görmek için gitmediğim, tekrar gitmek için can attığım, içindeki insanlardan biri hariç pek umurumda olmayan bir il. soğuk havası ile meşhur olmasına rağmen pek üşümedim.

listag'ın benim ve kewashe'nin isteğimizi kırmayıp giresun'da da göstereceği benim çocuğum belgeseli için yapılan haber burada'dır. saygı değer gazetecilerin yazarlığını üstlendiği bu haber'de bahsedilen zırvalar, kullanılan kelimeler, insanlara yapılan hakaretleri görün.
http://www.yeniakit.com.tr/aktuel/sapkin...

lana del rey'in bir kaç gün önce yayınladığı kısa filmdir.

27 dakika 9 saniye süren bu kısa film dillere destandır. lana'nın yanında kullanılan model albino bir afrikalıdır. elvis, marilyn ve jesus ögeleri, adam ve havva, cennet ve dünya'dan bahsedilmiş. üç şarkının bir arada klibi çekilmiştir body electirc, gods & monster ve bel air. dinleyin. izleyin*

en uzun sıfat tamlaması hakarettir kendisi, söylemesi hoştur. kullanın kullandırın.

kendini bilmez banel hırtlar topluluğu yahu saf olmanında sınırı var değil mi am.

hiç habersiz amık amık ortalıkta gezen garip insanlar. ensesine vurmadan, teşebbüs etsiniz alın ağzımdaki ekmeği diyecek olanlar, ileri boyutu suratına tükürseniz ''ayy yağmur mu yağıyor'' diyen insanlar falan. neyse dozunda olursa ne ala.

hele ki uzaktan gelirken fark ettiyseniz ilk 5-6 saniye ''bu kimdi ulan'' diye düşünme ile geçer, size iyice yaklaştığında kim olduğunu çıkarıp cesaretiniz var ise bir ''merhaba'' belki hafif bir kafa selamı ile* ile hızlı hızlı ilerlemeye bırakır kendini. rutine dönersiniz.

tanrının kim olduğunu biliyorum artık. kapı çaldı, açtığımda kimseler yoktu, bir anda bir elamet belirdi sen ateist çocuk, bana inanmıyor musun dedi o sırada içeride kewashe ve gargamelin sirini çırıl çıplak beni bekliyorlardı şaziye pekmez daha bize kızmamıştı, kelepçeler daha kilitlenmemiş, çilingirde ortalarda yoktu. tanrıya onu gördükten sonra bile ona inanmadığımı söyleyince biraz alındı. neyse...

bir de diz kapaklarımda ki siyatikler var tabi mamafih yaşım gereği katlanmak zorundayım ama salatalık ektiğimiz yerlerde bazı sorunlar var idi. gözlerimde çok iyi görmüyor birde benim. aksak yürüyorum malumunuz siyatik nymphomania ile birleşince zaten aman aman, gelebileceğiniz bir sokak var ise sakın geri kalmayın bir de bu günün sanatı içerisinde ki günaydın yarının sanatı içerisindeki öğleden sonrayı biraz geçe olan akşam kızıllığının ta kendisidir.

kişiliklerimize bağış ettiğim bu entry insanlık adına küçük bizim adımıza çok büyük bir adımdır.

pek bir sessiz yazar ama seviyorum kendisilerini, bir tanedir. hairy hairy

hoşgelmiş hayatıma, şehrime candır o maviş. her şeyi ile bir gargamel şirini.

sezen aksu seni kimler aldı... koyuyor.

kısa aralıklar ile sürekli yaptırdığım vücut modifikasyonu. bir yineleme daha oldu daha önce çıkarmak zorunda kaldığım bir yerimi daha pırtlattım.

arçelik'in ürettiği kırmızı mutfak araç ve gereçlerinin toaster ve benzeri şeyler gereksiz kırmızı olanları.

bu hissin tanımını kelimelere dökmek bir roman yazmaya benzer. kişileri çıkarmak, kurguyu oluşturmak ve hikayeyi yazmak. hiç kimseyi sevmemek, asla onu sevdiğiniz kadar başkasını sevememek, asla ona dokunduğunuz anda ki heyecanı başkasına dokunduğunuzda bulamamanız, onu asla unutamayacak olmanız, panik içerisinde yalnızlığınızı sorgulamak, neden sorusunu sorarken kendinizden bile kaçmanız. bu his bir süre sonra o kadar yer ederki durum normaliniz haline gelir, ruhunuz sıkışıp kaldığı zamanda özgürlüğü keşfeder adeta, o güne kadar tatmadığı, yaşamadığı sevinci yaşar. aslında var olan yalnızlığın alışılmış yüzüdür. sevememe duygusunun soğukluğu sizi uyuşturmuştur artık. farkında olmadan gerçekleşiverir içinizde kalan ve asla sönmeyen kıvılcımdan alır enerjisini artık zaman durduğu için enejiye ihtiyaçta yoktur aslında ama ruhunuz bir gün serbest kalabilmeyi bile umut edemiyorsa artık, düşünceler kıvılcımın üzerine su fışkırtıyorsa, enerjisiz kalmasını istiyorsa birşeyler boş verin gitsin.

zara'dan giyinmeyin.

çatalı yatay tutmak suretiyle (kenarı ile) parçalara ayrılmak istenen yiyecek materyaline yapılan işkencedir. bıçak var iken neden insanların zorlandığı bir soru işaretidir.

chacun a son coté faible et c'est mon point faible.

şimdi bu adam aslında kuzu, benim kuzum * sonra onu başka bir çobana emanet ettim ben geldim yanından ziyaret ettikten sonra görüşürüz demenin en zor olduğu yazarlardan bir tanesi. antalyalı sevdiceğim yerim ben onu dağılın şimdi