marti

Durum: 351 - 0 - 0 - 0 - 29.03.2012 01:07

Puan: 9094 - Sözlük Kezbanı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

kaçıp gitme zamanı yaklaştı
  • /
  • 18

kevbear

girdiğim çoğu entry için "hoş" butonuna nazik dokunuşları ve nick altıma girdiği yorumuyla beni onore etmiş, fevkaladenin fevkinde bir yazar arkadaşımızdır efendim.

kablosuz ağ isimleri

airties rt 205
başka ne olacağıdı ki?

migren

friedrich nietzsche migrenin, üstün zekalı insanların, sahip oldukları bu ayrıcalık için ödedikleri küçük bir bedel olduğunu söyler.
e güzelim, bu bedeli 10 yaşından beri ödüyoruz da, zekadan yana nasibimizi alabilmiş değiliz.

tespit sıçmak

spor müsabakalarında sayı aldıktan sonra başımıza gelenler

futbolcu gallardo da, gol atan arkadaşının penisini ısırmak suretiyle sevincini belli etmişti. artık soyunma odasında neler olduğunu bilmiyoruz.

yazarların hatırladıkları en eski anıları

5-6 yaşlarındayken, deniz kenarında çok eski bir iskele kalntısının oralarda oynuyorken, diz boyu suda koşup zıplarken, ayağımda garip bir şey hissettim. aşağı doğru baktığımda sağ ayağımın tabanından girip üzerinden çıkan uzunca çivi gibi paslı bir metal parçası gördüm. arkadaşlarımın gidip babamı çağırması, onun bu metali kesecek bir demir testeresi getirmesi ve milim milim keserek beni hastaneye götürmeleri süreci 4-5 saat kadar sürdü.
bu süre zarfında yanımdan ayrılmayıp beni teselli etmeye çalışan arkadaşlarla helalleştiğimi hatırlıyorum.

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği filmler

sevdiğim filmleri burada gördükçe o entry sahiplerini sıradan hoşladım.
bir de "unthinkable" var tabi.

türklere özgü davranışlar

teybi koltuğun altına saklamak.
koltuğun yanında levye taşımak.
tüm dünyada seni gördüm ve geçmen için bekliycem anlamına gelen sellektörü, kenara çekil, önce ben geçicem anlamında kullanmak.

heimlich manevrası

yetişkin bir bireyin boğazına kaçan yabancı cisim nefes almasını engelliyorsa vakit katbetmeden uygulandığında hayat kurtaran basit bir ilk yardım tekniğidir. nasıl uygulandığını uzun uzun anlatmaktansa link vereyim.

http://vimeo.com/12204236

verilmiş en sağlam ayarlar

7 mart 2010 u, 8 mart a bağlayan gece, akp yalakası ve rte hayranı bir şakirtcan uludağ sözlükte "akp iktidarı sırasında deprem olmaması" diye başlık açmıştı. başlık altında da rte nin tanrının sevgili kulu ve uğurlu bir insan olduğu için o iktidara geldikten sonra türkiye de hiç deprem olmadığından, daha önceki depremlerin ise ülkeyi yönetenleri ve onlara oy verenleri cezalandırmak için tanrının bir gazabı olduğundan falan bahsetmişti.

o gece elazığ depremi oldu ve ertesi gün aynı başlık altına girilen entrylerden birisi şöyleydi : "tanrı ilk kez bir sözlük yazarına ayar verdi."

yeni dünya düzeni

karl marks "kapitalizm kendi kendini yok edecek dinamikleri kendi içinde taşır" der. gerçekten de sanayi devrimi sonrası "bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar" olarak özetlenen liberal ekonominin merkezi, insanın mutluluğu ve refahından çok, bir avuç sanayici ve işadamının mutluluğuna doğru kaydı.
odak noktasına insanı koymayan hiçbir sistemin ayakta kalması mümkün değildir. son 50-60 yılda insanlığın özgür düşünme ve fikirsel üretkenlik yeteneği, okul ve televizyon sayesinde köreltildi. böylece matrix filmindeki organizmalar gibi bir hayalin peşinde yaşamaya başladık. bu hayal, hepimizin birgün çok zengin ve mutlu olacağıydı. bu arada sistem bizi daha çok çalıştırarak, ama daha az ödeyerek sömürüyordu. süreç çok yavaş ilerlediği için kimse neler olup bittiğinin farkına varamadı.
şimdi ise internet üzerinden insanlar her türlü bilgiye ulaşabilmeye ve fikir alışverişine başladılar. rte nin interneti böylesine paranoyakça kontrol altına almaya çalışmasının nedeni de budur zaten. ama bu tür sosyal kıpırdanmaların somut değişikliklere dönüşebilmesi için bazen 50 yıl gerekebilir. belki de bizim neslimiz varolan kapitalist sistemin çöküp, yerine farklı birşeyin geldiğini göremeyecek. ama en azından biliyoruz ki son 10 yılda yaşanan ekonomik krizler ve sosyal patlamalar binanın temeline ilk balyoz darbesini vurdu.

pisuvardaki siyah kil 2

sözlüğün katalizörü. sol çerçeveye hareket getiren, bununla birlikte seri eksilenmekten muzdarip yazar.
ayı yavrusunu severken öldürürmüş derler ya, sanırım sözlükteki ayıcan yazarlarımız da psk2 ye olan sevgilerini eksi butonunu kanırtarak gösteriyorlar. aklıma başka da mantıklı bir açıklama gelmiyor.

not: ilginçtir ben onun nick altına bu entryi girirken, aynı anda o da benimle ilgili yazmış.

selamettin

greenday teşhisi koymuş. dağılalım

belalı entrylerin dava edilme ihtimali

şu an türkiye cumhuriyetinde iktidar şakşakçılığı yapmayan tüm aydınlar, akademisyenler, yazarlar içerde. hatta öyle bir hal aldı ki, dışarda kalanlarla hayat çekilmez oldu. iki seçenek var, ya sus pus oturup herşeyi kabullenicez, ya da yazmaya, eleştirmeye, kendi çözümümüzü dile getirmeye devam edicez.

ikinci yolu takip edersek yine iki ihtimal var. ya tutuklanıp biz de içeri giricez, ya da bu kalabalıkta kimse bizi farketmeyecek.

ikinci ihtimal gerçekleşirse önümüzde yine iki seçenek var : ya oturduğumuz yerden klavye delikanlısı olmaya devam edicez, ya da fransızların, 1789 yılında tüm aydınların parmaklıklar altında tutulduğu bastil hapisanesini basarak devrimi başlattığı gibi, biz de artık kıçımızı kaldırıp bişeyler yapma vaktinin geldiğini görücez.

sanırım şu an yaşadığımız korkular, çekilen sıkıntılar ve acılar, yeni bir düzenin doğum sancıları. onu dünyaya getirmek için sancıların sıklaşmasını bekliyoruz.

ingilizce

ingilizce eğitim alıp iş hayatına atıldıktan sonra etrafındakilerle ingiliz aksanıyla türkçe konuşmaya çalışan tikilerin ağzına ağzına vurulmak suretiyle aksanları düzeltilebilir. adama bişey söylersin :"waaoow eksılınt aydia. tabi benefitine bakmak lazım. rantabl bişeyse way nat yaani" şeklinde kullanmamak lazım.

türkiye'de olması istenen ürünler

eurostar tadında demiryolu ağı ve trenler
http://www.bestvaluetours.co.uk/images/eurostar3.jpg

hacettepe üniversitesi

daha ilk günümüzde rektör aynen şöyle demişti :"hacettepeye girmek zordur ve siz hepiniz bunu başardınız. ama buradan mezun olmak çok daha zordur. ne yazık ki bazılarınız bunu başaramayacak"
oha. bir rektör yeni öğrencileri böyle mi motive eder. bizim zamanımızda *, yemekler kötü ve pahalıydı. merkez kampüste öğrenci başına bir sivil, bir de resmi üniformalı polis düşüyordu.

ikinci üniversite

anadolu üniversitesinin üniversite mezunları için başlattığı sınavsız açık öğretim imkanı.
yıllar sonra bir arkadaşın gazıyla gidip 3 arkadaş farklı bölümlere kayıt yaptırılır, kitaplar okunur, hatmedilir, sonra değiş tokuş yapılır ve diğer bölümlerin kitapları da okunur, sonra da sınava girilmez.
ders geçmek için değil, mezun olmak için de değil, sadece öğrenmek için ders çalışmanın, birşeyler okumanın nasıl bir duygu olduğunu yaşamak için bile değer.

işkence yöntemleri

nihat doğan dinletsinler, "kennedy yi ben öldürdüm" bile derim.

doktor koca alınca havalanan sekreter kız

korece

tae kwan do * gibi sporlarla uğraşıyorsanız ucundan kıyısından 40-50 kelimesini öğrenirsiniz. ismini bile telaffuz edemediğim bu sporlara düşkün abimin, yıllarca antrenmanlarında kum çuvalı olarak görev aldığım için, hangi kelimenin ne kadar acı verdiğini iyi bilirim.
  • /
  • 18
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 351

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

hindistan

hayatın anlamını aramak, nirvanaya ulaşmak gibi kıytırık bahanelerin arkasına saklanılarak, aslında marjinalmiş gibi gözükmek, oradaki fakirliği görüp türkiye de yaşadığına şükretmek, "hiç bi bok yapamasam feyslik üç beş foto çektiririm" deyip kenara üç beş kuruş atan herkesin bi gidip gördüğü ülkedir.

son bir yılda beş arkadaşımın ziyaret ettiği bu ülkenin, gidip görenlerin iç dünyasına uzun süre devam eden kronik bir bağırsak enfeksiyonundan başka katkısını gözlemlemedim.

cunda adası

ayvalıkın önünde, ayvalık limanı için doğal dalgakıran görevi gören ada.
hemen yanındaki lale adasına bir köprüyle bağlıdır ve oradan da ayvalıka karayolu bağlantısı vardır.
taş kahvede oturup ayvalık tostu yemek ve adaçayı içmek, akşam burada deniz kenarındaki balık lokantalarında deniz ürünleri yemek bir cunda klasiğidir.
kafa dinlemek istiyorsanız cunda
ın en güney ucunda bulunan parlementerler sitesinden hemen önce yer alan ortunç otelin plajı iyi bir mekandır.
ya da adanın kuzey ucundaki yalancı boğaza kadar gidip, oradan da karşıdaki maden adasına denizin içinde yürüyebilirsiniz. iki ada arasında derinliği yarım metreyi geçmeyen patika gibi bir yol vardır.
kışın burada yaşadığınızda zamanda 30-40 yıl geri gitmişsiniz gibi olur.

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

ingilizce bilmeyi maharet sanmak

askerden sonra çalıştığım amerikan firmasında proje departmanı tamamen boğaziçi endüstri mühendisliği mezunlarından oluşuyordu. adamlara birşey söylemek istediğinde muhabbet genelde şöyle oluyordu;

martı : ben, piç :projeci ingilizceci çocuk

martı: ben tahmini bütçeyi haftaya gönderirim, bunu önümüzdeki dönemin eylem planına alabiliriz.
piç : aaa tabi onun benefitine bakmak lazım, rantabl bişeyse hemen bacıtı onaylarım ben.
martı : o zaman bu döneme de yetişir.
piç : ama bu kuartırın aksiyon planını değiştirmek bi sürü korıspondıns gerektirir şimdi, biz onu gelecek kuartır yapalım
martı : oldu o zaman. ha bu arada babanın götüne koyiim.

kim ister ki gay olmak

bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

kürt erkekleri

antalya da, daha doğrusu güney sahilinde yaşayanlar uygun ücret karşılığında 85 yaşındaki kadından tutun da, 16 yaşındaki oğlana kadar yaş, cinsiyet ve hatta tür bile ayırdetmeden her türlü canlı ile birlikte olabilir. <br>genelde para karşılığı seks arayan zengin dulların veya eşcinsellerin olduğu mekanlarda üzerlerine yapışan ama yakışmayan gömlekleriyle ve o yüzlerindeki tuhaf sırıtışla müşteri beklerler. müşterilerinin çoğu erkek olsa da kendilerini eşcinsel olarak görmezler.

her başlığın altından şarkı sözü çıkması

evet sözlükçüm, son haftalarda sözlüğün adeta bir şarkı sözü arşivi, müzisyen, gitarist, piyanist şantör, albüm tanıtım sitesine dönüşmesi halidir. en ciddi başlıkların bile altından ya albüm tanıtımı, ya şarkı sözü çıkmasıdır.
sol çerçevede kafama göre bir şeyler göremeyince karma butonuna nazikçe dokundum ve darbe diye başlık görünce "hemen gireyim, sözlük yazarları bu konuda neler düşünüyormuş öğreneyim, ben de iki satır döktüreyim dedim ama evet, tahmin ettiğiniz gibi o başlık da sadece bir şarkının sözlerini paylaşmak için açılmıştı.
tamam müzik güzeldir, hoştur ama sol çerçevedeki başlıkların yarısından fazlasının eurovision, albüm tanıtımı, şarkı sözü vs olması da insanın kendisini konservatuarda öğrenci gibi hissetmesini sağlıyor.

bütün müdürler göttür

bunların genelde kapı zillerinde bile "nüfus müdürü ahmet bilmemne" diye yazar. birisiyle yeni tanıştıklarında birşeyin müdürü olduğunu söylemek için can atarlar, belki unutursunuz diye hemen kartviziti dayarlar.

vegan

vejetaryenliğin levıl atlamış halidir. vejetaryenler et yemezken, veganlar et yemedikleri gibi, süt, yumurta, peynir gibi tüm hayvansal gıdaların tüketilmesini de hayvanların sömürülmesi olarak kabul eder ve bunların hiçbirini yemezler.

aslında yurtdışında soyadan yapılan ve gerçeğini aratmayan et, kıyma, salam, sosis gibi ürünlerle hem damak tadından vazgeçmeyip, hem de gerekli proteini almanızı sağlayacak ürün çeşitliliği vardır.

15-20 yıl önce amerikada bir abi olayı daha da ileri götürüp, bitkisel ürünleri de yemeyi reddetmişti. "bitkilere de yazık lan, resmen vahşilik bu" diyerek sadece suyla besleniyordu. bir ay geçmeden öldü tabi.

bu dereceye gelmiş vakaların antepli veya hataylı bir ailenin yanında bir ay misafir kalarak tedavi olabiliteleri vardır.

milli piyango

bana hiçbir şey çıkmadı. iyi ki bilet almamışım. param cebimde kaldı.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.