loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

antikapitalist müslümanlar

kandil gecesinde içki içilmemesi kararı alınması ricasında bulunulduğu söylenmektedir. ve kabul edilmiştir. malum olduğu üzere eylem ilk günlerinden beri iştirak etmişlerdir. güzel bir karar. çünkü ortalıkta "kandil gecesi namaz sonrasın..." diye dönen tahrik edici haberler dolaşmakta. muhtemelen antikapitalist müslümanlar bu duruma engellemek için böyle bir ricada bulunmuşlardır yoksa recep ihsan eliaçık'ın bir yazısında kandillerin peygamberin ölümünden yüzlerce yıl sonra ortaya çıkmış, dini hiç bir kimliği olmayan hareketler bütünü olarak tanımladığı bir yazısını okumuştum. bu kandillerle islam dininin yalnızca özel günlere hapsedildiği ve içinin boşaltıldığı da yazının en önemli kısmıydı.

abdullah cömert

bat dünya bat! haziran lanetli... cinayet kokuyor. rahat uyu mezarında çocuk. duvarıma yazacağım adını ve adaletsiz dünyanın, kibirli insanların seni gencecik yaşında bizden aldığını unutmayacağım. ilahi adalet bunu yapanların yanına komaz.

evlerinde zorla tutulan yüzde elli

akp'nin demirbaşı olmayan yüzde ellidir. "eylemlerde akpliler de vardı" gibi bir beylik söz edecek değilim ancak "benim de akpli arkadaşlarım var" demekten kendimi alamıyorum ki aileleriyle beraber olayların, bilhassa ölümlerin yaşandıktan sonra hükümetin işini yapmadığı ve kafasına göre davrandığını söylemişlerdir. ister beğenin ister beğenmeyin sokağa çıkmak her ne kadar vicdanî bir meseleyse de çıkıp çıkmamak tercihtir. herkes slogana atmak zorunda olmadığı gibi sloganlar da herkesin ağzında slogan değildir. bilinç, tecrübe ve az biraz da bıçağın kemiğe dayanması ile ilgi bir şey. ve evet benim arkadaşlarım apolitik. oy verdikleri akp'nin ideolojisinden de bihaberler. biri* seksen demiş. hay ağzını öpeyim.

cnn isim hakkını geri çeksin kampanyası

dün akşamki programla kendilerini temize çıkarmaya çalışsalar da yemez artık! bas imzayı, halkı görmemek neymiş görsünler. haa ccn'in kendisi de penguensever ya neyse! bu arada isim hakkını almak ve fes etmek de öyle kolay iş değil. kapitalizm işte. kim takar yalova kaymakamını. mesele sadece cnn türk'e barışçıl yollarla gözdağı vermek.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

başbakan fasta eylemler iki gün sonra biter, dağılırlar dedi. galiba bu sözlerinin gizli öznesi de çapulculardı. neyse. dün abdullah gül bugünse bülent arınç'ın sözleri ortamı yatıştıracak denli yumuşaktı. aslında söylediklerinin yumuşak olduğundan değil, başbakanın tehditlerine oranla yumuşaktı. kötünün iyisi durumu. hafta içinde istanbul valisi, iç işleri bakanı falan da başbakana göre daha yumuşak bir söylemde bulunmuştu. . bu arada istanbul emniyet müdürlüğü hiç bir şekilde göstericilere karışmayacaklarını, yalnız beşiktaştaki başbakanlık ofisini korumakla yetineceklerini; bir de provokatörlere müdahale edeceklerini söylediler. haliyle biber gazı da kullanmayacaklarını eklediler.

ısparta'da da idari mahkeme açık havada alkol tüketimi genelgesini geri çevirmiş mi ne.

muhtemelen bir kaç gün içinde üçüncü köprünün ismi konusunda da değişikliğe giderler. geçen, yenişafak gibi bir gazete bile "istikrarı sürdürülmek istenen bir ülkede bu isim gitti mi şimdi" diye çıkışmıştı. taksimde gösteri ve protesto eylemlerinin yasaklanması gibi bir durumda şimdilik yürürlükte değil malum. onla ilgili bir değişiklik de yaparlar...

şimdi yarın da birine göre yumuşak olan açıklamaları üst üste yaparlarsa direnişin iki gün olmasa da kısa bir süre sonra biteceği kesin. genel direnişin kırılmaması gerekir. gezi parkına dokunmayacakalarını taahhüt edene kadar direnişe devam. tabi polis müdahale etmedikçe çatışmaların olmayacağı da aşikar. başta olduğu gibi şölen tadında barışçıl ve orantısız zeka kullanılarak protesto devam ettirilir.

bu arada kesk'in iki günlük eylemini de dahil etmek gerekir.
bugünlük bu kadar yeter.

özet: şair burada memleketinin her haliyle güzel olduğunu vurgulamak istiyor. yersen.

garanti bankası hesaplarımızı kapatıyoruz

genel müdürünün dediğine göre 50 milyon tl mevdurat hesabından çekilmiş ve son bir haftada bin beş yüz kart iptal edilmiştir.

ayı sözlük yazarı

büyük çoğunluğu gezi parkı direnişine katılarak göz doldurmuş, bana iyi ki ayı sözlükteyim dedirten yazarlardır.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

bdp'lilerle milliyetçi bir grup arasında tartışma çıkmıştır. ardından bdp taksimden ayrılmıştır.

parti bayraklarının, milliyetçi sloganların arttığı dünden sonra beklediğim bir şeydi. şu bir gerçekti ırkçı ve milliyetçiler ilk bir kaç gün ortalıkta yoktu ve taksim alındıktan ve chp'nin mitingini taksime kaydırmasından sonra "halkın eylemi" yara almaya başladı. sırf dün akşam kemalist elit tayfanın ve bdp'nin sloganlarından rahatsız olduğumu söyleyebilirim. bunun yanında tkp, ödp vs gibi partilerin de suçu vardır.

kardeşim o parti flamaları da neyin nesi ya? vay amk iki dakika seçimden sıyrılın ve seçmen avını erteleyin. neyin davasındasınız! türkiye halkı türkü kürdü arabı lazı çerkezi kadını erkeği ve her türlü cinsel yönelimli vatandaşlarıyla, taraftar grubuyla oraya her türlü ideolojilerinden ve apolitikliğinden sıyrılarak zulüme yeter demeye geldi. zaten lüzumundan fazla beyaz/haklı/mazlum olan böyle bir direnişin kirlenmemesi, kırılmaması beklenemezdi.

umuyorum ki dargınlıklar en kısa sürede unutulur ve paylaşıma devam edilir. anonim bir kalem ne demişti:

biz akpsiz dine,
chpsiz atatürke,
mhpsiz vatana,
bdpsiz kürde,
sahip çıkarız. biz halkız.

taksim gezi parkı direnişini destekleyen ünlüler

(bkz: şebnem sönmez) (dünkü konuşması şapka çıkartırır cinstendi)
(bkz: derya karadaş) (yalan dünya zerrin karakterine can veren oyuncu, taksim temizleyen eylemcilere yardım ederken görüntülenmiştir.)

http://pashakills.tumblr.com/post/519594...

recep tayyip erdoğan

eylemcilere ve sosyal medyadan örgütlenip yardımlaşmanın en göz dolduranına imza atmış face ve twit(ekşi sözlük? evet kesinlikle) kullanıcılarına önce faşist demiş ve ardından da taksimdeki "o" ağaçlarda sallandırılmaları gerektiğini beyan etmiştir. ayrıca dün de "20 bine karşılık 200 bin" gibi bir şey de işti. rakamlar farklı olabilir. demokrasiden nağmeler!

türk polisi

sırrı süreyya önder

yürekli adam. seviyoruz sırrı abi... *

şovenizm

hastalıktır. bir homofobi kadar.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

türkiye'nin efsanevi demokrasi geçmişi

an itibariyle 80 bilemedin 90 yıl gibi görünen demokrasinin geçmişi. tek parti dönemi, darbeler ile askeri vesayetin olduğu dönemleri, bir de hükümetlerin tekelleşen şirketler gibi kökleştiği devirleri(bu yolla halka kan kusturduğu dönemleri) çıkartırsak "bir kaşık suda boğarız da dua edin biz demokrasi yanlısıyız" sonucuna ulaşırız.

(bkz: seninle dalga geçmişler be yavrum)

not: türkiye cumhuriyeti ile osmanlı devletini ayırıp farklı tarihler çıkaran; ancak çanakkale zaferini türkiye tarihinden saysa da birinci dünya savaşına girmeyi osmanlı devletinin hatası olarak gören zihniyete göre kanun-ı esasileri meşrutiyetler falan da osmanlının olmalı. ya da bu şeyler güzel olduğu için türkiyenin de olabilir. neyse. anladın sen onu.

son olarak sıradaki tatlı su demokratları için gelsin:

hhh

türk baharı

fena değil

aslında iyi ama bir 'cık'lık durumu da yok değil.

türkiye

demokrasisi vardır. efsanede denilene göre 80-90 yıldan beri. melih gökçek de demokrasi yanlısıdır.
gerisini sen düşün. ya da düşünme, bir milyon kişi yığarlar, ya da bir kaşık suda boğarlar adamı mazallah.

bir de şunu türkiye hanesine yazmak işini ben üstlenmiş olayım:

(bkz: mayıs 2013 taksim gezi parkı işgali)

chp kadıköy mitinginin taksime alınması

bir de buradan yak hali. ne chp'si oraya vatandaş toplanıyor. ve o kadar çoklar ki biraz efendi olun da buna uyun.

türk baharı

afrikadaki arap baharlarının getirdiği önce kurak yaz sonra çetin kış, vicdanlı türkiyeliler için istenecek bir şey değildir ki bop bir gerçek! fakat çıkar değişken! ve bir yerli "arap baharı" mı? adı batsın!

ekleme: gözümde banu avar'ın zerre itibarı yok. kadın bizim caddedeki yol çalışmasını bile tunusa libyaya bağlayabilitesi bir kişi.
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

öğle uykusu

tembelliğin en büyük belirtisi olarak yorumlanır. ve ben tembellikte garfield'ı geçermişim. çok seviyorum. hele üç buçuk dört gibi yatıp beş, beş buçuk gibi kalkması... "gece zombi moduna girip sabaha karşı uykuya dalıp sabah da ceset gibi kalk"mak* * işten bile değil. orası ayrı.

brokeback mountain

esasında roman falan değildir. annie proulx'un yazdığı kısa bir öykü. aralarında teorik bir ayırım olmasa da hikaye bile diyemiyorum bu öyküye.
everest'in film çıktığında popüler kaygılarla brokeback dağı diye türkçeye iğrencü'l-vahşet bir tercümeyle kazandırdığı öykü. bu kötü çeviriden olsa gerek -diye umuyorum- öykü hayli sıkıcı. onu okuduktan sonra kitabın başka hiç bir öyküsünü okumadım.

bu filmi sinemada izledim ben arkadaş. daha bir tane bile gay arkadaşım yokken. bir tane bile gay pornosu izlememişken. (aynı zamanda genel porno da izlememiştim.) bakırköy'de +18 mi ne yazıyordu o zaman. kimliğimi isteyecekler diye altıma sıçmıştım korkudan. ama bir kere beni kesmedi. sonraki hafta ikinci kez gittim. benim için ne kadar anlamlı olduğunu anlatamam. o zamana kadar yalnızca e2'de yayınlanan hollyoaks dizisinde gördüğüm eşcinsel sevgili muhabbetleri bir anda koca bir öykü olarak beyaz perde aracılığıyla gözümün önüne serilmişti. arkadaş o zaman ben de sonu böyle olmayan ama sevdiğimle güzel bir ilişki yaşayabilirim deyüpde sinemadan çıkararaktan eve koşmuştum. gözlerim de yaşlıydı efendim. ağlamamış değildim. son sahnede.

diğer yandan. sözlük, bu film sinemada izlediğim ilk filmdir. benim için önemini anlatabiliyor muyum? ve 2006 yılı benim için ne kadar mukaddestir. lise daha bitmemişken nihayet sinemaya gittim demek için sinemaya gitmeye çalışan ben'in -param olmazdı da gitmezdim, net zaten yoktu- gittiği ilk filmin brokeback olması hayli hoş bir tesadüf.

hastane

bürokratik aşamaları insana kan kusturan kurumlar. özeli ayrı dert devleti ayrı. refakatçi olarak yanında bulunduğunuz 'hasta' arkadaşınızla oradan kaçarcasına çıktığınızda ne olursa olsun hastalık illetinden kurtulamayacağınızı çok iyi bilirsiniz.

ancak sadece bu değildir. irdelenmesi zaruri bir mevzu olarak:

(bkz: darüşşifa olarak hastane)

begüm

timurun soyundan gelen hatunların kullandığı ünvan.

türklerde ve türk-moğol devletlerinde kast sistemi yoktur ancak herkesten farklı olarak bir hanedan vardır. ve hanedana en çok destek çıkanlar. hanedan devleti yöneten aileye deniyor ve türklerde bu kişiye han deniyor. ve han'ın karısına da hanım deniyor. timur imparatorluğu denilen zaman diliminde durum kast sistemini anımsatacak denli karışık. timur bir beydir. her ne kadar han'ı avucunun içinde oynatsa, devleti ve dünyayı kendi istediği gibi yönetse de han değildir. neden mi? çünkü han, kan bağını gerektiren bir şey olup cengiz han'ın kanından olanlarca kullanılabilen bir ünvandır. timur ise halktan bir çocuk. nasıl kullansın? onun asıl ünvanı beg'dir. ve eşinin ismi de begüm. hanım, begüm. han ve hanım'ın kan bağıyla süregeldiği bir dönemden sonra, yani timur'dan sonra beg ve begüm de kan bağını anlatır olmuştur. timurun kanından olanlar sadece beg ve begüm olabilmiştir. öyle ki ben beg'im ben begüm'üm dediğin zaman senin şecereni çıkartabiliyor adamlar.

malumunuz, timurla yıldırım bayezıt 'han' savaşmışlardır. birbirlerine küfür dolu mektuplar göndermişlerdir. yıldırım mektuplarının altına han imzasını attırınca timur küplere binermiş; lan oluuumm sennn cengiz hanının soyundan gelmiyonki söğütlü vatandaş diye. tabi yıldırım bunu bilmiyor ve sallamıyor. han ünvanını kullanıyor. artık buna mı sinirlenmiş ne timur sen saldır yıldırıma. darmaduman et adamcağızı. tabi bir koltuğa iki karpuz sığmaz.

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **