açık ilişki

aklınıza gelmeden başınıza gelebilir. ilişki sadece cinsellikten ibaret değildir. hatta yakın çiftler beraber geçirdikleri zamanın belki de 1/10unu falan cinselliğe ayırıyorlardır. yani aslında ilişki, birlikte iyi vakit geçirmek, konuşabilmek, sevişmediğiniz zamanlarda da bir birinizden keyif almak, baş başa olunca sıkılmamaktır.

ilişkinin küçük bir bölümü olan cinselliği başkalarıyla da paylaşma durumuna açık ilişki denir. bence bromance yaşayan pek çok erkek aslında açık bir eşcinsel ilişkidedir. belki de bir birine sırıl sıklam aşık 2 aktiftirler, bazen pasifler de bir birlerini severler. aktifler ve apler arasındaki ilişkiler de ilişkinin bekası açısından böyle durumlar doğurabilir.

yadırgamayın, anlamaya çalışın. tolere etmeyin, kabul edin
iki kişinin aralarındaki bağı ilişki olarak tanımlaması ve bu ilişkide cinsel anlamda-kendilerinin belirledikleri kurallar çerçevesinde-hayatlarına üçüncü bir şahsı konuk etmeleri sonucunda ortaya çıkan durum. kendilerini bu şekilde daha mutlu hissedecekleri düşüncesiyle yola çıkarlar.

muhataplar durumdan memnun olduğu halde, dışında kalanların kendi ahlaksal pencerelerinden bakıp taşa tutmaları haksızlıktır! genel yaklaşımın aksine; sadık olmadıkları halde sadık gibi davranıp, içinden geldiği için değil değer yargılarının baskısıyla dayatılan kuralları, koşulsuz, doğru kabul ettiği için kendini sınırlandıran ilişkilerden daha samimi ve gerçekçidir denebilir.

duygular kirlenir mi? ayrılık öncesi son çırpınışlar mıdır? yetersizlik belirtisi midir? yoksa bir yanılsama mıdır? bunları anlamak güç, özellikle de yaşamadan. ben gerçekten aşık olup da başkalarıyla sex yapmaktan kendini alıkoyamayan insanların varlığına inanıyorum, bu da ayrı bir psikolojik problemden mi kaynaklanıyordur? başka bir sorunsal. konu "normal" kavramına kadar uzar; ki pek tekin sular değildir..

(bkz: valla ben yapmadım)
taraflardan biri evliyse, ve diğeri ondan vazgeçemiyorsa, sike sike yürütülen ilişkidir. başıma geldiği için biliyorum. haa ideal bir ilişki midir? değildir. sürekli sağdan soldan rüzgar alan derme çatma bir çadırda, ya da her yağmurda çatısı damlatan bir gecekonduda yaşamaya benzer. kalbiniz üşütüp zatürre olana kadar, ya da duygularınız nemden çürüyene kadar devam edersiniz. koşullar dayanılmaz olmaya başladığında, "sikerim böyle aşkın ızdırabını" diyip bu trajediye son verirsiniz.

(bkz: sikerim böyle aşkın ızdırabını)

açık büfe gibidir. bir sürü seçenek vardır elinde ondan da alayım bundan da alayım elinde tabak ( tabak burada şey oluyor tabak gibi bir ...neyse geçelim) dolanırsın; sonunda da berbat bir aranjman tabakla masana gider; niye bunu aldım ki ay ondan alsaydım diye yediğinden zevk alamazsın; ama öyle midir bir yemek seçmek. seçersin onu, beklersin gelmesini gelince de ondan alabileceğin en güzel tadı alırsın. bitmesin diye kaşığı azar azar daldırırsın ( kaşık da şey oluyor... ay hakkaten iğrencim nereye gidiyor bu yazı yareppim) .
zaman ilerledikçe kafama yatan fikir, ya ben büyüyorum yada içimdeki sürtük *
çok açılmayın annecim boğulursunuz.
hem sevgilimi cepte tutarım, hem de istediğimle sikişirim demenin modern dildeki adı.
bir tür ilüzyondur. eşcinsel ilişki ve evlilik dışı seks gibi netameli konularda ahlakçı kesilerek bizlere kan kusturan orta sınıf ahlakın peşinden gitmek kimseye fayda sağlamaz diye düşünüyorum. yapabileceğimi sanmıyorum ama açık ilişki yaşayan insanlara özgürlükçü ve liberal yaklaşımını da, ahlaksız ve kaltak lincini de doğru bulmuyorum. istemeyen böyle bir ilişki içine girmez...durum bu kadar basittir...
aldatmayı söylemenin ne zamandan beridir dürüstlük sayıldığını anlayamadığım ilişki biçimi. yani bu şey gibi, adam öldürmek kötü birşeydir, siz mesleğinizi seri katilim diye söylediğinizde dürüst mü oluyorsunuz?
anlamlandırmak ya da tam tersi , kabullenmek ya da değil. şu toplumdaki en büyük nevrozlardan biri. anlamıyorsundur ve sallamıyorsundur ya da anlamıyor ve anlamadığını karşındakine anlatmak için çırpınıyorsundur. ha bi de tam tersi var ; sen anlıyorsundur kabulleniyorsundur ve karşındakine de bunu anlaması için bişeyler göstermeye çalışıyorsundur.
öyle ya da böyle anlamayan anlayanın anlattıklarından sonra anlamaya başlamaz ; anlamayanda anlayanla olan didaktik sohbetten sonra "oye oyeeee yaşasın açık ilişki hadi gönlümüze göre kucaktan kucağaa" demez.

eee ??? nedir o zaman bu anlama çabası ? bazısının mayasında yok bazısının var işte. gerisi magazin artıkın.
kanser gibi bir durum.severken başka tene dokunmak,dokunduğunu bilmek yavaş yavaş insanı kemirir.bir araya gelince de anlaşmazlıklar,kavgalar,bir birini yiyip bitirmeler.tek çaresi var bu çürümüş yarayı kesip atmak.yara kalpte bile olsa.
ahlakın bir tabu olduğu ülkeler, toplumlar ve dolayısıyla bu toplumlarda yetişen bireyler tarafından kabul edilemeyen ilişkilerdir. kabul edilememesinin sebepleri olarak pek çok şey gösterirler, hatta bunun sadece kendilerini mutsuz hissetmelerinden kaynaklandığını vs vs söylerler de aslında buna sebep olanın kişiye dayatılan* durumlar olduğunu kabul etmezler. sonra bunun orospuluk olduğunu söylerler. bir sürü kişinin altına yatmak olduğunu söylerler. efenime söyliyim, kaşar derler, kevaşe derler. derler de derler. fakat özgür bireylerde * bu, olması gereken durumdur. tek bir kişiye bağımlılık kişinin aklına da ket vurur, yeteneklerine de hayatsal fonksiyonlarına da. evet, bu durum yani kapalı ilişki durumu sağlıklı bir ilişki türü değildir. bağımlılık, obsesiflik, sağlıklı düşünememe durumunu doğurur. bireyselliği engeller. kapalı ilişki devletin istediği normlara sokar bireyleri , yani tek bir kişiye bağlı kalıp sürekli doğurmanızı, nüfuzu arttırmanızı, çalışma gücünü arttırmanızı, devlete para getirmenizi fakat gün geçtikçe fakirleşmenizi isterler. sizden en az 3 çocuk isterler. peki bunu açık ilişkiyle yapamaz mısınız? yine 3 çocuk doğuramaz mısınız? bu sefer de devletin istediği norma girmiş olmuyor musunuz? şunu kabul edelim ki açık ilişkiyi bilinçli bir şekilde destekleyen ve ona göre yaşayan bireyler zaten devletin onlar için ne düşündüğünü bilirler. o yüzden de zaten 3 çocuk yapmazlar. cinselliklerini özgürce yaşarlar. heteroseksüel ilişki de yaşarlar, eşcinsel ilişki de. otla da sevişirler, hayvanla da. canları ne isterse onu yaparlar. fakat asıl üzücü kısım şu ki, pek çok kişiyle yatma cesaretini gösteremeyen, cinselliğini keşfedemeyen, bu durumu kabul edemeyen, özgüveni olmayan bir bireyin karşısındakini bu şekil ve şekillerde yaftalaması. evet, toplumun asıl sorunlarından biri de budur. kendinde olmayan durumu kabul edememe, dolayısıyla asıl olması gerekeni görememe.
aşk güzel birşeydir. sevmek ve sevilmek güzel şeylerdir. tek bir bireye büyük bir aşkla bağlı olabilirsiniz. fakat aşk ile cinsellik ayrı şeylerdir. sevgiyle cinsellik ayrı şeylerdir. cinsellik aşkın ve sevginin doğal bir sonucu olabildiği gibi hiç olmayadabilir. bir insanı çok sevseniz bile başka insanlarla da cinselliğinizi sürdürmek isteyebilirsiniz. çünkü cinsellik bir bağlanma durumunu gerektirmez, gerektirmemeli. gerektirdiği zaman aşk ve sevgi, sağlıklı olma durumundan çıkar. düşünün ki yurtdışında * striptiz salonlarına çiftler birlikte giderler. amsterdam da redlight districtde çiftler, aileler kol kola bu sokaktan geçerler.
aşkın doğasında hep iki insanın birbirine olan ölümsüz sevgisini görürüz. iki birey birbirini sever ve hayatları boyunca mutlu mesut yaşarlar. çiftler ne bir başkasına yan gözle bakabilir, ne de birlikte olabilir ne de aşık olabilir. aşık olursa gazetelerin 3. sayfalarında bıçaklanırlar. töre cinayetine kurban giderler. canlı bedenlerinin üzerine beton dökülür. bireyler ancak ortak durumları yaşarlar, bu durumlara verdikleri tepkiler birbirine benzer ise-bakın aynı demiyorum- birbirlerini severler. onunla ilişki yaşayabileceğini düşünür. neslini sürdürebileceğine inanır. aşık olur. gün geçer, aslında durumlara verdikleri tepkilerin sadece ''benzer'' olduğunu idrak eder. çünkü zaten iki bireyin acılarını,mutluluklarını paylaşabilmesi sınırlıdır. asla heykellerdeki gibi yekpare bir vücut olamazlar. bunun zirveye ulaştığı noktalardan biri aşıklarda cinselliktir. fakat bu da gün gelir bozulabilir. bunun farkında olduğu için bireyler sevgilisinin bir başkasıyla sevişmesini istemezler. kendinde paylaştığını onunla da yaşayacağını düşünürler. fakat her cinsellik aşk içermez. cinsellik aslında fiziksel bir aktivitedir. enerjinin dışa atımıdır. üstelik monotonluk aşkı öldürdüğü gibi sağlıklı bireyi de öldürür. mutlu mesut yaşayan bireyler de durumun farkındalar aslında, ne var ki itiraf edemiyorlar. toplumsal baskı, mahalle baskısı, ahlak,din gibi konulardan kafalarını kum havuzundan çıkarmaya cesaret edemiyorlar. - bu durumu yaşayıp en sonunda böyle bir ilişkiyi yaşamayı tercih etmiş bireylere, ya da böyle yaşamak isteyen bireylere bir lafım yok, fakat eğer bu tercihleri gerçekten bilinçliyse* *-/-bunun tam tersi bir durumda da bireyin felsefesini ortaya koyması gerekebilir,yani neden açık ilişkiyi tercih ettiğini. fakat kabul ediyorum ki bunu açıkça anlatamayan yani yine kendini tanımayan onlarca insan dolu- sonuç olarak cinselliği aşkın bir sonucu gibi görmektense fiziksel bir aktivite gibi görmeye başladığımız zaman * belki de işleri yavaş yavaş yoluna koymaya başlayacağız.
son söz aldous huxleyden gelsin: birbirlerine sarılmış aşıklar bireysel coşkularını umutsuzca tek bir yüce benlik halinde kaynaştırmaya çalışırlar, ama boşunadır. doğası gereği her vücut bulmuş ruh tek başına acı çekmeye ve zevk almaya mahkumdur.
fuck buddy olayında olduğu gibi boka sarma ihtimalini içinde barındıran ilişkidir. taraflardan biri karşıdakini daha fazla ciddiye alıyorsa ve açık ilişkiyi kaldıramazsa sonucunda bolca kalp kırıklığı bırakabilir. yok efendim ikimizde rahatız diyorsanız yaşayın neden olmasın. nereden geliyor bu her şeyi kalıplara sokma isteği. hem açık ilişkiyi sadece cinsellik olarak da görmemek lazım. kimse incinmeden yapabiliyorsanız buyrun yapın.
ya ayrılırsın ya bu tür ilişkiye başlarsın. kaçışın yok. alsın o beyniniz.
kendinizi bir anda içinde bulabilirsiniz, uzak mesafe yaşıyor, vazgeçemiyorsanız birbirinizden ve bir taraf sizi sevsede cinsel dürtülerini tatmin etmek istemişse o zaman durum buna evriliyor. ben vazgeçemedim çünkü kendisini deli gibi seviyordum. halen daha seviyorum deli gibi sevmiyorum belki ama seviyorum işte . diğer insanlarlayken onu arıyorum, yaptığım sekslerde ondan aldığım zevki, onunla birlikte olurken ki rahatlığımı bulamıyorum. kimse beni onun gibi anlamıyor, kimse onun gibi cömert değil, kimse onun gibi karşılamıyor hayatı, kimse onun gibi dürüst olmuyor bana, kimse onun gibi bana değer vermiyor...

birini sevmek, sevebilmek çok uzun sürüyor, çok zor oluyor ama sevişmek, onunla kendini tatmin etmek bir an sadece...
gayet normal olan ilişki türü. tıpkı eşcinsellik gibi doyumsuzluk da insanın doğasında vardır. iyi anlastigin sevdiğin bi insanla berabersindir ama bu senin başka insanlari begenmeyecegin anlamina gelmez. eninde sonunda canın başka tenleri isteyecektir. zorlamanın manası yok. hele ki ayiplamanın hic manası yok.
birbirinden ayrılamayan ardamarları çatlamış soruldugu zaman sevgiliyiz diyip onunla bununla sex yapan,
el ele bara biz sevgiliyiz modunda girip ama nedense girdikleri gibi çıkamayanlara vurulmuş bir etikettir (bkz: açık ilişki)
  • /
  • 3