loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

joanne kathleen rowling

kitap yazarak nasıl milyoner olunur diye bir kişisel gelişim kitabı yazsa hayatıyla tanıklandırabileceği için fazlasıyla rağbet göreceğini düşündüğüm; harry potter'daki yaratıcı ve sanatsal düşüncesini kıskandığım yazar. daha evvelden çocuk kitapları da yazmışlığı var imiş. ayrıca erkek çocukları kadın olduğunu öğrenirse kitaplarını okumaz diye ismini mi ne kısaltıp co diye gezmiş ortalıkta. tohaf. çok tohaf.

sanskrit

cannes film festivali

jüri başkanlığını amerikalı steven spielberg yapacak. altın palmiye kendi memleketine gider mi acep diye düşündürmedi değil.

türk dizileri

kitaplığımı düzene sokayım deyip kolları sıvadım. odayı temizleyip pir ü pak eyledim. kitaplığı boşaltıp tekrar yerleştirdim indirdiklerimi. hatıralarla dolu dört kutuyu da boşaltıp tek tek inceleyip tekrar eski yerlerine buyur ettim. temizliğe başlarken masa bomboştu. temizlik bitti, halkalı çöplüğüne döndü. hangisini nereye koyacağımı bilemedim. aman diyende ablama havale ettim. nasıl olsa o benim gibi şu kitap buraya şu kağıt oraya demeyip tıkıştıracak bir yerlere ve ben yine memnuniyetle ablaların hası deyip razı olacam :)

eşcinsele çocuk teslim edilmez

fox tv nin sabah haberleri kuşağını sunan adam her fırsatta evet bence de verilmez. müslüman bir ailenin çocuğu lezbiyen bir aileye verilmez. zira...
lezbiyenlik 8. asırda islamiyete bir tepki olarak doğmuş başta yalnızca muhalif bir düşünceyi savunurken daha sonraları etrafına topladığı geniş halk kitleleri ile darülislamda terör estiren bir eli kanlı sapıkların tarikatidir. evet. benim anladığım budur yani. hayır böyle bir oluşum varsa kestirip lezbiyen bir hayat yaşamasam şerefsizim. eşcinselliğin islamiyette günahlar arasında oluşunu kast ediyorlar ama kurdukları cümle lezbiyenliği din kategorisine yahut islamiyeti cinsel yönelim haline sokuyor. edep yahu! allah yunus'a ve annelerine sabır versin.

çocukken hayal edilen tanrı şekli

böyle adam. kaslı, pazulu, esmer bir şey. yakışıklı mı yakışıklı, bir de bir mülayim ki öpsen utanıyor yanaklarından. öss'ye* hazırlanırken kucağında uyumuşluğum var. dün gibi hatırlıyorum. özledim.

kirmizibattaniye

eşit derecede gey olamamanın ilişkiyi bitirdiği tespitinde adam haklı beyler. hoş geldin aslan bohçası. *

eşcinsele çocuk teslim edilmez

hollandalı lezbiyen çiftin korumasına verilmiş müslüman-türk çocuk olayında erdoğan'ın söylediği sözlerin kısa anlamı. o cümle: "bir çocuğu teslim ettiğiniz aile, genel ahlak kuralları açısından, bunu halkının çoğu müslüman olan veya islam kültürü içerisindeki bir yaklaşım olarak söylüyorum, eşcinsel bir aileye bir çocuğun teslim edilmesi, bir defa o toplumun kendi genel ahlak kurallarına terstir, kendi inanç değerlerine terstir"

o haber:
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/03/2...

buzdolabı

tahammül sınırı olsa "bre kafir ne ettin açıp durursun beni" diye yakama yapışır. bıraktım bırakalı mutfak kapısına yaslanıp yavaş yavaş yaklaşıyorum ona ve kaşınan ağzım ve dudaklarıma meşgale bulmak için yavaşça dokunuyorum kapısına. önceleri garipsiyor. soğuk davranıyor. sonra katlar arası gidip gelince ne istediğimi anlıyor ve bir işaret fişeği patlatıyor, en hafifinden bir yerinde. alıp gidiyorum. bir saat sonra görüşmek üzere. buzdolabı çok sıcak kanlı. ve o da bir mahmut.

çok saçma bir istanbul. hem sıcak hem bulutluydu. bir ara kasvetli bir sıcaklık ve ardından yağmur ve sonra yağlı mı yağlı bir yemek, akabinde dumanaltı'lı bir yaşam alanında sigaraya ööeeeh deme savaşı. üstüne üstlük istanbul bugün çekilmeyecek denli uzaktı. of.

21 mart 2013 diyarbakır newroz kutlaması

sırrı süreyya önder, aponun mektubunu okurken bir şeylerle uğraşıyordum. bir ara başımı kaldırdım ve sordum:
- muhammed mi dedi o? *

seri eksi oy veren ezik

kendisiyle içli dışlı olduk. içi tünel gibi sanırsın bolu dağı tüneli. tipine kaydığım.

ankara valiliği'nin 29 ekim cumhuriyet bayramı kutlamalarını yasaklaması

21 mart 2013 diyarbakır newroz kutlaması

abdullah öcalan'ın kürt sorununun barış süreci için vereceği tarihi mesaj nedeniyle -ki mesaj pkklilerin tc sınırları dışına çekilmesidir- türk ve dünya basını diyarbakır newrozuna kilitlenirken, halk geceden newroz alanına akın etmiş. dün gece uçaktan iner inmez yanına aldığı battaniyeye sarınarak newroz alanında uyuyan arkadaşımdan biliyorum. türkiye ve türkiye kürdistanının bütün kentlerinde yapılan newroz kutlamalarında olduğu gibi diyarbakır newrozunda da ana tema "abdullah öcalana özgürlük kürdistana statü".

haber kanallarını gezdim de arkadaş derya deniz gibi dolmuş diyarbakır. milyonlardan bahsediliyor. zaten hedef iki milyon. türk medyasının naklen yayın yapıp durması ve devamlı olumlu bir üslup ile haber yapması duygulandırıcı.

barış umudu... var fakat anayasa yazılmadan asla tam anlamıyla değil. hayırlara vesile olsun ve bir kere daha newrozunuzu kutlarım. newroz pîroz be.

hoş

boşa basacağım diye yanlışlıkla basıp da geri alamadığımda içten içe üzüldüğüm bencamin button.

20 mart 2013 ankara üniversitesi olayları

newroz.pardon size 'nevruz' muydu? evet bahar bayramı.

bu hep var olacak artık o kadar eminim ki. insanları ezik gösterme sanatı çok büyük bir kaçış olmalı. asimilasyon beyin hücrelerine işlemiş.bahar bayramını ki on yıllarca yasaklansın ve bugün hemen de sahipleniyorsun her şeyi diye ortaya atılan embesillerin ezici üstünlüğüne rağmen kutlanması ve kriminalize edilmek istenmiş/edilmiş kürtlerin ' öcalana özgürlük kürdistana statü ' şeklinde pankart açıp halay çekmesini salt terör yandaşlığı ile açıklanması haliyle bu aü olaylarını tetikledi.

--- masumiyet müzesi kaşığı ---

buraya kadar kısmen naziresi olunan entry ((bkz:#122279)) sahibinin kafası karışmış olmalı. zira entry başlarken verdiği ilk linkin başlık altı şöyle : " cebeci kampüsü'ndeki nevruz kutlamasında bir özel güvenlik görevlisinin bir öğrenciye bıçak çekmesi üzerine çıkan tartışma arbedeye dönüştü." entry sahibi tabloyu şu şekilde göstermiş: güvenlik görevlisini dövdüler. önce keşke mantık hatası diye bir seçenek olsa da şikayet etsem diye düşündüm ama sonra yapacak bir şey yok dedim. neticede kafa karışıklığı bir tercihdir ve tedavi edilebilir.

--- masumiyet müzesi kaşığı ---

ha bir de olayla alakası olmayan öğrencilerin dışarı çıkamaması meselsi; çıksalardı da ağız burun dağılaydı orantılı polis şiddeti ile. olmayacak şey değildi. ( bir kalp krizi ve birçok astım vakası var duyduğum kadarıyla,tabi ki gaz bombaları yüzünden, eylemciler coptan koruyabildiler kısmen ama polisin gazı her şeye kadir gibi.) vs vs

ama düşünce ve ifade özgürlüğüydü değil mi? evet evet.tam olarak bu cidden. ifade edebilirsin ama günah keçisi de sen olursun.

(bkz: şeyhin kerameti kendinden menkul)

sigarayı bırakmak

her şey tırsmam ile başladı: (bkz:#120576)
ardından ölür müyüm diye panikledim. bir kaç saat içmeye ara verdiysem de devam ettim o gün. ama ne içme. pakete para verdim hesabı, çöpe mi gideydi. ve her şey salı günü başladı. hiç canım çekmedi. o gün. akşam uyumadan önce sadece iki fırt çektim. ve ver elini sigara bırakma süreci. boşanma sırasında hiç bir sıkıntı çıkarmadık ve yeni gün ile birlikte dokuz gün oldu. devamı gelir umarım. geçen sene van depremi olduğu sırada yirmi gün önceden bırakmıştım. van depremi ile ortaya çıkan ırkçı söylemler midemi bulandırıp sabrımı zorlamıştı derken tekrar sigaraya başlamıştım. bari bu defa bir şey olamasa şu memlekette de sigarayı temelli bırakabilsem. *

ankara valiliği'nin 29 ekim cumhuriyet bayramı kutlamalarını yasaklaması

" newroz* kutlamalarını engellesinler", kürt halkının renkleriyle süslenmiş "alanları pekaka paçavralarıyla bezeyenlere izin vermesinler" hatta "o renkleri yasaklasınlar" diye yırtınan sevgili türk ırkçısı ve kraldan daha kralcıların kürt halkıyla empati kurabilmişler midir diye düşünmeme sebep olan günün yasağı idi. muhtemelen hayır; zira onlar hala ulus devletlerinin bölünmez bütünlüğünü düstur edindikleri melankolik hayatlarından "türk ulusuyla kürt milliyeti eşit olamaz" ilkesini çıkarmış değiller. yazık. hatta yazıklar olsun. neyse hiç üzülmediğim ama vay be kemalist cumhuriyetin yıkımına da mı şahit olacaktık diye şaşırdığım gündü. *

ihtiyaç: yukarıda kıyaslanan, birileri tarafından önem atfedilip kutlanmak istenen güne hangi mantıkla yasak getirilir hissi ve bunun ortaklığı, yasaklanmış olmanın getireceği(!) empati meselesi... mesela;

- kemal abi ne o yasaklamışlar sizi de?
- öyle ya maho biz de babalara geldik..
- alışırsınız bıro...
- bakalım. ve kahramanlarımız biber gazını yedikten sonra bir duvara çömelip cıgara yakarlar. gibi. yoksa cumhuriyet bayramı nerede newroz nerede...

asansörde yiyişen yeğenler

şayet taklitleri zamanla çoğalmayacak olursa dayıların kimlik bilgilerinin mynet ve posta gibi çok tıklanan yerlerde çıkması işten bile değil. bu minvalde yürüyün yeğenler, bir dahakine soyunun da gelin yiğinim'ler... ha böyle olunca da dayılar çığır açtı cağ kapadı çağ açtı falan diye haberler... yok dayıların kurtuluşu yok hapı yuttular. ayrıca video iyi değildi. biri sırf gülüyor. ne anladım bu işten. piston aşağı düştü de bile (kadronun kalabalık ve doğal olarak amatör işlerde zapt edilmesi güç olması nedeniyle) her videoda daha iyiydi. yine de yeğenler yumurta gibi. her türlü yenesi var.
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

öğle uykusu

tembelliğin en büyük belirtisi olarak yorumlanır. ve ben tembellikte garfield'ı geçermişim. çok seviyorum. hele üç buçuk dört gibi yatıp beş, beş buçuk gibi kalkması... "gece zombi moduna girip sabaha karşı uykuya dalıp sabah da ceset gibi kalk"mak* * işten bile değil. orası ayrı.

brokeback mountain

esasında roman falan değildir. annie proulx'un yazdığı kısa bir öykü. aralarında teorik bir ayırım olmasa da hikaye bile diyemiyorum bu öyküye.
everest'in film çıktığında popüler kaygılarla brokeback dağı diye türkçeye iğrencü'l-vahşet bir tercümeyle kazandırdığı öykü. bu kötü çeviriden olsa gerek -diye umuyorum- öykü hayli sıkıcı. onu okuduktan sonra kitabın başka hiç bir öyküsünü okumadım.

bu filmi sinemada izledim ben arkadaş. daha bir tane bile gay arkadaşım yokken. bir tane bile gay pornosu izlememişken. (aynı zamanda genel porno da izlememiştim.) bakırköy'de +18 mi ne yazıyordu o zaman. kimliğimi isteyecekler diye altıma sıçmıştım korkudan. ama bir kere beni kesmedi. sonraki hafta ikinci kez gittim. benim için ne kadar anlamlı olduğunu anlatamam. o zamana kadar yalnızca e2'de yayınlanan hollyoaks dizisinde gördüğüm eşcinsel sevgili muhabbetleri bir anda koca bir öykü olarak beyaz perde aracılığıyla gözümün önüne serilmişti. arkadaş o zaman ben de sonu böyle olmayan ama sevdiğimle güzel bir ilişki yaşayabilirim deyüpde sinemadan çıkararaktan eve koşmuştum. gözlerim de yaşlıydı efendim. ağlamamış değildim. son sahnede.

diğer yandan. sözlük, bu film sinemada izlediğim ilk filmdir. benim için önemini anlatabiliyor muyum? ve 2006 yılı benim için ne kadar mukaddestir. lise daha bitmemişken nihayet sinemaya gittim demek için sinemaya gitmeye çalışan ben'in -param olmazdı da gitmezdim, net zaten yoktu- gittiği ilk filmin brokeback olması hayli hoş bir tesadüf.

hastane

bürokratik aşamaları insana kan kusturan kurumlar. özeli ayrı dert devleti ayrı. refakatçi olarak yanında bulunduğunuz 'hasta' arkadaşınızla oradan kaçarcasına çıktığınızda ne olursa olsun hastalık illetinden kurtulamayacağınızı çok iyi bilirsiniz.

ancak sadece bu değildir. irdelenmesi zaruri bir mevzu olarak:

(bkz: darüşşifa olarak hastane)

begüm

timurun soyundan gelen hatunların kullandığı ünvan.

türklerde ve türk-moğol devletlerinde kast sistemi yoktur ancak herkesten farklı olarak bir hanedan vardır. ve hanedana en çok destek çıkanlar. hanedan devleti yöneten aileye deniyor ve türklerde bu kişiye han deniyor. ve han'ın karısına da hanım deniyor. timur imparatorluğu denilen zaman diliminde durum kast sistemini anımsatacak denli karışık. timur bir beydir. her ne kadar han'ı avucunun içinde oynatsa, devleti ve dünyayı kendi istediği gibi yönetse de han değildir. neden mi? çünkü han, kan bağını gerektiren bir şey olup cengiz han'ın kanından olanlarca kullanılabilen bir ünvandır. timur ise halktan bir çocuk. nasıl kullansın? onun asıl ünvanı beg'dir. ve eşinin ismi de begüm. hanım, begüm. han ve hanım'ın kan bağıyla süregeldiği bir dönemden sonra, yani timur'dan sonra beg ve begüm de kan bağını anlatır olmuştur. timurun kanından olanlar sadece beg ve begüm olabilmiştir. öyle ki ben beg'im ben begüm'üm dediğin zaman senin şecereni çıkartabiliyor adamlar.

malumunuz, timurla yıldırım bayezıt 'han' savaşmışlardır. birbirlerine küfür dolu mektuplar göndermişlerdir. yıldırım mektuplarının altına han imzasını attırınca timur küplere binermiş; lan oluuumm sennn cengiz hanının soyundan gelmiyonki söğütlü vatandaş diye. tabi yıldırım bunu bilmiyor ve sallamıyor. han ünvanını kullanıyor. artık buna mı sinirlenmiş ne timur sen saldır yıldırıma. darmaduman et adamcağızı. tabi bir koltuğa iki karpuz sığmaz.

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **