aşk

  • /
  • 13
benim için güzel ve yoğun bir fantastik kitaplar okumakla eşdeğer duygu,genelde bu duyguyu yaşamak istersem ejderha mızrağı destanı'na baştan başlıyorum.
güzel ve garip bir duygudur. mutluluğu da, acısı da zirvelerdedir; ortası yoktur.*
beni çok şaşırtmış bir başlık. 6 yıllık sözlüğüz, hatrına sadece 11 sayfalık entryler döşenmiş.
aşk bir kez mi yaşanır? aşık olunan kişi daha önce birine aşık olmuş ve canı yanmışsa bu zincirlemeye, aşık olan o kişi de katılmak zorunda mıdır? aşık olan kişi, acıyla yaşamasını öğrenmesi mi gerekir? aşk bitebilir mi? biterse mutlulukta biter mi?
aşk üzerine o kadar soru sorulabilir ve bir o kadar farklı cevaplar alabilirsiniz ki bu his bu denli gizemli, boktan anlamsız bir histir.

aşık olduğun insanı sahiplenmek istersin, kimse dokunsun istemezsin, farkında olmadan özgürlüğüne dokunursun, fark edersin, er ya da geç düzeltmeye çalışınca da batarsın. kurtulamazsın aşk bataklığından. hayatını verebileceğin bir adam var önünde, anlamsız bir alttan alma duygusu, uzaktayken böyle olmuyor bir şeyler yapılmalı olmuyorsa bitmeli diyorsun onu görünce ise kem küm seni seviyorum diyorsun. aşk seni zayıf yapıyor ama umursamıyor kabulleniyorsun. bir çok şey görüyor öğreniyor büyüyorsunuz ama o zincirde yalnız başına son halkasındır. birliktesiniz, bazen mutlu bazen hüzünlü, sorunlarla boğuşuyorsunuz. sen bitmeyen bir enerji bitmeyen bir kara gözlülükle her şeyi çözmeyi çalışıyorsun, ruhundan hayatından vererek çünkü aşıksındır. sana ne olacağı önemli değil, düzelsin mutlu olsun her şey yoluna girsin istiyorsun. kurban olman umrunda değil ihtiyacın olan bir gülümseme bir sevgi. o da seni seviyor aşık değil biliyorsun ama seviyor lan yinede o da bir şey desen de sevgi yetmiyor biliyorsun. tüm bu zorluklar yıpratıyor, yıkıyor, öldürüyor sizi. sen her seferinde ayağa kalkıp tekrar taşları dizmeye çalışıyorsun ama seni seven kişi yoruluyor artık, zaten aşıkta değildi, kaybetmişti o duygularını.sevdi yanında olmaya çalıştı ama sorunlarla uğraşamayacak kadar yoruldu, kimin mutlu olduğunu umursamıyor kaçmak istiyordu. sonra evrenin sana anlatmak istediğini anladın.
aşık olduğun insan sensiz daha mutlu olacağını anladın. sen engeldin. sen sorundun. sen yolunda ki kaya parçasıydın. sen aşık olandın.

aşk can yakar. söylesene insan bir kere mi aşık olur?
hiç yaşadım mı bilmiyorum. istemiyorum da. çünkü biten şeyleri sevmiyorum. sevmeyi seviyorum sanırım. içinde bulunduğumuz ortamda ikisinin de değeri yok. kimisi için (doğru veya yanlış bulmuyorum) seks bir yaşam şekli ve bunu değiştiremezsiniz; bir azınlık ise, ki çoğu tabii ki pasif çünkü malum "erkek" yani "aktif" sker geçer heteroseksizmin ve ataerkilliğin öğrettiği en iğrenç şey herhalde bu, aşk - sevgi arıyor ve şanslı olan buluyor. kimimiz bulup kaybediyoruz, kimi zaman tanışıyoruz uyuşmuyoruz anlaşamıyoruz.
ancak anlamadığım çözemediğim kısım gerçekten sonu çocuk olmayacaksa evlenmek, sevgili olmak - aramak bunlar aciziyet göstergeleri mi? yani aslında kendimize yetebilmeli miyiz gerçekte duygusal olarak yalnız iken?..
türkiye’de bir eşcinsel olarak yaşama ihtimalinizin %00000,1 olduğu şey.
noel babanın her noel'de hediye dağıtması kadar gerçek.
abi yazarım şimdi buraya ama sığmaz ki nasıl sığdırayım bir sözlüğü aşan bir kelime bence.zaten anlatılamaz da sanırım.(bkz:o an)
"sensiz geçen zamanı, belli yaşamamışım
sensizlik bir kuyuymuş, onu aşamamışım."

dizelerinin en güzel şekilde açıkladığı, kelimelerin anlatmakta yetersiz kaldığı duygu.

esasında bu başlığa yazacaklarımın çok daha detaylı, bilimsel ve nesnel ağırlıklı olmasını planlamıştım. fakat hayat bu işte; siz ne kadar plan yaparsanız yapın hiç beklemediğiniz bir anda size müthiş bir sürpriz yapabiliyor.

aynı aşk gibi. en umutsuz, en beklentisiz, kendinizi ölüme en hazır hissetmiş olduğunuz anda karşınıza öyle bir çıkar ki; iki bin yıldır beklemiş olduğunuz o müthiş varlığı* karşınızda bulursunuz bir anda. ölmekten zerre korkmayan şahsınız bir anda ölümden ölesiye korkar hale gelir.

öyle bir korkarsınız ki ölümden, öyle bir korkarsınız ki kadınınızı yarı yolda bırakmaktan. sadece kendi ölümünüz değildir sizi korkutan. aynı zamanda onun da bir gün öleceği, onu kaybetmeniz gerekeceği* gerçeği sizi ciddi anlamda sarsar. bilmiyorum, belki de ben genel anlamda en uç noktalardaki düşüncelerimi dahi kafamda binlerce kez yaşadığım için böyle hissediyorum. ama bu onu ölesiye, ölümü dahi göze alarak sevdiğim gerçeğini asla değiştirmez.

aşk, bazılarınıza göre yalan; bazılarınıza göre de bir kandırmaca. ama aşk, siz ne kadar tanım yaparsanız yapın asla ama asla yaşamadan anlayamayacağınız kadar muhteşem bir duygu. öyle muhteşem ki, öyle tapılası ki; gerçekten aşık olan bir insanın karşısındaki insan için feda edemeyeceği şeylerin olabiliyor oluşu o aşkın gerçekliğini tamamıyla yanlışlıyor bence.

aşk dediğimiz şey maksimum fedakarlık*, sonsuz sevgi, sonuna kadar güven demektir. gerektiğinde anne olmak, baba olmak, kardeş, abla, abi, dost, yoldaş, eş, sevgili, hayat; velhasıl, her şey olmak demektir. o'nun hayatı paylaşacağı arkadaşı olmak demektir.

ben buldum. çok şey atlattım, çok şey gördüm. çok fazla şey yaşadım belki ama sonunda tanrı benim de mükafatlandırılmam gerektiğine karar vermiş olacak ki karşıma o'nu çıkardı. o, iyi ki var.

gerçekten aşk denilen bir şey varsa eğer ortada, şartlar her ne olursa olsun; ne kadar sorun yaşanırsa yaşansın, o beraberlik asla bitmez. eğer bitiyorsa onun adına aşk da denmez zaten. bakalım şair ne demiş:

"bir parça son yalnızlığa, öncekiler hazırlıktır
insan bırakmaz sevdiğini, insan sevmeyi bırakır."

seven, aşık olan insan asla bırakmaz dostlarım. bunu aklından dahi geçirmez. eğer sizi bir şekilde yarı yolda bırakıyorsa onun adı aşk değildir. hiçbir zaman da olmamıştır. belki her biriniz bu muhteşem zevki tadamayacaksınız ama dilerim ki her biriniz en azından bir kez acısıyla, mutluluğuyla tadarsınız aşkı. çünkü yaşamanın gerçek anlamda tadına, mânâsına o vakit vakıf olabiliyor insan. aşklarınızı, mutluluklarınızı, hüzünlerinizi; en önemlisi sonsuzluğa uzanan beraberliklerinizi bulmanız dileğiyle. esen kalın.
güzel ve karışık duygudur. tarif edilemez bir histir. sevdiğini kendinden çok düşünmektir. insana hayat enerjisi verir ama yeri gelir yaşama isteğini bile sizden alır. zor duygudur, hele karşılıksızsa daha zordur.
taparcasına sevdiğini farkettiğin an'dır aşk.
hiç bitmeyendir.
karşılıklı olandır, fedakarlıktır, korkularının önüne geçebilmektir, korkmamaktır, en korktuğun ve çaresiz kaldıgın an da bile vazgeçmemektir , aile olabilmektir...
her gözlerine baktığında 'iyi ki buldum seni' dediğindir.
iyi ki buldum seni cesur kadın...
bazen kötü bazen güzel olandır aşk.yer,kişi,zaman kombinasyonu mükemmelse eğer cenneti yaşatır.biri eksikse siz de eksiksiniz demektir.
ömrü 4-5 yıldır. duyardım inanmazdım siz de öyle yapın. ama bu bir bahane değil aşk yaşamamak için. öncesi de sonrası da güzel. kaybedeceğiniz birşey olmuyor. hem bitecek diye kim vazgeçebilir ki karnında kelebeklerin uçuşmasından?
aşkın yaşı cinsiyeti tercihi olmazmış. 45 yaşında bir adamla tanıştım sözlük aramızda 20 yaş var ikimizde aktifiz ama birbizimizi deli gibi seviyoruz çocuklarla gibi çok mutluyuz. bu ilişki bana çok şey öğretti herşeyin delikten ibaret olmadığını mesela... sarılmak, öpmek, tenini hissetmek ve doyasıya sevişmek bu duyguların güzelliği tarif edilemez. herkes yaşamalı bu duyguyu...
ancak kaybettiğinde fark edebildiğin, öngörüsüz, yargısız, hesapsız teslimiyet.
sertab erener'in şarkısında kalan bir sözcüktür artık. nerde o eski adamlar. şimdikiler aşkın anlamını bilmiyorlar azizim. gel biz senle çamlıcadan boğaza doğru bir kaç kelam edelim.
tek hece her gece, söylemesi kolay bulması zor, gözü kördür ama bir ömürdür.
tahminimce böyle birşeydir.
  • /
  • 13