salak bu çocuk yemin ederim geri zekalı'yı sonuna kadar hak eden bir bünyenin iddiası. içimden bir ses "bunlar iyi günlerimiz, bu mallarla daha görecek çok kötü gün var." diyor.
çocukken annemin istisnasız her gece verdiği muhteşem armağandı. sonra kimse öyle güzel şeyler yaşatmadı. gecemin iyi geçmesini mi dilemediler, küçücük bir öpücüğü layık mı görmediler bilmiyorum. bu yüzden sanırım hiçbir ilişkimde mutlu uyuyup huzurla uyanmadım. hep bir işkirlenme hali vardı üstümde.
her kayıp yas gerektirdiğine göre sevdiğini kaybetmek de şüphesiz derin bir yas yaşatır insana. yasın çeşitli evreleri olduğuna göre, aşk acısı çeken birine de farklı aşamalar için farklı şarkılar önerilebilir.
laf ebesi bir adamın iddiası. ışid yeni adıyla id, çok uzun zamandır türkiye'de zaten. adana, gaziantep, urfa kaynıyor. ankara'da örgüte eleman devşiriyor, istanbul'da mağaza açıyor. her yerde hücreleri var. üstelik öyle kiralık ev falan kullanmıyorlar. kendi evlerini satın almaya başladılar. daha ne kadar girsinler içimize. türkiye'de katliam yapmıyorlarsa vur emri gelmediği içindir. hele bir emir verilsin memleketin her yerinden mantar gibi çıkacak ışid elemanlarının sayısı aklınızı alacak. pabucumun siyasetçisi, aklı sıra bizde minnet duygusu yaratacak.
yürek burkan bir videoyla kamuoyunun bu işi daha fazla sulandırmaması için tokat etkisi yapmış gerçektir. genç bir insanın als'ye yakalanıp çaresizce ölümü beklemesi, göz yaşları, annesinin durumu artık komik videoları aşmamız gerektiğini bas bas bağırıyor. tamam, dikkatleri çektik. asıl şimdi ne yapacağız, diye kafa yorma zamanı geldi.
candy crush'da en yakın arkadaşım beni geçtikçe hırslanıyorum, deli gibi onu geçmek için çabalıyorum. yalıkavak'taki o çocuğu reddetmeyecektim. en azından daha anlamlı işlerle uğraşırdım. adamı ters yüz gönderdik, şimdi zaman harcadığım şeye bak.
ankara büyük şehir belediyesi'nin "büyük" hizmetidir efendim. şimdi bunların uyduruk birkaç oyuncaktan oluşan seyyar bir lunaparkları var. semt semt gezerek pazar yerlerine kuruyorlar bunu. gece konser, gündüz müzik yayını şeklinde -ki bu müzik yayınları bugün demet akalın'dan oluştu- bildiğin kulağımıza ve beynimize tecavüz ediyorlar. musluktan mikroplu su akıyor, belediye hizmetlerinde en ufak bir gelişme yok ama seyyar lunaparkımız var. işiniz gücünüz tribünlere oynamak namussuz herifler.
bildiğim kadarıyla hapisten çıkınca otursun diye zat-ı şahanelerine bir köşk yapılması planlanıyor. arazisi hazırmış. belki videoya gerek kalmaz, canlı canlı seslenir diyerek üstüne tuz biber ekmek istediğim haber.
aigai beni kaçırsa da hayatımı kurtarsa diyerek kendimi önereceğim liste. burada can güvenliğimizi yitirmek üzereyiz. tosuncum bak yemek yaparım, evi temizlerim, çamaşırlarını yıkar ütülerim, hayatına karışmam, bıdı bıdı yapmam, bebekler gibi bakarım sana. bunu bir düşün!
ürkütücü ve çok düşündürücü bir haber. aslında düşünülecek bir şey de kalmadı. burada, burnumuzun dibinde ticaret yapıyorlar, ev alıyorlar, gençleri kandırıp örgüte militan devşiriyorlar, sınırlardan ellerini kollarını sallaya sallaya girip çıkıyorlar.... kısaca bizim için saatli bombanın zamanı dolmak üzere.
çok az tanınan bir bir rock'n roll efsanesidir. hayat kadını bir anneden, belirsiz bir babadan doğmuş. hayatı orda burda, yerlilerle, kızılderililerle, arapların arasında geçmiş. cazın en güzel örneklerini beslemiş sıradışı bir adam. sayısız kadından 70 kadar çocuğu olduğu söyleniyor. yürüyen libido bildiğin. stüdyoda kayıt sırasında şarkı söylerken oral seks yaptırdığına dair rivayetler var. ben kendisiyle american horror story'nin 2. sezon 10. bölümünde tanıştım. sahnenin birinde ruhuna şeytan girmiş bir rahibe yoldan çıkmış başka bir rahibeye bir şarkı armağan ediyor. işte şeytan'dan rahibeye giden o şarkı:
link kısaltma şeysi çalıştığında şarkıyı da ekleyeceğim!
şarkıyı dinleyince kafama darbe almış gibi oldum. dinlediğin en tutkulu, büyülü şarkı. en az bestecisi kadar sıradışı.
fantezi yapılması imkansız hale getirilen mekan. en kıytırık olanında bile kamera var artık. asansörde öpüşen dayılardan iranlı bir bakana kadar deneyen herkes bir biçimde ifşa oluyor. aman ha! aşka gelip dosta düşmana malzeme vermeyin.
çok acayip bir rüya gördüm sözlük. rüyamda düğünüm varmış-burası ilginç değil- düğünde mazhar-fuat-özkan gelmiş "sakın gelme"yi söylüyor. ama nasıl mutluyum, nasıl eğleniyorum anlatamam. şarkıyı mırıldanarak uyandım neredeyse.
yok bende fotoğraf falan. zaten sevmem de bear tipli erkekleri. ama birkaç gün önce (bodrum'da) tam bir bear gördüm. " şöyle çaktırmadan bir fotoğraf çeksem de bizimkilere- sizden söz ediyorum- göndersem." dedim gel gör ki izni olmadan bunu yapmak etik gelmedi. sonra düşündüm de sözlüğe gire çıka algımın seçiciliği değişmiş. erkeklere sizin gözünüzle bakmaya başladım, allah sonumu hayır etsin.
lgbt bireylerinin ezildiklerini düşünmüyorum, diyen; yaşadığı toplumdan bihaber yaşam formu. duyarsızlığı ve bencilliği en homofobik insanı bile dumur edecek düzeyde.
takip etmediğim, tanımadığım bir medya fenomeni. ama ölümü nasıl koydu anlatamam. sonradan baktım videolarına. içim yandı. nasıl hayat dolu, neşeli, güzel bir insanmış. her ölüm erkendir ama bu da çok çok erken oldu, yazık oldu. ışıklar içinde uyu canercim.
sözlüğün bildiğim kadarıyla tek heteroseksüel kadını olduğum için hepsini dikkatle okuyup üstüme alacağım tavsiyelerdir. benim için ne zahmete girdiniz şekerim böyle? vallahi mahcup ediyorsunuz!
edit büdüt: sevgili armut da heteroseksüel bir kadınmış, bir anda yağan uyarı mesajlarıyla öğrendim. özür dilerim tek ve yegane değilmişim. iki dakka insana kendini özel hissetirmiyorsunuz var ya! ne güzel havaya girmiştim, dökün üstüme buzlu suları çekinmeyin.
sözlüğe dahil olduğumdan beri uyku haram oldu. sabah altıda kalkıp yedi olmadan evden çıkmam lazım. gözümden uyku akıyor ama "şunu da okuyayım, bunu da okuyayım" derken uyku kaçıyor. yarın yine zombi gibi gezerim ortalıkta. bir hafta rapor alıp bütün başlıkları okuyup öyle mi devam etsem hayata?
ayı sözlük iki yaşında zirvesi için kalkıştığım kurabiye operasyonundan sonra yaşamaya başladığım süreç. daha önce konusu olmadı ya da ailemle yaşamadığım için bilmeleri gerekmedi. ama yazlıkta bir arada bulunduğumuz için telefon görüşmeleri falan derken kurabiyeleri yapan kuzenim dahil anne, baba, kardeş, komşular herkes bir lgbt sözlüğünde yazdığımı, bir sözlük dolusu eşcinsel arkadaşım olduğunu öğrendi. on gündür eşcinsellikle ilgili ne biliyorsam, yanlış kanıları düzeltmek için sayıp döküyorum. heterolar eşcinselleri yok saydıkları gibi onlarla ilgili sorunları, gerçekleri, olayları da konuşmaz, yok sayarlar. benim yakın çevremde bu konu hiç bu kadar açık seçik konuşulmamıştı. yığınla önyargının yanı sıra "aslında özel hayatları onları ilgilendirir." gibi sonuçlara da varıyorlar arada bir. ama hala eşcinselliğin ahlaki bir çöküntünün sonucu olduğunu düşünmeden de edemiyorlar. eşcinsel arkadaşlarım olmasına bir itirazları yokmuş, ama çocuklarından biri eşcinsel olsa ne tepkiler vereceklerini de az çok sezdim bu süreçte. sözlüğe katılmadan önce sizin dünyanızla, sorunlarınızla, mutsuzluklarınızla ilgili çok az fikrim vardı. sözlüğe katıldıktan sonra sizi daha iyi tanıdığımı ve anlamaya başladığımı sanıyordum, meğer hiçbir şey anlamamışım. birebir yaşamadan, o tepkileri, koşullanmaları görmeden insan kavrayamıyor hiçbir şeyi. kimsenin hayatı ve bedeni yalnız kendine ait değil bu toplumda tamam, ama hiç kimsenin hayatına ve bedenine de eşcinsellerde olduğu kadar müdahale edilmiyormuş, bir şeyleri değiştirmek ya da kabul ettirmek için buzdan ve ateşten bir duvara çarpa çarpa amansız bir mücadeleye girmek gerekiyormuş. gördüm, anladım, çok üzüldüm! işiniz ne kadar zor, şimdi daha iyi anlıyorum.
kafası kesilmiş tavuk gibi ne tarafa gideceğini bilememek, bazen kendi kendine konuşuyor gibi hissetmek, bazen kenarda durup oynayanları uzaktan izleyen pısırık bir çocuk gibi oyuna girmeye cesaret edememek, bazen de "bu kadar hesapsız insanı nerede bulacaksın, güzel güzel takıl işte!" biçiminde kendi kendine gaz vermektir.
yok bende fotoğraf falan. zaten sevmem de bear tipli erkekleri. ama birkaç gün önce (bodrum'da) tam bir bear gördüm. " şöyle çaktırmadan bir fotoğraf çeksem de bizimkilere- sizden söz ediyorum- göndersem." dedim gel gör ki izni olmadan bunu yapmak etik gelmedi. sonra düşündüm de sözlüğe gire çıka algımın seçiciliği değişmiş. erkeklere sizin gözünüzle bakmaya başladım, allah sonumu hayır etsin.
acınası olduklarına inananlara inat hayata 5-0 yenik başlamış gibi görünseler de kendilerini yeniden var etme becerisine sahip bir kadına dönüşebilme gücü olan kızlardır.
bu kadarı bardağı taşırır denecek bir haksızlığa maruz kalmıştır.fikir intihali'nin benim bilmediğim bir zararı mı dokundu sözlüğe, yoksa sırf sözlükle ilgili düşüncelerini özgürce paylaştığı için mi kapı dışarı edildi? sözlükte var olabilmek için hep sansürlü ve kontrollü mü konuşacağız? o zaman mecranın düşünce özgürlüğü nerede kaldı? çok bilinmeyenli, acil olarak cevaplanması gereken bir durum!
lgbt blok'u, kaosgl'yi, cinsel ayrımcılıkla mücadele lobisi'ni takip eden, her türlü ayrımcılığa karşı biri olarak, lgbt bireylere destek olmak için kayıt oldum. burada eşcisellerin sözlük aracılığıyla kamuoyunun dikkatini çekerek insanlara seslerini duyuracaklarını sanıyordum ama gördüm ki çok az yazarın böyle bir amacı ve çabası var. sıcak ve içten arkadaşlarım, dostlarım var şimdi burada. evim gibi seviyor ve benimsiyorum. ancak son günlerde sıkça şikayet edilen antidemokratik uygulamalar burada bulunma nedenimi çok sert sorgulatıyor bana.
bir tür göz dönmesi, kontrolünü kaybetme durumuna girip sonra da "valla kötü bir niyetim yok!" ayaklarına yatarak akşam akşam gözümden yaş getirmiş dayıdır. kestirdi birini gözüne, çocuk ne yaptıysa elinden kurtulamadı, sonunda trenden çıkmak zorunda kaldı.