son güncellemelere göre avrupa yakasında daha etkili devam eden yağışlar akşam il genelinde aralıklarla kuvvetlenir,salı gününden sonra cumaya kadar ara veriyor devamında geleceği muamma yeni bir sistem var,şu ankinden daha etkili,3-4 günlük gibi.
bilakis ilgililerin en ufak tartışmasını ve abartısını yapmadığı,olanların paylaşıldığı, ilgi duymayanların da okuyarak zaman kaybetmemelerini rica ettiğim başlık ama ülkede terör,yapılan sapkınlıklardan falan bahsetmek varken bizim neyimize bu hoş hava olayının başlığını açmak,hakkımız olmamalı,bence birbirimizi yemeye devam edelim.
giyimden de anlaşılacağı üzere ak-kara çatışmasının yaşanıldığını düşündüğüm,yeşilçam filmlerinde klasik paraya duyulan ihtirasın yansıtıldığı,alttan verilen müzikle de mevzunun ajitasyona dönüştürülmeye çalışıldığı sahne.
siyasi meseleler ile kafayı bozmuş birini düşününce hoş karşılanabilecek,makul insan.bu birey siyasi konularda bilgili de olabilir lakin kesinlikle bunu karşı tarafa yansıtmaz,sohbetini yapmayı sevmez. sevmez çünkü kendi ruh sağlığını yalanın alasının yapıldığı arenada bozmak istemez.
üç arkadaş bir araya gelerek alınan adres. epeyce düşünülür,bu sırada tuhaf sayılabilecek tavsiye mail adresleri ortaya atılır,akabinde daha fazla bunlara katlanamayan ben "ad,soyad yapalım." diyerek nokta koyulur.
mevcut duruma göre siklonik yağış olacağı için il genelinde kesintisize yakın yoğun kar ihtimali yüksek,ay sonuna kadar devam edecek soğumanın başlangıç günü.
bir cumhurbaşkanı olarak ülkede terör kol gezerken,hele ki sıcağı sıcağına yaşanan bir terör saldırısı sonucu gidip de halktan çaldıklarınla dünyanın en yardımsever ülkelerinden biri olduğunu, g-20 zirvesinde ne boklar yediğini gibi kel alaka şeyler anlatırsan ülkenin bu hale gelmesinde en büyük pay sahibi sen olursun.çözüm odaklı olamadınız;halkı kandırdınız,şimdi de sonuçlarını farklı toplumsal olaylarla hep beraber izliyoruz.
sayılsalcıların daha zeki olduğunu sanan insanların yanılgısıdır.
aklını kullanan,has bir sözelci,bu algıyı lehine çevirebilir.zira ortaöğretim dönemi biraz derslerine odaklanması,alanında başarıyı yakalamasına yetecektir.akabinde üniversitede iyi eğitim alarak mesleğini idame ettirebilir.aynı zamanda bunları yaparken günlük yaşamla,daha iç içe olma imkanını elde eder.sözel zekayı doğru kullanabilmek rahat,huzurlu yaşamın diğer bir anahtarıdır kısacası.
ilk ve ortaöğretimde bazı branş öğretmenlerinin,yazarların,politikacıların,gazetecilerin,yönetmenlerin vesaire sözelci oluşu bu çıkarımı zaten safsata haline getiriyor.
"zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır.
bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır.
yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.
oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır."
tercihlerine saygı duyuyorum ve tercihlerini anlayışla karşılıyorum fakat kesinlikle gelip geçici olduğuna inanıyorum. bir psikoloğa danışarak bu geçiş sürecinin üstesinden gelebilirler. yakın zamanda açılan arkadaşıma hemcinslerinden hoşlanmaya çalışması ve hemcinsleriyle daha çok arkadaşlık kurması yönünde tavsiyede bulundum. fazla zorlamak da istemedim, kendisi zaten doğruyu yanlışı ayırt edebilen bilinçli birisi. yanlış şeyler yapmayacaktır.
sonra beleşçilerin de sırf vergiden muaf olayım niyetiyle "aslında ben eşcinselim,hornetten adam düşürüyorum,aha dayıya sor!" gibi söylemlere neden olabilir. bir an gerçekten imzalayan kitlenin olduğunu düşündüm,ta ki linki tıklayana dek.neyse ki sandığım gibi değilmiş.
ağızlarıyla kuş tutsalar pay sahibi oldukları kepazeliği zinhar örtemeyecek vakıf.şu koduğumun vakfını aklamak için çabalayan, bağnazlığı ilke edinmiş maskaraları,resmen olaya teşvik edici söylemleriyle görmeye devam ediyoruz ve edeceğiz de. çok yazık!
zordur hatta bazı lgbti bireylerinin kaldıramadığı da görülmüştür. öyle ki anksiyete bozukluklarla boğuşan, intihara teşebbüs etmiş hatta teşebbüsle de kalmamış hiç azımsanmayacak sayıda lgbti'li vardır. okuyan her zamanki gibi anlamak istediğini anlayabilir ya da anlamayabilir. amacım; kitleyi acındırmak değil, belirtmek istediğim gerçeklerdir. mesela, herkesin sosyalleştiği o okul sizin cehenneminiz olabilir; hiç gitmek istemezsiniz, her gittiğiniz gün nefret söylemleriyle yıldırılabilirsiniz. homofobikler vesilesiyle sıkı temeller kurmaya başladığınız arkadaşlarınızı bir anda iftiralarla kaybedebilirsiniz. o yakınlıklar belki hayatınızın seyrini değiştirecektir ama hayır, sizin muhtemeli yaşamanız mümkün değil. siz yalnızlığa, kendi mücadelenizi vermeniz için itileceksiniz. yanı sıra dersleriniz aksayabilir, konsantrasyon sorunu belirebilir. hepsi çorap söküğü gibidir işte sonra bir bakmışsınız sosyal hayatınız da yerle yeksan olmuştur. kötüsü, bunları yaşarken büyük ihtimal bir başınıza mücadele etmek zorunda kalışınızdır ama en kötüsü değildir çünkü ilkokulda sizinle ibne diye dalga geçen ece'yi yıllar sonra instagram'da, onur yürüyüşü'nde boy boy çektirdiği fotoğraflarıyla görebilirsiniz. evet, en çok bu koyar.
haberin devamı kan donduruyor, doğru ama maalesef bununla sınırlı kalmıyor çünkü "iftira olmadığı ne malum!" zihniyeti devreye girerek insanı hayrete düşürüyor. bir de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine ödül gibi 24 yıl hapis cezasıyla ucubelik daha da somutlaştırılıyor.
bir yazarın yine tutarsızlığını,densizliğini su yüzüne çıkaran versus. "kürt sevici yazarlar gebersin." mantalitesindeki bu yazarcık;gelip bugün de burada yersiz olarak duyar meleği kesilmesi,insanlık dersi vermeye çalışması son derece anlamsız ve kendisiyle çelişik.yetmezmiş gibi vaktinde iğrenti duyulacak itiraflarla yazarların midesini bulandıran trolümsünün;utanmadan iğrençlikten bahsettiği,zerre kadar tanımadığı insanlar hakkında kin kustuğu başlık.
sözlük formatının içine edildiği olayda,kendisini küfür yazmadan ifade edemeyen üyenin de iletilerini silerek gitmesiyle sonuçlanmıştır.belki küfür kullanmak yerine usturuplu bir şekilde yazsaydı hiçbiri yaşanmazdı.
çeyrek final müsabakaları çift maç eleme usulüne göre oynanacak.bu da takımın evinde maç yapacağı anlamına geliyor.kesinlikle tribün kapatma cezası alması gereken kulüp,yoksa geçmiş maçlardaki yedikleri haltları tekrarlamaları kaçınılmaz.zamanında " mustafa kemal'in askerleriyiz" seslerine anlamsız cezayı kesen pfdk,bu densiz sözde takım taraftarlarının yaptıklarına neden göz yumuyor?