milliyetçi deyip insanları etiket yapıp milliyetçilik yapan yazar başlığı.
hayır arkadaşım milliyetçilik deyince aklına sadece atatürk mü geliyor? nefretini bu kadar sığ başlıklarda dile getirmek nedir. milliyetçilik rahatsız ediyorsa git dark bear a şikayet et.
nefretin ölümlerinden bahsedip burada gelip nefret kusmak sadece iğrençliktir ve samimiyetsizliktir.
kinden ağzında köpükler saça saça yazma hadi sakinleş gel beybim.
size ne arkadaşım. yazar gelip yazar rahatlamak ister. neyin eleştirisi bu. ötekileştirilmenin ne demek olduğunu bile bile insanları ötekilestirmek yüzsüzlükten başka bir şey değildir.
saat ilerledikçe daha kötü oluyorum. bir de kulak ağrısı eklendi. regl olmam da an meselesi. yine her şey üst üste geldi. bir de bencil insanlar. diyorum hastayım yatıyorum gel kahve içelim özledim diyor. be insan
hastalık tanımını sana nasıl yapayım. hastaneye bole gidecek halim yok bana kahve içelim diyor. gelip hastaneye götüreceğim seni desene. ama yok o kadar ince değilsin
nefret ediyorum bu insan modelinden. sen kötü gününde dahi yanında olursun ama bu model sevgili yaptığı an seni siler, ya da unutur. bu nasıl vedasizliktir, nasıl bir iğrençliktir. ihya ettiniz beni güzel arkadaşlarım. zamanıma üzülüyorum sadece ve de insan yerine koyduğuma.
günaydın sözlük
bugün biraz daha iyiyim. öksürük yok, burnum hala akıyor. bir de kolumda minik minik kırmızılıklar var. kılcal damar sorunu sanırım
geçen aylarda bir arkadaşım korunmasız ilişkiye girmişti, paranoyak olmuştu vücudunda çıkan her şeye acaba hasta miyim diye yaklaşıyordu. kolumun fotoğrafını çektim ona gönderdim :)))) korkma bir şey olmamıştır dedi .d
dışarıda ötekileştirilen biz neden kendi içimizde de ötekileştirme yapıyoruz?
hani gökkuşağının yedi rengiydik?
daha kendi bireyimize sahip çıkamazken dışarda haklarımızı nasıl savunalım?
bearhairy'i sevdiğim söylenemez. düşünceleri ile aynı düşüncede olmamam nefrette ettirmez. herkes aynı düşünecek diye bir sey de yok. ama hiçbir yazar silinmeyi haketmiyor. (hakaretler, tacizler, nefret söylemi olmadığı sürece)
özgürce yazabileceğimiz sınırlı platformlar varken bir de böylesine sansürü uygun bulmuyorum, bulmayacağım da.
ibrahim abinin bir röportajını okumuştum. ahmet yıldız'dan sevgiyle, aşkla, içtenlikle bahsediyordu. o an içime bir öküz oturdu.. bu güzel insan dürüst olma çabası ile bir katliama kurban gitmişti. ve bunu gerçekleştiren ise babası idi... bir baba bunu evladına nasıl yapabilirdi ki? bu ölüm kararına nasıl karar verebilirdi. o kararda biz de oradaydık. ailecek, mahallecek, toplumca... bir baba karar vermemişti buna, biz bunu hep birlikte vermiştik. oysa bir baba canından can olan bir evlada nasıl kıyabilirdi ki. o ki; hastalığında başucunda sabahlayan, karnesinde pekiler olunca hediyeler alan, kendisine almayıp çocuğuna alan bir babaydı. bu hale nasıl gelmişti.. onu bu hale biz getirmiştik. belki de içten içe ''elalem ne der'' diyordu..
doğduğumuz andan itibaren bizlere normalmiş gibi olan şeyler öğretildi. biz onları benimsedik. ''normal'in dışına çıkan herkes bizim için tehtitti, biz tehtittik. şimdi ahmet yıldız mücadelesi veriyoruz.. bu düşünceler bizimle olduğu sürece yarın da ahmet yıldız'lar olacak.. bu sistem, bu düzen değişmediği sürece nefret cinayetleri hep olacak.. o mezarda yatan ahmet yıldız değil bizim insanlığımızdır.
şu başlığa entry girilmemesine üzüldüm. bu kadar mı normalleşti sizin için "cinayet". cinayet diyorum çünkü bu intihar değildir.
abisinin tecavüze uğramış gencecik bir kadın. 2 kere intihara kalkışmış. hayatının en güzel yıllarını tecavüz, bunalım ve intiharla geçirmiş. içim acidi. biz dışarıda ki insanlara güvenmeye çalışırken 'aileden' böylesi iğrenç bir şey görmek. yazacak bir şey bulamıyorum. boğazım düğümleniyor.
yazıklar olsun bunu yapana, göz yumana, sessiz kalana!
şu başlık meni koksa idi eminim bir çok entry girilirdi. evet büyük bir eleştiri yaptım. buyrun eleştirin beni. hayatınız koli düşürmek, sex, sik olmuş. bir kadının katledilmesi umurunuzda bile değil!
dışarıda ötekileştirilen biz neden kendi içimizde de ötekileştirme yapıyoruz?
hani gökkuşağının yedi rengiydik?
daha kendi bireyimize sahip çıkamazken dışarda haklarımızı nasıl savunalım?
bearhairy'i sevdiğim söylenemez. düşünceleri ile aynı düşüncede olmamam nefrette ettirmez. herkes aynı düşünecek diye bir sey de yok. ama hiçbir yazar silinmeyi haketmiyor. (hakaretler, tacizler, nefret söylemi olmadığı sürece)
özgürce yazabileceğimiz sınırlı platformlar varken bir de böylesine sansürü uygun bulmuyorum, bulmayacağım da.
sözlükte propaganda yapıyoruz da bizim mi haberimiz yok. tek başlıkta değil. ayrı ayrı açılmış başlıklar. böyle bir bilgi vermek istiyorsan tek başlıkta topla. yapılan parti propagandasından başka bir şey değildir.