gordias

Durum: 298 - 0 - 0 - 0 - 12.06.2020 01:34

Puan: 3632 - Sözlük Kezbanı

8 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

life; keep it simple
  • /
  • 15

hititler

anadolu'nun ortasında kalmayıp truva senin, efes benim diye dolaşmış taaa babile kadar gitmiş büyük medeniyettir.

tafsilatlı bilgi için

etiler

anadolu'da devlet kurmuş uygarlıklardan biri.
(bkz: hititler)

etiler

istanbul'un beşiktaş ilçesinde bir mahalle adı. posta kodu: 34337.

kıro erkeklerin ortak özellikleri

ukala dümbeleği olarak anılmayı göze aldığım başlıktır. yazdıklarım "madi"lensin diye bayrak açmayı bir borç bilirim. onuncu köyden naklen yayın sürerken, yazdıklarımın gittiği yerin bir önemi yok zira sırf beğenilerimize ters düşüyor diye birine yaftayı yapıştırmak komik olmakla birlikte, şiddetle ayıp gelmekte. cümle içinde kullanıldığı hali ile kıro tanımına biraz takık biriyim naçizane. izninizle, inatla yazacağım. *

tespih çekmek, saçını ortadan ikiye ayırmak ve bunun için limon kullanmak, siyah gömlek ile beyaz kravat takmak, beyaz lastikli slip ya da çorap giymek bir kişiyi kıro yapmaz, sadece farklı yapar.* yazarın verdiği örneklerin tabii ki bir önemi yok...

bu formalist bakış açısı beni derinden yaralamakta sevgili sözlük. sosyal kontrat'ı tersinden anlamak bu olsa gerek. davranışların asıl belirleyicisinin kültür olduğunu, ben değil antropoloji söylüyor. yani kültürsüz kimse yok etrafta. farklısı var. yoksa şahsına münhasır giyinen japon gençlerine neden ütopik diyemiyoruz? * bahsi geçen "kıro"luk ile hoyratça tezahür eden öküzlüğü birbirine karıştırmak en sık yapılan yanlış benim gördüğüm. ülkemizin kapitalist sisteme göre az gelişmiş doğusundan gelen insanlara pek bir güzel bu tanımı yakıştırıyoruz da ışık doğudan yükseliyor onu ne yapacağız? ilk önce, başka aynalarda bir kendimize bakalım da gerisi kolay. en azından denemesi bedava...

jolene

birinin kocasını ayartmaya çalışan kötü kadındır. * bu şarkıyı duyunca, jolene'e meyleden kocanın karısı (ki bu hikayede şarkıyı söyleyen olur) ile bir konuşmak isterim hep. hadi öteki hafif, ama senin kocan da ağır oturaklı bir adamı mı teyze? nus ile uslanmayanı diye başlar atalarımız. ağlama, koy herifi kapının önüne.. sana koca mı yok? sus! ağlama... * *

ayı sözlükçülerin ilk vurdurdukları tarih

bu bilginin topluma olan yararını sorgulatan başlık. eylemsel olarak paleolitik dönemin ortasından beri çarpışmalar devam etmekte. *

utanma duygusunu kaybetmemiş insan

başkası adına da utanan insandır. bu tipler her zaman tehdit altındadırlar. tek hataları, o gördükleri utanmayan insanın yap(a)madığını yapıp, onun yerine utanmalarıdır. * *

atilla gündoğdu

hapşıranca dağ deviren, gülünce güldüren, sarılınca ısıtan dost, yoldaş, doğmayan kardeş.

ankara'yı ankara yapan şeyler

tanışıp görüştükten sonra işleri açılan hiç müsait olamayan insan

kaypaklık ile ilişkilendirdiğim, ötesi iletişimde kalmak isteyen ya da görüşmek isteyen kişinin bir yolunu bulup kıracağı durumdur. hoşuna gitmediysem açıkça söyle, lafı dolandırma! bu davranış biçimi nedir? hiçbir zaman bir mana veremedim. o sebeple bir kere yazar, cevap alamazsam numarasını silerim. hayat yeterince sorun üretiyorken, başka bir cephe yani gri alan açmak bana daha yorucu gelmekte. müsait değilsen daha da yoğunlaş da aklın başına gelsin.

ayı sözlük yazarlarının ilişki durumları

ne istemediğimi değil, ne istediğimi tanımladıktan sonra rahatlatan durum. bekarlık sultanlık mı? hayır. ancak ne olursa olsun da bir ilişkim olsun istemiyorum. durumum budur sevgili sözlük. *

ayı sözlük yazarlarının pahalı zevkleri

bizinıs değil* först kılas uçmanın hayalini kurmaktır.

sadece sarılarak uyumak isteyen partner

bulunması zor olandır. dillerde pelesenk olan ancak kimsenin pratikte istemediğidir. zira istemek başarmanın yarısıdır. *

bir kitabın sonunda ağlamak

ali ile ramazan - perihan mağden

ayı sözlük yazarlarının ucuz zevkleri

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

lavaj

sürekli yapılması bağırsak florasında değişime yol açtığı için sürekli yapılması uygun değildir. diğer yandan içeri basılan basınçlı su rektum dokusunda mikro çatlaklar düzeyinde zarar verebileceği için hastalıklara davetiye çıkartabilir. dikkat.

31 çekerken anneye yakalanmak

birebir yakalanmak değil... sistemli bir utandırma operasyonu.

duştan çıkınca, banyoyu temizlemek için giren annemin çığlığı; bu ne be!?! bari bir su dok buralara... yakında kurbağalar vıraklayacak. yeteeeer!

bir sonraki sefere bal dök yala bırakılan banyo. bu da böyle bir anımdır.

erkek deyince aklınıza gelen ilk üç şey

adem elması, testis, etek traşı

(bkz: biscolata)

verdim ama pişman değilim dediğiniz şeyler

  • /
  • 15

growlr

bir tane adam bana mesaj attı, profilini falan açtı. profilinde "resminizi açıp, konuşmayı kesmeyin" falan filan yazıyor. adam resmini açtı ve daha sonra konuşmayı kesti. aynı şeyi kendisi yapıyor. growlr'daki insanlarda şizofreni olabilir mi?

gusül abdesti

gay ilişkiler ters ilişki olduğu için gusül abdesti'de ters alınmalı. sexten önce abdest alınmalı.

erkeği en sorunlu burç

terazi. yükseleni terazi olsa da olur.
not: benim de yükselenim terazidir.

Toplam entry sayısı: 298

diğer gayleri çekemeyen mutsuz gay

özgüven eksiği, sevgisizlik ile birleşince olandır. kendini kabul sorunu da eklenince evlere şenlik durumlar. mevlam şifanı versin kardeeeeş!

serv-i revan

divan şairi nedim'in bir şiiri. osmanlı'da uzun boylu kızlar için kullanılmış, "yürüyen selvi" anlamına gelen tamlama. buraya kadar herşey normal. asıl anormal olan, edebiyat kitaplarına girerken aşağıda bulacağınız şiirin dördüncü mısrasının yer almaması. zira orada "izn alıp cuma namazına deyu mâderden"* mısrası var. kadınlara cuma namazı farz değilse, nedim kiminle cuma namazına gitmek istiyor?*

*osmanlıca*
bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâşâde
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e
işte üç çifte kayık iskelede amade
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e.

gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan
mâ-i tesnim içelim çeşme-i nev-peydadan
görelim âb-ı hayat aktığın ejderhadan
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

geh varıp havz kenarında hirâman olalım
geh gelip kasr-ı cinan seyrine hayran olalım
gâh şarkı okuyup gâh gazelhan olalım
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

izn alıp cuma namazına deyu mâderden
bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden
dolaşıp iskeleye doğru nihan yollardan
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

bir sen ü bir ben ü bir de mutrib-i pakize-eda
iznin olursa eğer bir de nedim-i şeyda
gayrı yâranı bugünlük edip ey şuh feda
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

*günümüz türkçesi*
gel, şu neşesiz gönüle bir sefa verelim;
yürüyen selvim (selvi boylum) yürü! sa'd-abad'a gidelim.
işte üç çifte kayık iskelede hazır;
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

gülelim, oynayalım, dünyadan arzumuzu alalım,
yeni yapılmış çeşmeden tesnim suyu (cennetteki bir su) içelim;
ejderhadan hayat suyu aktığını görelim
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

kah gidip havuz kenarında dolaşalım
kah gelip kasr-ı cihan'ı seyr ile hayran olalım
kah şarkı okuyalım, kah gazel okuyalım
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

annenden cuma namazına diye izin alıp,
zalim felekten bir gün çalalım,
iskeleye doğru gizli yollardan dolaşıp,
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

en seksi erkeklere sahip şehirler

güneydoğu anadolu'nun tamamı. hatta alanı genişletip "bereketli hilal" bile diyebilirim. doğulu adam her daim favori... hele bir de batı glase'i almış ise yanına her şekilde yatılır. her anlamda sonuna kadar. :)

yeni biri ile tanışmanın dayanılmaz zorluğu

meğer profilimi uzunca bir süre izlemiş. önyargılarının yoğun olmasından, çekinmiş. "şimdi yazsam beni tersler mi?”, "baya ukala birine benziyor, acaba öyle mi?", "ben bununla baş edemem” gibi cümleler kurmuş ki bunlar tamamen kendi ifadesi. sonunda bütün bunlara rağmen yazmış. bu kısımdan sonrasına ben de dahilim. bir hafta kadar yazıştık sonra yemeğe çıktık. baya, aleni “date” yani. herşey harika. gecenin sonunda arabadan inmeden iyi geceler öpücüğü de var. amerikan prodüksiyonu romantik komedi tadında olaylar birbirini izliyor ve insan ziyadesiyle ümitleniyor. zaman içinde toz duman dağılıp, resim netleşince anlıyoruz ki beyimizin uzun bir ilişkisi var; bitmemiş ama bitmiş de... uzunca bir süredir aralarında tenasül uzvu kullanımı yok ve son aylarda beşeri iletişim de yok. yemekler, kahveler, sinemalar, konserler, şehirdışı aktivileri vs. ne düşünürsün? değil mi? ben de öyle düşündüm... ama öyle değilmiş. biraz dürtünce, aslında diğer kişi beyimizi arasa koşarak gidecek kıvamda olmasına mı, yoksa “hayatından çıkartmak istemiyorsun madem ne demeye adama sevgili antresi yaşatıyorsun?” şaşkınlığına mı bakalım? halbuki konulu fuckbuddy de işimizi görürdü. kendini ifade edemeyen biri ile tanışılamıyormuş. enkaz altında kalanlara allah şifa versin. amin!

bir erkeğin en çekici olduğu an

merhamet gösterdiği andır. sana değil, bir duruma, olaya, oluşuma...

gordias

frigya kralı olmasından öte, arabasını bağlamak için attığı düğüm gönüllere taht kurmuştur. öyle ki, düğümü çözenin asya krallığına sahip olacağı bilgisi dilden dile dolaşmış, sonunda büyük iskender'i gordion'a (ankara) kadar getirtmiştir. düğümü çözemeyen büyük * iskender, kılıç darbesi ile ikiye ayırdıktan sonra şu lafı etmiştir;

(bkz: think outside the box)

bitmeyecek öykü

orijinal adı "die unendliche geschichte" olan 1979'da yayımlanmış michael ende marifeti. kurgusal anlamda yaratıcılık nasıl olur'un dersi niteliğinde bir fantastik romandır. bir çocuk kitabı olarak nitelendirilmesi bünyemde öfke yaratmaktadır. zira küçüklerin değil, o kafayı unutmuş büyüklerin masala ihtiyacı vardır.* evreni bir tık daha anlamak için yardımcı olur. hiç'lik olgusu ile "herr ende acaba mevlana okumuş mudur?" diye sordurur. kitapçınızdan ısrarla isteyin.

sihirli değneğiniz olsa ne yapardınız

götüme sokardım. böylece sihirin kendisi olur tükürüğümle insan boğar, osuruğumla dağları devirirdim. o derece! bilinsin...

auf halber strecke

elif (demirezer)'in insana çarpan yepisyeni şarkısı. akustik olması etkisini arttırıyor. dikkat. almanca bilmiyorsanız bile döver.*

sözleri;
du sagst ich pass hier grad nicht rein
du willst nicht mehr hier sein
denn du weißt nicht was du willst
du weißt nicht mehr wer du bist
du sagst deinem leben fehlt das heute
vor lauter wach sein auch die träume
dein bein hat keinen fuß
ich müsse gehen dann gehts dir wieder gut
und ich hörs mir an doch ich denk nicht dran
auf halber strecke geben wir nicht auf
auch wenn du fliehen willst dann lauf
einfach weiter geradeaus
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es bis zum schluss
ich tu es bis zum schluss
ich sag dass mit uns macht keinen sinn
wo führt dass alles denn schon hin?
bei meinen eltern hats geklappt
doch dafür bin ich nicht gemacht
ich sag vielleicht lieb ich dich nicht mehr
zumindest ist es lange her
ich brauch wieder zeit für mich
und das geht nur ohne dich
und du siehst mich an und sagst mir dann
auf halber strecke geben wir nicht auf
auch wenn du fliehen willst dann lauf
einfach weiter geradeaus
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es
bitte gib uns nicht auf bleib hier
gib noch nicht auf bleib hier
gib uns nicht auf bleib hier
ich trage dich und du mich dann
wir tragen und egal wie lang
bis zum schluss
auf halber strecke geben wir nicht auf
auch wenn du fliehen willst dann lauf
einfach weiter geradeaus
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es bis zum schluss

kahve

servis etmeden evvel mutlaka lokum veya koyu kıvamlı tatlılar ile ikram edilen bir sohbet eşlikçisi, kimi zaman da gelecekten haberler veren bir kâhin. yanında gelen suyun iki anlamı var: temiz, berrak bir tat ile kahveyi içmeye başlamak ya da nazikçe misafirin açlık durumunu sormak. misafirin suyu önce içmesi "karnım aç" anlamına geldiğinden, hemen sofra kurup ardından yeniden kahve ikram ettirecek kadar kültürel kodun içinde. damatlara tuzlusunu veya biberlisini içirip sabrını test etmek bir yana, kız isteme törenlerinde önce suyu içen damat adaylarının yol yordam bilmediklerine kanaat ettirecek kadar belirleyici. dünya üzerinde başka hiçbir dilde bir rengi tarif etmek için kahve kullanılmazken, bizde ise sütlüsü, koyusu, açığı ile degradasyon yapar. bir öğününe de adını vermiştir.* dilimizde "berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi yeğdir", "köylünün kahve cezvesi karaca amma, sürece", "bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır", "gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane" gibi deyimlerin, atasözlerinin varlığı ne kadar önemli bir yeri olduğunu bir kez daha gösterir.

neticede bizim için, hep kırk yıl hatırı olandır... canı çeken? *

growlr

en sevdiğim! bir tek ben miyim buranın yozluğuna takılan? diye sorduran app. bu diyarda, en yontulmamış ortamlardan seçilmiş süzme abiler yer alır ya da bana denk geleni onlar. bilemedim... insanı azami derecede eğlendirirler. adab-ı muaşeret yoksunu bu homo erectuslar, kendilerini alemin akıllısı, seni ise sultanahmet'teki japon turist sanmak konusunda özel eğitim almışlardır. onu geç, bir de buna ikna olmuştur.* büyük bir kısım kendi fotoğrafı yok iken, seninkini görmek ister. paylaşmazsan büyükçe kısmı hakaretengiz cümle kurma eğilimlidir. önce gönderdiysen uymadı diyerek bloklar. olmadı ama benimki de bu demek tabii ki yok.* ben demedim mi sana sadece pipin var diye adam olamazsın? adam olmak için gerekenler daha başka şeyler. hadi şimdi telefonu yavaşça yerine koy, git ve kus. irinella seni!

bu app'ın en sevdiğim soruları;

nasılsın? (cevabının bir önemi olmayan şekli ile soralım yoksa "zinhar" olmaz)
arayış? (cevap vermiyorum ama içimden geçirdiğim genelde şu oluyor: "düzgün vakit geçirtecek biri -her anlamda ve sonuna kadar-")
resim var mı? (resim yok, fotoğraf var. olur mu?)
yerin var mı? (var da sana yok)

müşkülpesent

bulup da bunayan, bir de kıllısını arayan. dayak var yer misin? diye sorduran. zaman zaman ben.*

arketip

ilk örnek demek olan fransızca kelime. orijinal yazılışı archétype. ilk kullanan kişi carl gustav jung'dur.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.