marti

Durum: 351 - 0 - 0 - 0 - 29.03.2012 01:07

Puan: 9094 - Sözlük Kezbanı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

kaçıp gitme zamanı yaklaştı
  • /
  • 18

ayıyı hakaret olarak kabul ediyorum

ben ayıyı bir hareket olarak kabul ediyorum
(bkz: ayı hareketi)

bir diğer boyutu da, bir ayı gördüğümde bende olan hareketlenmedir.

ayrıca ben ayıyı bir hararet unsuru olarak görüyorum. ne zaman bir ayı görsem böyle bi ateş basıyor, terliyorum.

al yanaklı erkekler

vegan

vejetaryenliğin levıl atlamış halidir. vejetaryenler et yemezken, veganlar et yemedikleri gibi, süt, yumurta, peynir gibi tüm hayvansal gıdaların tüketilmesini de hayvanların sömürülmesi olarak kabul eder ve bunların hiçbirini yemezler.

aslında yurtdışında soyadan yapılan ve gerçeğini aratmayan et, kıyma, salam, sosis gibi ürünlerle hem damak tadından vazgeçmeyip, hem de gerekli proteini almanızı sağlayacak ürün çeşitliliği vardır.

15-20 yıl önce amerikada bir abi olayı daha da ileri götürüp, bitkisel ürünleri de yemeyi reddetmişti. "bitkilere de yazık lan, resmen vahşilik bu" diyerek sadece suyla besleniyordu. bir ay geçmeden öldü tabi.

bu dereceye gelmiş vakaların antepli veya hataylı bir ailenin yanında bir ay misafir kalarak tedavi olabiliteleri vardır.

eşcinsel temalı romanlar

susan isaacs ın lily white romanı.
aslında eşcinsellik romanın belkemiğini oluşturmasa da, ilerleyen bölümlerde kahramanımızın idolu olan abi eşcinseldir ve sırf sosyal kamuflaj için lezbiyen olan ve yine herkesin hayran olduğu bir hatunla çıkıyormuş gibi yapmaktadırlar.

sosyal güvenlik kurumu

türkiye de bir yıldan uzun kalan yabancı uyruklulardan da aylık 220 lira para isteyen kurum. gönderdiği mektupta bu ödediğiniz para sayesinde türkiye deki kamuya ait hastanelerde sağlık hizmetlerinden yararlanabileceksiniz diyor. ama eğer kronik bir rahatsızlığınız varsa bizi hiç ırgalamaz demeyi de ihmal etmiyor.

adamlar zaten emekli olmuş, ingiltere nin, almanya nın soğuğunu 60 yıl yemiş, romatizma, diyabet, hipertansiyon ilaçlarını valizine koyup "hiç olmazsa ölmeden önce biraz güneş göreyim deyip antalya ya, bodrum a gelmiş. hiç işi yoktu da sağlık ocağında sıra mı bekliycek. zaten hepsinin kendi ülkesinde sigortası var. gidiyor özel hastaneye, gönderiyor faturayı ingiltereye.
yok, türkiye de yaşıyorlar, vergisini de versinler diyorsan, zaten burada harcadığı paranın bir kısmı kdv olarak devletin kasasına gidiyor, oturma izni almak için de ayrıca para ödüyorlar. daha da nesini alıcaksın.

neverland

aynı zamanda maykıl ceksın ın da malikanesine verdiği isimdir. içindeki yapay göller, oyun alanları, ormanıyla masalsı bir ortamdır.

ayı sözlük yazarlarının doğum günü hediyeleri

genelde kendi ellerimle yaptığım dekoratif gemici düğümü panolarını hediye ederim etrafımdakilere. fon resmi olarak da o kişinin sevdiğini bildiğim bir yerin resmini kullanırım. paketi açıp da mırın kırın ederse, çerçeveyi kafasına geçirmesi de zevkli olur.

amerika nın savaş sebepleri

amerika da üretim, istihdam, finans ve vergi açısından en büyük endüstri ne otomotiv, ne elektronik, ne ilaç, ne de inşaattır. en büyük sektör silah sektörüdür. bu sektörün krize girmesi demek, abd ekonomisinin krize girmesi demektir. matematiksel olarak sektörün ayakta kalabilmesi için her sekiz yılda bir dünya çapında çok büyük bir savaş çıkması zorunludur. ve silah firmaları politikacılara yedirdikleri paralar ve senatoya soktukları adamlar sayesinde bu savaşı başlatabilecek güce sahiptir. savaşın başlaması ise genelde kurdun kuzuya "ben seni yiycem de, iyi bi bahane arıyorum" demesi gibidir.

ışık evleri erkek modeli

ne iş yaptıkları bilinmese de sürekli meşguldürler. her zaman birileriyle buluşmaları, görüşmeleri gerekir ve bir telaş içindedirler. her kamu kuruluşunda tanıdıkları vardır ve bu tanıdıklar genelde yöneticidir. bir de düzenli olarak bu insanları ziyaret ederek kendilerini hatırlatırlar.
dış görünüşlerine gelince: badem bıyık zaten allahın emri. yaş otuzları geçtiğinde ve örgüt içerisinde yükseldikçe sakal da bırakılır. çerçevesiz gözlük takarlar. genelde kolormatiktir gözlükleri. ciltleri güneş görmemiş gibi bembeyaz, elleri hiç ağır iş yapmamış olduğundan yumuşak ve etlidir. tombul yanaklar her daim al aldır.
açık renk, genelde gri ve çok açık mavi yeşil arası tonlarda kumaş pantolon giyerler. ama en göze çarpan özellikleri ise kocaman popolarıdır. gerçekten de bu erkeklerin hepsinin butları ve kalçaları kocamandır.

ayı sözlük yazarlarının hayat fonunda çalan şarkılar

nothing else matters

öyle yakın ki, gerçi uzak olsa da farketmez,
çünkü kalbimden daha uzak olamaz

mukaddime

ibn haldun mukaddimeyi yazana kadar tarihçiler, yani tarihi kaleme alanlar sadece büyük olaylara yani siyasal ve askeri olaylara odaklanmış ve bunlara neden olan gelişmeleri sarayların ve orduların içinde aramışlardır. ayrıca o döneme yani 14. yüzyıla kadar ki tarih anlayışı "öykücü tarih" şeklindedir.
ibn haldun un mukaddimesinde ise şehirlerin ve uygarlıkların canlı birer organizma gibi doğuşu, büyümesi ve ölmesinin sosyal ihtiyaçlara ve ekonomik ilişkilere bağlı olduğu belirtilir. bu açıdan karl marks ın söylemini ondan beşyüz yıl önce dile getirmiştir. aynı zamanda bir devleti yönetmek için şeriata ihtiyaç olmadığını söyleyebilecek kadar da cesur ve zamanının ötesinde bir eserdir. batıda sosyolojinin ve sosyal tarihin bir bilim dalı olarak doğmasını sağlayan eser olarak görülür.
turan dursun tarafından türkçeye çevrilmiştir.

balamoz

bunların genç sevgilisine para yedirenlerine de "sugardaddy" denir.

ateist

"any given sunday" filminin bir sahnesinde, biraz sonra kemik seslerinin bolca duyulacağı bir maça çıkmak üzere olan amerikan futbolu takımını motive etmek için her maç öncesi bir rahip gelir ve hem oyuncuları kutsar, hem de vaaz verir. bir cümlesi aynen şöyleydi : "tanrıya inanın, bu size daha cesurca savaşma gücü verir. unutmayın ki siperlerde bir tane bile ateist bulamazsınız"
takım maça çıkar ve karşı takım oyuncularının kırılmadık kemiğini bırakmaz, kan gövdeyi götürür ama maçı alırlar.

aslında bu sahne, insanların din, iman diye nasıl da kolayca gaza getirildiğini ve ateistlerin ise bu tür oyunlara gelmeyip, din ya da başka soyut bir kavram uğruna kimsenin canına kast etmeyen insanlar olduğunu çok iyi anlatır.

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

pisuvardaki siyah kil 2

(#34861) nolu entrysiyle yaratıcılığını ve muzip zekasını konuşturmuş, beni de onore etmiştir. kendisini seviyoruz.

romantik erkek

yatak odasının ışıklarını söndürüp bir tane mumun aydınlattığı loş ortamda sevgiline iki-üç saat thai masajı yaptıktan sonra, ne kadar tahrik olmuş ve artık sevişmek istiyor olsan da, sevgilinin iyice gevşemiş ve uykuya dalmak üzere olduğunu hissettiğinde, iradene sahip olup onun uyumasına izin vermek, sevişmeyi sabaha bırakmak * romantik olmaksa eğer, evet, ben romantiğim.

evli biseksüeller

genelde arkadaşlık sitelerinde "dürüstlük benim için çok önemli, yalandan hiç hoşlanmam, dürüstlük herşeydir, bıdı bıdı ......" şeklinde arkadaş ararlar.
aslında bir çoğu bir iki çocuk yaptıktan sonra daha evliliğinin beşinci yılında falan eşiyle seks yapmayı bırakır. eşine iktidarsızlık sorunu olduğunu falan söyler. seksi bir angarya, bir görev gibi gören, nasılsa iki tane yavruladım, daha çiftleşmeye gerek yok diyen karısı da bu durumdan şikayet etmez. kooperatif taksitleri ödendiği, üç beş yılda bir mobilyalar yenilendiği sürece kadın için hayat güzeldir. kocasının birşeyler yaptığından şüphelense bile, bu sorunu eşeleyerek, altından kalkamayacağı şeylerle yüzleşmeye, toplumda "dul kadın" statüsüne inmeye cesaret edemez. bildiğin üç maymun.

günlük olarak ayı sözlük'ün kullanılması

sözlük, yaşayan canlı bir organizma ve bizler de onun hücreleri * olduğumuza göre, bir süre sonra dark bear ın uyarılarına rağmen mutasyona uğraması kaçınılmazdır. haa, ortaya, herkesin içine ettiği hilkat garibesi birşey mi çıkar, yoksa herkesin gıpta ettiği bir platform mu olur, görücez artık.

murat

türkiye de en çok tercih edilen 5. erkek ismidir. toplam bir milyon üçyüz bin erkeğin ismidir. özellikle yetmişli yıllarda dünyaya gelen jenerasyon içinde afedersiniz ama skinizi sallasanız bir murat a çarpar. bunda o zamanın en popüler arabası olan murat 124 ün de etkisi vardır.
bir de murat 131 vardı ama onun konumuzla bir alakası yok tabi.

sea kayak

eskimo dilinde kayak "avcı botu" demektir ve türklerin kısaca "kano" dediği bu ulaşım aracı göllerde, nehirlerde ve denizde avlanma amacıyla geliştirilmiştir.
günümüz modern sea kayakları ise yüksek yoğunluklu poli etilen plastikten yapılır ve oldukça sağlamdır. ilk örnekleri tek kişilikken günümüzde tandem yani çift kişilik kayaklar revaçtadır. 10 dakikalık bir brifing ve sakin bir suda 10 dakikalık bir pratikten sonra herkes kullanabilir. kendi kayağınızı modifiye ederek 5 liraya mal edeceğiniz küçük bir yelken takarak, hafif rüzgarlı havalarda kürek çekmeden de ilerleyebilirsiniz.

türkiyede kekova çevresi ve kaş civarı açık deniz dalga ve rüzgarlarından korunduğu için, ayrıca görsel olarak da çok güzel rotalara sahip oldukları için en popüler yerlerdir. iki kişilik kayak kullanacaksanız daha tecrübeli olanın arkaya oturması tavsiye edilir. önde oturan kürek çekme temposunu belirlerken, arkadaki de onunla %100 uyum içerisinde kürek çekmeli ve aynı zamanda da ayak pedalları ile dümeni kontrol ederek kayağa yön vermeli. denge açısından da, arkada oturanın öndekinden hafif olmaması gerekir.

sea kayak son derece ekolojik bir ulaşım aracıdır. sadece kol gücüyle ilerlersiniz ve doğaya egzos gazı, yağ vs gibi atıklar bırakmazsınız. diğer teknelerin asla giremeyeceği çok sığ ve dar bölgelerde bile ilerleyebilirsiniz. huzur vericidir çünkü tek duyduğunuz şey, suya girip çıkan küreklerin yarattığı su şıpırtısıdır. uzun rotalar meditasyon gibidir; aceleci olmamayı, sabırla, ritminizi koruyarak, enerjinizi idareli bir şekilde kullanmayı, partnerinizle tam bir uyum içinde hareket etmeyi öğrenirsiniz. eğer sevgilinizle uyumlu bir çift olup olmadığınızı merak ediyorsanız, birlikte sea kayak kullanmanız tavsiye edilir. insanlar uzun bir yolculuk sonunda ya birbirlerini nasıl da tamamladıklarını görürler, ya da yolun yarısına gelmeden kavga ederek ayrılırlar. sizinle birlikte kürek çekebilen ve bundan keyif alan, size de keyif veren bir insana, hayatınızın her alanında güvenebilirsiniz.
  • /
  • 18
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 351

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

liseli gay

kızlar gibi kafanızı meşgul edecek birşey olmadığı için hem can sıkıntısını gidermek, hem de gideri olan erkek öğretmenlerin ilgisini çekebilmek amacıyla derslere abanmanıza, ardından okulun en başarılı öğrencisi olmanıza yol açar. yıllar ilerledikçe ve kıllandıkça bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi bir inekten ayıya doğru metamorfoz olayını tamamlarsınız.

martı

richard bach ın jonathan livingstone adını verdiği karakter ve onun hikayesini anlatan kitabı.

hayata geliş amacının sadece karnını doyurmaktan ibaret olmadığını düşünen ve bu yüzden toplumdan dışlanan, kovulan ve aşağılanan bir kuşun öyküsü. hayata geliş amacının evlenip, yuva kurup, çocuk yapmaktan ibaret olmadığını düşündüğü için toplum tarafından aynı muameleyi gören eşcinsel bireyler için küçük bir ilham kaynağı.

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

kim ister ki gay olmak

bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.

ingilizce bilmeyi maharet sanmak

askerden sonra çalıştığım amerikan firmasında proje departmanı tamamen boğaziçi endüstri mühendisliği mezunlarından oluşuyordu. adamlara birşey söylemek istediğinde muhabbet genelde şöyle oluyordu;

martı : ben, piç :projeci ingilizceci çocuk

martı: ben tahmini bütçeyi haftaya gönderirim, bunu önümüzdeki dönemin eylem planına alabiliriz.
piç : aaa tabi onun benefitine bakmak lazım, rantabl bişeyse hemen bacıtı onaylarım ben.
martı : o zaman bu döneme de yetişir.
piç : ama bu kuartırın aksiyon planını değiştirmek bi sürü korıspondıns gerektirir şimdi, biz onu gelecek kuartır yapalım
martı : oldu o zaman. ha bu arada babanın götüne koyiim.

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

kürt erkekleri

antalya da, daha doğrusu güney sahilinde yaşayanlar uygun ücret karşılığında 85 yaşındaki kadından tutun da, 16 yaşındaki oğlana kadar yaş, cinsiyet ve hatta tür bile ayırdetmeden her türlü canlı ile birlikte olabilir. <br>genelde para karşılığı seks arayan zengin dulların veya eşcinsellerin olduğu mekanlarda üzerlerine yapışan ama yakışmayan gömlekleriyle ve o yüzlerindeki tuhaf sırıtışla müşteri beklerler. müşterilerinin çoğu erkek olsa da kendilerini eşcinsel olarak görmezler.

her başlığın altından şarkı sözü çıkması

evet sözlükçüm, son haftalarda sözlüğün adeta bir şarkı sözü arşivi, müzisyen, gitarist, piyanist şantör, albüm tanıtım sitesine dönüşmesi halidir. en ciddi başlıkların bile altından ya albüm tanıtımı, ya şarkı sözü çıkmasıdır.
sol çerçevede kafama göre bir şeyler göremeyince karma butonuna nazikçe dokundum ve darbe diye başlık görünce "hemen gireyim, sözlük yazarları bu konuda neler düşünüyormuş öğreneyim, ben de iki satır döktüreyim dedim ama evet, tahmin ettiğiniz gibi o başlık da sadece bir şarkının sözlerini paylaşmak için açılmıştı.
tamam müzik güzeldir, hoştur ama sol çerçevedeki başlıkların yarısından fazlasının eurovision, albüm tanıtımı, şarkı sözü vs olması da insanın kendisini konservatuarda öğrenci gibi hissetmesini sağlıyor.

bütün müdürler göttür

bunların genelde kapı zillerinde bile "nüfus müdürü ahmet bilmemne" diye yazar. birisiyle yeni tanıştıklarında birşeyin müdürü olduğunu söylemek için can atarlar, belki unutursunuz diye hemen kartviziti dayarlar.

fransa

milliyetçiliğin sürekli yükselişte olduğu bu ülkede devlet başkanının macar asıllı, first lady
in ise italyan olması ironik bir durumdur.
fransa avrupa
ın önemli bir ülkesi olmakla birlikte aslında fransızların sandığı kadar da önemli değildir.
fransızların kibar ve naif insanlar olduğu şeklinde ülkemizde yanlış bir kanı vardır. avrupada en fazla sigara içen, alkol tüketen, kötü araba kullanan toplumsal kuralları iplemeyen insanlar topluluğuna kısaca "fransız ulusu" denir. hepsi katolik olmakla birlikte yaşam tarzlarına baktığınızda bunu tahmin etmek zordur.

fransa kültürüyle gurur duyar ama bütün fransız şarkıları birbirinin aynısıdır ve insanlar fransız filmlerini de erotik sahneleri hatırına seyreder.

fransız mutfağı denen şeyse her boka kremalı ve hardallı sosu boca etme ve kontrast tatları karıştırma üzerine kurulu deneysel bir çalışmadır.

fransa ekonomisinin avrupada almanyadan sonra ikinci büyük ekonomi olması şaşırtıcıdır çünkü fransızlar sürekli grevdedir. başlıca ihracat ürünleri nükleer silahlar, arazi mayını, güdümlü füzeler, tanklar ve askeri helikopterdir. bir de parfüm ve peynir satarlar.

ülkenin doğasına ve iklimine gelince; aslında fransızlar burada yaşamıyor olsa güzel bir ülkedir.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.