loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

uludağ sözlük

bir ekşi klonu olduğu itiraf edilen sözlük.

distopya

benim ülkem. korkuluklarla süslenmiş denizler ve dağlarla kaplı bazen bulutlarla dans eden bir dağın doruğu bazen de cehennemî bir karanlığı andıran okyanusun en derini.

kitap olarak da :

(bkz: şairin ölümü)**
(bkz: michel del castillo)

ismini vermek istemeyen izleyici

başlıkları alt alta okumak

işleve takılmama

kategorize edilmiş hayatın kocakarı ilaçlarına inanma durumu olarak gördüğü bir şey gibi dursa da kocakarı ilaçlarının zaman zaman insanı hayrete düşürecek denli derman olabildiğine şahit olmuş biri olarak işleve takılmama durumunu hayatın çıkmaz sokaklarında bazen mecburen bazen de meraktan girişilen hal ve hareketler bütünü olarak algılayasım geldi.

(bkz: genç werther'in kıyafetleri)*

19 mart 2013 istanbul depremi

masa

900 katlı insan

dört yüz elli x iki yüzlü insan. *

su sevmeyen insan

bir insan türü olarak evrim teorisi uyarınca halen sürmekte olan gelişim çizgisinde ileriki zamanlarda çatallaşmaya doğru gidecek homo sapiensin değişimi başlamış bir üyesi. ama gelecek için mazinini vahdetinin ta kendisi.

suya olan direnciyle istikbalin sükunete akmakta sabırsız olduğu envai çeşit bombaların patlayıp insan genetiğini bozduğu bir darmadağın dünyada o devrin bilim adamlarınca birer fareymişçesine inceleneceği de kuvvetle muhtemel. adı geçen insan türü suya ihtiyaç duymadığı için mahvolan dünyanın altına girip birer köstebek gibi yaşamaya da başlayacaktır. muhakkak ki burada göz adını verdiğimiz organa da artık ihtiyacı olmayacak yahut kullanılmadığı için işlevini yitirerek görme yetisinden ziyade bir köstebekleşmeye doğru giderekten işitme ve duyma yetilerinde inanılmaz bir hassaslaşma ve gelişmeye girmiş olacaktır. evet duyma onlar için çok geliştiği içinde kendi dillerince hissinde oldukları ve sıklıkla kullandıkları bu iki duyularını duyma ve işitme gibi iki ayrı kavramla açıklayacaklar. genellikle tamamen çölleşmiş olan coğrafyalarda yerleşeceklerdir. aralarındaki toplumsal ilişki üzerine araştırmalar sürmekte.

(bkz: babil ajansı)

harry potter

dumbledore karakterinin gay olduğunu söylemiştir j. k. rowling. grindelwalda aşıkmış üstelik ama iyilik kötülük meslesiyle safları ayrılmış. bir ara deyivermişti:

http://www.habervitrini.com/haber/harry-...

her şey biter

çav bella mücahit versiyonu

insana daha ne günler göreceğiz dedirten versiyondur. herkes yoluna bakıyor tabi. "işte bir sabah namaza durdum camide...". hey allahım.*

http://webtv.radikal.com.tr/Turkiye/3098...

bring me to life

gregorian adlı bir ingiliz grubun yorumuyla kilise müziğiyle nasıl bir hale girdiği dinlenmeye değer. yine de evanescence'ı tek geçiyorum.

şivan perwer

kürt sanatçı. ayrıca kafası karışık sanatçı. fetullah gülen'i övmesiyle ilgili haber için:

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyase...

kemalist gazete

http://www.kemalistgazete.net/ 'ten yayın yapan ve sol gazetesi ile organik bağı olduğunu düşündüğüm bir internet sitesi. istanbul, sakarya ve kocaelindeki newroz kutlamalarıyla ilgili yaptığı haber kemalistlikle ilgili bir kimlik kargaşasında olduğunu da düşündürmedi değil. yoksa kategorilere girmek alışkanlığın göstergesi de aslında iyiden iyiye mezhepsizleşmeye mi gidiliyor siyasette nedir.

http://www.kemalistgazete.net/gundem/ist...

konuşmak

işteşlik eki -ş-'yi bünyesinde barındırdığı su götürmez bir gerçek. kelimenin tabanı kon- oluyor. ve sanki -n- eki de dönüşlülük gibi bir şey mi yoksa: neticede kök ko- fiiline kadar iniyor. komşu kelimesinin konuş- kökünden geldiği açık. şu halde bir yere konan insanların yani konuş-muş, konuşlanmışların ilişkisine deniyor. ama ne konuşmayı ne komşuluğu öğrenebilmiş değiliz. elimizden gelse birbirimizin ağzının üstüne koyacağız yumruğu.

(bkz: bu da mı gol değil be)

başlık

yılda 200 film çeken porno yıldızının göt deliği

kravat takan orospular

anlamı geniş ancak kelime hazinesi dar bir diyalogdan mürekkep bir video. kadın kendine eski orospu diyor ve olaylar böyle gelişiyor. cemiyette saygı gören orospular ise ilginç bir metafor. hani aklıma kaan sezyum'u getirdi. orospu'lu bir yazısına da denk gelmedim adamcağızın. neyse.

kendisine sorulmayan soruya atlayıp cevap veren insan

bir insanın ki bu yazıda ondan tam teşekküllü bir insan olarak bahsedilecektir, kendisi dışında konuşan en az iki şahsın körlerle sağırlar birbirini ağırlar atmosferinde altmış dokuza girişeyazdığını görüp de kendi erdemleri ve alışkanlıkları istikametinde giriştiği bir davranışın yarattığı durum. daima sazanlıkla suçlanan bu şahısların açısından düşünün bir de: sizi inanılmaz kasvetli dünyanızdan ki orası kötü yoldur ve izlemesi bile yorucudur, çekip kurtarmayacak olursa dış bir güç ki ben buna olricin görümcesi diyorum ama siz iç fışkırış da diyebilirsiniz, bu yaptığını affetmeyip insanlık dışı bir hareketle olanlara yalnızca aciz bir seyirci gibi şahitlik ettiği için cezalandırılacak gibi hisseder. durum bu kadar örümcek ağı hafifliğinde iplerle örülü iken o zıplıyor diye... hayır bilmiyorsan sus adam sansınlar... ya da hayır, bilmiyorsan bilene danış hesabı üzerine vazife değilse de dış bir güçten ki az önce insan dedik biz ona hani "kendisine sorulmayan soruya atlayıp cevap veren insan"dan feyz al, onu dinle. sen yorulmazsın. düşüncenle dövdüğün adam seni yorgunluktan kurtarır. sanki cevap verdi de kötülüğünü istediğini sandığın adam. belki de sen de yanıt verebilirdin. ama hayat öyle spontane ki sonra -ki sonraya ben, pencere dışındaki hayat gerçek değildir diyorum- senin sorunun tadına bir vedat milor şapırtısıyla cevap ararken acımasızca akıp gider. bırak da tasarrufa gidelim. hayat sazanlarla güzel. peki ben neden sazan addedilen insanın -ki ben, ben yaşar usta sazanları severim ve onları oldukça cesur bulurum bu dünyayı kendi ekseni ve belirlediği kurallara göre şekillendirmeye çalışan zavallıların dünyasında hepsi birer don kişotturlar- bunların avukatlığına giriştim? çünkü hayat onlara güzel, sevişmeyi de onlar bilir savaşmayı da. insan bazen kalender olmalı, o iki kişinin ne düşüneceğini bilmeden elini burnunu sokmalı konuşmaya. hayır bu kadar pankartlık bir iğrenme söz konusuysa kapalı kapılar ardında konuş kardeşim. biraz daha uzaklaş tenffüs arasında ya da ne bileyim o pek sevdiğin soru soranınla tenhada bir restoranda yemek yiyip soruşun yahut ne bileyim o servisi kullanma az ye de kendine araba al... aman da söze dalıyor yok soruya cevap veriyor aman komşular yangın var triplerine girmene ne hacet var ha bunun bir sonraki aşaması o soruyu kıvırıp münasip bir yerine sıkıştırıver olur ki biz bunu tasvip etmiyoruz. tavsiye etmiyoruz. arada tariz ediyoruz. tenha tenha... balkon çocuğu.

kim mi demiş?
taşağım böyle buyurdu. * **
(bkz: bilince doldurmak)
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

isao takahata

hayao miyazaki'nin ruh ikizi, uzun soluklu mesai arkadaşı; başarılı bir animasyon yaratıcısı. ateşböceklerinin mezarı harikulade bir sanat eseridir.

(bkz: grave of the fireflies)

ermeniler

osmanlının millet-i sadıka dediği toplum. aklım almıyor nasıl bir ego: kendini ondan üstün görecek ve kendine sadık ilan edeceksin.

ekonomik alanda, müslüman osmanlının savaşmaktan başka bir şey bilmediği; bu yüzden hristiyanları askere almamak için müslümanlığa girse bile onu gayrimüslim grubundan saymaya devam ettiği herkesçe bilinir. bunun sebebi ticaretin işlemesini sağlamak; yok öyle aman osmanlı hoşgörülüydü, bak adamlar hep zengin saçmalıkları. adama devlet dairesinde iş mi verdin, askere mi aldın da adam illa ticaret diye kabul etmedi. adamlar kendilerine 'müsaade edilen' belki de yegane alan olan ticarette haliyle iyi yerlere geldiler. ermeni, rum zengindi. müslüman türk fakirdi. vah canlarım. bir de <<ıslahat fermanı ile müslümanlar ve gayr-i müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden ermenilerin isyan etmeye>>* yer aradığını savunan görüş var ki onlar hepten arıza. bu görüş de türk en üst noktada diğerleri onun altında görüşünden beslenmekte. neresinden tutarsanız tutun mide bulandırıcı yani. (asırlarca alt sınıf muamelesi edildiği kabul ediliyor. bu eşitsizliğin kaynağı olunmasına rağmen konuşmaya devam edecek yüzü bulabiliyorlar.)

asala örgütünün cinayetleri var bir de... yine "masum halk" iddiasını çürütmek için kullanılır. halbuki her olay neden-sonuç ilişkisiyle ortaya çıkar. etki-tepki meselesi. onlar cinayeti işledi evet; ancak senin onları katlettiğin gerçeğinden doğan intikamla cinayeti işlediler. burada bok aynı bok yani. hiç kendinizi temize çıkartacak bir malzeme yok.

1915 olaylarının üstüne örtmek için kullanılagelen hocalı katliamı ise ayrı bir acınası durum. akıllarınca "masum bir halk hocalı katliamını yapar mıydı?hayır. o zaman 1915 olaylarını hak etmişlerdi" mantığıyla hareket ediyorlar. gerçi bu hareketin istikameti hakkında bir fikre sahipler mi bilmiyorum, zira bu düz mantık soykırımı kabul etmekte görünüyor. akıllarınca boka nispetle tezek amberdir diyorlar ya, aslında şeyhin kerameti kendinden menkuldür.

alın bu da 3. çokluk şahıs ekine layık kimselerin de bulunduğu bir başlık:
(bkz: ermeni soykırımının 98. yıldönümü)

nevruz

samed behrengi

komünist olduğundan şüphelenildikten sonra bedeni aras nehrinde bulunmuş azeri kökenli iranlı yazar. tıpkı bizim sabahattin ali gibi bir son. fakat onun azeri olduğu için öldürüldüğü de söylenmektedir. neden öldürüldüğü değil ölümünden kimin sorumlu olduğu ortadır.

küçük kara balık adlı masalı çok güzeldir.

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **