loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

miller genuine draft

diğerlerine göre pahalı bir bira çeşidi. kız birası da diyen var. hafif. bir de ekşimsi mi ne. şişesini severim de tesiri olmadıktan sonra ne yapayım şişesinin şeklini. *

nevruz

hiçbir yere ait olamamak

yanlış anlaşılmak

üzerine konuşulan mevzu ya da hareketin tekrar ele alınıp teferruatlı ifadesine sebebiyet veren ahval. can sıkıcıdır. doğru insana yanlış anlaşılıyorsa düzeltilmesi gayet kolaydır. yanlış insana yanlış anlaşıldıysa insanın üzerinde inanılmaz bir baskı oluşur. bir de yanlış insanın yanlış anladığını sanıp anlattığın doğrulara karşılık "pardon...?" deme durumu var ki öyle insanlara direk güle güle demek gerek. gerçi bu son durum için anlatılan kişinin şahsiyetinin ana çizgileri, dünya görüşü, hadiseleri muhtemel ele alışı gibi özellikler çok etkilidir. mesela ben geyim dersin. ve karşıdaki doğru insandır açıklanır fakat sen ısrarla karşındaki yanlış'a gey olduğunu açıklarsan ve de pardon tepkisini alırsan hiç zahmet edip de o 'pardon' için beyanata lüzum görme. insan neden böyle bir duruma sokar ki kendini sanki...

(bkz: bendeniz orhan ayhan huzurlarınızdan saygılarla ayrılıyorum)

kıllarını kısaltmayan erkek modeli

partnerinin gideri var deyip iş bittikten sonra ne zaman duşa girecek diye bakacağı adamdır.

(bkz: her şey bir yere kadar)

beşar esad

arada bir şey vuku bullmadıysa halen suriye diktatörü olan şahıs.

(bkz: beşşar esed)

beşar esad

bir de çok ilgimi çekti senelerce beşar esat diye bahsedildi bundan, her ne hikmetse * türkiye ile arası bozulunca medya onu beşşar esedleştirdi. sözlükte ilk aradığımda da bulamayınca şaşırmıştım. hayır bir ismi şeddeleyip (beşar--beşşar) ve ince sıradan ünlüyle doldurmak (esat--esed) onun diktatör kimliğini daha mı ortaya çıkarıyor. komiksiniz. komikler. komik.

beşar esad

bütün diktatörler dinsizdir. esadın ettiği zulmün haddi hesabı yok. fakat bugün özgür suriye ordusu diye ortaya çıkan oluşum onun yaptığının mislini yapmakta. atalar yine döktürmüş: gelen gideni aratır. tabi bir de çivi çiviyi söker. yoksa esadgiller ne zamana kadar başta kalacaktı ki... tabi ingiliz kraliyet ailesi örneği, onu geçtim bir osmanlı hanedanını düşünürsek aslında yüz yıllarca devam edebilirdi ama demokrasi hayali rahat bırakmaz hiç bir diktatörün yakasını.

özgür suriye ordusu

halkın üzerine kimyasal silah attığı söyleniyor. onlar ise esad'ın attığını iddia ediyor. neye inanırım? öso denen çapulcuların yaptığına inanırım. esad'ın gücü olsaydı şimdiye çoktan kullanırdı. adamların uçaklarını, helikopterlerini düşürürken bile elleri kolları bağlı.. sözde diktatörü devirecek ve özgür suriyeyi kuracaklar... ne mal oldukları apaçık ortada.

ayı sözlük yazarlarının yaşları

görünen: 30
toplumun gördüğü: - * * * * * * * * * *
annemin gördüğü : 3
babamın gördüğü : 5

vasfiye teyze

yalan dünya karakter geçidine dönüştü. her bir karakter harikulade ama şu ana kadar vasfiye gibisini görmedim. gerçi servet'in gerek çamaşır suyukoliği* olması gerek italyanca konuşması ve gerekse tam bir anadolulu anne imajını yansıtması sevdirtiyor kendini. ama vasfiye teyze de olmuş.

tayt don giyen kadınlar giremez

yalnız tahir isminin geçtiği kısım ayet-sure üslubu ile yazılmış. şüphesiz bir cezalandırıcı vardır. ve bu sapıklık... * * * neyse. netice itibariyle artık zaytung kendi yayın çizgisini daha irobik*hale getirmeli. bu yaşanan gerçekliğimiz ise zaytung güldürücülüğünü, güldürücülüğünü yaparken de düşündürücülüğünü kaybeder. *

mesleki deformasyon

mesleğin gözle yoklanır, elle hırpalanır ve burunla taciz edilir hale gelesiye hayata tazahür etmesi hali. her insanda görülmez. mesleğini seven insanda görülür. yahut mesleğiyle haddinden fazla haşır neşir olan insanlarda görülür.

az evvel arkadaşım mahmut benden yardım istedi. bu doğrultuda bir fikir sahibi olmam için telefondaki mesajını okuttu: " seni seviyorum ama sen öyrenirsen ne bilim aylen öyrenirse diye sustum. konuşmadım." mesajı okudum ama mesajı gönderenin tahsilini tahmin etmekten algılayamadım. bilim--bileyim. kabul edilebilir. neticede bir çok 'tahsilli' vatandaş gibi biz de mesajlarda 'yapim/yapiim/yapiym'ı kullanmayı tercih ederiz. o fasıladan bir bab. konuşma diliyle yazmış, tamamdır. fakat ayle--aile ve öyrenirse--öğrenirse... -i- ve -ğ- sesinin -y-'ye inkılap etmesi çok normal. ama "bilim" ile aynı kefeye konmaz. aklım almıyor, imlası zor olmayan kelimeler. yani neden, nasıl yani? gazate de mi okumuyor bu adam, ya tv?! şaşkınlık içindeyim. mahmut sordu "ee ne düşünüyorsun?".

"- ne diyeyim mahmut? ver bir daha okiym*?" yalan mesajı okumadım ki mezkur kelimeleri düşünmekten tey allam. bazen bu kadarı fazla diyorum.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

nevruz

çamaşır makinesi

annemin bacım dediği makine.

ilme'l-yakin

kendisinden şüphe edilmeyen bilgi. ayı sözlük bir interaktif sözlüktür. bitti. nokta. haa ayı sözlük bir tercihtir ilaçla tedavi edilebilir diyen sapık var mı bilmiyorum. olabilir de hani.

yaşayarak öğreniyor bazı ibneler

köy peyniri

tadı müthiştir. tuzun içine gömülen, kaynatmadıkça yemeniz mümkün olmayan keçi sütünden yapılmış peynirlerine bayılırım. koy sıcak ekmeğin arasına. al eline çayını ve iğrenç şehre bakarken yemeye başla. o bîve-i bakir nasıl da gerdeklik bir genç oluveriyor. tevfik fikreti keçi sütünden yapılmış köy peyniriyle buluşturacağımı bilmezdim. o denli severim.
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

isao takahata

hayao miyazaki'nin ruh ikizi, uzun soluklu mesai arkadaşı; başarılı bir animasyon yaratıcısı. ateşböceklerinin mezarı harikulade bir sanat eseridir.

(bkz: grave of the fireflies)

ermeniler

osmanlının millet-i sadıka dediği toplum. aklım almıyor nasıl bir ego: kendini ondan üstün görecek ve kendine sadık ilan edeceksin.

ekonomik alanda, müslüman osmanlının savaşmaktan başka bir şey bilmediği; bu yüzden hristiyanları askere almamak için müslümanlığa girse bile onu gayrimüslim grubundan saymaya devam ettiği herkesçe bilinir. bunun sebebi ticaretin işlemesini sağlamak; yok öyle aman osmanlı hoşgörülüydü, bak adamlar hep zengin saçmalıkları. adama devlet dairesinde iş mi verdin, askere mi aldın da adam illa ticaret diye kabul etmedi. adamlar kendilerine 'müsaade edilen' belki de yegane alan olan ticarette haliyle iyi yerlere geldiler. ermeni, rum zengindi. müslüman türk fakirdi. vah canlarım. bir de <<ıslahat fermanı ile müslümanlar ve gayr-i müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden ermenilerin isyan etmeye>>* yer aradığını savunan görüş var ki onlar hepten arıza. bu görüş de türk en üst noktada diğerleri onun altında görüşünden beslenmekte. neresinden tutarsanız tutun mide bulandırıcı yani. (asırlarca alt sınıf muamelesi edildiği kabul ediliyor. bu eşitsizliğin kaynağı olunmasına rağmen konuşmaya devam edecek yüzü bulabiliyorlar.)

asala örgütünün cinayetleri var bir de... yine "masum halk" iddiasını çürütmek için kullanılır. halbuki her olay neden-sonuç ilişkisiyle ortaya çıkar. etki-tepki meselesi. onlar cinayeti işledi evet; ancak senin onları katlettiğin gerçeğinden doğan intikamla cinayeti işlediler. burada bok aynı bok yani. hiç kendinizi temize çıkartacak bir malzeme yok.

1915 olaylarının üstüne örtmek için kullanılagelen hocalı katliamı ise ayrı bir acınası durum. akıllarınca "masum bir halk hocalı katliamını yapar mıydı?hayır. o zaman 1915 olaylarını hak etmişlerdi" mantığıyla hareket ediyorlar. gerçi bu hareketin istikameti hakkında bir fikre sahipler mi bilmiyorum, zira bu düz mantık soykırımı kabul etmekte görünüyor. akıllarınca boka nispetle tezek amberdir diyorlar ya, aslında şeyhin kerameti kendinden menkuldür.

alın bu da 3. çokluk şahıs ekine layık kimselerin de bulunduğu bir başlık:
(bkz: ermeni soykırımının 98. yıldönümü)

nevruz

samed behrengi

komünist olduğundan şüphelenildikten sonra bedeni aras nehrinde bulunmuş azeri kökenli iranlı yazar. tıpkı bizim sabahattin ali gibi bir son. fakat onun azeri olduğu için öldürüldüğü de söylenmektedir. neden öldürüldüğü değil ölümünden kimin sorumlu olduğu ortadır.

küçük kara balık adlı masalı çok güzeldir.

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **