yahut evcil hayvanızı başına bi iş geldiğinde mutlaka ama mutlaka bir hayvan hakkı savunucusuna yahut hayvan hakkı derneklerinden yardın edin iki elide kanda olsalar size yardım edecekler türkiyenin neresinde olursanız olun mutlaka yardım ellerini uzatacaklardır
değil olay çıkarmak arkaya dönüp bakmak bile gerekmez kendi pisliğiyle orada yalnız bırakmak en iyisidir ( diyeceğim ama diyemiyorum ) suratına tükürüp iki tane de destekli tokat atıp gitmek ve elbiselerini alıp çöpe atıp üstüne işeyip gitmek daha da çok rahatlatır.
5199 nolu hayvanları koruma kanundaki değişiklikleri öngören
yasa değişiklik teklifi kuvvetle muhtemel
şubat'ın 20'si ile 30 mart arası bir gün mecliste görüşülecek...
aldığım duyumlardan edindiğim izlenimlere göre
benim tahminim "yasa görüşmesi" mart'ın ikinci yarısı olacak...
bu nedenle eylem tarihin 10 mart olarak belirledik...
hazırlanmak için bir ayımız var...
muhteşem bir eylem yapmalıyız...
hem sayısal olarak...
hem görsel olarak...
hem verilecek mesaj olarak...
tarihe not düşmeye çağırıyorum hepinizi...
mutlaka başaracağız... mutlaka...
ben bütün kalbimle buna inanıyorum...
moralimizi yüksek tutmaliyiz ve
var gücümüzle elimizden gelenin
en iyisini ortaya koymaliyiz...
her bir bireye, her bir pankarta,
bağıracak her bir gırtlağa ihtiyacımız var...
herkesi ankara'ya davet ediyorum...
muhtemelen bu son eylemimiz olacak...
kırıkkale, kırşehir, yozgat, niğde, aksaray, nevşehir, iç anadolu'nun küçük basık şehirleri insanlarının halaaaa çoğu insanın yontulmadığı bir şehirdir. malesef ben de şimdilik kırşehir'deyim aynı sıkıntıları ben de çekiyorum;acı bir durum.
yolda yururken markette alıs veris yaparken polis isterse cea kesebiliyormus ve dahada kötüsu bir hayvan hayvan hakkı savunucusu olarak sunuda belirteyim 5199 kanuna göre bir köpege tecavuz edip bir vatandas sikyetci olursa 57 tl eger tecavuz sirasinda o hayvan ölürse gine bir vatandas sikayetci olursa o tecavuzcuye 300 tl para cezasi ve maliye bunu 5 taksite boluyor simdi asil konu nerde yasam hakkına saygi ? hani var olmak hakti lgbt bireylerlerine verilen deger bu kadar acik hani insan hakki yazik bu ulkede ki gidisat nereyedir .
maldır büyük baştır , öküzdür , odundur. bir tarafını açıp kiloyla acı biber sürülesi öküzdür.
bri yazar şöyle bir sey yazmıştı : herkes pinokyo gibi tahtadan insan olma şansını yakalayamadı kimileri hep odun olarak kaldı ve adına birçok şey diyebileceğimiz insan diye tabir ettiğimiz modeldir.
en kötü geçen yolculuklardan birisidir. hele bir de sigaradan nefret eden bir patronsa ve mola yerlerinde bile sigara içirtmiyorsa işkence saatleri başlamıştır ve bir de bu yetmiyormuş gibi bir de paso dini sohbet cd takıyorsa ve bunu zorla dinletiyorsa geçirilen en kötü yolculuklardan birisidir. o yolu yürüyerek gitsen insana bu kadar zor gelmeyen bir durumdur .
sevgili gelecekti sevgilim 1. eger özgürlügümü asaletimi deli olan yüregimi kısakanacaksan
2.ruh halin bir önceki gibi bozuksa
3.dansoz gibi kıvıracaksan her seyi
4. kariyerle karekteri karıstıracak kadar zavalli bir insansan
5. gecmiste sana yapılanlarin intakimini benden alacaksan ...... git uzay boslugunda kaybol ha bunlari yapmayacaksan gel bu can feda sana simdilik bunlar aklıma geliyor
bu mektup amerika kuzey carolinadaki bir hayvan barınağının yöneticisinden gelmektedir.
bu toplumun bu uykudan uyanması için çok şiddetli bir kalk borusu gerekli"
ben bir barınak yöneticisiyim. sizlere bir barınağın arka planında olan bitenleri anlatmak istiyorum. umarım bu sesi duyarsınız..
öncelikle, siz üreticiler ve satıcılar hepiniz bir tek gün olsun bir barınakta çalışmalısınız. belki o gözlerdeki kederli, acı dolu, hüzünlü ifadeyi görürseniz, tanımadığınız ve hiç tanımayacağınız insanlar için köpek üretmekten ve satmaktan vazgeçersiniz.
az önce sattığınız şu küçük şirin köpek yavrusu var ya büyüyüp de artık küçük şirin köpek yavrusu olmadığında büyük olasılıkla benim barınağıma düşecek yolu peki, bir barınağa bırakılan bir köpeğin % 90 olasılıkla o barınaktan yürüyerek çıkmadığını biliyor musunuz? ister safkan olsun, ister olmasın ister sahibi tarafından terkedilmiş olsun, ister başıboş olsun.. barınağıma gelen köpeklerin en az yarısı safkan köpekler
en çok duyduğum bahane; taşınıyoruz ve köpeğimizi (ya da kedimizi) yeni evimize götürmemiz mümkün değil. öyle mi gerçekten? ya da büyüdüğünde bu kadar iri olacağını bilmiyorduk, kocaman oldu. bir alman çoban köpeğinin ne kadar olmasını bekliyordunuz ki? ona fazla zaman ayıramıyoruz öyle mi? ben günde 10-12 saat çalışıyorum ve 6 köpeğime de zaman ayırabiliyorum, isteyince mümkün bu bahçeyi birbirine katıyor. onu evinize alıp ailenizin bir parçası yapmayı denediniz mi hiç? köpeklerini bana bırakırken hep söyledikleri de; biz ona yeni bir yuva bulmakla uğraşamıyoruz, ama eminiz ki barınakta birileri onu sahiplenecektir, çünkü o çok iyi bir köpek
hayır büyük olasılıkla köpeğiniz barınaktayken yeni bir yuva bulamayacak.
bir barınakta yaşamanın ne kadar zor ve gerilimli olduğunu bilir misiniz?
anlatayım size isterseniz
siz köpeğinizi barınağa bıraktıktan sonra yuva bulmak için en fazla 72 saat zamanı vardır. eğer barınakta yeterince boş yer varsa ya da köpeğiniz sağlıklı kalmayı başarırsa bu süre belki birkaç gün daha uzayabilir. eğer üşütür ve nezle olursa oracıkta ölüverir.
köpeğiniz, havlayan ve ağlayan 25 diğer hayvanla birlikte daracık bir bölmeye tıkıştırılacaktır. son derece depresif olacak ve kendisini terkeden aileyi düşünerek durmadan ağlayacaktır.
eğer köpeğiniz şanslıysa, o gün barınağa köpekleri gezdirmek için yeteri kadar gönüllü insan gelir. eğer yeteri kadar gönüllü gelmezse, köpeğiniz hiç kimsenin ilgisini ve dikkatini çekecek şansı bulamaz, kimse onun için bir şey yapamaz. kapısının altından uzatılan bir kap yiyeceği ya da kocaman bir vakumlu hortumla atıklarının temizlenmesini saymazsak tabii
eğer köpeğiniz iri ve sert ırklardansa (pitbull, rottweiller, mastiff vb), neredeyse barınaktan içeri girdiği anda ölmüştür zaten bu cins köpekler asla yeni bir yuva bulamazlar.. ne kadar şirin, akıllı ya da iyi huylu olurlarsa olsunlar, farketmez.
eğer barınak doluysa ve köpeğiniz ilk 72 saatte yuvalandırılamadıysa, yeni geleceklere yer açmak için köpeğiniz imha edilir. eğer barınakta yeteri kadar boş yer varsa ve köpeğiniz talep gören ırklardan birindense, imha süresi birkaç gün daha ertelenir.
çoğu köpek birkaç gün içinde yaşadığı bölmeyi aşırı koruyucu tavır geliştirir ve takındığı saldırgan tutum nedeniyle imha edilir. en masum, uysal ve sakin köpekler bile bu tavrı geliştirirler.
köpeğinizin bu engelleri aştığını varsaysak bile, kulübesinden dışarı çıkmadığı için birkaç günde öksürmeye başlayacak ya da üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanacaktır. barınakların her köpek için tedavi sağlayacak bir bütçeleri yoktur, bu nedenle hastalanan köpeğinizin imha edilmesi kaçınılmazdır.
size köpeğinizin barınakta nasıl uyutulacağını da anlatmamı ister misiniz?
önce, köpeğiniz kafesinden tasmayla alınacak. sevinerek kuyruğunu sallamaya başlayacak, çünkü gezmeye götürüldüğünü sanacak. o odanın kapısına geldiğinde içeri girmek istemeyecek ve deliye dönecek.
ölümün kokusu mu var, bilmiyorum. orada yitip giden ruhları mı hissediyorlar, bilmiyorum. ama orada benim anlayamadığım bir şey var, ve istisnasız her köpek o kapıdan içeri girmemek için inanılmaz bir direnç gösterir.
köpeğiniz önce bağlanacak. ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak, 1 ya da 2 veteriner teknisyeni tarafından sıkıca tutulacak. sonra ötenazi teknisyeni ya da veteriner işleme başlayacak. ön ayakta bir toplardamar bulacak ve öldürücü dozda bir pembe sıvıyı damara enjekte edecek.
umarım köpeğiniz bağlı olduğu için panikleyip aniden bacağını çekmez. ani hareketlerde bacağı delip geçen iğneler gördüm ben fışkıran kandan kıpkırmızıya boyanan duvarlar gördüm. kulakları sağır edecek çaresiz çığlıklar duydum. hepsi hemen oracıkta tatlı bir uykuya dalmaz, bazen bir süre kasılırlar ve solukları kesilir, nefes almaya çalışırlar ve kendi üzerlerine dışkılarlar.
herşey sona erdiğinde, köpeğinizin cesedi, barınağın arkasında çöp gibi toplanmayı bekleyen diğer köpeklerin cesetleri üzerine istiflenir, tıpkı yakacak odunlar gibi.
sonra ne olur dersiniz? yakılır mı? çöpe mi atılır? başka evcil hayvanlar için mamaya mi dönüştürülür?
bilemezsiniz, hatta hayal bile edemezsiniz. zaten bilmek de istemezsiniz.
nasılsa o sadece bir hayvandı. hem istediğiniz zaman yenisini alabilirsiniz, öyle değil mi?
umarım bunları okurken gözleriniz yuvalarından fırlıyordur ve umarım benim her gün tanık olduklarımı gözünüzde canlandırıyorsunuzdur.
işimden nefret ediyorum. işimin ve barınakların hala var olmak zorunda oluşundan nefret ediyorum. sizler değişmedikçe barınakların var olmaya devam edecekleri gerçeğinden nefret ediyorum. etkilediğiniz hayatların, sadece barınağa atıp gittiğiniz zavallı bir köpeğin hayatından ibaret olmadığını bilmiyor oluşunuzdan nefret ediyorum.
her yıl sadece amerika birleşik devletlerinde barınaklarda 11 milyon hayvan ölüyor ve bunu sadece siz durdurabilirsiniz. her bir canı kurtarabilmek için elimden gelenin fazlasını yapıyorum, ancak barınaklar tıka basa dolu, ve her gün yeni hayvanlar gelmeye devam ediyor.
söyleyeceğim şeye lütfen kulak verin:
barinaklardaki köpekler ölüyorken köpek satin almayin.
köpeğinize eş aramayin, köpeğinizi çiftleştirmeyin.
bir kez olsun anneliği / babaliği yaşasin demeyin. köpeklerde annelik / babalik duygusu insanlardaki gibi değildir, aile kavrami yoktur. dişi köpekler, büyüdüğü zaman yavrularini tanimazlar bile erkekler ise hiç bir zaman yavrusunu bilmez.
kisirlaştirilmamiş her bir köpek, 6 yilda 67.000 köpeğin doğumuna neden olur, bunu unutmayin.
kaçinilmaz sonlari barinaklarda ölmek olan yavrularin doğmalarina izin vermeyin.
doğacak yavrularin hepsini de sahiplenecek güvenilir insanlar buldum diyorsaniz tekrar düşünün. 6 ay sonra gidip baktiğinizda artik o güvenilir kişilerde olmadiklarini göreceksiniz, bundan emin olun
isterseniz benden nefret edin. ama gerçeği değiştiremezsiniz ve gerçek her zaman acıdır.
belki bunu okuyanlar içinde köpeğini çiftleştirmek isteyen, köpeğini barınağa vermeyi düşünen, ya da köpek satın almaya niyetli bir tek kişinin olsun fikrini değiştirebilirim.
belki bunu okuyan bir kişi bir barınağa gider, bir yazı okudum ve bir köpeği kurtarmaya geldim der.
yeni birini anla yeni birine kendini anlat çok ugraştırır bidafe agzın yandıysa ikincisinde boşluktaysan bir daha yandıysa 3 de bi yanlışlık olduysa gine yandıysa dördüncüde alışmış kudurmuştan beterdin deyip alıştım aşka dersen ve kovalamaya devam edersen sana kolay gelsin arkdaşım
ugraşamam bakar ilk görüşte aşka inanrım o inanmazsa onun etrafında bir ka tur daha atarım :)
hemen severim sonra aşık olurum eve gelirse aşkımı pekiştirim otele gidek derse katlanırım aşkıma yattıktan sonra çok iyise birdaha birdaha isterim iyidegilsede
ten uyumu var derim olmadi bye bye ugraşamam yeni ilşkiyle çok uzun
otel odasında deli gibi şevirken nerem deydi yada neresi deydi bilyorum ama birimizden birisinin bir yerleri telfon avisesine çarpmış ve avize açılır açılmaz resepsiyoun baglanmış ve butun iniltiler aşagıya 5 dk sonra kapı tak tak
-------iyimisiniz efendim bi sorun varmı
____yoo bi sorun yok ? deyip mal mal bakıştıktan sonra
........ efendim sizin odadan tel geldi anlayamadıgımız çok kötu sesler geldi
____ hmmm hatlarda bi sorun oldu galiba ve
ve deli gibi seviştigin sevgili adayı 5 dk bile durmadan bu utançla burad aduramam deyip çekip gitmesi ahg ne kötu bir gundu
başkalarına ağlama
gel benim omzumda ağla
bu ev sensiz yaşanmıyor
odalarına girilmiyor
şunu bilesin ki olmuyor
uyunmuyor,gülünmüyor
bişey ifade etmiyor
komşularınız ya da başkaları, hayvanınızı ilgili birimlere şikayet etmekle sizi tehdit ediyorsa, daha doğrusu onu sizden ayıracağını söylüyorsa lütfen bu haberi okuyunuz.
kendi mülkünüzde beslediğiniz evcil hayvanınız için yapılan şikayetlere cevabınız;
kedinizin/köpeğinizin kimliği varsa, aşıları ve sağlık kontrolleri tamamsa belediye hiçbir şey yapamaz. eğer yapmak için gelirlerse, bu durumda bir hayvan sahibi olarak sizin söyleyecekleriniz şunlar olmalıdır:
5199 sayılı hayvanları koruma kanunu gereği, belediye zabıtası, polis ya da jandarma mülkümde bulunan aşılı ve karneli kediyi/köpeği alma hakkına sahip değildir. yasaya dayanarak söylüyorum ki bu kedi/köpek benim evimdeki televizyonum, dolabım, param gibi bie eşya-mal kapsamına girer. nasıl ki evimden bir malı aldığınızda hırsızlık oluyorsa, kanun gereği kedimi/köpeğimi almanız da hırsızlık kapsamına girer ve bu konuda size dava açma hakkım vardır. kedimi/köpeğimi vermeme hakkım vardır. ayrıca, bunun için gelenleri evime almama hakkım da vardır.
rahatsız olan kimseler il çevre bildirebilir ve il çevre dahi gelip hayvanınızı alamaz. il çevre ancak gelip rahatsız olan kişilerin sadece yatak odasına desibel aleti koyar ve kedi/köpek gece kaç desibel miyavlayıp/havlayıp uyku bölüyor bunu ölçer. eğer ölçümlerde belirlenen sınırın üzerinde havlama olursa alınan bu desibel raporuyla sadece dava açılabilir. aynı zamanda kedi/köpek sahibi de haksız yere dava açıp rahatsız edildiği için karşı para davası açabilir ki genelde hayvan sahibi bu davaları kazanır.
eğer şikayete konu olan köpeğin havlama gibi alışkanlığı yoksa bu durumda mülkünüzde beslediğiniz hayvanınızı hiç kimse gelip alamaz.
pet-shoplarda hayvan satışı yasağı başladı
kadıköy belediyesi, pet-shoplarda hayvan satışına yönelik yasağı uygulamaya koydu.güncelleme:03 nisan 2013 14:23
1 nisanda başlayan yasak kapsamında denetimler de başladı. ekipler, satış yapan dükkanlardaki kedi ve köpeklere topladı.
kadıköy belediyesi, 3 aralık 2012 tarihinde aldığı kararla, 1 nisan 2013 tarihinden itibaren kadıköy sınırlarındaki pet-shoplarda kafes içinde sağlıksız koşullarda kedi-köpek ve tavşanların satışının yasaklanacağını duyurmuştu. kararın yürürlüğe girmesiyle ekipler denetimlere başladı. ekipler, 78 iş yerinde denetimlerde bulunarak, satışa çıkarılan hayvanlara el koydu.
reklam canlı hayvanların pet-shoplarda günlerce hatta haftalarca vitrinlerde bekletildiğini, birçok doğal ihtiyacının karşılanmadığını, hayvanların bakımsızlık ve ilgisizlikten öldüğünü kaydeden kadıköy belediye başkanı selami öztürk, türkiyede bu alanda ilk adımı kadıköy belediyesinin attığını belirtti. yasağın 1 nisan itibariyle başladığını ve geri adım atmayacaklarını kaydeden öztürk, şunları söyledi: pet-shoplarda hayvanlar sağlıksız koşullarda satılıyordu. yurt dışından yasal olmayan yollarla getirilen hastalıklı hayvanların aşı takvimleri tamamlanmıyor, bazı yavrular erken zamanda sütten kesilerek annelerinden ayrılıyor, pet -shoplar gece kapandığı için hayvanlar bütün gece yalnız bırakılıp açlığa terk ediliyordu. buralarda satılmayan ya da satıldıktan sonra hastalanan birçok hayvan sokağa terk ediliyordu.
türkiyede bu konuda ilk adımı attıklarını belirten öztürk, meclis kararı çıkarttık ve 1 nisan da uygulamaya başladık. yaptığımız denetimlerde pet-shop sahiplerinin büyük oranda yasağa uyduğunu, satıştan vazgeçtiğini gördük. denetimlerimiz devam ediyor. yasağa uymayanlara önce para cezası vereceğiz, devam ederlerse ruhsatlarını iptal edeceğiz. ifadelerini kullandı.
içinde bulunduğum durumdur. eve gelen en yakın arkdaşımı ev arkdaşımla kendi yatağımda yakaladım ve çüş dedim.
ağzım açık bir şekilde mal mal baktım. kendi kendime ''aaaaa ev arkadaşım da ibneymiş!'' deyip soru yağmuruna tutmamla başladığım bir gündü.
nasıl yani?
aaaaaaaaaaaaaaa sen de mi götünü veriyorsun?
nasıl yani ?
ibne misiniz siz?
ne zamandan beri böylesiniz?
ne zamandan belli sikişiyorsunuz?
tercihleriniz ne?
sevgili misiniz? yoksa günü birlik ilşiki mi?
bana niye söylemediniz ibne olduğunuzu?
ben de sizin gibiyim, ben de erkek seviyorum; ama ben şişman seviyorum.
http://www.cnnturk.com/2009/dunya/12/18/... sirkler, çocuklara hayvanları sevdirmek ve insanları eğlendirmek için varlığını sürdürüyor. ancak ödenen bedel düşünülünce eğlenceden pek de eser kalmıyor. ormanların kralı aslan ormanında gezinirken şüphesiz ki ateş çemberinin içinden atlamıyor, dev cüssesiyle insanoğlunu ürküten fil ailesiyle birlikte afrikada top oynamıyor ya da bisiklete binmiyor. peki sirkteki hayvanlar eğlence adı altında yaptıkları onca şeyi nasıl yapabiliyor hiç düşündünüz mü?
kendi doğalarında, özgürce , hak ettikleri şekilde yaşamaları gerekirken insanlar tarafından küçücük kafeslere hapsedilerek oradan oraya sürükleniyorlar. yaşamak üzere kapatıldıkları kafesler o kadar küçük ki çoğunlukla sağdan sola dönecek kadar yerleri bile olmuyor. yemek odaları, yatak odaları ve tuvaletleri de yine bu küçücük kafesler oluyor. sirkler gezici ekiplerden oluştuğu için yaşam için en gerekli madde su bile kısıtlı miktarda bulunuyor. bırakın banyo yapıp temizlenmeyi bazen içecek su bile bulamadan bir sonraki durağa kadar yolculuklarına devam ediyorlar.
ve eğer köpeğiniz birine saldırdıysa ve o kişi savcılığında suç duyurusunda bulunsa bile hiç kimsenin o canı elinizden alma yetkisi yok savcılıktan gelecek olan yanıt kuduz şüphesi ile 10 gün boyunca müşade altına alınması lazım der ve bu müşadeye alınmasını ister ve zabıtalar alıp barınaklara götürmek isteyecektir kendi evinizde de müşade altına alabilirsiniz kesinlikle ama kesinlikle zabıtalara yada polislere köpeğiniz i teslim etmeyin birdaha göremezsiniz kuduz deyip direk öldürüyorlar ve hiç bir kediyi köpeği barınaklara asla göndermeyin barınaklar ölüm kampları çünkü
içinde bulunduğum durumdur. eve gelen en yakın arkdaşımı ev arkdaşımla kendi yatağımda yakaladım ve çüş dedim.
ağzım açık bir şekilde mal mal baktım. kendi kendime ''aaaaa ev arkadaşım da ibneymiş!'' deyip soru yağmuruna tutmamla başladığım bir gündü.
nasıl yani?
aaaaaaaaaaaaaaa sen de mi götünü veriyorsun?
nasıl yani ?
ibne misiniz siz?
ne zamandan beri böylesiniz?
ne zamandan belli sikişiyorsunuz?
tercihleriniz ne?
sevgili misiniz? yoksa günü birlik ilşiki mi?
bana niye söylemediniz ibne olduğunuzu?
ben de sizin gibiyim, ben de erkek seviyorum; ama ben şişman seviyorum.
ne kadar yakışıklı olursa ruh hali bozuksa eğer yaş takıntısı varsa sevgilisinin özgürlüğünü halini hayatını kıskanıp piç gibi ortada bırakıp kendini bi bok zanneden aslında zavallı bir insan olugunu görmeyen hep akıllı hep dev aynasına bakan erkek modeli.
yakışıyor ,seviyorum ben göbeği. ne öyle incecik. mutluyum göbeğimle erkekte olmazsa olmazlardan göbek. sen kendine bak üflesem uçacaksın, bir koysam yere yapışacaksın. erkek dediğin biraz ağır olur.