıyorum ki anlatamam size.

derdimi anlatamıyorum, nasıl anlatayım ki hepsi kapalı kapılar arasında yaşanmış, yasak elmadan ibaret onlar için yaşadıklarım. içimden sadece siz ne anlarsıniz aşktan demek geçiyor ama yutkunuyorum.
muazzez abacı vurgun çalıyor öyle bir içten söylemişim ki "ulan yorgo derdin mi var sanki keşke senin gibi olsak" diyorlar, gülüyorum "benim derdimde dertsizlik işte" diyip geçiyorum.
çektiğim acının, yaşadıklarımın birazını yaşasalar keşke. keşke beni anlayabilecekleri bir gün olsa.

tanrı varsa şayet neden bu yaşadıklarımı bana reva gördü bilmiyorum. sınavsa şayet neden en zor kağıt bana geldi anlamıyorum. günden güne yok olmak bizimkisi.
sahi yok oluştan kurtuluş var mı?

ülkeden kaçıp gitmek için nedenler

sözlük yazarlarının şu an düşündükleri

yeğenimi haşladım biraz.

sen o kadar uğraş et kursa kaydet paşam haftada bir gün yedi saatlik kursa çok uzun, sıkılırım, girmek istemiyorum diyor. bir vasıf kazanması için ne yaparız ne ederiz diye düşünüyorum ama bu çabamdan ötürü de beni kötü bilsin istemiyorum.

en sevmediğim "onun iyiliği için ona karşı" ebeveyn hatasının içine girmek rahatsız etti beni.

sonra tabi pişman oldum. aldım karşıma
'ben seni düşünüyorum' adı altında sana istemediğin bir şey yaptırmaya hakkım yok ama madem istemiyorsun neden uğraştırıyorsun beni?

hem hiçbir şey kolay olmuyor armut piş ağzıma düş yok öyle bir dünya. daha hiç gidip görmeden sıkılırım diye bırakır mı insan?

gitmeyeceğim diyorsan gitme tabi. kendine bir şeyler katmayı ancak sen istersen mümkün olur, bunu istediğin zaman ben sana destek olurum sadece, bundan ötesi zorbalık yapamam

dedim konu tatlıya bağlandı.
dayı olmak güzel.

kilolu olmanın kötü tarafları

en kötüsü de yemek yerken şahika koçarslanlı'ya dönüşüyorum.

-yemek yerken oyalama beni beee.
*

mithrander

mithrander

yeni sözlük yazarı. aramıza hoş geldin.

(bkz:askk)

Toplam entry sayısı: 243

üstteki yazar

dedikoducu, yaptıklarıyla yüzleşmekten korkan bir yazar. bir taraftan da iyi niyetli ama biraz boşboğaz olduğunu düşünüyorum. neyse çok da gömmemek lazım.

muz cumhuriyeti

bunun hikayesini bu hafta öğrendiğimde şaşırdım. olay şöyle:
muz önceden popüler değilmiş. insanlar muzu tanımıyor, dolayısıyla sofralarında yer vermiyorlarmış. bir amerikan şirketi olan united fruit company, bu muz işine el atıyor. reklamlar, teşvikler, faydaları vs. devamında muzda müthiş bir patlama yaşanıyor. dolayısıyla tek becerisi muz yetiştirmek olan devletlerde bu olay ekonominin tamamen muza kayması anlamına geliyor. bu amerikan şirketi de ekonomisi muz üzerinden dönen bu devletlerde istediği yasadan tutun, istediği yöneticiye kadar hemen hepsinde belirleyici faktör olmuş.

anne marie nicholson

29 yaşındaki ingiliz sanatçı, söz yazarı.

bir aralar online duet uygulama reklamlarında çok denk geliyordum.

organ bağışı

insanların kendi hür iradeleriyle, beyin ölümü tanısı konmasından sonra, hastalıkların tedavilerinde kullanılması amacı ile organlarını bağışlamalarıdır.

18 yaşını doldurmuş olan,

hukuken akli dengesi yerinde olan, herkes, 2238 sayılı kanuna göre organlarının bir bölümünü ya da tamamını bağışlayabilir.

burada kritik husus şudur: size bağış yapmak istediğinizde neleri bağışlamak istediğinizi belirttiğiniz bir form doldurtulur ve bir bağış kartı verilir. olası bir durumda siz öldüğünüzde bu kartı bulan kişiler sizin organlarınızı direkt alamazlar. öncelikle kural olarak bağış yaparken belirttiğiniz yakınınızla iletişime geçip onun olur vermesini beklemelidirler. bir hocam hukukta bir cümlede kural olarak diye bir şey yazıldıysa onun istisnası mutlaka vardır demişti. dolayısıyla bunun istisnası ise yakınınıza ulaşamayacak durumda olmaları ve organ naklinin acil gerekiyor olmasıdır. bu kısımda değişiklik yahut yanlış aktardığımı düşündükleri kısım varsa yazarlar yeşillendirsinler düzenleyeyim.

ekstradan toprak olacağına birisini sevindirsin. organ bağışı güzeldir. bir kan lazım olduğunda bile dört dönüyor insan. organ ise çok daha kritik.

iş yerinde başıma gelen kötü olay

mutlu bir ailenin bireylerini birbirine düşüren karaktersiz, dedikoducu yazar eylemi.

birincisi dedikodu yapıyor,
ikincisi yüzleşmekten korkuyor,
üçüncüsü bir başkasının özelini, kişisel verisini karıştıracak kadar da saygısız.

şimdi bu kadar yüklenmemin sebebi unutulur gider demesi. mesleğim dolayısıyla çok fazla boşanma görüyorum. unutulup gitmiyor.

ayı sözlük itiraf

(bkz:sad story)

bundan seneler evvel beraber vakit geçirdiğim yakın arkadaşım vardı. baktım bundan hoşlanmaya başlıyorum. kendimi frenlemeye çalışıyorum yok olmuyor. cinsel yönelimimi de tam olarak kabullenememişim. biseksüel olmam dolayısıyla ilgimi kızlara çekmeye çalışıyorum, yok bana mısın demiyor. birisiyle konuşsun, kıskanıyorum. kafam sürekli ona gidiyor. morali bozuk mu benim de bozuluyor. aç mı ona da bir şeyler alıyorum vs. derken açılmaya karar verdim ağzımın payını da alacağımı biliyorum. güzelce bir red yedim ve o red yaşanmamış gibi arkadaşlığımızı devam ettirmeye çalıştık. başaramayıp birbirimize girip kötü bir şekilde ayrıldık. kendisiyle başka başka illere gittik. hiç alakasız bir şekilde yıllar sonra iş yerimin karşısında çalışmaya başladığını acı bir tesadüfle öğrenmiş bulundum. yemin ederim bir anda karşımda görünce dizlerim titredi, olduğum yere çivilendim sandım. illaki denk geliyorum. bir yabancıymışız gibi geçip gidiyoruz. yani el insaf be adam. seninle her bu durumu yaşadığımda kalbim acıyor. türkiye'de başka çalışacak yer mi kalmadı yav. yazıktır bana da.

mustafa kemal atatürk

büyük ölümlere matem gerekmez. fikirlerine sahip çıkılsın yeter.

kurucu babamız, unutmadık! cumhuriyetin bir genci olarak saygıyla anıyorum.

finlandiya

zamanında rusya ve isveç baskısı altında kalmış fakir, bataklıklar içerisinde bir ülkeyken günümüzün en ileri medeniyetlerinden birisi olan ülkedir. öyle ki bu ülkedeki memurlar isveç'ten gelirmiş. insanları hayattan bezmiş, geleceğe karşı umudu olmayan, kendi öz saygısını kaybetmiş bir toplum ve onlara bakıcılık bir nevi sürgün addedilerek çobanlık eden isveçli memurlar. sonrasında öğretmenler çıkıyor, aydın insanlar çıkıyor ve düzeni sorguluyorlar. yeni nesli tutuşturuyorlar. misal bir tabir okumuştum. insanlar bir yeri kötülerken kışla gibi dermiş. askeriyeyi it kopuk olarak görürlermiş. fakat eğitimle insanlar artık kışla gibi kavramını tertipli düzenli yerler için kullanır olmuşlar. çünkü kışlalar da dingonun ahırından bir düzenin olduğu, bilgili aydın subayların yetiştiği yerlere dönüşmüş. finlandiya'nın finlandiya olmasında isveç yerine rusya hakimiyetini seçmelerinin dönüm noktası olduğunu söylerler. şöyle ki rusya ile konuşurken dışarıda bağımlı içte özgür bir oluşum istemişler. rusya da zaten bataklık ve bitik bir ülkenin sadece kendisine tampon olmasını kafi görüp kabul etmiş. o aşamadan sonra kendi öz evlatları ülkenin yönetiminde, askeriyesinde, hukukunda bilhassa eğitiminde söz sahibi olmaya başlayınca finlandiya artık, bizim halk evleri, köy enstitüleri ile başlayıp devamını getiremediğimiz, muasır medeniyetler seviyesine çıkmanın ilk adımını atmış.

kuryeden gelen sen gey misin mesajı

olayda direkt hakaret yok fakat gerçekten tepki gösterilmesi gereken bir durum var. yani sen bir işletmesin ve işin dolayısıyla öğrendiğin kişisel veri telefon numarası üzerinden insanlarla bağlantı kurmaya çalışıyorsun. olayı homofobikliğe çekmemek gerek. bu olayın bir kızın telefonunu hastaneden araklayan çalışandan gbt yapıp alan ınstagramdan istek atan bekçiden ne farkı var?

bana yapılsa ben de bozulurdum. bir de direkt 'gey misin' yazmış inek. tut ki adam geyim dedi. derdinin arkadaşlık olduğunu nereden çıkarıyorsunuz misal. başına durduk yere dert alabilir. türkiye'de yaşıyorsunuz bunu unutmamak gerek. 20 lira için insan öldürülen, trafik ışıklarında yeşil yandıktan iki sn sonra arabasını hareket ettirdi diye kişinin arabası taranan bir ülke burası.

adama ve karisina tecavuz eden cinci hoca

hocaların cini bu şekilde çıkardıklarını artık herkes biliyor.* bunu göze alıp gittikten sonra da adam cin çıkartınca ağlamayacaksın.

düşük zekalı insanların dini duygularını kullanarak hem paralarını alan hem de cinsel ihtiyacını gideren hocadır.
(bkz:odaya girdiğimde cinini sıvazlıyordu)

turgut özal

kürt sorununun kürt sorunu olmasında -belki istemeden- emeği geçen kişi. 1989 yılında ırak'tan ülkeye aldığımız binlerce mülteci, asimile olamayıp daha sonrasında pkk gibi oluşumları destekledi. kaçak elektriğe yöneldi vs. daha öncesinde bu kadar belirgin bir durum yoktu.

mustafa kemal atatürk

büyük ölümlere matem gerekmez. fikirlerine sahip çıkılsın yeter.

kurucu babamız, unutmadık! cumhuriyetin bir genci olarak saygıyla anıyorum.

adama ve karisina tecavuz eden cinci hoca

hocaların cini bu şekilde çıkardıklarını artık herkes biliyor.* bunu göze alıp gittikten sonra da adam cin çıkartınca ağlamayacaksın.

düşük zekalı insanların dini duygularını kullanarak hem paralarını alan hem de cinsel ihtiyacını gideren hocadır.
(bkz:odaya girdiğimde cinini sıvazlıyordu)

bursa

mülteci, göçmen şehri. bulgaristan göçmenleri hadi neyse bizden zaten de bu suriyeliler had safhada.

zamanında severdim de şuan pek hoş gelmiyor gözüme. küçük şehire alıştım çünkü. iki işim oluyor tüm günümü alıyor. geçen gün hem tapuda hem de nilüfer vergi dairesinde işim vardı. gün pert oldu.

#edit genç suriler rahatsız. *

cumhuriyet bayramı

türk milleti!
kurtuluş savaşına başladığımızın 15’inci yılındayız. bugün cumhuriyet’imizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
kutlu olsun! bu anda büyük türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.yurttaşlarım!
az zamanda çok ve büyük işler yaptık. bu işlerin en büyüğü, temeli türk kahramanlığı ve yüksek türk kültürü olan türkiye cumhuriyeti’dir.bundaki başarıyı türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlılıkla yürümesine borçluyuz.
fakat yaptıklarımızı asla yeterli görmeyiz. çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunda ve kararlılığındayız. yurdumuzu dünyanın en bayındır ve en uygar memleketlerin seviyesine çıkaracağız. milletimizi en geniş rahatlık, araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. millî kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracağız.bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici anlayışına göre değil, asrımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmelidir. geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. bunda da başarılı olacağımıza şüphem yoktur. çünkü, türk milletinin karakteri yüksektir, türk milleti çalışkandır, türk milleti zekidir. çünkü, türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. ve çünkü, türk milletinin yürümekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, pozitif ilimdir. şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan türk milletinin tarihi bir niteliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, yaratılış zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu devamlı olarak ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek millî idealimizdir.türk milletine çok yaraşan bu ideal, onu bütün insanlığa gerçek rahatlığın sağlanması yolunda, kendine düşen uygar görevi yapmakta başarılı yapacaktır.büyük türk milleti, onbeş yıldan beri giriştiğimiz işlerde başarı vadeden çok sözlerimi duydunuz. mutluyum ki, bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, millî ideale, tam bir bütünlükle yürümekte olan türk milletinin büyük millet olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.asla şüphem yoktur ki, türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar kabiliyeti, bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.türk milleti!
sonsuza akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, mutluluklarla huzur ve rahatlık içinde kutlamanızı gönülden dilerim.
ne mutlu türküm diyene!

hâkimiyet-i milliye 30/10/1933