filizku

Durum: 801 - 0 - 0 - 0 - 19.06.2020 04:21

Puan: 17030 - Sözlük Kaşarı

13 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

just believe in me
  • /
  • 41

yar ola

bütün zamanların en güzel şarkısıdır. sözleri ayrı güzel, müziği ayrı büyüleyici. bir barış manço başyapıtı.

göklerden daha mavi denizlerden
daha derin topraktan güzel kokan ne ola
rüzgardan daha serin başaklardan
daha nazlı ay ışığından ılık ne ola
ahu gibi gözleri baktıkça yürek yakan yar ola
cennet bahçesi kokan göğsünde çiçek açan yar ola

damla damla yağmurdan boynu bükük
çiçeklerden daha hüzün verici ne ola
sonbahar yaprağından hele
akşam güneşinden daha içimi burkan ne ola
buğulu gözleriyle yollarımı bekleyen yar ola
islak dudaklarından bir garip türküsüyle yar ola

göç eden kuşlar gibi gidip gelir
umutlarım umudun ötesinde ne ola
göç eden kuşlar gibi gidip gelir
umutlarım umudun ötesinde ne ola
nefesimde yaşayan sıcaklığı paylaşan yar ola
yaşam denen uykudan uyanmasını bilen yar ola


nefi

hakkında sayfalar dolusu entry girilebilecek gözünü daldan budaktan esirgemeyen, lafı gediğine koymakta üstat olmuş bir şairdir. divan şiirinin o suya sabuna dokunmayan, birilerine yaranmak için kırk takla atan şairlerine benzemez. tak diye koyar lafı gediğine nereden geldiğini anlamazsın. övmede de yerme de hep uçlarda olduğu için dengesiz bir kişiliği olduğu söylenir. ancak hep doğru bildiğini dosdoğru söylemesi yüzünden başı hep derde girmiştir. 4. murat kendisini pek sevdiği için bir daha hiciv yazmayacağına dair söz verdirmiş. ancak sadrazamın pisliklerini görüp de dilini tutamayınca 4.murat sadrazama "bildiğin gibi yap!" demiş ve nefi önce boğulmuş, sonra da boğazın soğuk sularına atılmış. o büyük şairin bir mezarı bile yok. dönemin müftüsü için yazdığı dizeler kişiliği hakkında bir fikir verir sanırım.

müftü efendi bize kâfir demiş
tutalım ben o'na diyem müselman
lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere
ikimiz de çıkarız orda yalan

ayı sözlük

hayatın her noktasına dokunan, yelpazesi geniş bir sözlük. üyesi olmaktan memnunum. ekşiye 1 yılda yazdığım entrynin yarısını 1,5 ayda burada yazıp varlığına katkıda bulunmaya çalışıyorum. ayakta durmalı ki lgbt'lerin sesi daha gür duyulabilsin.

abdullah öcalan

bazı siyasetçilerin yıldızının parladığı anlar vardır. stefan zweig "insanlığın yıldızının parladığı anlar" adlı eserinde bunu çok güzel anlatır. işte abdullah öcalan'ın da yıldızı abd rte'yi türkiye'nin başına musallat etmeye karar verdiğinde parlamıştı ama o henüz bunun farkında değildi!

recep tayyip erdoğan

ülke tarihine adı utançla yazılacak! tarihin karanlık sayfalarına gömülecek ama bu ülkeye verdiği zarar yüzyıllar boyu nefretle anılacak.

edit büdüt: genellikle entryime eksi verilmesini iplemem ama zamanında yazdığım bu entryi eksileyen arkadaşlar içinden geçtiğimiz şu zor günlerde hala haksızlık ettiğimi düşünüyor mu çok merak ediyorum.

kıymeti bilinmeyen güzel gelenekler

cenaze evine konu komşunun yemek götürmesi. cenaze sahibinin acıdan kolu kanadı kalkmaz uzun süre. eee gelen giden de eksik değildir. komşuların her biri bir akşam yemek götürür. bu topraklarda en takdir ettiğim gelenektir. dayanışmanın en güzellerinden biri!

ayı sözlük yazarlarının şu an okuduğu kitaplar

"taşlar kimin için yuvarlanıyor"önder kosbatar'ın rock tarihini siyasetten felsefeye derinlemesine, akademik bir üslupla anlattığı güzel bir kitap.

sarhoş olmak

bana şu muhteşem şarkıyı anımsatan başlık

çocukluğumuzun tatları

çokomeldir şüphesiz. sözlük yazarları yaş itibariyle pek bilmez ama benim çocukluğumda çokomel üçlü paketlerde satılırdı. içinde bembeyaz, yumuşacık bir marshmallow vardı ve üzeri kalın bir çikolatayla kaplıydı. şimdiki çokomeller eskinin kötü bir kopyası gibi!

iyi erkeklerle sevişip kötü erkeklerle dertleşmek

kadınlarda kötü erkekle sevişip iyi erkekle dertleşmek olarak gerçekleşen ve hiçbir zaman iyi bir erkeğin kadınlar tarafından hak ettiği değere kavuşamadığı durumdur! burada deveye diken ... önermesi devreye girer efendim!

still got the blues

dinlediğim en derin ve içli aşk şarkısıdır. gary moore'un enfes solosunu geçiyorum bir kenara kendisi bir başyapıttır. blues doğası gereği içlidir ama bir şarkının sözleri, formu, melodisi bu kadar mı uyumlu olur? bu nedenle yıllardır tarafımdan binlerce kez dinlendiği halde asla bıkılmamıştır!

used to be so easy to give my heart away.
but i found out the hard way,
there’s a price you have to pay.
i found out that love was no friend of mine.
i should have known time after time.

so long, it was so long ago,
but i’ve still got the blues for you.

used to be so easy to fall in love again.
but i found out the hard way,
it’s a road that leads to pain.
i found that love was more than just a game.
you’re playin’ to win, but you lose just the same.

so long, it was so long ago,
but i’ve still got the blues for you.

so many years since i’ve seen your face.
here in my heart, there’s an empty space
where you used to be.

so long, it was so long ago,
but i’ve still got the blues for you.

though the days come and go,
there is one thing i know.
i’ve still got the blues for you.

bu da linki belki gece gece dinlemek isterseniz. an itibariyle aşk acısı çeken herkese gelsin

ekşi sözlük

ben yazar olana kadar kalitesi ve formatıyla imrenilesi bir yerdi. ben yazar oldum olacağım derken ergenler bastı sözlüğü. hala severim, okumaktan da yazmaktan da keyif alıyorum- hala çok iyi yazarlar var- ama o eski süper günlerine yetişemediğim için üzgünüm!

carlos martin

smokiniyle şu anda beyaz show'da arz-ı endam eden yakışıklı. dizi mi çekecekmiş ne? aha gitti karizma! bütün gizem, büyü, çekicilik uyduruk bir senaryo, yetersiz oyunculuklarla yerle bir olacak! yazık, pek sevmiştik o yandan çapkın gülüşünü.

edit: azgın ve kezban türk kızlarını turnusol kağıdı gibi ortaya çıkaran adam. stüdyodaki kızlar kafayı yemiş gibi "aç,aç,aç..." diye bağrışıyor! gören de yıllardır erkeksizlikten öldüler sanacak.

erkeğin karanlık yüzü

amerikalı antropolog dr. michael p. ghiglieri'nin erkeği en gizli ve en açık yüzleriyle ele aldığı muhteşem kitabı. kökler-şiddet-panzehir bölümlerinde erkeğin hayatta kalma ve türünü devam ettirme sürecini biyolojik gerçeklerle açıklar. kendini ya da karşı cinsi en çıplak gerçeklerle, tarafsız, bilimsel bir bakış açısıyla tanımak isteyen herkesin mutlaka okuması gerek bir kitaptır. biz kimiz, neden böyleyiz, farklılıklarımız nereden kaynaklanıyor sorularına verdiği net cevaplarla aydınlık bir pencere açar kafalarda.

nilüfer

türk pop müziğinin sansasyona, vitrine, magazine ihtiyaç duymadan sesiyle harikalar yaratan en iyi kadın vokalidir. hep düzgün ve kaliteli bir çizgisi olmuş, o çizgiden de kalitesinden de bir santim sapmamıştır. ben çocukken- o yıllarda ailem almanya'da işçi olarak çalıştığı için- almanya'da türkiye özlemini makaralı teypten dinlediğimiz şarkılarla giderirdik. kulağımda hala çınlar nilüfer'in sesi "son arzum nedir diye gelip de bana sorsalar..." ben yaşlanmaya yüz tuttum, o hala kulakları çınlatan şarkılar söylüyor. üstelik ses kalitesinde en ufak bir düşme olmadan!

ozzy osbourne

black sabbath’ın efsane vokalisti heavy metalin babalarındandır. rock dünyasının en neşeli, eğlenceli, sıcak starlarından biridir. kariyerinin en parlak günlerine solo kariyeriyle kavuşmuştur. öğrenme sıkıntısı yaşayan bir çocuk olduğu için pek parlak bir öğrenci olamamış, bu yüzden "ne iş olsa yaparım!" deyip çeşitli işlerde çalışmıştır. otobiyografisinde hırsızlık yaptığını da itiraf etmiştir. birchfield road school’da beraber okuduğu arkadaşı tony iommi ile beraber kurduğu müzik grubu ile rock müzik tarihinde bir çığır açmışlardır. bu adamın bambaşka bir enerjisi var. geçen yaz otobiyografisini okuduktan sonra daha bir sevdim kendisini. herhangi bir rock stardan farklı olarak "mahalleden bir arkadaş" duygusu veriyor insana.
bu arada konserlerinde hayvanlara eziyet ettiğini asla kabul etmiyor. bir yarasayı konserde kazara öldürmüş, gerisi hurafe! seviyorum seni çılgın adam!

ayı sözlük itiraf

çok kolay ağlıyorum sözlük. ama ota boka ağlıyorum. gün içinde demir leydi gibi geziyorum. gören çelikten sinirlerim var sanır. eve gelip açıyorum televizyonu huzur sokağı'nı izleyip ağlıyorum. senaryo berbat, oyunculuklar rezil. kazma gibi bir adamla zombi gibi bir kızın sahnesine ağlıyorum ben! ben ya! çok utanıyorum çok!

sözlük yazarlarının en sevdiği abur cuburlar

sözlük yazarlarının muhteşem göbüşlerini neye ya da nelere borçlu olduklarını ortaya çıkaran liste. diyete girdim, gerginim, başlıktan ilham alıp diyeti bozasım var.

steven spielberg

ermeni tehciri ve soykırımı ile ilgili bir film projesi hazırlığı içinde olan dahi yönetmen. onun elinden çıkacak bir film şüphesiz çok ses getirecek ve bütün dünya izleyecek- steven spielberg adı yeter izlenmesi için- ve bütün dünyanın gözleri bize dönecek. ben daha çok bu filmi yaparken ne kadar tarafsız olacağını merak ediyorum. kendi adıma bir soykırım olduğunu kabul ediyorum ama bakalım filmde ermeni çetelerin türklere yaptığı katliamlara da yer verecek mi? yoksa sütten çıkma ak kaşık gibi nurlayıp paklayıp kutsayacak mı? merakla ve kaygıyla beklemekteyiz!

amed

bir zamanlar kızılay'da şubesi bulunan ve nefis baklavaları, burma kadayıfları olan tatlıcının adı ya da adıydı. çünkü sırf adı amed diye tatlıcıyı bombalamışlardı. adamlar da dükkanı kapatıp yok oldular. bu kadar baskı yapar abartırsan malum bileşik kaplar kanunu gereği bir yerden bastırdıkça başka yerden aynı derecede patlar ve sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırsın. bir ada bile tahammülü olmayanların eseri bir çatışma hali bak ne duruma getirdi memleketi! ayırca her şey aslına rücu eder önermesinden yola çıkarak diyarbakır'ın bir süre sonra amed'e dönüşeceğini düşünüyorum.
  • /
  • 41
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 801

eşcinsel temalı filmler

cahil periler en güzellerinden biridir. bir ferzan özpetek filmi ve mutlaka izlenmesi gereken bir film.

caner çalışır

takip etmediğim, tanımadığım bir medya fenomeni. ama ölümü nasıl koydu anlatamam. sonradan baktım videolarına. içim yandı. nasıl hayat dolu, neşeli, güzel bir insanmış. her ölüm erkendir ama bu da çok çok erken oldu, yazık oldu. ışıklar içinde uyu canercim.

hakan kakız

lgbt bireylerinin ezildiklerini düşünmüyorum, diyen; yaşadığı toplumdan bihaber yaşam formu. duyarsızlığı ve bencilliği en homofobik insanı bile dumur edecek düzeyde.

bir şehirle sevişmek

ankara'yla yapılması zor muhtemelen keyifsiz olacak eylem. soğuk, donuk, mesafeli... sevişmekten soğutur insanı!

the rolling stones

50 yıllık bir efsane. rock tarihinde ne efsane gruplar dünyayı yerinden oynattı, rekorlara imza attı. ama elli yıl popülerliğini, enerjisini, çılgınlığını bu kadar koruyan olmadı zannımca. 70'lik delikanlılar sahnede hala çılgınlar gibi şarkı söylüyor, ne karizma da ne ses renginde en ufak bir bozulma olmadan! benim favorim keith richards! tek geçerim kendisini. veda turnesine çıkıyorlar. bir konserde olsun "keiiiiiiiiiiiiiiiith!" diye çığlık atmadan ölürsem gözüm açık gider.

yakınlarınıza ayı sözlük yazarı olduğunuzu söylemek

ayı sözlük iki yaşında zirvesi için kalkıştığım kurabiye operasyonundan sonra yaşamaya başladığım süreç. daha önce konusu olmadı ya da ailemle yaşamadığım için bilmeleri gerekmedi. ama yazlıkta bir arada bulunduğumuz için telefon görüşmeleri falan derken kurabiyeleri yapan kuzenim dahil anne, baba, kardeş, komşular herkes bir lgbt sözlüğünde yazdığımı, bir sözlük dolusu eşcinsel arkadaşım olduğunu öğrendi. on gündür eşcinsellikle ilgili ne biliyorsam, yanlış kanıları düzeltmek için sayıp döküyorum. heterolar eşcinselleri yok saydıkları gibi onlarla ilgili sorunları, gerçekleri, olayları da konuşmaz, yok sayarlar. benim yakın çevremde bu konu hiç bu kadar açık seçik konuşulmamıştı. yığınla önyargının yanı sıra "aslında özel hayatları onları ilgilendirir." gibi sonuçlara da varıyorlar arada bir. ama hala eşcinselliğin ahlaki bir çöküntünün sonucu olduğunu düşünmeden de edemiyorlar. eşcinsel arkadaşlarım olmasına bir itirazları yokmuş, ama çocuklarından biri eşcinsel olsa ne tepkiler vereceklerini de az çok sezdim bu süreçte. sözlüğe katılmadan önce sizin dünyanızla, sorunlarınızla, mutsuzluklarınızla ilgili çok az fikrim vardı. sözlüğe katıldıktan sonra sizi daha iyi tanıdığımı ve anlamaya başladığımı sanıyordum, meğer hiçbir şey anlamamışım. birebir yaşamadan, o tepkileri, koşullanmaları görmeden insan kavrayamıyor hiçbir şeyi. kimsenin hayatı ve bedeni yalnız kendine ait değil bu toplumda tamam, ama hiç kimsenin hayatına ve bedenine de eşcinsellerde olduğu kadar müdahale edilmiyormuş, bir şeyleri değiştirmek ya da kabul ettirmek için buzdan ve ateşten bir duvara çarpa çarpa amansız bir mücadeleye girmek gerekiyormuş. gördüm, anladım, çok üzüldüm! işiniz ne kadar zor, şimdi daha iyi anlıyorum.

ayı sözlük itiraf

sözlüğe dahil olduğumdan beri uyku haram oldu. sabah altıda kalkıp yedi olmadan evden çıkmam lazım. gözümden uyku akıyor ama "şunu da okuyayım, bunu da okuyayım" derken uyku kaçıyor. yarın yine zombi gibi gezerim ortalıkta. bir hafta rapor alıp bütün başlıkları okuyup öyle mi devam etsem hayata?

ayı sözlük'te bir garip heteroseksüel olmak

kafası kesilmiş tavuk gibi ne tarafa gideceğini bilememek, bazen kendi kendine konuşuyor gibi hissetmek, bazen kenarda durup oynayanları uzaktan izleyen pısırık bir çocuk gibi oyuna girmeye cesaret edememek, bazen de "bu kadar hesapsız insanı nerede bulacaksın, güzel güzel takıl işte!" biçiminde kendi kendine gaz vermektir.

yazarların ayı sözlük'e kayıt olma sebepleri

lgbt blok'u, kaosgl'yi, cinsel ayrımcılıkla mücadele lobisi'ni takip eden, her türlü ayrımcılığa karşı biri olarak, lgbt bireylere destek olmak için kayıt oldum. burada eşcisellerin sözlük aracılığıyla kamuoyunun dikkatini çekerek insanlara seslerini duyuracaklarını sanıyordum ama gördüm ki çok az yazarın böyle bir amacı ve çabası var. sıcak ve içten arkadaşlarım, dostlarım var şimdi burada. evim gibi seviyor ve benimsiyorum. ancak son günlerde sıkça şikayet edilen antidemokratik uygulamalar burada bulunma nedenimi çok sert sorgulatıyor bana.

yazarlardan bear fotoğrafları

yok bende fotoğraf falan. zaten sevmem de bear tipli erkekleri. ama birkaç gün önce (bodrum'da) tam bir bear gördüm. " şöyle çaktırmadan bir fotoğraf çeksem de bizimkilere- sizden söz ediyorum- göndersem." dedim gel gör ki izni olmadan bunu yapmak etik gelmedi. sonra düşündüm de sözlüğe gire çıka algımın seçiciliği değişmiş. erkeklere sizin gözünüzle bakmaya başladım, allah sonumu hayır etsin.

fikir intihali

bu kadarı bardağı taşırır denecek bir haksızlığa maruz kalmıştır.fikir intihali'nin benim bilmediğim bir zararı mı dokundu sözlüğe, yoksa sırf sözlükle ilgili düşüncelerini özgürce paylaştığı için mi kapı dışarı edildi? sözlükte var olabilmek için hep sansürlü ve kontrollü mü konuşacağız? o zaman mecranın düşünce özgürlüğü nerede kaldı? çok bilinmeyenli, acil olarak cevaplanması gereken bir durum!

abdullah öcalan

adolf hitler'den sonra akıl sağlığında ciddi sorunlar olmasına rağmen liderlik koltuğuna oturmuş ikinci insan!

recep tayyip erdoğan

ülke tarihine adı utançla yazılacak! tarihin karanlık sayfalarına gömülecek ama bu ülkeye verdiği zarar yüzyıllar boyu nefretle anılacak.

edit büdüt: genellikle entryime eksi verilmesini iplemem ama zamanında yazdığım bu entryi eksileyen arkadaşlar içinden geçtiğimiz şu zor günlerde hala haksızlık ettiğimi düşünüyor mu çok merak ediyorum.

ermeni soykırımının 98. yıldönümü

burada katliamdan ve tehcirden canı yanmamış insanlar olarak acısını yüreğimizde pek duyamayacağımız yıldönümüdür. siz şimdi gidin doğu ve güneydoğu'da asimile edilen, kürt ve türk ailelerce evlat edinilmiş, müslüman gibi yetiştirilmiş, ama asıl kimliğini 30'undan sonra öğrenmiş arada derede kalan insanlara sorun. ermeni olduğu için müslümanlarca dışlanan, asimile edildiği için kendi halkı tarafından sevilmeyen insanlara sorun. eğer yalnız 98 yıl önce insanların hayatları ellerinden alındı sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. sadece diyarbakır'da hayatı elinden alınan onlarca insan var. o insanlar bilir soykırımın acısını. bizimki hariçten gazel okumak!

sabah ezanı

saba makamında okunan ezandır. müminler için huşu ve huzur nedenidir.