loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

(bkz: taksim gezi parkına bahar geldi)

taksime bahar gelmiş değildir. yalnızca akp var olan eylemin, kendi söylediği marjinal gruplar değil halk tarafından yapıldığını görmüştür. ayrıca bunca zamandır süren çatışmalarda halkın geri adım atmaması, aksine diğer şehirleri de domino taşı gibi etkileyip kendisinin yanına çekmiş olmasından endişelenmiştir. bir de zannımca biber gazı stokları tükenmiş olmalı. tuhaf bir biçimde dünya basını çok ilgi göstermiştir ilk günden beri. bu ilgi reyhanlı katliamından ötürü olsa gerek. diğer yandan yeni şafak gibi bir gazete bile, bir köşe yazısında "kafanız mı iyi hükumet?" tadında bir söylemede bulunmuştur. vs

tablo şu:

gezi parkı, taksim meydanı ile beraber alındı. lakin provokatörler yer yer taşkınlık yapıyor. diğer yandan beşiktaşta eylem devam ediyor. taksimi, taksimin civarını bilmem, etmem. ama ben bile beşiktaş ile taksimin bir kaç yol ile on bilemedin yirmi dakika uzaklıkta olduğunu biliyorum. mecidiyeköye inerken silah sesleri(biber gazının olmalı) çatır çatır geliyordu. demem o ki halk, polisin saldırılarından kan kustu da bu eylem peyda oldu ancak, gezi parkından geri çekildiyse de aynı baskıyı beşiktaşta devam ettiriyorlar.

ee?

bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

bir de başbakan malumunuz bugün bir konuşma yaptı. oraya o kışla gelecek. artık avm mi yoksa müze mi olacak belli değil dedi.

bahar mı? hayır henüz değil.

sonradan düşen bir not: bahar geldiğini sanan bir 'insan' varmış. uyandırın onu ne olur nihal'i harcayacaklar matmazel

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

polis geri çekildi ve barikatlar aşılıp gezi parkına girilmekte. ancak polis saldırısı devam ediyor.

http://www.hayattv.net/

twitter ve facebook oldukça yavaşladı. bir yoruma bakmak için beş on dakika beklemek gerekiyor.
*

türkiye medyasının halk düşmanı olması

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

sizinki avm değil kaldırım çalışmasıysa, bizimki de ayaklanma değil arkadaşlarla buluşma.


g

taksim gezi parkı direnişinin diğer şehirlere yayılması

giresun, malatya, adıyaman ve trabzon'un da eylem için saat belirlediği konuşulmaktadır.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

bahçelievlerde nakış işçileri iş çıkışında toplanmış ve direnişe destek için yol almaktadır. bin civarındalar. artmaya devam ediyor. tencere tava ile halktan destek görmektedirler.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

"onlar yirmi bin topluyorsa ben 200 bin toplarım". sahibini yazmıyorum. siz biliyorsunuz. *

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

türkiyeyi ayağa kaldıran olaylar zincirinin ilk halkası.
tarih yazıldı dün ve tarih yazılmaya devam ediyor.
umarım ideolojilerin kapışma alanlarına dönüşmeden bu halk hareketi çizgisini devam ettirir.

artık taksime gidemiyorum diye üzülmeye gerek yok.
kendi gezi parkınızı siz yaratın.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

ve tekrarlıyorum yapılan işgal değil müdafaa; istanbulun ve hakkımız olanın müdafaası.

elinizden geldiğince facebook ve twitter'dan ilgili haber ve linkleri yayınlayın. küçük bir gençlik dışında haberdar olmayan büyük bir kitle var... anadolu var.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

söylenecek o kadar söz, sinir küpü haline gelinecek öyle hareket ve imandan çıkartan saldırılar var ki...
kesintisiz biber gazı, tazyikli su...
polis şiddeti hiç bu kadar devamlılık göstermemiş olmalı...
fakat tüm bu olumsuzluklara karşı ben gurur duyuyorum.
taksim ve civarında olanlar, ana akım medyanın tüm ölü taklidine rağmen gurur verici.
eğer bu ülkeye dair umut beslemek için ufak bir sebep bekliyorsan elin norveç'inin hiç duymadığım kanalıyla, reuters'in sitelerine bir girin. size kendinizle ilgili bilmediğiniz koca bir dünyayı yayınlıyorlar ve fakat, evet, türk medyası üç maymun...

elinizden geliyorsa gidin...

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

düşmana saldırır gibi eylemcilerin parktan çıkarıldığı haberleri geldi.

http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/...

taksim gezi parkında direnen cesur kırmızılı kadın

fotoğraflanarak ölümsüzleştirilen kadındır. buram buram eylem, cesaret, inanç, vefa ve elbette kadınlık kokar. insanlık ve son dakikaya kadar kararlı duruş.

28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

bugün metrobüs ile mecidiyeköyden geçmeden önce "maamut bir bak bakayım" deyip de inip oraya tırmandığım ve akabinde kendimi insan selinin arasında bulduğum taksim gezi parkında gerçekleşen eyleme işgal denmesine anlam veremedim. zira mezkur mekan zaten halkın malı. şayet orayı işgal ediyoruz dersek birileri çıkar ve der ki "işgalci olduğunuzu söylerken nasıl olur da haklı olduğunuzu düşünürsünüz?" bu nedenle istanbula vefa borcu olan insanların gerçekleştirdiği haklı, gururlu ve hatta mecburi bir protestodur.

istanbullu olmayabiliriz ve hatta çoğu zaman kendini istanbullu olarak tanıtan birine "istanbullu parmakla sayılabilecek kadar azdır ve sen kendini aldatıyorsun" demekten kendimizi alamamışızdır. ben bugün ((insan yutan, şehir doğuran ve yabancılaşmanın dibi)), tevfik fikret'in dediği bîve-i bâkir istanbul'a bu duyguların dışında yaklaştım. eskilerin çokça yaptığı memleket=baba toprağı anlayışından çıkıp güvey olmadık ama kapı dışında bekledik hissini yaşadım. nefretim yok oldu. kökünden koparılıp binaların dikilmek istendiği ve her istanbullunun en azından bir kere girip gezdiği gezi parkındaki onurlu eylemden nasibimi almak mecburiyeti hissettim. mesele yalnız ağaçlar ve sıradan bir park değil. ya da salt politika. mesele bizler için tamamen vicdan. birileri bu şehrin en güzide yerlerinden birini tarumar edip üzerinden dozerle geçtiğinde, içimizde bir sızı peyda olmayacaksa insanlığımızı mahkemeye sürme vakti gelmiş demektir. termik santral kurulmak istenen sinoptaki gerze ya da sulara gömülmek istenen batmandaki hasankeyf ve buna benzer bir çok 'kalbimiz'... belki buralar bize uzak diye bir çok kere ya da en başından beri, ana akım medyanın gösterdiği kadarıyla yetinmiş ve bir süre sonra izlemekten sıkılıp bizim için gidilmeyecek olan bu yerlere yapılanlara sessiz kaldık. kalmaya devam ediyoruz belki de... * ama istanbullular için çoğu zaman ses çıkartılmayan ya da kısıtlı bir sesle protesto edilen bu yerler şunu gösterdi:

"bir gün gelir burnunuzun dibini de kazma kürekle delik deşik ederler ve o gün; bir can, bir avuç toprak ve bir kaç ağaç* ile nasıl yanıyormuş göreceksiniz."

zararın neresinden dönülürse kardır. yalnızca gidip bir kaç saatinizi ayırın. belki gaz ya da cop. tamam, tazyikli su! ama yapabileceğinizi yapmış olmakla övüneceksiniz ömrünüzün sonuna kadar! bu bile kafi.

angelina jolie

meme kanserinden korunmak için memelerini aldırdığı açıklanmıştı.

dayı olmak

sekiz ay sonra tadacağım şey. merakla ve umutla beklemekteyim.

yazarların yattığı kişilerin meslekleri

üniversiteye giriş imtihanından önce gey adaylar için bir nevi rehber görevi gören başlık. gözlerini korkak alıştırmasınlar, her yerdeyiz hesabı gözüne kestirdiğini gözüyle yiyebilir akabinde bu başlığın altına yazmak vazifesinin verdiği aşkla tatlı tatlı, yumşak yumşak ilişkiler yaşayabilir.

o değil de ben bildiğin müzmin bekarmışım. adamlar, yattıklarımdan bir koleksiyon yaptım, düşman çatlasın hesabı liste oluşturmuş. akademik alanda geylerin sosyal hayatı ve meslek gruplarına göre cinsel hayatları gibi bir makale yazılacak olursa da bu başlık çok zengin bir kaynak niteliğinde. ama hakikate gelince, ben de tık yok. aman neyse, hiç de tasvip etmiyorum. olur mu öyle. yıpratmayın kendinizi o kadar. hayat zalim, siz de zalim olursanız kendinize karşı, kim size şefkat gösterecek. * * * * *

üçüncü köprünün ismi

on binlerce ağaca mal olacak ve kuzey marmaranın doğasına çomak sokacak olan köprünün ismi her ne olursa olsun kötü bir şekilde anılacaktır. yavuz sultan selim konmuş. ifadesiz. anlamsız. ve sıradan.

fikirlerin ve duaların değişebileceğine dair bir link. kısaca başbakan erdoğan'ın çiller döneminde yapılmak istenen 3. köprünün yapılmaması için ettiği duayı kapsıyor. ne diyelim inşallah yapılmaz.

http://www.haber3.com/erdogan-3-kopru-is...

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

fikirlerin ve duaların değişebileceğine dair bir link. kısaca başbakan erdoğan'ın çiller döneminde yapılmak istenen 3. köprünün yapılmaması için ettiği duayı kapsıyor. ne diyelim inşallah yapılmaz.

http://www.gazetea24.com/haber/basbakan-...
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

yüksek lisans

master falan deyince bir şeye benzediği sanılıyor ama aynı tas aynı hamam. lisans eğitimi ne ki yükseğinden ne bekliyorsun. ha sosyal bilimlerde böyle. möendismiş, hukukmuş, tıpmış bilemem.

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

eşcinsellerin aslında demek istedikleri

-orayı biliyorum. güzeldir.

aslında demek istedikleri ya da içlerinden geçen tahkiye tam olarak tutunamayanların 43. sayfasına denk gelen dördüncü bölümünde yer almıştır. mukaddes muharrir adeta bir geyin on saniyelik hayatıni hülasa etmiştir. saygıyla anıp iktibas ediyorum:

turgut’un oturduğu apartman, büyük şehrin kuzey doğusunda, enlemi kırk bir derece sıfır sıfır dakika kuzey ve kırk bir derece sıfır sıfır dakika bir saniye kuzeyle boylamı yirmi dokuz derece on iki dakika doğu ve yirmi dokuz derece on iki dakika bir saniye doğu olan noktalar arasında sıkışan bir arsa üzerine kurulmuştu. apartmanın dünya üzerindeki bu konumunu anlayabilmek için biraz astronomi bilmek gerekiyordu. oysa, turgut’un arkadaşlarının karıları, bu bilgiden yoksun oldukları halde, apartmanı 'elleriyle koymuş’ gibi buluyorlardı. selim ise -bilimsel tanımları uygulamakta her zaman güçlük çektiği için- yarım saat oralarda dolaşıp durmuştu ilk geldiği gün. bina, enlem ve boylam noktaları arasına sıkıştığı gibi, daha yüksek birçok apartmanın arasında ezilmişti. bu nedenle, kuzey rüzgârlarına kapalıydı ve güneyindeki apartmana bitişik tavan, yağmurda biraz akıyordu. insanın kendi evi olmadıkça, bunlara katlanmak gerekiyordu. çocukların odasının penceresinden bakılınca -biraz da sola, dışarı sarkmak şartıyla- karşıdaki iki apartmanın çatı katları arasındaki küçük boşluktan, önce bir iki servi ağacı ve daha uzakta soluk mavi renkli bir çizgiden ibaret olan deniz görünüyordu.

(bkz: oğuz atayı içmek istiyorum)

samatya

istanbul'un fatih ilçesine bağlı bir semt. yakın zamanda önemli oranda ermeni ve rum nüfusuna sahip bir semtti. son dönemlerde öldürülen yaşlı ermeni kadınlarla adı duyulmuştu. *

hastane

bürokratik aşamaları insana kan kusturan kurumlar. özeli ayrı dert devleti ayrı. refakatçi olarak yanında bulunduğunuz 'hasta' arkadaşınızla oradan kaçarcasına çıktığınızda ne olursa olsun hastalık illetinden kurtulamayacağınızı çok iyi bilirsiniz.

ancak sadece bu değildir. irdelenmesi zaruri bir mevzu olarak:

(bkz: darüşşifa olarak hastane)

begüm

timurun soyundan gelen hatunların kullandığı ünvan.

türklerde ve türk-moğol devletlerinde kast sistemi yoktur ancak herkesten farklı olarak bir hanedan vardır. ve hanedana en çok destek çıkanlar. hanedan devleti yöneten aileye deniyor ve türklerde bu kişiye han deniyor. ve han'ın karısına da hanım deniyor. timur imparatorluğu denilen zaman diliminde durum kast sistemini anımsatacak denli karışık. timur bir beydir. her ne kadar han'ı avucunun içinde oynatsa, devleti ve dünyayı kendi istediği gibi yönetse de han değildir. neden mi? çünkü han, kan bağını gerektiren bir şey olup cengiz han'ın kanından olanlarca kullanılabilen bir ünvandır. timur ise halktan bir çocuk. nasıl kullansın? onun asıl ünvanı beg'dir. ve eşinin ismi de begüm. hanım, begüm. han ve hanım'ın kan bağıyla süregeldiği bir dönemden sonra, yani timur'dan sonra beg ve begüm de kan bağını anlatır olmuştur. timurun kanından olanlar sadece beg ve begüm olabilmiştir. öyle ki ben beg'im ben begüm'üm dediğin zaman senin şecereni çıkartabiliyor adamlar.

malumunuz, timurla yıldırım bayezıt 'han' savaşmışlardır. birbirlerine küfür dolu mektuplar göndermişlerdir. yıldırım mektuplarının altına han imzasını attırınca timur küplere binermiş; lan oluuumm sennn cengiz hanının soyundan gelmiyonki söğütlü vatandaş diye. tabi yıldırım bunu bilmiyor ve sallamıyor. han ünvanını kullanıyor. artık buna mı sinirlenmiş ne timur sen saldır yıldırıma. darmaduman et adamcağızı. tabi bir koltuğa iki karpuz sığmaz.

andımız

varlığımı türk varlığına armağan etmemek için okullardaki mukaddes sabah ayinine geç gitmişimdir. tek ayak üstünde bahçe kapısında bekletilmedim mi? evet. çok da fifi. muhteşem eğitim sisteminden kurtulup da hayal kurabilmek için güzel bir zaman aralığını teşkil ediyordu.

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **