kolay gibi görünen ama söylesi oldukça zor olan ingilizce bir tekerleme:
red lorry, yellow lorry,
red lorry, yellow lorry,
red lorry, yellow lorry,
red lorry, yellow lorry,
red lorry, yellow lorry,
red lorry, yellow lorry...
arka arkaya 5-6 defa hızla söyleyebileni şimdiden tebrik ediyorum.
ilk kez linux'da başlayacaklar için ubuntu tavsiye edilir.
evde yatan eski netbooku adam etmek için ubuntu'nun light sürümü lubuntu şiddetle tavsiye edilir.
çocukluğumda içinden çıkan 2 adet çıkartma için yanıp tutuştuğum, her eğitim-öğretim yılı başlangıcında babamın faber castel boya almak istemesi üzerine kıyamet kopardığım pastel boya markası.
nedendir bilmem ilk çıktığı günden bu güne kendisinden hiç haz etmediğim popçu.
bir dönem müzik listelerinin tozunu attırırken şimdilerde modası geçmiş ispanyol paça pantolon gibi tozlu raflarda beklemektedir.
burada bile insanların renkleri erkek ya da kadın gibi ayırması beni şaşırtıyor.
bir erkek pembe pantolon da giyebilir, ya da bir kadın kareli oduncu gömleği de.
önemli olan giyilen kıyafetin bedene, ten rengine ve kişinin tarzına yakışmasıdır.
2 adet kırmızı pantolonum, bir de kırmızı şortum var.
21. yüzyılda yaşıyoruz. aşın bunları!!!
madem ülkeye mülteci alıyorsun, onlara barınma, yiyecek, eğitim gibi imkanlar ver.
yok onlar mülteci değillerse o halde ne işleri var her trafik ışığında, köprü altında, kaldırımda!
500.000'den fazla suriyelinin ülkemize girdiği ve pek çoğunun tc vatandaşı olduğu söyleniyor. sanırım birileri yine küçük hesaplar peşinde.