ey aşk! dedim içimden, kutsal olan
bedenler yakan, bedenler çoğaltan aşk
bir akşam
sıradan bir akşam
eve dönme vakti
sıradan bir iş günü sonu
vakit alaca, hava ufaktan soğuk, gök dolu
ben diyeyim s1, sen de s2
bilemedim
hatırlayamadım
bir otobüs işte; insanları evine, işine, sevdiğine kavuşturan
parlak sarı, başaklar gibi
dolu
tıklım tıklım dolu
tek bir koltuk boş ki, hem ters hem de en sevmediğim yüz yüze bakanlardan
gün çökmüş omuzlarıma, beden tarumar
sessizce süzüldüm koltuğa
iki kıpırdandım, konumlandım
görseniz, uzun yola vurmuşum kendimi edasıyla kuruldum
hepi topu 20-25 dakika sonra ineceğim
hepi topu her gün bindiğim otobüsteyim
ama
hayat burada güzel işte
ama dediğinde hoş
olağanın dışına sapınca keyifli
karşımda bir çift
gözleri birbirine kenetlenmiş
dudakları kıpırdamıyor, ama elleri konuşuyor
o eller bir sımsıkı tutuşuyor, bir parmak parmağa geliyor, bir su olup diğerinin avucuna akıyor
konuşuyor o eller; bir şiir okuyor, bir şarkı söylüyor, bir an oluyor, çığlık atıyor
gözler kenetlenmiş
ikili koltuk en tasarruflusundan kullanılıyor
utanmasa, 3-4 durak sonra otobüse binen genç bayan ilişiverecek yanlarına
bizimkiler sığışmışlar bir buçuk koltuğa
dedim ya gözleri kenetlenmiş diye
hani otobüs sarsmasa, göz bile kırpmadan gidecekler yol boyunca
aşk dedim içimden
kulağımda
cem adrian
daha bir hoş geldi görünen, gözüme
bakmayayım dedikçe, kaydı gözlerim o ellere
belli, fena aşıklar
belli, henüz evli değiller
besbelli, birazdan ayrılacaklar
dedim ya
kulağımda cem adrian,
mutlu yıllar diyor,
siyah bir veda öpücüğü adlı kapkara albümünden
otobüs gitti
otobüs durdu
binen bindi, inen indi
eller ateş, eller ter, eller aşk
birbirinde eller
derken kızın eli süzüldü, çantasına doğru gitti
oğlanın eli onu takip etti, dayanamadı tekrar kavradı, dudaklarına götürdü, öptü
bu ne lan dedim içimden
yanıyor bunlar aşktan
yazık! nasıl da hasretler birbirilerine
kulaklarım cemin, gözlerim onların esiri
kaptan sert bir dönüşle yolcuları sarstı
otobüs bir gitti, bir durdu
bir duracak, kız fısıldadı, oğlan düğmeye bastı
1-2 dakikaları ya var, ya yok!
birden koltuğumda dikeldim
dönüp ardıma, şoföre, yolculara baktım
kaptan dur! millet in! işıklar sön! diye bağırmak istedim
sustum elbet!
indi kız
ellerini o gece için son bir kez daha kullandı
otobüste kalan oğlana sallamak için
ey aşk! dedim içimden, kutsal olan
bedenler yakan, bedenler çoğaltan aşk
bu kız adına, bu oğlan adına, kendi adıma teşekkür ederim
çünkü sen öğrettin bana yanmayı, tam sönerken tekrar ışık saçmayı