düşün ki o bunu okuyor

istatistiklere göre bir dakikada ortalama 3875 kişi sevişiyor.
bunların;
1259 tanesi grup seks,
260 kişi public fantezisi,
440'ı eşcinsel ilişki,
1916 tanesi de escort ile sevişiyor.
bunlardan bağımsız olarak her 40 dakikada 1 porno film çevriliyor.
iki milyon kişi de seks yapamasa da porno izleyerek kendini tatmin ediyor.

ama sen
koca dünyada yalnızca sen
1 kişi

deminden belli bu saçma sapan entry'i okuyorsun.
özür dilerim yaptığım her şey için. canını yakmam emin ol benim de canımı yakıyor. anlıyorum seni ama kabullenemiyorum gidişini. tüm planlarım sanaydı ve şu an yoklar. ben kolay atlatamıyorum, ne kadar sürer bilmiyorum. umarım çok mutlu olursun demeyi çok isterdim ama içimden hiç gelmiyor. bu kinim geçmeden de yazmak istemiyorum sana bir daha.
bana yaklaşıp güvenimi kazanıp ardından sana içimi döktükten sonra saçma sapan bir şeyi bahane edip benden uzaklaştın ya senden tiksiniyorum hatta nefret ediyorum!! bana ne yaşattıysan ve ne acılar çektirdiysen aynısını yaşamanı umuyorum. ve o sürekli olduğunu iddia ettiğin "iyi insan" değilsin hem de hiç!!
senden yana içim rahat, hayatın mutsuz ve memnuniyetsizliklerle geçip gidecek. ancak kendimden yana rahat değil. çünkü seni seviyorum ve mutsuz olman beni daima üzecek. hoşçakal tırtılım. artık bir kelebek ol ve benim değilsin.
tüm varlığım sensin, zaman ve mesafe yakar elbet. canımız acısın varsın. dayanmalıyız.
ucunda aşk şarabını doya doya içmek var; yudum yudum değil, kana kana. canının acımasını istemezdim lakin yok başka yolu, yok, yok...
biliyor musun? sende eriyip senleştikçe benliğim, inadın da bendendir, bendendir kendiliğin.
seni sana vermektir dertlerimi vermek sana. kendini taşı yeter bana. dinlenmek haram bana sana kavuşmadıkça.
seni unutmam mümkün mü? beni unutmadığını bilerek seni unutmam mümkün mü?
beni unutsan bile seni unutmam mümkün mü? suya düştü aşkımız. su, unutmaz. ıslaklıklardayız...
omzun, köprücük kemiğinle boynunun arası... oraya vereceğim buse ile dinlenirim.
şimdi, özlemekten yorgun düşme zamanı.*
sen benim ait olamadan paylaştığımsın. hayatımın her dönemi çok güçlüyüm ben diye kendimi inandırmışken bu sefer iyi çuvalladım ve ayağa kalkamıyorum. senin karşında iyiyim izlenimleri vermeye çalışsam bile iyi değilim. biliyor musun en çok üzen de herkes bu kadar kendini hırpalama derken hala senin içindeki iyiyi gördüğümü düşünüp kendimi avutmamdı. ama ben uyandım, uyandırdın beni. başka birisi için sen üzülürken benim kendimi harap etmem neye yarıyor ki? her şey olsun istiyorsun, mutlu olmak istiyorsun ama her şey olmuyor be!
boş zamanlarımda seninle geçirdiğim güzel günlerin, bir anda geçip giden saatlerin hayalini kurup yüzlerce kez aynı şeyi yeniden yaşamak gibi psikopat bir hobim var artık. evet seni hala affedemedim, geldim desen, döndüm desen bil ki yaklaşmam bile artık sana. hala gözümün önünden gitmeyen o masum yüzünün kirlenmesinden korkuyorum. bilmem kokun hala aynı mı? ya gülüşün? daha mı iplemez artık bakışların? merak etsem de, kanımı donduran özlemin paramparça etse de bahar geldiğinde, sen sakın dönme bir daha.
zamanın yaşadığım ve yaşattığın her şey için teşekkürler. güzel zamanlardı. çok güldük. çok gezdik. çok konuştuk. çok ağladık. çok kavga ettik. birbirimizin her şeyi olduk ve her şeyi birbirimizi sunduk. tüm içimizle dışımızla bir şeyler büyüttük.
ben de çok şey yaptım. ben de çok hata yaptım. yapmamam gereken şeyleri yaptım. söylememem gereken şeyleri söylemişimdir.

beni sevmemişsindir eskisi kadar. artık bir şey hissetmiyorsundur o da olabilir. bir başkasıyla tanışıp, ona yalvarıp yakarıp sevgili olmak doğru mu? beni arayıp beni çok sevdiğini söylerken, bir başkasına yine nasıl seni seviyorum dedin? benimle 3 yılını dolduğun gün başkasıyla da 6 aylık bir ilişki nasıl meydana getirdin?

hayat kötü şeyler çıkarıyor karşımıza ama en kötüsü senmişsin.
bir gün çok mutluydun ve gözlerin parlıyordu, tabi o sıra ben de üçüncü şahsın şiirini keşfetme zorunluluğuna düşüyordum. öncesinde yaşamım boyu hiç olmadığı kadar umutluydum, sonrasında ise ipsiz sapsız gezinip gizemli gizemli yazılar yazacak kadar garip. gerçi o yazıları da senden ziyade anca solcu dayılar içerken okuyor ama buna da şükür.

hal buyken dedim "uzaklaşmak lazım", onu da denedim, hem bir fazla önüme çıktın hem de uzaklaşmaya çabaladıkça domuz gibi fenalık geçirmeye başladım, sonra da saldım gitti lan işte! velhasıl kelam, ikide bir soruyorsun "neyin var" diyerekten, vücuttan kafaya kadar bütün ayarlarımla oynadın olum ben böyle bir savrulma yaşamadım. ama suçlu da değilsin, ve hala çok tatlısın.

ve anladım, benden de bir bok olmaz, sıçacaksak tam sıçalım!
nedense yıllar sonra bu başlığı görünce sen geldin aklıma.keşke bana karşı daha açık sözlü olsaydın.senden başka birşey istemedim.en azından ben öyle yapmıştım.keşke yine görüşecez hep görüşecez demek yerine birdaha hiç görüşmeyecez deseydin.çünkü hiç görüşmedik.
mesela evlensek ve avrupa vatandası olsam??*
okuma. burayı okuma, alt+f4 çek. okumasana olm.
kimsenin aklını karıştırmasına izin verme biz senle oluruz baya olalım yani
sevgilim, bana hep sevgilim de, yüzüme diyemediğinde ruhuma de, hissederim seni uzaklarda olsan bile. tükenişin, bir bitişin değil, bir başlangıcın işareti. hep seni düşünüyorum; düşüncelerim seninle dolu. tükenişin tamamlandığında yanına bak; orada olacağım ve bana sarılacaksın sımsıkı biriciğim. birlikte kalplerimizdeki oksitlenmeyi kazıyacağız; ışıl ışıl parlayacak kalplerimiz ve tekleşeceğiz yeniden. mutluluk anlıktır. o anları da yakalayacağız ve sevip bırakacağız özgürlüklerine yeniden; başka aşıklara da yaramalı bu olumlu anlık enerjiler!

çok geç değil. öldük derken, yaşadığımızı anladık. sevdik. çok sevdik. çok az kula nasip olacak bir sevgi bahşedildi bize. ayrılık varsa kavuşmak da var. çok geç değil; çıkmadık candan umut kesilmezmiş. çok geç değil. aldığımız nefes aynı atmosferden. çok geç değil; aynı zaman diliminde yaşıyoruz. çok geç değil çünkü yüzümüzü kızartacak şeylerimiz olmadı ötekine karşı. çok geç değil, çünkü aşk var hala. sinüs dalgaları çizen, inen-çıkan bir aşk ama hep ileri gidiyor, gidecek, gelecek var çünkü. gelecek yok değil. var.

sonsuzlukta eriyecek bir aşksa bu aşk, bir gün bitmez elbet.
yolun sonunu buradan göremiyoruz. karanlık veya aydınlık olduğunu bilemiyoruz. bilemeyince, karanlık deyip geçiyorsun. oysa ufacık bir ışıktan fazlası var; hissediyorum. apaydınlık! zorlamaya değil, akışa bırakmaya ihtiyacımız var; akışta kalınca, olacağı varsa, ki var diye inanıyorum, olur. korkmadım, korkmuyorum. korkan sendin ve bunu itiraf ettin. sonra rollerimizi değiştik bir güzel. vardım, hep vardım, olacağım. ikimiz de varız. yetiştin bana, yetiştim sana. gör artık gör. iyice bak, ruhumun derinliklerine bak ve samimiyetimi gör. birbirimizden başka kaybedeceğimiz yoktu. birbirimizi kaybetmeyi seçmedik. an geldi ve oluverdi. başka etkenler yüzünden... bilirsin. güven bana ki, sana güveneyim. evrildim. sen de evril. gel yanıma, gir içime gönlümün sahibesi.

çaresiz değilsin, korkma. gitmedim be kadın! buradayım, içindeyim. başka gelen olmayacak ve godot da değilim! uykumun geldiği gibi gel bana, usulca gel ve sarıl arkamdan. hissedeyim memelerini sırtımda...*
kendi içindeki diğerlerini de, tümün kadar seviyorum ayrı ayrı. sen de benim içimdeki diğerlerini sev.
ve unutma kendilerimiz için de, biz olduğumuzda da, "the whole is greater than the sum of its parts" yani "bütün, parçalarının toplamından fazladır"; fazlalıklarımızla daha da güzelleşelim bebeğim.

kaybettiğini sandığınım belki. belki de sen kaybettiğimi sandığımsındır.
bekledim ama gelmedin ey sevgili. biliyorsun, bildiğimi biliyorsun. boynum büküktü oysa. çok farklı ve tükenmeyecek, geleceği yeniden şekillendirebilecek bir hikaye yazacaktık. hala vakit var. uykumda beklerim tam da şu an seni. ruhuna nur dolsun canım sevgilim. huzurlu ol. olacak, bak göreceksin. bıraksan şu inadı hele bir... *

biz, kimseyiz. kimsesizlikteki kimseleriz biz; o'yuz.

"o" da bir kimsedir, aramaya gerek yok, içimdesin; o sensin o. hasretim kadar yakınsın. ah bir dokunabilsek birbirimize şimdi! kavuşmayı istersen kavuşuruz. iste, gönülden iste. uykumda kimse'yi görürüm, o'nu görürüm, biz'i görür dururum; düşlerimin düşleminde düşünü düşlerim ta ki gerçek olana dek hayaller.

sevgilim, hala sevgilimsin, hep öyle kalacaksın. başka bir sevgilim olmayacak. dönmezsen, başkaları olacak bana belki. ve yine dönmezsen, sana da başkaları olacak lakin sevgili olacak mı onlar sahiden? gel, sen beni sende değil bende bul. ben de seni bende değil sende bulayım. iste ve olsun! içinde bir garip sızıyla yaşamayı, yani yaşarken ölmeyi seçme. o sızıdan bende de var. tahmin ediyorsundur. dindirelim sızılarımızı. yaşa ve yaşat. ölme.
bekliyorum. şimdi olmazsa bile pek yakında olmasını bekliyorum. gel.

kalbimin ait olduğu kişi sensin, senindir o. seninle çarpar, seninle durur. ölüm bir son değil, hayat bir başlangıç değil. dairesel döngülerdeyiz; doğar doğar ölürüz, ölür ölür diriliriz. dert etme bu kadar, bir gün ikimiz de yanyana geliriz!

biriciğim, aşkım, yaşama sebebim canım sevgilim:
yitik aşkım mı oldun sonrasında, öyleyse dostluğa yelken açtık aşk okyanusunda. bunu da deneyimleyelim; bakalım varabilecek miyiz istediğimiz yere?

boşuna korkuyorsun benden; oysa ben, korkmamaya çalışıyorum senden! ölmekten korkmuyorsun, acıdan korkmuyorsun ama yaşamdan korkuyorsun be güzelim. yeniden seveceğim de, eski sevgimin üstüne seveceğim seni. daha fazla seveceğim. sen de öyle yap…
bunu okuyacağını zannetmiyorum sen okuma bilseydin sana bakan bu bir çift gözden anlardın her şeyi
  • /
  • 5