ispanya liginde madrid'in ardında ikinci sıradaki futbol takımı. sevmem ben bu takımı. dünyanın en iyi oyuncularına sahip de olsalar bile futbol ahlak oyunudur bunlarda o yoktur çirkeftir bu katalanlar. hiçbir zaman madrid'in yerini tutamayacaklar benim için.
görecen sen gününü, sıra banada gelecek, kader elbet banada gülecek, bugün sana yarın bana gibi avuntu sözlerinden birtanesidir. içerleyip hırslanan birinin zamanı gelince bende senden öcümü alacam demesinin atasözce söylenmiş halidir.*
ilk olarak yok artık lebron james olarak sanal alemde ilgi gördü bu tepki şekli. sonra acun ılıcalı ile aref sihirbazıyla gündeme geldi. hadi canım, daha neler, pes valla, yuh yani, anasının şeyi gibi sözlerle desteklenir ya da bunlardan biriyle de yeri doldurulabiliir.
-aref; acun bey babanızın soy adı 7 harfli vee ılıcalı
-acun; yok artık!
her doğan insanın bir eşcinsel olduğunu, sonradan çevrenin standart olarak kabul ettiği cinsel tercihi ve bunun baskısı ile baskın hale gelip hetero olanları varsayarsak. aslında yönelim yapanların eşcinseller değil diğerlerinin olduğunu da düşünebiliriz. ve bu da eşcinsel olan çoğu insanların daha geniş görüşlü bağnaz olmayan, daha bilgi kültür donanımlı, araştırmacı hemen kabullenmeyen ve en önemlisi baskılara daha bebe iken karşı çıkıp yönelmeyen, istediğimi yaşarımcı insan tiplerinden oluştuğunun göstergesi olabilir. olamaz mı dersiniz? bu da bir ihtimaldir ve olasılığı vardır..
binilen bir hayvandır sürat yapanlardandır. yavrusuna tay denir, dişisine kısrak, erkeğine aygır denir. genel olarak at da denir.* yarışları vardır en ünlüsü veli efendidir.
atmak fiilinin mastarsız hali. ali at la şu topu.
ingilizce de edattır. look at the pictures.
at gibi kadınlara denir.*
bordo klavyeliler de denilir. denir niye denilmezmiş lan. ben derim varsa itirazı olan bulsun beni göstereyim dünyanın kaç bucak olduğunu sözlükte yaşatmam!*
yazar müzik manyağı sanırım. çömezim derken derken benden fazla nikaltı almış bu değil de hiç eksi almamış yazarcık. ilk ve son eksini ben versem ya la formalitaden. *
kendisine bu yıl altın küreyi getiren the loudest voice dizisindeki perfor ansı için aldığı kilolarla tam bir daddybeara dönüşmüş.zaten normal haliylede çok tatlıydı.
tavsiye iyi oldu. bir yandan da şu netflix filmlerinin daha doğru dürüst bir sona sahip olanına rastlamadım. adamlar bazı işleri güzel kotarsalar da, sonu hep bir hüsran.
günümüz için bunun bir avantaj olacağı kimin aklına gelirdi?
arkadaşım dr ve mesai sonrası evi yerine bir otele gidiyor. başka bir hemşire arkadaşım sevgili ile odalarını ayırdı ve neredeyse aynı evin içinde görüşmüyorlar uzaktan uzağa selam kelam sadece. yalnız yaşayanlar virüs konusunda biraz daha avantajlı ve aynu anda tehdit ettikleri başka birisi yok
gelen tepkiler üzerine olsa gerek yeni sezonun gelmeyeceği ve dizinin iptal edildiği açıklanmış.merak edilen adamın mesih olup olmadığıydı.zaten bunu da hiç net olarak açıklamayacaklardı ve muhtemelen sonunda çıkarımı bize bırakacaklardı.merak uyandırdığı konulara cevap bulmaktan da öte dini bir liderin ortaya çıkış hikayesini etkileyici ve gerçekçi bir biçimde işliyordu.iyi kurgulanmış ve rahat 4-5 sezon gidebilecek bir diziydi.yazık olmuş.
çekirdek aile veya fazlasını barındıran evlerin en atıl, en yaşanmışlıktan mahrum odası. örtülerle kapatılmış koltukların bulunduğu, ayak basılmasına müsaade edilmeyen el pençe divan olmanın adresi. hani şu x artı 1in artı 1i misali. mobilyalar da konuyla bağlantılı olarak klasik tarzda seçilir ki rahat edilemesin, kullanılmasın, o hep sağlanmaya çalışılan ciddiyeti korusun. buralarda yatsan yatılmaz, bu odayı kaldırıp atsan atılmaz. anne diye bir engel var sonuçta.
samimiyeti şaşkınlığı çok iyi geliyor insana.
seneler sonra aklımın almayacağı ve benzer durumlara düşüp ‘napıyosun bak sen kimin ne sen burdasın? kime geldin sen?’ gibi soruları sorabileceğimiz teknoloji robot hologramlar vs olması muhtemeldir.
gayet normal bir durumdur tam tersinin de olabileceği gibi. ne baba şefkati ne hayat kaygısı ile alakalı değilidir en azından benim için. o zaman genç sevenler çocuk şefkati mi arıyor gibi saçma yerlere gider öyle düşüncelere girmeyin. tamamen beğeni ile alakalı. örnek olarak olgunlaşmış meyvelerden alınan haz olabilir. cennet hurması, kış armutu, kivi gibi biraz olgunu daha makuldür. tabi bu da zevk meselesi.
tanım:zevkler ve renkler tatışılmaz, tartışılsa da sonuç değişmez.
söylenen canlının özünün, genetiğinden gelenin ne yapılırsa, söylenirse değişmeyeceği gerçeği karşısında söylenen özlü sözldür. kibar olanlar içün cinsine tükürdüğüm ya da sevimli olması açısından cinsini sevdiğim de denilebilendir.
dün gece yatarken dikkatimi çekti yattığım yastıkların birindeyken diğeri öyle bana bakıyor gibi geldi ve aldım sarıldım, kokladım. ben kokuyordum, kendimle yattım sanki.. kendim yattım zaten.
öncelikle film komik hızlı aksiyonlu fakat konular havada. bir süper kahraman filminden çok amerikan pastası ya da polis akademisi tadında komedi filmi gibi olmuş. yüzeysel geçmiş konuları ve karakterleri. marvelın yaptığı diğer filmlerin çok altında ve farklı bir kategorisinde olmuş.
ayrıca filme screenx yani 270 derece perdeli salona fazla ücret ödeyip gitmeyin 1-2 basit sahne dışında birşey yok.
kadıköyde pilavcı bir de gözlemeci var. istiklalde bir ara sokakta hamsi tava yapan bir yer vardı duruyor mu bilmiyorum sene olmuştur gitmeyeli vazgeçmiş de olabilirim bu durumda. maltepe çınaraltı dürümcü. içmeye gelince mekan yerine sahiller vazgeçilmezim.
alttaki yazar sonunu bildiğimiz filmi izleriz bazen defalarca. bundan duyulan hazzın açıklaması nedir beğeni dışında?