freud14

Durum: 264 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2015 20:39

Puan: 3772 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 14

erkekleri çekici yapan detaylar

çıkık köprücük kemiği, boynunda ben olması, kollarında belirgin damarlar olması.
abi çok seksi ya.
sevgilimi özledim

hdp ye laf söyletmeyen insan

diğer partilerdekilere kızdığı şeyi kendisi yapan insandır.
sen ona laf edersen ırkçı ve faşist olursun ama o sana demediğini bırakmaz.
böyle tipleri sevmiyorum ben. fanatiklik güzel bir şey değil.

survivor turabi

"anadolu çocuğuyum, ağır abiyim, adam gibi adamım" tripleriyle ve kamyon arkası aforizmalarıyla halkımızın hastası olduğu türün adamıdır. evet gerçekten de çoğu türk erkeğinin özelliklerini barındırır, onları temsil eder, ukala ve kendini bir bok sanması şekliyle. nedense bu adamın hayranlarını görünce aklıma direkt akp'ye laf ettirmeyen rte profil fotoğraflı twitter profilleri geliyor.
yarışmadan soğutan tip budur.
bir benzeri için, (bkz: ütopya semih)

ayı sözlük oyun kütüphanesi

ps1'de oynadığım oyunlardan birkaç tane yazayım ben, nostalji olsun.

(bkz: tekken 3)
(bkz: tomb raider 3: lara's mansion)
(bkz: no fear downhill mountain biking)
(bkz: crash bandicoot)
(bkz: small soldiers)

eşcinsel köyü

toplu katliam yapmaları için ellerine silah tutuşturmak gibi bi şey olur.
ondan sonra "şehirlere bombalar yağardı her gece, biz durmadan sevişirdik" olmasın da.

günün sözü

-sonuçta onun babası
+o, çocuğun annesini hamile bırakan adam bir sadece. arada fark var.

erkekler bir günlüğüne kadın olsaydı

ayı sözlük itiraf

sevgilimi uğurladım, kapıyı kapattığım anda hüngür hüngür ağlamaya başladım. çünkü uzak mesafenin çüküne koyayım.

popo kenarı

sevgilinin ısırılacak en güzel yeri

ayı sözlük yazarlarının ilk aşkları

çocukluk aşkıyla ilk aşk çok farklı şeyler bence. mesela benim çocukluk aşkım babaannemlerin alt komşusunun büyük oğluydu. iki yaş vardı aramızda. bi keresinde ağaçtan düşmüştüm, bakkaldan yara bandı almıştı, onu yapıştırmıştı koluma. bi üç dört sene o yara bandını saklamıştım ben, liseye geçtikten sonra kayboldu gitti zaten. ama nasıl yalancı bi çocuktu, sürekli yalan söylerdi, ben de inanmış gibi yapardım. hiç yüz vermezdi bana, hep asılırdı asılırdı sonra takmazdı beni gözümün önünde başka kızlara yürürdü. insan çocukken bile çapkın olabilir mi ya? ah gözünü amdığımın ataerkilliği. neyse işte, ben lise ikiye giderken konuşuyoduk, bana benden çok hoşlandığını söylemişti. o zaman da ben pas vermemiştim (bkz: thug life)

ilk aşkım ise çok ayrı. lise birdeydim o zaman. görür görmez aşık olmuştum. ikimiz de kalmıştık böyle birbirimize bakınca. sanki her taraf siyah beyaz olmuştu da bi tek ikimiz vardık o an. sürekli bakışıyorduk böyle. hatta bir keresinde okulun koridoru çok kalabalıktı, karşıdan gelirken birbirimizi görmüştük, ikimiz de olduğumuz yerde kalmıştık, etrafımızdan insanlar geçip gidiyordu biz birbirimize bakıyorduk falan. sonra ben onu facebook'tan ekledim, daha sonra anlatıyor o da o sırada benim profilimde geziyormuş eklesem mi eklemesem mi diye. neyse o akşam uzun uzun sohbet etmiştik. aynı servisteydik zaten. okulda kahve içmiştik öğle teneffüsü, yanaklarım kıpkırmızıydı beni sınıfıma bıraktığında, bütün sınıf şok olmuştu. "mavi amerikalı" derdik biz ona kimse anlamasın diye. hey gidi günler hey. bana bir kutu hazırlamıştı, içinde dorian gray'in portresi vardı, ülker sütlü çikolata vardı. bir de şiir yazmıştı bana. "kimselere vermem seni" diyordu şiirde. sonra beni sevdiğini söyledi, sevgili olduk falan işte. ilk zamanlar her şey nasıl güzeldi. sekiz dokuz ay kadar birlikteydik yanlış hatırlamıyorsam. çok kötü ayrılmıştık ama. o ilk zamanların güzelliğini hiçbir şey geri getiremediği içindi herhalde. iki sene falan hiç konuşmadık ayrıldıktan sonra, o mezun oldu gitti zaten. sonra lise üçteyken aradı beni. içip içip aradı. çok heyecanlanmıştım tabii ki ama "aşk" sebepli bir heyecan değildi. bak hâlâ yazarken suratımda o aptal gülümseme. "beni senden daha iyi kimsenin anlamayacağını öğrendim iki yılda" demişti. arkadaş olduk, o bana sevdiği kızı anlattı ben ona sevdiğim adamı anlattım. aradaki iki senede neler yaşadığımızı konuştuk. o zamandan bu zamana en son ne zaman konuştuk derseniz, geçen sonbahar doğum günümü kutlamıştı. o kadar.

ilk aşklar bitmek içindir diye boşuna demiyorlar, bitmeseydi hayatımın aşkını bulamazdım.

dota vs lol

dota daha zordur ve her hero için hangi itemleri alman gerektiğini kendi kendine öğrenmen gerekir, lol sana oyun sırasında öneri olarak itemler gösterir.
dota'da öldüğün zaman paran gider ve itemlerinden birini kaybedersin, lol'de işler bu kadar acımasız değil.
dota daha profesyonel ve köklü bir oyundur, lol ise 12 yaşındaki çocuğun kendini uzman ilan edebileceği düzeydedir.
dota'da karakterlerin fotoğraf çerçevesi içindeki görüntüsü hareketlidir, lol'de ise sadece fotoğrafları vardır.
ayrıca lol'ün çoğu özelliği dota çakmasıdır, ama tamamen çakma bir oyun da denemez.
fakat hero olarak lol'deki hatunlar dota'dakilerden çok daha güzeldir. (bkz: katarina)

ben lol oynuyorum ama dota dendi mi boynumuz kıldan ince.

penta kill

katliam ( ace) ile biten olaydır, karşı takımın beş oyuncusunu üst üste öldürmektir.
league of legends, dota gibi oyunlarda kullanılan bir kavramdır. ( moba games)
genelde dangalağın biri ks ( kill steal) ile penta'nın içine sıçar.
işin adabı penta'ya giden birine elleşmemektir.

seviyom lan bu sözlüğü

üye olduğum ilk sözlüktü lan.
yeri hepsinden ayrı.

aç bir coca cola

sıla'nın gerçek yüzünün ortaya çıktığı an.
zaten sevmezdim. diyodum "bi yapmacıklık seziyorum bu kadında ama ne" diye. buymuş işte.
bi de millet ölüp bitiyo şu kadın için ya. gözlerime inanamadım.

ayrıca coco cola'nın reklamları ne kadar güzel olurdu, bu ne böyle allasen nasıl iğrenç bi reklam. ve çok uzun abi bitmiyor reklam

ayı sözlük yazarlarında anısı olan şarkılar

midlake - acts of man
ümit besen - okul yolunda
ahmet kaya - kum gibi
rem - losing my religion
ahmet kaya - yakamoz
3 doors down - here without you
coldplay - don't panic
neşet ertaş - acem kızı
him - gone with the sin
the passenger - let her go
mazzy star - hair and skin

sağlam playlist oldu ya. dinlemelisiniz bence.

eşcinselliği ve translığı aynı şey sanan insan

eşcinselliği "kendini karşı cins gibi hissetmek" zannediyor bu tipler. ameliyat olmuş halinin de trans olduğunu sanıyorlar. bununla ilgili kısa bi anımı anlatmak istiyorum serbest çağrışım falan derken aklıma bu anı geldi.

lisedeyken din hocasına "hocam eşcinsellik neden günah? onları da allah yaratmış sonuçta" diye sordu kızın biri. her din dersinde en arka sırada yazı yazan, kitap okuyan, resim çizen ben; bir anda kafamı kaldırıp din hocasının ne cevap vereceğini beklemeye başladım. "hissettiği cinsiyete geçmesinde bi sakınca yok" dedi. "hocam o eşcinsel değil trans" dedim, din dersindeki ilk konuşmam. bütün sınıf bana döndü ve götüm kalkmış bir şekilde konuşmaya devam ettim "eşcinsellik hemcinsine aşık olmaktır, homoseksüellik yani. sizin dediğiniz transseksüellik." cümlemi bitirdiğim anda kadın bağırmaya başladı "öyle şey mi olur, dinimiz onları lanetlemiştir, o bi hastalıktır gitsin tedavi olsun" diye saçmalamaya başladı. baktım sıçıyo "transseksüelliğe hastalık demiyorsunuz 'hissettiği cinsiyete geçebilir' diyorsunuz da neden eşcinsellere lanetli diyorsunuz?" dedim. bana "kes sesini, sen mi öğreteceksin bana" diye bağırdı. bakın derste ilk kez konuşuyorum, öğretmen dediğin derse katılan öğrenciyi daha çok teşvik etmelidir değil mi? kadın bana sesimi kesmemi söylüyor? ben de hiç gelemem öyle şeylere, beni haksız yere rencide etmeye çalışacak insanı babam olsa tanımam, babamı zaten tanımam da öyle bi durumda, neyse. "siz bana kes sesini diyemezsiniz" dedim. kadının gözlerinden ateş çıkıyor, içimden "ne diyorum ulan ben napıyorum" diyorum ama ok yaydan çıkmış bi kere. "hoşgörü dinini öğretiyorsunuz karşınızdaki kişi öğrenci diye o kişiyi kendinizden aşağı görüyorsunuz, öğretmen öğrenci ilişkisinden önce karşınızda bir insan olduğunu hatırlayın" dedim. neler diyorum var ya kesin uzaklaştırma falan alırım diye düşünüyorum ama amımda değil yani elim ayağım titriyo sinirden, ulan soru soruyosun cevabını öğrenmek için, karı çıldırıyor, böyle bi şey var mı? "numaranı söyle disipline vereceğim seni" dedi. "gelin beraber gidelim isterseniz birlikte anlatalım müdür yardımcısına" dedim ben de. neyse aldı numaramı, ders bitti, çıktı gitti. ondan önce ben gittim müdür yardımcısına. anlattım her şeyi. kadın gitmiş öğretmenler odasına beni soruyo bütün öğretmenlere. "kim bu horro" diye. karıdaki homofobişliğin geldiği son noktaya bakar mısınız? ruh hastası.

tabii ki beni haklı buldular. öğrenciyim, soru soruyorum, cevaplamak yerine bana hakaretler ediyorsun, karşılık verince de disipline veriyorsun, öyle şey mi olur? homofobik karı. tabii son sınıfa yeni geçmişim o ara, onun da bi göt kalkıklığı vardı ama neyse.

işte sonuç olarak bu insanlar yanlış bildikleri şeyin doğrusunu öğrenmek yerine doğrusunu öğretmeye çalışana saldırıyor. dini öğretmek adına orada oturan insan böyleyse, diğerlerini düşünemiyorum.

kıllı kadınlar

"oha kadınlar da mı sıçıyomuş?" diye soran erkeğin, sorma potansiyeli olan bir başka soru olarak: "oha sizin bıyıklarınız kıllarınız falan mı çıkıyo?"
ne acayip ya, bu erkekler kadınları ne zannediyomuş acaba..

ders çalışırken durduk yere erekte olmak

(bkz: geometri sorusu çözerken erekte olmak) diye bi olay varmış gerçekten, şöyle bırakayım.

yaşından büyük gösterme durumu

aşırı hormonluluk ve yaşından büyük görünme çabası olarak ikiye ayrılan başlıktır.
birincisinde kahramanımız gerçekten iri yarı bir fiziğe sahiptir ya da uzun boyludur, yaşıtlarından daha erken olgunlaşmıştır.
ikincisinde ise kahramanımız sürekli olarak ağır bir makyaj yapar ya da topuklu giyer; erkek kahramanımız ise saçını uzatır ve sakalını kesmez. tabii bu ikinci kısım ergenlik döneminde gerçekleşiyor.
yaşından küçük gösterme durumu içerisinde olanlar da (mesela ben), elli yaşına geldiğinde "en fazla otuz beştir, aaa inanmam, ciddi misin, şaka yapıyosun di mi nasıl elli yaa?" gibi cümlelerle sevgi kelebeğine dönüştürülür. büyük gösteren gruba göre oldukça avantajlıdırlar.

i follow rivers

orijinalini daha çok sevdiğim ama son zamanlarda hiçbir yerde remix'inden başka bir versiyonunu bulamadığım şarkıdır.
  • /
  • 14
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 264

iz bırakan kitap cümleleri

"beni kuru bir ağaç kavuğunda yaşamaya zorlasalardı da gökyüzüne bakmaktan başka işim olmasaydı, yavaş yavaş buna da alışır giderdim, diyordum."
(bkz: albert camus )
(bkz: yabancı )

biseksüel

aşkın cinsiyete ihtiyacı yoktur, dolayısıyla biseksüellik vardır. bifobik lezbiyen veya bifobik geylerden hiç haz etmem. abaza muamelesi yapılmasından da hoşlanmam. eğer birine aşık olmak için herkesin cinsiyete ihtiyaç duyması gerketiğini düşünüyorsanız aşk kavramının ne olduğunu bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim.

ben bir kadına aşık olabilirim, onu unuttuktan sonra da bir erkeğe aşık olabilirim. bu ne anormaldir ne kararsızlıktır ne de doyumsuzluktur. karşı cinsten kazık yediği için hemcinsine yönelen ama karşı cinsten de vazgeçemeyen insanlar olduğumuzu düşünen varsa, kendini kandırmaktan vazgeçmesini öneririm.

lezbiyenlik ve geyliği insanlara kabul ettirmeye çalışıp kendiniz biseksüelleri ötekileştiriyorsunuz, onlara tıpkı homofobiklerin size davrandığı gibi davranıyorsunuz, yapmayın. bu işte hep birlikteysek kıskançlıklarınızı bir kenara bırakın ve bizi de kabul edin. ben bir insana aşık olurum, bir kadın ya da bir erkek olması ona olan aşkımı değiştirmez.

bifobik bir lezbiyen/gey olduğunuz sürece lgbt'yi desteklediğinizi iddia etmeyin, desteklemiyorsunuz çünkü. siz b harfinden rahatsız olmuş oluyorsunuz. aah ah gerçekten çok sinirlendiğim ve üzüldüğüm bir durum bu.

bir de "ben biseksüelliğe inanmıyorum" olayı var bu beni iyice delirtiyor. "insan sadece bi cinsiyetten hoşlanabilir" olayına da ben inanmıyorum. çünkü ben ve benim gibiler bu cümleyi çürütüyor. çünkü ben kadınlardan da erkeklerden de hoşlanıyorum. sadece vajinası var diye ya da sadece penisi var diye birine aşık olunmaz ki. her şeyine aşık olursun o insanın, içine dışına. zaten içine aşık olduktan sonra dışı o kadar da önemli değildir.

işte sonuç olarak biz varız, bizi heteroseksüeller bile kabul ediyorken homoseksüellerin bazıları reddediyor bu gerçekten üzücü bir durum, kendi içimizde bölünmeler yaşayacaksak zaten ne aşkın bir anlamı var ne de aşk için mücadele etmemizin.

ayı sözlük oyun kütüphanesi

ps1'de oynadığım oyunlardan birkaç tane yazayım ben, nostalji olsun.

(bkz: tekken 3)
(bkz: tomb raider 3: lara's mansion)
(bkz: no fear downhill mountain biking)
(bkz: crash bandicoot)
(bkz: small soldiers)

biseksüel

aşkın cinsiyete ihtiyacı yoktur, dolayısıyla biseksüellik vardır. bifobik lezbiyen veya bifobik geylerden hiç haz etmem. abaza muamelesi yapılmasından da hoşlanmam. eğer birine aşık olmak için herkesin cinsiyete ihtiyaç duyması gerketiğini düşünüyorsanız aşk kavramının ne olduğunu bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim.

ben bir kadına aşık olabilirim, onu unuttuktan sonra da bir erkeğe aşık olabilirim. bu ne anormaldir ne kararsızlıktır ne de doyumsuzluktur. karşı cinsten kazık yediği için hemcinsine yönelen ama karşı cinsten de vazgeçemeyen insanlar olduğumuzu düşünen varsa, kendini kandırmaktan vazgeçmesini öneririm.

lezbiyenlik ve geyliği insanlara kabul ettirmeye çalışıp kendiniz biseksüelleri ötekileştiriyorsunuz, onlara tıpkı homofobiklerin size davrandığı gibi davranıyorsunuz, yapmayın. bu işte hep birlikteysek kıskançlıklarınızı bir kenara bırakın ve bizi de kabul edin. ben bir insana aşık olurum, bir kadın ya da bir erkek olması ona olan aşkımı değiştirmez.

bifobik bir lezbiyen/gey olduğunuz sürece lgbt'yi desteklediğinizi iddia etmeyin, desteklemiyorsunuz çünkü. siz b harfinden rahatsız olmuş oluyorsunuz. aah ah gerçekten çok sinirlendiğim ve üzüldüğüm bir durum bu.

bir de "ben biseksüelliğe inanmıyorum" olayı var bu beni iyice delirtiyor. "insan sadece bi cinsiyetten hoşlanabilir" olayına da ben inanmıyorum. çünkü ben ve benim gibiler bu cümleyi çürütüyor. çünkü ben kadınlardan da erkeklerden de hoşlanıyorum. sadece vajinası var diye ya da sadece penisi var diye birine aşık olunmaz ki. her şeyine aşık olursun o insanın, içine dışına. zaten içine aşık olduktan sonra dışı o kadar da önemli değildir.

işte sonuç olarak biz varız, bizi heteroseksüeller bile kabul ediyorken homoseksüellerin bazıları reddediyor bu gerçekten üzücü bir durum, kendi içimizde bölünmeler yaşayacaksak zaten ne aşkın bir anlamı var ne de aşk için mücadele etmemizin.

ayı sözlük yazarlarının toplumsal olaylara karşı duyarsız olması

öylesi de var böylesi de var. belki insanlar sürekli ciddi ciddi şeyler konuşmaktan, politikadan, dünyadaki kavga gürültüden sıkılmıştır da buraya sığınmıştır. belki bu tarz "toplumsal" dediğimiz olaylar tartışma yaratıp insanların gerilmesine sebep oluyordur. "duyarsız" kelimesi yanlış seçilmiş bence. yakışmamış.

ege urjav

"ruhsal tedavi gören içel anadolu lisesi 3’üncü sınıf öğrencisi ege urjav (17), 'cemre’ isimli kız arkadaşına, “ben intihar edeceğim” mesajı attı.

ardından istasyona yaklaşık 5 kilometre kala trenin önüne kendini attı. görgü tanıklarının haber vermesi üzerine gelen ekipler tren rayları üzerinden cesedi kaldırdılar. olayı duyup gelen yakınları ve gözyaşlarına boğulan acılı baba cengiz urjav, baygınlık geçirdi. baba urjav hastaneye kaldırıldı."

haberde çocuğun cinsel eğiliminden bahsedilmemiş. bu çocuk cinsel eğilimi ile dalga geçildiği için intihar etmiş arkadaşlar. bir trenin önüne atlayacak kadar ölmek istemiş. trenin önüne atlamak nedir? ne demektir? aklım almıyor benim. ben tahammül edemiyorum artık. paramparça olmayı umursamamasına sebep olacak ne yaptılar bu çocuğa böyle? neden yaptılar? deliriyorum. çıldırıyorum. bu ülkede yaşamaya daha fazla tahammül edemiyorum.

hayır efendim. kendisi seçmedi ölmeyi, siz ittiniz. katil olmanız için o kişiyi öldürmenize gerek yok, ölmesine sebep olmak da bir cinayettir.

bu bir toplum ayıbıdır. iki üç tane haber sitesi dışında hiçbir yerde paylaşılmamasının sebebi nedir? neyi gizliyorsunuz? "biz homofobiğiz bizim yüzümüzden bi çocuk trenin önüne atlayıp korkunç bi şekilde öldü, o yüzden biz bunu saklıyoruz" diyosunuz resmen. ya neden neden? deliriyorum neden biri çıksın "bu yüzden" desin ya. din diyosun iman diyosun bu çocuğu yaratanla seni yaratan bir demek ki? o böyle "yaratılmış" demek ki. o zaman neden onu ötekileştirdiniz siz? ne farkı vardı sizden? sevginin nesine cinsiyet biçiyosunuz siz? katlanamıyorum artık bu ülkeye. gerçekten dayanamıyorum. bu zihniyet değişmediği sürece bu "cinayet"ler ne ilk ne de son. cinayettir bu. siz ölüme ittiniz onu. siz ve sizin saçma sapan ahlak yargılarınız itti onu ölüme. heteroseksüelsin, kızın yaşındaki çocukla evleniyosun ama sen hetero olduğun için ahlaklısın. milletin anasına bacısına küfür ediyosun "ana bacı yapma" dediğin halde, ama hetero olduğun için ahlaklısın. öyle mi? öyle mi? insan bu tımarhanede delirmesin de ne yapsın? yalvarıyorum size biri durdursun bunu artık. biri buna son versin. bizde dayanacak güç kalmadı.

unutulmayan kezban sözleri

"ayrılık sevdaya dahil:)))"
"onun üstünden çok insan geçti ben zaten kimseye aşık olamam"
"ouffff eski sevgilimi gördüm üç kilometre ileriden bi kız geçti onları öyle görünce kötü oldum çok kıskandım kanka çabuk geeel .s.s.s"
gibi gibi boku çıkarılmış örnekler mevcut ama en sağlam kezbanlığın "ben unuttum canım ya önüme bakıyorum umarım sen de beni unutabilirsin ben hiçbi şeyi takmam çünkü kimseyi sevemem ya umursamak sevmek falan öyle özellikleri eklemeyi unutmuşlar bana oofff çok umursamazım lanet olsun" tribi olduğuna patimi basarım!

hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler

herkesten sakladığınız şarkıların, filmlerin, kitapların, dizilerin, grupların, tarzların bir anda popüler kültür tarafından sikilmesi, moda olması, milletin bunları orospu etmesi.

chp

hiçbir siyasi görüşü desteklemediğimi belirterek bu parti hakkında bir eleştiride bulunmak istiyorum.
bazı vekilleri muhteşem görüşlere ve cümle kurma yeteneğine sahip olsa da, kılıçdaroğlu'nun partinin başında olmasından dolayı büyük bir antipati duyuyorum bu partiye karşı. tek yaptıkları hükümetin vekilleri ile didişmek. muhalefet olmaktan başka bir şey yapılmıyor ve hiçbir yeniliğe imza atılmıyor. şafak pavey bu partinin başına geçse yemin ediyorum oyumu chp'ye verirdim.

seçimlerde boş oy kullanmak

"oyunu boşa harcamış olmak" diyelim biz ona. bunun yerine en kafa kafaya giden partiye oy verilmelidir ki şu iktidar değişsin.

kırmızı elma sözlük

şiddetle tavsiye ettiğim sözlük.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.