cartman2

Durum: 189 - 0 - 0 - 0 - 10.11.2022 01:00

Puan: 2354 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 10

sevgiliyi diş macunu kıvamına gelene kadar sikmek

çıplak plajında sabaha karşı 3-5 civarı yapılması daha keyifli olabilecek bir aktivite. balkon da uygun aslında.

ayı sözlük itiraf

sürekli ayı sözlük itiraf başlığına yazmaktan bazen kendimi alıkoymaya çalışıyorum. daha cool görünmek için sürekli aynı şeyi tekrar etmekten kaçınan insanlardanım. bu yüzden utandığımı bile açıkça söyleyemem. sır tutmakta başarılıyımdır. şimdilik beni kahreden bir şey yok, iyiyim de yani, teşekkür.
sürekli anı yazarı, anlatı yazarı, öykü yazarı olmak gibi istekler içimden geçiyor. anlatacaklarımı dümdüz anlatmak için kendime köşe edinebileceğim bu gibi başlıklara daha çok ihtiyacım var. bu şekilde sürekli yeni entry'ler girebileceğim başlıkları aslında arayıp bulabilir ya da kendim açabilirim. sanırım şimdilik ev sahipliği taslamamak için böyle çekingenim. ama gey olduğum için burası beni "dışlayamaz" diye düşünmem de yanlış olur. hepimizin burada bir takım ortak noktaları olmasının hepimizi, her birimizi birbirimize kesin olarak bağladığı düşünülemez. ayrıtlarımızın arasından yeni kesişimler doğuyor. böylelikle örüntülerimiz kendini yarattıkça benliklerimizin bir kopyası bu çorbaya ekleniyor. bu şekilde düşünmeyi seviyorum. kimin; neyi okumayı, kimi okumayı, kimin hangi yönünü neyin vasıtasıyla okumayı seçtiği, neyin ne sıklıkla görünürleştiğine bağlı değil.
sol framede ilgimi çeken bir başlık görünce yazmaya gayret ediyorum. çünkü içimden geliyor.

göbeğin çekiciliği

tombul, tüylü göbeklerin yumuşaklığı.

ayı sözlük itiraf

uykum geldi. canım sıkılınca bilgisayarı açtım. ne yapsam diye bakarken biraz daha düşünmeye, hayal falan kurmaya, saçmalamaya, kendi kendime gülmeye, yazıp yine okuyup yine yazıp yine okumaya vakit ayırmak gerektiği aklıma geldi. bira içip biraz rahatladım. kafam karışınca da yazdıklarımı yeniden okudum. okuduklarımla ne yazsam diye düşünmeden uydurmanın, uydurduklarımla oynamanın, herkes için aynı şey sayıldığı gibi görüşlerim, uyurken tatlı rüyalar görmek içindir diye umdum. gerçekten udurduğuma inanmak için de gerçeklerden kaçtığım fikri doğuyor. onun içindir diye yazdıklarımın çoğunu kendime yazdığımı açıklamaktan kaçınmayıp ilerlemek için yalnız başıma kaldığım anlarda konuşmayı başardığımı ona söylüyorum. dün gece yürüdüğü yolu izlediğimi gördüğünü bildiğimi sandığında da öyle söylemişti. biram bitti. şimdi de uykum var. uyumak dışında bir şeye isteğim yok. peki niye paylaşıyorum? düşünmek için yazmak gerektiğini hatırlıyorum. not defterine günce tutarak her türlü duyguyu yaşamış gibi anlatmaya çalışmak eğlenceli sanki. yazarken çoğu zaman kendimi olmayan yönlerimle görüyorum. olmayan insanların olmayan bakış açıları; hepsi benim içimde. onları yutmak için doğuruyorum. gerçekleşme arzularına ben bile imreniyorum bazen. hiç değilse yalan söylediğim için kendime güveniyorum. yalnızlığımı bulduğumda oraya sığınıyorum. başkalarının, onların olmadığı yerlerde nefes aldığımı hissediyorum. umursadığım şeyleri de kendime saklamam gerektiği sıkıldığımdan anlaşılıyor.
benlik duygumu yitirip hiç olmaya çalışmanın kuytularında kendimden başkası yoktu. hayvanlaşmayı düşündüm. içimden gelen gerçek pis duyguyu içime anlatırken karnım acıktı.

tarhana cipsi

acı biberlisi nefis bişey.

ayı sözlük itiraf

ayva taşları kızıl renge boyar dişlerimin arasında kalanları süpüren ince ellerimle dokundum sigaramın süngerli tarafına, bir de ne göreyim, hiç kimse yoktu o tarafında odamın. havyarım da koyu idi. biraz kanımı emdim. ızırgalara tutunmuş kelleri biçtim. sonra karnım ağırdı. sesim kısıktı, içim koşsa serin sulardan geçen ayaklarımın bezini cebime koyana kadar düşünmüş olurdum. amansızca kayıp boşluklara dalan
yeminsiz terlerim eriyince belim incelmiş mi diye bakan yerlerim camdan diyerek bir yere varamayacağını sana gösteren tırnağını masada gezdir. süpürgem kül tablası içindeymiş. yanaklarım tozlu

alttaki yazara soracaklarım var

edit: yanıtını verdiğim soru değişmiş ya da silinmiş sanırım.
kullanıldığınızı hissettiğinizde hislerim butonuna tıklayınız. hisler kapandığında geriye kalan neyse onlarla hareket etmelisiniz bence. kullanıldığınızı size hissettiren kişinin size yakınlık ölçütleri göze alındığında varacağınız kanı ile o kişiyi ne kadar tanıdığınız, ya da o kişiyi ne kadar sevdiğiniz düşüncesi aklınızdan gitmiyorsa,

kişilerle de objeleri bağdaştırmak gibi saçma şeyler düşünecek vaktiniz olmadığını anladığınızda başınız ağrımıyorsa, uykunuz gelmemişse, eğlenmek için neler yapmayı tercih ederdiniz?

ayrıca en sevdiğiniz oyun konsolu ile oyun nedir?

sandalet giyen erkek

bime giderken tercih edilmesi gereken erkektir. marketlerde sandalet giyen erkeğin yararlı olduğu bilinen bir gerçeklik.

düşün ki o bunu okuyor

bugün karnım toktu. yemek yemek için yürüdüm. eve geldiğimde suyum bitmişti. hamburgerimi yedim. üzerine de bir sigara içtim. sen nasılsın diye soracak oldum fakat sana mektup yazasım gelmedi. çünkü içimden çıktın. seni düşündüğüm yere giderken ayağımda zincir vardı. çişimi tutarken dişlerimi sıkmadım. sana yazılacak bir şey olsa ne olurdu diye düşündüm. mermer bardağımı kırıp içine döktüm. göbeğimi salıp rahatlayınca sen yoktun. ölün bebeklerim gibi geldi. kanın damarlarıma değmiş mi? seni yaladım. uzaklardan bakan gözlerle dokunduk sana. ışıklar içinde uyu bebeğim. sırtımı tıraş edip parmağımı belime koymuşum. tuğlalarım yarımmış diye bana bakmış. kaşımın tüylerini aldım.

türk geylerindeki yabancı erkek zaafı

alttaki yazara soracaklarım var

gömleğini aldığın arkadaşını aramalı mısınız diye sormadan yanıt verecek olsam derdim ki, bu durumda seni görmek isteyip istemediğini sorabilirsin. bunu da nasıl yapacağını kendin anlatabilirsin.

sehpanın yan tarafında duran suyu almak için ne yapmalıyım?

ayı sözlük itiraf

tatilden bugün döndüm. keyifliydi. ormanlıkların arasında çalılıklardan meyve topladığımız dalların kuruyup eskidiği zamanlardan beridir böyle mutlu değildim. çamurumu ıslayıp odunumu sivrilten ince öpücüklerini hatırladım. yanımdan geçen halıya dokunmuşum. parmaklarımı yelken gibi gösterip içime aldım. halının kıllarını bir tabakta toplayıp ters çevirdim. ateşimi yakmak için çam iğnesi yedim. şapkamı erik yerken taktım. eğlenceliydi.

parmaklarımı yerken çişlerim döküldü. altıma yaptığımda da kaktüs yemeyi öğrendim. tütsüm yine duvara asılı. odamı eskisi gibi buldum. telefonum çaldı biraz önce. telefona doğru bağırmak istemiyorum aslında ama dizlerime ısırdım. bebeklerim yere düştü. koltuklar beni yutmaya başladı sanki. çektiğim ince yastıklarımı yuttuğumda uzun direkler çizdiğim duvarların resmine taşımı çaktığımız ayaklarım kanadı. tükenmez kalem spirallerini çekip pillere dayadım. ısırdığımızda sen çok küçüktün. radyo dinlemek için kustuğumuz videoları izledim. bacaksızlarımı kaldırmayı öğrenmek için biraz oyun oynadık. bardaklarım balkona düşmeye başlamış. sineklerim kaçtı. tellerimi yapıştırıp

resmimi astığımda kitabımın öttüğü düdüklerden içtim. banyomun ikinci duvarını çizdim. fotoğraflarımı yırttığımı hiç görmediğini sanınca fotoğraflarını attım. akletlerimi sıyırıp parmaklarımı öptüm. ışıklarım açıktı. soba deliklerimi ıslayıp böcekleri pencereden görmüş. kapaklarımı kapayıp dolabıma girdim. tenefüste parlaklarını çaldım. çamura düşmemiştin. tavana yapıştırdığımda altımda merdiven yoktu. şiltelerimi zincirlerime bağladım. tırnağımı soba masasına çekmek için, kapaklarını açtım. iplerini saatıma getirdim. tırnaklarım uzadığında kaymıştım. o gün de gördüğünü bilmek için anladım. perdemin incilerini yere değdirdiğinde renksizdi. kokusunu içime çekmek için pencerelerini eldivenime batırdım. kıvrıklarım tuzlu kalmış dediğinde resmini çizmiştim.

ayı sözlük itiraf

tatildeyim. ormanlıklarla çayırlıkların arasında bir dağ evine yerleşik yaşıyorum bir süredir. ağacın dalına bir ip attım. hamak yapıp yatacağım. ip şu tarafa düştü. orada onu nasıl keseceğimi düşündüm. o küçük şeyi incelerken arkama dönüp bakınca da bunu gördüm. hamakta yatıyormuşum, ağaçlar esiyormuş. bulutlara dalarken yeşiller uçuşmaya başlamış. ineklerin möğlediği su birikintisine girip yıkandım. yanağımda bir sivri, favori sigara markam. şimdi biraz da red bull içeyim. vape juice'um bitmiş.

bara manga

bear tipi yaoi'leri içeren manga alt türü.

ayı sözlük yazarlarının burçları

bdsm

silent hill

alttaki yazara soracaklarım var

sevebilir bence. aynı heyecanla sevebilir, daha az heyecanla sevebilir, farklı
soruda da sanırım istekli olmamanın basit geometrik şekillerden hangisine benzetilebileceğini soruyorum
heyecanla sevebilir, aynı heyecanın biraz değişiği ile sevebilir. yeniden sevmek birkaç denemeden sonra ne aradığını bildiğini düşünmeye dönüşmüşse, hissetmeyi özlediğini unutmuş olduğunu sanabilir yine sevince. sevmemeyi seçenlerle
gelen mesaj üzerine bir açıklama yapılması gerektiğini düşündüm. demek istemişim ki isteği olmayanla* sevişmek düşünülemez. yine de aynı ya da benzer şeyleri tekrar tekrar isteyebiliriz.
sevişmenin tadını unutmuş olmanın nasıl şekillerde görünebileceğini soruyorum.
nasıl şekillerde görünebilir?

ayı sözlük itiraf

hiç uykum yok. çoğu gece olduğu gibi. eskiden dinlediğim şarkıları dinliyorum. 00'lı yıllardan bana kalan şeyleri gözden geçiriyorum. eskiden mp3 paylaşmak için kullandığımız msn messenger gibi programların kendi sosyal paylaşım sayfaları vardı, boşluk tarzı sayfalarda arkadaşlarımın arkadaşlarının arkadaşlarının resimleri arasında onun resmini bulup hemen çalmıştım. resmine uzun süre bakmıştım da. sonra sildim o resmi. sonra pişman oldum. geri döndüğümde o sayfa artık orada değildi. geçmişi deşmeyi seviyorum çünkü geçmişte çok hikaye var. karton kahve bardağını tutan eli mi, burnunun kıvrımı mı, gözlerinin çekikliği mi. yoksa sesi mi? sanırım sesine aşık olmuştum onun. pamuk gibi yumuşak teniyle mosmor dudakları. kapıyı suratına çarptığımda da. ta karşıda, uzaklarda, çok uzaklardan bana bağırdığında anlattıkları gözümün önünden gitti. isminin baş harfi damarlarımda. tırmaladım ben de onu, yüzünü, her yerini. kaşım patladı. yürümeyi benden öğrendi. koyu kahverengi ayakkabıları çitleri aştı. benden değil onlardandı. avuç içleriyle göğsüme dokunduğunda, tek başına koridoru seyrettiğinde, geri gittiği yerde. floresan yerine ampül kullananlardandı. patladı. yandı, isini köşelerden kazıyıp mürekkep yaptım, sevdiğim kadar ölü, ölü olduğu kadar saydam yazılı gövdesi bir sene içinde çürüdü.
kahve içerken de sevdim onu, hem de porselen kahve kupasından. sarı tişörtü bile koktu. kendi yoktu ama sesi vardı.

lgbti temalı oyunlar

dream daddy var. dating simulator türünde bir oyun. karakterinizi oluşturduktan sonra yeni taşındığınız mahalledeki bekar babalarla tanışıp buluşuyorsunuz falan. eğlenceli oyun.
https://store.steampowered.com/app/65488...
  • /
  • 10

alttaki yazara soracaklarım var

dışarı çık hiç gidemediğin yeni mekanlar keşfet. fotoğraf da çek anılar biriksin.

götümde çıban çıktı sanırım nasıl geçer bu meret? adsfadfs.

an

galiba eski türkçede vahşi hayvanları belirtmek için kullanılan bir yapım ekiydi. örneğin yılan, kaplan, aslan, sıçan.

Toplam entry sayısı: 189

genç eşcinsellere tavsiyeler

kitap okuyun. ingilizce film, dizi, çizgi film falan izleyin. ingilizce alt yazılı anime izleyin. bol bol hazır noodle yeyin. sık sık rol model değiştirin.

lisedeyseniz daha cesur davranmaya çalışın. önce aileniz sonra toplumun tamamı sizin köpeğinizdir. evden kaçın demiyorum tabii. ileride, siz yaşlandıkça daha az gerekli bulacağınız korku ve kaygıların gözünüzde büyümesine izin vermeyin. gey olduğunuzu, eşcinsel olduğunuzu, homoseksüel olduğunuzu çeşitli yönleriyle belli edin.
siz belli etmeseniz de zaten belli olan bir şeyi "onur/gurur" kılıflarıyla saklayıp babanızı mutlu edemezsiniz. siz neye inanırsanız inanın, bir hayatınız var. masallarla avunmayın, bu dünya sizin istediğiniz şekilde işlemez, yürümez de.
çok düşünmeyin, şair olmayın, okuduğunuz okula "ileride şu işte çalışmam lazım" diyerek gidin. alkol, sigara gibi uyuşturucularla tembelliğe kapılmayın. başkalarının sizden daha değersiz olduğunu onlara kabul ettirmeye çalışmayın. arkadaşlarınıza çok güvenmeyin. bırakın onlar havlasın. meyve suyu için.
ırkçılık, cinsiyetçilik yapmayın. sübyancı olmayın. nefrete karşı duyarsızlaşın, gülümsemekten, mutlu olmaktan utanmayın.

rimming

çok keyifli bir deneyim. bu yöntemi uyguladığımda alttan çeşmem açılmıştı, yerde birikmişti. yatağa uzanırken, eğilip, serbestçe duran ürperip titrememeye alışmış deliğine önce parmaklarımı batırdım. mmmh. sonra yalamağa başladım.
benden önce odanın tuvaletine girdiği için olsa gerek (belki de işin tekniğini o yaşa geldiği için bildiğinden) tadı nefisti. iyice emip sömürdüm.
partnerim de çok zevk almıştı bu ön sevişmeden.

(bkz:göt yemek)

twitterda sürekli lady gaga beyonce vs konuşan gay

mainstream'dir. stereotipik geydir.
(bkz: gay stereotipi)

edit: o değil de ana akımdan öğrenecek bişeyler bulmuşum galiba geçen gün. buraya geri dönünce farkına vardım

ayı sözlük

internetin en güzel köşelerinden biri.
uzun süredir uğramıyordum. burası bana güzel şeyler hatırlatmıştı, şimdi de hatırlatıyor. gardrobumun içini artık yadırgamadığımı anladığımı kendime gösteren aynaya bakma kısmını çoktan geçtiğim anı anladığımda burada önceden yazıp bıraktığım, sonra da unutup gittiğim şeylere bakıyordum. çoğu hypertext gibi çember çizerek beni başa döndüren, yolda topladıklarımı eteklerimden döktüren, döktükten sonra da dönüp baktığımda ayaklarımın altında sürüklenip ezilenleri gösteren bir yer oldu. anlayışım kıtmış biraz, hâlâ anlayamadığım noktalar yok değil

ayı sözlük günlük

off neler oldu oğlum var ya. neyse anlatmıyım. şaka şaka anlatayım biraz. gene mal gibi aşık oldum galiba. ne gönül varmış bende hayret bir şey, gidip gidip aşık oluyorum, üzülüyorum falan. öncekini unutma açısından (e artık) iyi oldu. birini sevmeye ihtiyacım vardı, önce onu gözüme kestirdim. gülümsemesinden tanıdım onu. benim olmalıydı, bu kanıya zaman içinde vardım gerçi. ama olmadı benim falan. sadece hoşlanır gibi oldu, ona yürümemi bekledi, ilk gün yürümeyince hemen bıraktı falan filan. ama daha neler olur bilemem, umarım olur ya, çok yalnızım.

ben ağırdan alıyorum yine tabii ki. o kadar alışmışlar ki hemen her şeyin olmasına, bir dakikada tüm dünyaları değişiyor. aha ilk lafımı da soktum burdan sana, okursun. hahaha, ama seviyorum seni, bilesin.

ayı sözlük itiraf

söylemesi biraz gülünç bir şey, çok sıkıcı biriyim sanırım. bugün su içtim. şimdiye kadar bir kez seviştim. bu duruma çok bir anlam yükleyecek değilim, bir kez seviştikten sonra zaten denemiş olmanın verdiği rahatlıkla, bir kez daha aynı şeyi yaşamak için istek duymadım. sevişmek, öyle üzerinde uzun uzun düşünülür diyebileceğim şeylerden olmadı. o heyecanı, deneyimin kendi duygusunu birkaç kez anlatıp bir kenara attıktan sonra tekrar yaşamak düşüncesini aklıma getirmedim değil. öyle anlarda belki bir video izlerken mastürbasyon yapıyorum.

yazı yazmayı, okumayı seviyorum. gerçek şeyleri, gerçek olduğunu düşündüğüm şeyleri, kendi görüşlerimi, düşüncelerimi falan yazmanın yanı sıra, gerçek olmaktan uzak, hikaye gibi ya da kurmaca diyebileceğim şeyleri de yazıyorum.

genç eşcinsellere tavsiyeler

kitap okuyun. ingilizce film, dizi, çizgi film falan izleyin. ingilizce alt yazılı anime izleyin. bol bol hazır noodle yeyin. sık sık rol model değiştirin.

lisedeyseniz daha cesur davranmaya çalışın. önce aileniz sonra toplumun tamamı sizin köpeğinizdir. evden kaçın demiyorum tabii. ileride, siz yaşlandıkça daha az gerekli bulacağınız korku ve kaygıların gözünüzde büyümesine izin vermeyin. gey olduğunuzu, eşcinsel olduğunuzu, homoseksüel olduğunuzu çeşitli yönleriyle belli edin.
siz belli etmeseniz de zaten belli olan bir şeyi "onur/gurur" kılıflarıyla saklayıp babanızı mutlu edemezsiniz. siz neye inanırsanız inanın, bir hayatınız var. masallarla avunmayın, bu dünya sizin istediğiniz şekilde işlemez, yürümez de.
çok düşünmeyin, şair olmayın, okuduğunuz okula "ileride şu işte çalışmam lazım" diyerek gidin. alkol, sigara gibi uyuşturucularla tembelliğe kapılmayın. başkalarının sizden daha değersiz olduğunu onlara kabul ettirmeye çalışmayın. arkadaşlarınıza çok güvenmeyin. bırakın onlar havlasın. meyve suyu için.
ırkçılık, cinsiyetçilik yapmayın. sübyancı olmayın. nefrete karşı duyarsızlaşın, gülümsemekten, mutlu olmaktan utanmayın.

tek gecelik ilişki

tek sevişmelik ilişkidir. gece yaşanır olmayanı tek günlük ilişki olarak da anılabilir.
tek kullanımlık mendil gibi, "tek seferlik ilişki" denebilir mi böyle ilişkiler için?
tek seferlik ilişki dersek, ilişki dediğimiz şeyin hangi boyutta yaşandığının, ilişme meselesinin katmanlarının bir değeri kalmıyor sanki.

dokunmanın iç içe geçmek halini aldığı an niye en son nokta olsun ki, değil mi? bu sebeple mi zamana yayılan şeylerin tek sefer sayılmadığı kanısına varmaya çalışıyorum

benim de böyle bir ilişkim olmuştu. üstelik gece falan da değildi.
gece yaşanan ilişkilerimi düşündükçe ağlayacak gibi oluyorum, çünkü onlarda tek seferlik ilişkinin değil, sevişmenin anlamını sorgulamıştık. dokunmak sevişmek demekti. konuşmak, konuşmaya çalışmak, dinlemek, gülümsemek, neşelenmek, hatırlamak, anlatmak... geceleri sahilde bir kişiyle —bana "gel" demeyi öğreten adamla— otururdum o kumlarda. tek gece de değildi, sikişmek de değildi; yalnız dokunmak, okşamak, sıkmak, ittirmek. ahaha. sarılmayı ne ara atladım.
benim eskilerim hep böyle hikâye oldu. anımsıyorum da içli içli gülümsüyorum kimi zaman. içkim bile yok şimdi üstelik.

kedi

iş bulup ayrı eve çıkma konusunda en büyük motivasyon kaynaklarından biri sayılabilecek evcil hayvan. arkadaş gibi bir şeydir kedi. evlat gibi de, sevgili gibi de, garip bir durum kedi beslemek.
kedimden ayrı kaldığım için artık sokakta gördüğüm kedilere daha anaç duygularla bakıyorum. laf attığım, göz kırptığım, öpücük yolladığım, pisi pisi dediğim, gülümsemekle yetindiğim, selamladığım kediler oluyor.

evde kedi bakmayı düşünenleriniz varsa, ara sıra duş kabinine falan sokup yıkamanız gerektiğini, tüylerin de ara sıra taranması gerektiğini hatırlatayım. ben bu dediklerimi yapmaya üşendiğim için evdeki diğer insanlar tüyleri bahane edip kedimi uzaklaştırdı. gerçi şimdi bahçeli bir evde, iyi bakılıyor. özlüyorum.

fantezi tadında orgazm forumu içerikli başlıklar

uludağ sözlük

eskiden beri yazdığım bir sözlük.
şimdilerde ise nostalji olsun diye ara sıra uğrayıp belki bir-iki şey yazdığım bir sözlük oldu.

ayı sözlük itiraf

tavuk büzüğü ile ayı ayağı arasındaki fark üzerine düşünüyorum. şişman olmadığım aklıma geliyor. saç boyası reklamı izlerken daha ırkçıyım.
dün otobüste yanıma oturdu. nefsimi tuttum. sonra dayadı.
oh ne güzeldi. gözlerim kapalıydı. sürtündükçe yumuşadı.

grindr

şimdi düşününce yasaklanması aslında iyi olmuştu. bu uygulamayı keşfeden ülke insanları fotoğrafsız profille, fotoğrafını oraya koymaktan korkmayan gençlere falan sürekli rahatsız edici, taciz içeren, hakaret içeren mesajlar atıyordu.
hornet bu durumun önüne geçti sanırım. ne istediğinizi profilinize açık seçik yazsanız bile, yok rol yok arayış yok bilmem ne diye aslında aynı şeyi anlatan yeni sözcükler uydurup birbirlerine sorarak karşılarındaki kişiden istediklerini alabileceklerini sanan biraz aptal insanlara "senle ilgilenmiyorum" deyince küfürler hemen başlıyordu. insanları istediğim kıstaslarla bloklama özgürlüğüm neyse ki var. fakat iyi çalışan bir raporlama sistemi de lazım. ban yemeleri için falan, moderatörlere gönderip inceletmek için.

en çok istediğim şey de bu gibi uygulamalarda resim yüklemeden etrafa bakan kişilere görünmemeyi sağlayacak bir opsiyon, bir seçenek. bunların yarısından çoğu hetero sapıklar olup aralarında türlü pislikler bulunabilir.
en çok istediğim ikinci şey de kendi yüz resmini profiline koyduğu belli olan kişilerin, mesela yüz resmi yerine sigara paketi resmi, ya da ne bileyim karikatür falan koyan kişileri bir gruba flag'leyebilmesi. o işi yapay zekayla falan halletmek daha zor olur.
hadi yüz resmi olmasın da göbek resmi, ayak resmi olsun diyecekler de var, onlara da ayrı gruplama çıksın. isteyen istediğini, ilgilenen ilgilendiğini bulsun. diye düşünüyorum.

ayı sözlük'te ayı olmayan yazarların dışlanması

ben dışlamadım, dışlayanı da görmedim henüz.
(bkz:chaser)
(bkz:cub)
(bkz:butch)
(bkz:lezbiyen)
bir de trans bireyler var. onlar kendilerine ayı diyemez mi? burası hayvanat bahçesi kafesiyse...

ille de "kendi adına konuş" diye düşünenlere düşüncemi söylemem lazımmış gibi anlatayım bir de. burası "ayı/bear" temalı olabilir. yalnız gerçekten "ayı" olanlar girsin dersek, aynı mantıkla buranın porno sitesi olduğunu da düşünebiliriz. e ayı sevenler de girsin madem, dediğin zaman da kendin gibi olmayan*, ama aynı senin gibi toplumda dışlanan cinsel yönelimdeki/oluştaki/durumdaki insanları dışlamış sayılırsın. o sebeple kadını, erkeği ayırmadan her tür ibne olarak birbirimize destek çıkmak gerektiği düşüncesinin yeni bulunmuş bir şey olduğunu sanmıyorum.
ayı ağırlıklı bir sözlük olduğu gerçeğinin yadsınamayacağı gibi konuşmalar yapacak olsam burayı lezbiyenler basar zaten. ki varlar da, görmezden gelmiyorum.
peki bu başlığı niye açtık biz diyecek kişilerle düşüncelerimi paylaşmak için yazı yazarken ağırlık olarak zayıf*, gey, kıllı bir erkek olduğumu da hatırlatmam gerekirmiş. öyle dedin.

benden söz açmışken, ha benim de dışladıklarım olur. ama onları tüm sözlüğe kural diye getirecek halim yok. herkesle sevişecek halim de yok. biseksüelleri sevmiyorum. evli erkekleri sevmiyorum. heteroları sevmiyorum.
yaş olarak genç geyleri hele hiç sevmiyorum.

kedi kokusu

kitap kokusu, kahve kokusu, ter kokusu, çiş kokusu, odunlu parfüm kokusu, ekşi koku, sigara kokusu, meşrubat kokusu, ayak kokusu, ağız kokusu, balık kokusu, yağmur kokusu, çamur kokusu, deniz taşı kokusu, yanık saç kokusu, soba bacası kokusu, çürük meyve kokusu, helyum kokusu, osuruk kokusu, çatapat kokusu, ten kokusu, mürekkep kokusu, badana kokusu, yeni yıkanmış yastık kılıfı kokusu,