cikolatali kek

Durum: 1906 - 0 - 0 - 0 - 11.11.2016 23:35

Puan: 26944 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

sometimes, change is everything
  • /
  • 96

ayı sözlük'ün hiç hacker saldırısına uğramaması

insanı hiç mi ilgi çekmedik diye düşündürten hede.

ayrıca ayı sözlük böyle bir saldırıyı kaldırabilir mi, site ne kadar süre içerisinde eski haline döner falan filan.

american boy

r&b şarkıcısı estelle'nin 2008 yılında çıkan stüdyo albümü shine'dan çıkan ikinci teklisidir. şarkının sözleri will.i.am, estelle ve kanye west tarafından yazılmıştır. bu şarkı uluslararası alanda farklı isimlerde tekrar kaydedilmiştir. australian boy, armenian boy ve summerset boy bunlardan bir kaçı.

şarkının klibinde john legend, kardinal offishall, taz arnold, consequence, ryan leslie, brandon hines ve terrence j de oyuncu olarak yer almıştır.

suşi

hazırlanırken vasabi sosu yeteri kadar ilave edilmezse zehir gibi tadı olur. yiyemezsiniz. çöpe atarsınız.

ayı sözlük yazarlarının hobileri

spor yapmak
kitap okumak
yazı yazmak
futbol izlemek
dizi izlemek
tarih
tıp
yemek yapmak
alış-veriş**
müzik dinlemek
tiyatro
yeni yerler görmek
yeni lezzetler tatmak

ayı kültürünün heteroseksist olması

ayı kültürü çok heterororo. ayı kültürü çok seksistmiş. ayı kültürü diğer geyleri ötekileştiriyormuş. falan filan.

ayı değilim ve genelde ayılardan cinsel anlamda hoşlanamıyorum ancak ayı kavramını çok yerinde buluyorum. sonuçta her düşünce akımı kendi içerisinde kollara bölünebilir. siyah haklarını ele alalım mesela. kendi içerisinde sadece siyahlarla siyahların evlenmesini yüceltip beyazları hor görenlerde var sadece siyahlarda beyazlarla eşit haklara sahip olsun diyenlerde var. ama olayın özünde iki akımında niyeti siyahların uğradığı ırkçılığı bitirmek. bu kadın hakları içinde böyleydi mesela. lgbt'de büyüdükçe bu tarz akımlar olması gayet normal.

siz şuna bakın, onur yürüyüşüne ayılar gidiyor mu?
adamlar lgbt sözlüğü açmışlar.
lgbt derneklerinde bir sürü ayı var.

biz de arada birilerinden hoşlanıyoruz. adam "kadınsı" tipler yazsın diyor. bunu hiç sorun etmiyoruz. çünkü zevk meselesi.

ayılarda birbirlerini tanımak için böyle bir olgu geliştirmişler. fena mı? bize batan çıkan mı var? eh yani.

sözlükte heteroseksist söylemler varmış. hiç denk gelmedim.

ayılar kıllı olur, kıllı severler falan. bunu diyenlerin ortak özelliği gördüğüm kadarıyla "feminenler yazmasın" diyen erkeklerden hoşlanmış olmaları. biraderim adam size vermiyorsa, tipi olmadığınız içindir. adam maskülenlerden hoşlanıyor. bunun için onu kınayabilir misiniz? adam feminenler ölsün tarzı bir şey derse, bu laf seni rahatsız etsin. şahsen ben de romeo'da feminen birisiyle vakit kaybetmek istemem, çünkü oradan best friends forever veya arkadaş aramıyoruz ki.

lana del rey

gerçek nedir diye insanları sorgulatan kadın.

şimdi canlı performansı beş para etmez. zira şarkı sözlerini sık sık unutur. hatta bazen avucundan okur.

saçları boyalı, o tatlı ördek dudakları estetiktir.

kıyafetleri için dünya kadar stilist çalışırken, bir ton boya belki de dünyanın en iyi makyözleri tarafından suratına boca edilmektedir. edilmektedir ki bu kadın 1950'leri iyice yansıtabilsin.

ama şu da var, tüketim çılgınlığının içerisinde yaşıyoruz. bu kadını da bu tüketim çılgınlığının parçası olarak görüyorum. bir dönemin ruhunu ama gerçek ama şov bu zamanın insanlarına yansıttı ve insanlar bunu beğendi. onun sesini dinliyorlar. hareketlerini izliyorlar ve hoşlarına gidiyor. gerisi ne kadar önemli ki? sonuçta bu kadının gerçek olup olmadığı sadece yakın çevresini ilgilendirir. ben şahsen şimdilik seviyorum. dinlemek hoşuma gidiyor, izlemek keyif veriyor. gerisi beni ilgilendirmez.

evleneceği adam düşünsün nancy sinatra ile mi evleniyorum yoksa lizzy grant ile mi?

son olarak şunu belirtmek isterim bu kadın elbette şarkılarında anlattığı gibi birisi değil. şarkılarında hep özendiği bir tipi anlatıyor. umursamaz, başına buyruk, canı ne çekerse onu yapan, tutkulu, yalnız bir kadın... ama gerçekte öyle olduğuna zerre inanmıyorum çünkü bu özelliklerde hiçbir kadın dudağına bir ton estetik yaptırıp ünlü olmak için böyle makyajlar yaptırmaz.

tüm gay accountları kapatmak

bünyede deprem etkisi yaratacak bir uygulamadır. önce facebook sonra romeo ve en sonunda hornet ile hayatımıza giren ve gerek bilgisayardan gerekse cep telefonlarımızdan takip ettiğimiz accountların bir kereden ortadan kaybolması, düşünün. hornete bakmak yok, rome'da mesaj kutusuna çökmek yok. yeni profilleri taramak için harcanan vakit yanımıza kar kalmış. zırt pırt mesaj atan, hayırdan anlamayan, yeni hesaplar açarak peşinizi bırakmayan amsalak tipler yok. güzeldir bence. dinlenmek gibi. yoğun bir kış sezonunun altında yaz tatiline çıkmak gibi.

gay sosyal tanışma ağları dururken ayı sözlük'te seks arayan yazar modeli

gene kişisel hak ve özgürlüklerle ilgili ders verici bir çalışma olmuş. zaten hepimiz milletin işine karışıyor onlara nerede ve nasıl seks arayıp aramayacaklarını söylüyoruz. zaten ekşi sözlükte kimse kimseye yavşamıyor. kimse o kadar gay account dururken spor salonundaki veya okulundaki adamı götürmeye çalışmıyor. sosyal hayvanlarız işte bebeklerim iş o noktaya gidebilir.

eşcinsel oldukları halde kadınlarla takılan ünlüler

herkesin tek başına gözlerini açtığı şu hayatta pek de kınanmayacak ünlülerdir. ünlü dediğin kimdir ki? ünü korumak için yalan söylemeyen ünlü mü var? heterosu ilgi çekmek için yalan gündem oluştururken bizim ibne de heteroseksüel taklidi yapıyor, çok mu? benim için önemli olan bu maskenin altında lgbt hareketine zarar veriyor mu? lgbt'ler aleyhine bir şey yapıyor mu? ayrıca düşünsenize adam heteroseksüel görünümü altında lgbt'ye olan desteğini açıklıyor, çok şükela olmaz mı yahu.

mart ayından önce sevişen kediler

penceremin dibinde çılgınlar gibi çığlıklar atarak serenat yapan kedilerin kavuşmuş versiyonlarıdır. bebek ağlaması gibi viyak viyak susmak bilmezler. hayır biz de sevişiyoruz ama bunu yedi düvele duyurmuyoruz.

ama doğanın dengesi işte ne yaparsın. ben çocukken altımızdaki daireye taşınan yeni evli çiftin yatak odalarında gelen sese nasıl karışamıyorsam, gerçi onlara ne diyeceğimi bilemediğim için karışamıyordum ama 12 yaşındayım lan, bu kedilere de karışmam.

lana del rey

yeni albümü honeymoon için stüdyoya girmiştir.

diş eti çekilmesi ve alınabilecek önlemler

dişlerin, diş kökleriyle bağlı oldukları yapının zaman içinde çekilmesidir. eğer düzgün fırçalama ve düzenli diş taşları temizlenmezse çekilirler. çekilirlerse diş hassaslığınız artar, dişinizi fırçalarken bu macun neden pembe ki diye korkuyla diş etlerinize bakarsınız. diş eti çekilmesi, dişleri yuvalarında deprem olması gibi bir şeydir. bir tanıdığımız 7 dişini kaybetti. neyse diş eti çekilmesi çok ileri aşamalara geçerse ağzınızda bakteri plağı oluşumuna bağlı olarak kötü koku oluşabilir.

ne mi yapmalıyız?

dişlerinizi düzenli ve bilinçli bir biçimde fırçalayın.
gargara yapmayı ihmal etmeyin. ben listerin'i tavsiye ederim. eğer diş teli kullanıyorsanız alkolsüz olanını kullanın.
düzenli olarak diş hekimine diş ile diş eti arasında biriken taşları temizletin. düzgün dişleri olanlar senede bir temizletseler kafiymiş ancak çarpık dişleriniz varsa 3 veya 6 ay arasında mutlaka temizletin.

bazı insanlarda bakteriler diş etinin altına kadar yerleşiyorlar. ne kadar temizletseniz bile kalıcı bir temizlik olmuyor. bunun tedavisinin cerrahi olduğunu duymuştum. sizi uyutarak veya uyuşturarak tam emin değilim, diş etilerinizi kaldırıp arasını temizleyip yeniden yerine bırakıyorlarmış.
ayrıca diş eti fazla çekilenler için damaktan alınan hücre ile yapay diş eti üretip, diş etlerine ekleme yapabiliyorlarmış.

peki diş eti kanamamız fazlaysa alternatif tıpı kullanarak ne yapabiliriz?

bir dönem bu sorun muzdarip birisi olarak turp suyu ile gargarayı şiddetle tavsiye ederim.

ayrıca dişlerinizi fırçaladıktan sonra tuzlu ile çalkalamakta iyi gelir.

cikolatali kek

bugün haftalar sonra hamburger yemeyi başarmış, yerken ufak bir çocuk gibi salak salak sırıtmış yazardır.

midnight in paris

baş rollerinde owen wilson , michael sheen , rachel mcadams , marion cotillard , carla bruni , adrien brody ve kathy bates ** yer aldığı bir woody allen filmi.

filmde romantik bir genç adam olan gil'in bir gece yarısı adeta zamanda yolculuk edercesine, 1920'lere dönmesini izleriz.

in a tidal wave of mystery

çok başarılı bulduğum albümdür. bir albüm düşünün parçaların yarısından fazlası kendilerini dinletsin. ayrıca kliplerde oldukça başarılı.

fifty shades of grey

soundtrack'ı etrafa saçıldıkça biz jamie dornan hayranlarını, en azından beni yani tek başıma dev fun club'ım*, film hakkında daha da heyecanlandıran film.

kadebostany* - crazy in love


beyonce - haunted*


elli goulding - love me like you do


the weeknd - earned it


avril lavigne - give you what you like


sia - salted wound

beyonce

bir insanın bu kadar güzel olması acilen yasaklanmalı.

matt bomer

glee'de söylediği şarkıyla hafızalarımızda yer edinmiştir.


cikolatali kek

hepinizi çok seviyorum, canlarım benim. oha kardeş payı'nın yeni sezonu vardı bu akşam. az daha yatıp uyuyacaktım. nerden nereye.. spontane yazılmış bu entryi silmekistemedim çünkü aklımdan ne geçerse onu yazdım. *

izlenilesi yabancı diziler

  • /
  • 96
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1906

iğrençsin ama o kadar yol geldim sevişeyim bari

asla içinde bulunmadığımdır.

hayatımda bir kere sevişmek istemediğim birisiyle seviştim. o da hastalık gibiydi. uzun süre atamamıştım üzerimden.

artık "hayır," diyorum. "seninle sevişmeyeceğiz."

unutmayın, siz bir tanesiniz, kimseyle vakit harcamak peşkeş çekmek zorunda değilsiniz.

rasim ozan kütahyalı

green apple

ayı sözlük'te dışlanmaktan korkmak

böyle biri/birileri var mı bilmiyorum ancak c tipi kişilik'e sahip olduklarını düşünüyorum.

anayurt oteli

türk edebiyatının unutulmaz bir tipi. kesinlikle öyle. yazıldığı tarihe bakınca gerçekten hayret ettim. hani şu facebook'ta karşılaştığımız, cahil, homofobik, full sikici dayılar var ya işte kitabın baş karakteri onlardan biri, zebercet. nekrofili aynı zamanda. evde çalışan kadını öldürdüğü sırada yanına sırnaşan kediye dahi erekte olmayı başarmış bir sapık. kitabın sonunda kendisini asmasaydı, bir şeyler eksik kalırdı. karakter gerçekçiydi, kitap çok başarılıydı. ince gibi görünüyor ancak okuması bir hayli güç. kısa cümleler. bir süre hızlı hızlı okuyorsun. sonra bu maratona zihniniz dayanamıyor. yoruluyorsunuz. çünkü o kısa cümleler aslında çok ağır bir anlatıma sahip!

--- spoiler ---

ben edebiyatçı değilim. bir edebi eseri okurken alt metnini tam anlayamaya-biliyorum. ancak kitabı okuduktan sonra tuvalete gittim ve kitabı düşündüğüm bir kaç dakika içerisinde aklıma kitaptaki sembolik ifadeler doluştu.
mesela zebercet, ne zaman kadının yanına sokulsa kadının koca, kirli ayaklarını görürdü. kadının kirli ayakları ve zebercet'in her gece mutlaka ayaklarını yıkamak istemesi bastıkları toprağın ne kadar kirli olduğunu anlatıyordu.
biz hep zebercet uyuyan kadına sokulduğunda, kadın bunun farkında ama sesini çıkarmıyor sanıyorduk. zebercet'in kadını öldürdüğü bölümde anlıyoruz ki kadın gerçekten bunun farkında değilmiş. zaten o kadının geçmişinde, gerdek gecesi damat bakire olmadığı gerekçesiyle kadını evine gönderirken, kadın ailesine bekaretinin nasıl kaybolduğunu bilmediğini söylüyordu. kadın gerçekten bilmiyormuş. çünkü kadına uyurken tecavüz ediyorlarmış. kadının uykusu o kadar ağır ki bunu hiç anlamamış. biz bunu ne zaman anlıyoruz? zebercet, bir oğlandan hoşlandığı gece kadınla tekrar birlikte olmak istiyor ancak bu sefer kadını uyandırmak istiyor. neden? çünkü zebercet o zaman kadar, hiçbir kadın tarafından arzulanmamıştı. ama o gün bir oğlan onu arzulamıştı. gecelerce kadını uyurken taciz eden zebercet bu sefer kadının kendisini sevmesini istiyordu. ve kadın karşı koydu. öldürdü. dikkat ederseniz, o gece ilk defa kadının koca, kirli ayakları battaniyenin dışından sarkmamıştı. o gece kadın ayaklarını dünyanın kirinden tamamen çekmişti. o gece ayaklarını bir daha kire basmamak için battaniyenin altına sokmuştu, nitekim öyle oldu.
bir diğeri de zebercet'in oğlana aşık olduğu bölüm. oğlanla horoz güreşi esnasında tanışıyor. dikkat ederseniz, horoz güreşi bir erlik kavgasının temsilidir. yazar burada bence biraz homofobik yaklaşarak bir horozun diğer horoz altında ezilmesiyle, zebercet'in bir oğlana olana hislerini duyumsamasını aynı anda vermiş. tabii oğlan, zebercet'e kitabın başında tutulduğu kadını anımsatıyor. en azından o böyle düşünmek istiyor. çünkü zebercet'in geçmişine baktığımızda eşcinsel hisleri ilk duyumsaması o zaman olmuyor.

--- spoiler ---

bunlar benim şu an için keşfettiğim simgeler. eminim daha fazlası vardır. ara ara bulacağımı düşünüyorum ancak ne yazık ki kitabı hakkını vererek okuyamadım. dediğim gibi cümleler kısa ama çok ağır bir anlatıma sahip. okuyacaksanız bunu göz önünde bulundurun.

--- spoiler ---

zebercet gerçekten full aktif sikici dayılardan bir tanesi. kelimenin tam anlamıyla bir sapık. uyuyan bir kadına defalarca tecavüz ediyor. kadını öldürdükten sonra yanına yaklaşan kedi bile onu orgazm edebiliyor. kediyi okşamaktan zevk alabiliyor!

bundan sonra sanal ortamda karşılaştığım full aktif sikicilere zebercet diyeceğim.

--- spoiler ---

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

öncelikle herkesin yaptığı işe saygı duyuyorum. kimse oturduğum yerden eleştirmeye hakkım yok, biliyorum. sonuçta ben tüm lgbt'leri destekleyen arkadaşlarıma rağmen kendimde onur yürüyüşünde yürüyecek gücü bulamıyorum. sonuçta tüm arkadaşlarım facebook profillerini gökkuşaklarıyla döşerken ben hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. türkiye'de yapılan onur yürüyüşüne de son derece saygı duyuyorum ancak zaman zaman kendime "neden onur yürüyüşüne katılmaktan bu kadar çekiniyorsun" diye sormadan edemiyorum.

şimdi izin verirseniz burada biraz bunu açıklayacağım. ama en başında şunu özellikle belirtmek istiyorum, bu uğurdan yapılan her şeye son derece saygı duyuyorum. sadece benimki biraz özeleştiri gibi.

eskiden en yakın arkadaşım olan çocukla, o da gay olduğunu öğrendim, onur yürüyüşü hakkında konuşurken "ya biz orada lgbt bireylerin hakkını savunuyoruz yoksa orospuların gördüğü polis şiddetini mi savunuyoruz?" diye sordum. "ben orada anneme aşkımı savunacağım yoksa aileme para karşılığı bedenini satmanın doğru bir şey olduğunu duyuracağım? ailem benim bir erkekle sevişmenin kabul edememişken beni bir hayat kadınıyla kol kola görseler ne düşünürler?" ki seks işçileriyle hiçbir problemim yoktur. ama benim yürüyüşümle bunun alakası ne?

biliyorsun türkiye'de tanzimattan sonra pek çok şey avrupa'dan direk alındı. biz roman üretmedik. şiir yazmadık. avrupa'dan alıp onu taklit ettik. bize hep batıyı takip etmek derken hep batıyı taklit etmeyi öğrettiler. şimdi onur yürüyüşünde yapılanda aynen bu. biz amerika'da bu yürüyüş nasıl yapılıyorsa aynen onu alıyoruz. taklit ediyoruz. senin muhattap olduğu adam obama değil ki? senin komşun kızını beceren adamla futbol izleyen john doe değil senin komşun kızını bir erkekle el ele görse tekme tokat döven onu eve kilitleyen hasan usta! seni nasıl bir amerika'lı gibi yaparsın?

recep ile şaban'ın arasın ramazan giremez! allah aşkına bu sloganı ne kadar düşündünüz? siz akp'nin yüzde 40 mhp'nin yüzde 16 aldığı bir ülkede, ki chp ile hdp'de ki muhafazakarları saymıyorum bile, bu şekilde saygı göreceğinizi mi bekliyorsunuz?

biraz önce paylaşılan görüntüleri izledim. yahu sen nasıl benim onur yürüyüşümde gidip oral seks yaparsın. bok. bok. bok. bok. boksunuz. ben anneme saatlerce iki erkeğin aşkını anlatayım, kalp hastası babamı iki erkeğin birbirini sevebileceğine ikna etmeye çalışacağım siz gidin benim cinsel yönelimimi içine aldığınız bir "onur yürüyüşü" düzenleyin ve çırılçıplak birbirinize oral seks yapın. boklar. boksunuz işte. şimdi bu görüntüyü ailem görse ben onlara ne derim? 1 senedir uğraştığım şeyi nasıl hiç edersiniz? hep üzülüyordum lgbt'ler haber programların yer bulmuyor diye. iyi ki bulmuyorlar. gerizekalılar.

bundan sonra bu ülkede tek kelime etmem lgbt hakları için. bana ne? yarın gidip ailemede tövbe ettim yok öyle bir şey derim. ne diye üzüyorum ki ben ailemi? sessiz sakin hayatımı yaşarım. okulumu bitirince de siktir olup giderim amerika'ya.

green apple'a cephe arkadaşları aranıyor

aziz ordumuzun uçaklarla cepheden cepheye uçuştuğu şu mübarek günlerde, sözlükte tek başına trollenmekten ve bilimum savaş karşıtı insana göğüs germekten memeleri sarkan, ışık ve sevgiyle, green apple'a cephe arkadaşları aramaktayız. eğer sizlerde 7/24 sol framei türklerin boklarının ne kadar pembe olduğuna dair doldurabilir, bütün bearhairy başlıklarının altına çemkirebilirseniz, durmayın başvurun.

aranan kriterlerimiz;

-düşük bir zeka
-bütün gün bilgisayarda vakit harcayacak kadar işsiz olmanız
-yazım yanlışları ve imla hatalarıyla dolu bir grameriniz
-2 veya 3 kelimeden fazla cümleler kurmamanız gerekmektedir.

hadi ne duruyorsunuz! dutchbear'ın eksikliğinde bu ablanıza sahip çıkmak, onu cephede bu savaş karşıtı çiçek çocuklarla yalnız bırakmamak için alın elinize klavyelerinizi.

ayı sözlük itiraf

gay olmadığım halde erkeklerle cinsel ilişkim çok oldu (öpüşme ve sevişme hiç olmadı). anal ilişki ve düşüncesi bence çok çekici. yatsın yanıma götümü başımı dağıtsın sonra yatsın hali bence daha güzel.

ayı sözlük profiline çıplak fotoğraf koymak

profiline çıplak fotoğrafını yüklemiş birisi olarak nedenini ve nasılını söylemek istiyorum.

öncelikle olaya klasik benim bedenim ve benim fotoğrafım diyerek başlamak istiyorum. zaten paylaştığım yerde benim profil sayfam. benim. hani özel olarak tıklayarak göreceğiniz sayfa. ve eğer benim sayfama giriyorsan, benimle ilgili şeyler görmen oldukça normal. benim entrylerim, benim beğenilen entrylerim, benim beğenilmeyen entrylerim ve tabii ki profil fotoğrafım. profil fotoğrafı da benim olduğuna göre oraya istediğim fotoğrafı yüklemekte özgürüm. belki kaşımı yüklerim, belki dişlerimi, belki yüzümü şimdi ise vücudumu yüklüyorum. eğer sen bu fotoğrafı görmekten rahatsız oluyorsan benim profil sayfama bakmayı bırakabilirsin.

adama derler, senin oralarda işin ne?*

bu fotoğraftan rahatsız olan varsa bunun çıplaklıktan olduğunu düşünmüyorum. eğer öyle olsaydı yazarlardan bear fotoğrafları tarzı bir yerden de rahatsız olmaları gerekirdi. ama değiller. bende değilim. orada paylaşılan fotoğrafları tıklıyor muyum? hayır. çünkü hoşlanmıyorum. benim profilime çıplak fotoğraf yüklememden rahatsız olanlarda pekala benim profilime tıklamasınlar, rica ediyorum.

kimse kimseyi bir şeye zorlamıyor.

değinmek istediğim bir diğer mevzu, bence bu en kötüsü, birisi soyununca başkası için soyunuyor algısı. evet, bu algının "mini etek giydi beni azdırmak için" mantığıyla gezen tecavüzcülerden ne farkı var? neden her şeyi kendinize yoruyorsunuz? vücudumu çok beğeniyorumdur, paylaşmak istemişimdir. vücudumla gurur duyuyorumdur, paylaşmak istemişimdir. vücut geliştirme hakkında konuşmayı seviyorumdur, vücudumu görenlerle konuşma konusu açılıyordur. hayır aslanım, sizi azdırmak veya sizin deyiminizle koli bulmak gibi bir derdim yok, olamaz. öyle bir derdim olsa hornet yüklerim ki şu an tek tabanca olarak oldukça mutluyum, teşekkür ederim. durup dururken ülkenin dört bir köşesinden yazan adamlarla flirtleşmeye çalışmam. hornet'i mi yüklerim paşa paşa oradan yeni insanlarla tanışırım.

nokta.

eski erkek arkadaşımın yeni sevgilisi bir kadın

gay accountlarda feminenler ölsün akımı

genelde feminenleri rahatsız eden durum, anlıyorum.

ancak pek çok yazarında dediği gibi bir gey olarak maskülenlik arıyorum. pizzayı elleriyle yiyen, tornavidayı alıp ev işi yapan, araba bozulunca kendi işini görebilecek birisini. lady gaga dinleyip, skinny jeans pantolonların içinde kırıtan birisini değil. ben ilk kategorideyim ve ilk kategoriden hoşlanıyorum. bu yüzden arayışıma daha çabuk ulaşabilmek için feminenler yazmasın diyorum.

bir de kafa yapısı olarak çok farklıyız. etrafımdaki kadın arkadaşlarıma bakıyorum bir de feminen geylere bakıyorum... nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama kadın arkadaşlarımdan daha kadın olmayı başarıyorlar. bilmiyorum belki burada da dendiği gibi aslında onlar gey değildir. transtırlar. ya da başka bir yaşam formu. gerçi onlar kendilerini ne olarak tanımlıyorlarsa o'durlar. benim haddime değil. ama hoşlanmıyorum işte. umarım onlarıda seven birileri vardır. hem benim sevgime muhtaç değiller ki. takılmasınlar bu kadar.

eksi oy verenin kim olduğunu bilmediğimiz halde bir yazarı eksici olarak suçlamak

geçenlerde yukarıda bahsi geçen yazar bana mesaj atmış. benim yazdığım ikinci c sendin xxxxx, diye. çok şaşırdım ve üzüldüm. çünkü kendisine özel bir düşmanlığım yok. düşmanlığı bırakın sözlüğe ilk kayıt olduğum günlerde seri eksi verdiğim günün gecesinden dark bear tarafından uyarıldıktan sonra yaptığımın pasif-agresif ve sinsi bir davranış olduğunu fark edip seri eksi oy vermeyi bıraktım. ha,genelde artık eksi oy vermem ama hoşlanmadığım bir yazarın düşüncesini beğenmediysem anında eksiyi basarım ki tanım cümlelerini, bilgi cümlelerini asla eksilemem. dediğim gibi sevmediğim yazarların belli başlı görüşlerini eksilerim. ama beğenmediysem.

şimdi bu yazar bana öyle diyince ne yalan söyleyeyim üzüldüm. çünkü kendisiyle daha doğru düzgün tanışmadan onun düşmanı olduğumu düşünmüş. bir kaç gündür entrylerini gördükçe artılıyorum. kafasında soru işareti kalmasın diye. aman alt tarafı bir sözlük, eksi - artı için birbirimizi üzmeye değer mi? artılar feda olsun.*

ülkede boğaziçi ve odtü'den başka üniversitenin olmaması

türkiye'nin acı gerçeği. eğer tıp fakültelerini ve hukuk fakültelerini çıkarırsanız bu okullar dışında türkiye'de doğru düzgün bir tane üniversite yok. belki itü veya bilkent'in bazı bölümleri bazı konularda iyi olabilir ancak genele baktığımızda bunlar bir üniversiteyi iyi yapmaya yetmiyor.

bir de şöyle bir tesellisi vardır bu okullara girmeyenlerin/giremeyenlerin* önemli olan nereden mezun olduğun değil nasıl mezun olduğun.*

lady gaga

american horror story'nin yeni sezonunda oynayacak dişi.

dizi iyi mi kötü mü bilmiyorum, hiç izlemedim. kadın iyi bir oyuncu mu kötü bir oyuncu mu bilmiyorum, hiç izlemedim. tek bildiğim çıkardığı son çapsız albümden sonra oyunculuğa merak salmış olabileceği.***

ap geylerdeki müthiş bilmişlik

böyle gereksiz böyle saçma bir ego yoktur. yatakta kan ter içinde işi bitirmişsin birden bire adam dönüp "hadi sıra bende," diyor. böyle bir saçmalık olur mu a dostlarım? önceden neyden zevk aldığımı biliyorsun. neyi sevip sevmediğimi biliyorsun, bu ne arsızlık yahu?! bir de utanmadan geylik dersi vermeye kalkarlar.

"benceee bir gey iki türlü de yapmalı yaneee"

"hı hı"

"bence çok fazla pasif olursan kadınlaşmaya başlarsın pipin düşer"

"hımm"

edit: o bilmiş eksiledi hemen. tamam lan gel söz seni s*kecem. yeter düşün yakamdan.*

edit 2: tamam lan tamam hepiniz gelin. bir gün hiç zevk almadan size çalışacam. *
Henüz takip ettiği biri yok.