milenyum kuşağı olarak da bilinen generation y, generation x'in devamı olarak kabul ediliyor. konunun uzmanları 1980 ile 2000 yılları arasında doğanları için bu demografik tanımın içine yerleştiriyor. genaration y'nin üyeleri genel olarak iyi eğitim görmüş, çoğu üniversite mezunu olarak kabul ediliyor. bu kuşağı öncekilerden ayıran en büyük özellik ise mobil iletişim ve internetten yararlanarak/kullanarak büyümeleri olarak belirtiliyor. bu nedenle virtual team olarak adlandırılan (aynı amaç doğrultusunda bir araya gelmiş sanal ortamda, değişik kültür, coğrafya, yaş grubu, inanç vb) işlerde çalışmayı, klasik hiyerarşik işyerlerine tercih ediyorlar. millenyumluların geneli dünyaya iyimser bir bakışaçısıyla bakar, özgüvenleri yüksek ve genel olarak iktidarlara pek güveni yoktur zaten bu özellikleri nedeniyle politik tavırlarını pasif direniş şeklinde gösterme meyilindedirler. generation y'yi dünya çapında tanıtan olay ise bir kaç yıl önce new york'ta başlayıp bir anda dünyanın dört bir köşesine yayılan occupy wall street hareketidir.
kariyerleri önemlidir, kendi özgürlüklerine müdahale edilmedikçe siyasetle fazla ilgileri yoktur. dana önceki generationların aksine, biran önce ailelerin evinden kopup kendi düzenini kurma yerine, 40'ına kadar anne şefkatini yeğliyorlar (o kadar yemeği bulaşığı, ütüyü çamaşırı, temizliği kim yapacak)
işyerlerinde sanal iletişime önem veriyorlar o kadar ki bunun için düşük maaşlı bir işi bile tercih edebilirler. bu özellikleri sayesinde önceki çalışan nesilerden daha hızlı ve kolay iletişim geçiyorlar, herhangi bir konu hakkında anında bilgi toplayabiliyorlar.
80'lerde 90'larda ünlülerin, popçuların, artizlerin, dönemin ruhuna uygun orta şeritten gitmeleri çokça görülen bir durumdu ve bu kişiliksizlik beni her daim rahatsız ederdi. devir değişti şimdi şebnem dönmez gibi duruşunu, görüşünü babalar gibi söyleyen yürekli sanatçılar var.
gezi parkı olaylarında ismi öne çıkmış saygı duyduğum isim. politik düşüncesine katılıp katılmamak ayrı bir konu ancak bir milletvekili olarak kendisini kepçenin önüne atarak kamuoyunun dikkatini olaya çevirmesini bilmiştir. bugün gaz kapsülü/plastik mermi sonrası hastaneye kaldırılmıştır. gazi payesini sonuna kadar hak etmiştir, acil şifalar diliyorum.
itici güzellik. gladyatör'de dibim düşmüştü ne yalan söyleyeyim ama ikinci kez izlediğimde çok uğraşsam da aynı etki oluşmadı bende. a beautiful mind'taki performansı şapka çıkartılacak cinsten. iyi oyuncu; oscar, bafta, golden globe dahil bir çok ödülü almıştır, aday gösterilmiştir.
gün itibarıyla, tarihin tozlu sayfasında yerini alan, "bir zamanlar" istanbul'un en güzide çark alanı. kendisine tanrıdan rahmet yakınlarına sabır diliyorum.
bilinçaltının tezahürü. başbakanın iktidar sarhoşluğunun geldiği son nokta. yardımcısı çiçek "lafın gelişi söylendiğini" beyan etmiş olsa da akp'nin kendisi gibi olmayanları nasıl algıladığına dair sağlam bir ipucudur.
yavuz sultan selim'dir. 40 bin alevinin katlinden sorumlu bir padişahtır. darbecidir, babasını tahttan indirerek padişahlık makamına geçmiştir. kardeş katilidir aynı zamanda. padişahlığı süresince imparatorluk topraklarını 2.5 kat büyütmüştür. kanuninin babasıdır, hürremin kayınpederidir, mihrimahın dedesi... 49 yaşında bir çıban yüzünden ölmüştür.
ilk bakışta eşcinselliği/eşcinselleri çağrıştıran eylemlere gösterilen sesli tepki. bazen süzme bir zevk için de kullanılır. entrynin özeti; gaylerin kendilerine has özel bir algısı/zevki vardır
rte'nin alkol yasağıyla ilgili açıklamasının özeti. "git evinde iç." bu aynı zamanda şeri hukuğun da temellerinden biridir. evde toplu seks de yapsan, alkol fabrikası kurup tıksırana kadar içsen de devletin müdahale etme hakkı yoktur. bir kaç yıla kalmaz gizli saklı içilecek içkiler, cuma namazı saatlerinde dükkanların kapatılması gerektiğine dair son derece mantıklı açıklamalar yapılıp, batıdaki örnekler de gösterilip yasalar çıkarılır. başı örtmenin sağlık açısından faydaları vurgulanıp, ab'de de böyle uygulamalar var denilip ortaöğretimde kızlara, devlet dairelerinde kadınlara şallar, başörtüleri dağıtılacaktır...
bütün değerlerini dinden alan bir başbakanın ülkeyi başka türlü yönetmesini düşünmek safdilliktir.
ha bu arada ben dindarım, namaz da kılarım, oruç da tutarım... ama yine de korkuyorum başkalarının benim veya başka birilerinin hayatıma şekil vermesinden
türkiyenin en önemli ozanlarındandır. şu aralar mor saçlarla dolanıyor. içine girdiği çarkın bükemediği, şekillendiremediği ender isimlerdendir. tarikat kursa intisap edeceğim iki kişiden biri. piyasanın imparatorlarına kafa tutmuş, açık açık ekmeğimle oynamayın diyecek kadar bizden biri. spektrumu geniştir; bazen inanılmaz ucuz şarkıların bestecisi bazen gönül teline dokunan bestelerin sahibi.
günlük hayatında gayet sakin, mülayim olan insan evladının, internete bağlandığı an dışa vuramadığı tüm kin ve öfkesini hoyratça kusarak dönüştüğü durumdur.
rte'nin 'tarihimize sahip çıkıyoruz' geyiğine attığı :"mazide yıkılan binaların her birini yeniden tesis ediyor musunuz? o halde swiss hotel'in yerine 'şark kahvesini' yapın da görelim." tweetiyle cevap vermiş ulu tarihçi şahsiyettir. şimdi yamacıma gelse alnından öperim
devletin, tekelinde bulundurduğu silahlı güçlerini vatandaşı üzerine korku salarak yasalara uymasını sağlamak olarak tanımlanabilir. daha yumuşatılmış bir ifadesi de "orantısız güç"tür. devlet birimlerinin hiç bir hukuki temele dayandırmadan vatandaşını sindirmek üzere uyguladığı şiddet politikalarıdır.
dün, hapishanelerde ve karakollarda vatandaşına işkence eden, kürt köylüye insan dışkısı yediren devletle bugün istanbul'da ankara'da izmir'de (rte'nin deyimiyle 'tamamen ab standartlarında') biber gazı sıkarak hayatı kelimenin tam anlamıyla felç eden, coplayan, öldüresiye tekmeleyen, tazyikli sularla kafa göz dağıtan, avm'lere, otellere, evlerin içine kadar kovalayıp eylemci avına çıkan, kara ve deniz yolunu kapatan, iletişim araçlarını engelleyen, dezenformasyonlarla kafaları bulanıklaştıran devlet arasında bir fark yoktur.
sağlam bir batı propagandasıdır. idam cezası abd'de de uygulanmaya devam ediyor. son kırk yılda binden fazla idam gerçekleştirilmiştir, 3 bin kişi daha aynı cezayı bekliyor abd'de. 1973 yılından bu yana idama mahkum 126 kişinin suçsuzluğu kanıtlanıp serbest bırakılmıştır bu ülkede. abd dışında japonya, hindistan gibi birçok ülkede ölüm cezası uygulanmakta ama batı merkezli haber ajansları bunları pek göstermez. olayın şeriat veya demokrasiyle ilgisi yok anlayacağınız. atatürk?le de ilgisi yok, 1920 yılından idam cezasının kaldırıldığı 2002 yılına kadar bilinen en az 190 kişi türkiye?de idam edilmiştir, aralarında başbakanlar, milletvekilleri, alimler, devrimciler, çocuklar var. avrupa birliği dayatması olmasaydı büyük bir olasılıkla idam yasası hala yürürlükte olacaktı.
yavuz sultan selim'dir. 40 bin alevinin katlinden sorumlu bir padişahtır. darbecidir, babasını tahttan indirerek padişahlık makamına geçmiştir. kardeş katilidir aynı zamanda. padişahlığı süresince imparatorluk topraklarını 2.5 kat büyütmüştür. kanuninin babasıdır, hürremin kayınpederidir, mihrimahın dedesi... 49 yaşında bir çıban yüzünden ölmüştür.
yavuz sultan selim'dir. 40 bin alevinin katlinden sorumlu bir padişahtır. darbecidir, babasını tahttan indirerek padişahlık makamına geçmiştir. kardeş katilidir aynı zamanda. padişahlığı süresince imparatorluk topraklarını 2.5 kat büyütmüştür. kanuninin babasıdır, hürremin kayınpederidir, mihrimahın dedesi... 49 yaşında bir çıban yüzünden ölmüştür.
acaba hürriyet yazarı teyzesi ferai tınç olmasa müzik dünyasında bu kadar uzun süre tutunabilir miydi dedirten 80lerin italyan şarkıcıları andıran yorumuyla duyguları emen türk vampiri