coqueteria

Durum: 698 - 0 - 0 - 0 - 26.01.2016 04:32

Puan: 17196 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 35

where have you been

where are you going to? diye devam eden chris rea klasiğidir. *
the blue cafe


belediye başkanları

ankarasından, ığdırına,maltepesinden, büyükçekmecesine kadar bütün belediye başkanlarının bir ünlü olma, popstar gibi sağa sola el sallama, abidik çarşaflardaki gubidik yazıların yanına kocaman fotoğrafını yerleştirme durumu var. bu nedir ya zaten siyasi liderlerin o tavrına bile gıcık oluyorken sizi hiç çekemem bir daha gördüm mü bıyıksızlara bıyık, porselen dişlilere çürük çizerim. otur parke taşı yap, alt geçit boya bana ne el sallayıp duruyorsun.

rembrandt ve çağdaşları sergisi

bu entry yazarın tamamen kişisel edinimlerini yansıtır.

bence resmi anlamak erkek ruhu ve kadın mantığı gerektirir. *
emirgandaki sakıp sabancı müzesinde 10 hazirana kadar görülebilecek rembrandt ve çağdaşları sergisi 17 yy. hollandanın altın çağı yani refah dönemindeki eserlerden seçkilerdir.
o dönem 5 milyon ile 10 milyon arası * resim üretilmiştir.
hollandalılar isponyalların egemenliğine 1568 yılında vergilerden dolayı ayaklanıp 80 yıl süren bir savaşa girerler. bu savaştaki kayıplar bir yana oldukça iyi gelir de elde edip aman ne rahatladık, zenginledik hadi bunu resmedelim diye o dönemki master * ressamlara resimlerini, özellikle onlar için çok önemli olan aile hayatlarının resimlerini ve portrelerini yaptırırlar.

resimlerde hakim olan 3 kavram bulunur.
1)realizm (olanı ifadesiz olduğu gibi süslemeden yansıtmak)
2)sembolizm (süper bir olay)
3)dinsel ahlak (kalvenist,protestan kültür)

realizm konusunda çok hassas olduklarından fine painters denilen ressamlara iş verirler. bu fine painters denilen ressamlarda hiçbir fırça darbesine rastlayamazsınız. özellikle eller, tırnaklar,gözlerdeki ifade, kumaşlar üç boyutlu gibi kadife gibi aslen olduğu gibidir.
aile, o dönem otoritenin direği; devletin ahlaki geleceğini ifade eder. evin çocuklarının elinde müzik aleti bulunur bu aile birliği demektir. evin köpeği tablodaki kadını yansıtır; yani köpecik küçükse yeni evli,doğurgan; sokak köpeğiyse kadın hafif meşrep gibi. yine tablolarda bebeğin elindeki çıngıraktan, köpeğin boynundaki minik çana ve çocuğun elindeki çelloya kadar tabloda müzikal uyum gözlenir
klasik portre masterlarının resimlerinde yüzlerin dörtte üçü bize bakar, dörtte biri yan durur. kesinlikle makyaj, takı, ifade bulunmaz. hollanda ışığı yansıtılır. yani mum ışığı rengi gibi, koyu kendine has, doğal ama italyan ressamlardan esinlenen ressamlarda gümüş rengi bir parlaklık bulunur. hollanda resimlerini ışık ve gölgelerden ayırt edebilirsiniz.
dinsel ahlak gereği bir durumun en güzel hali yansıtılır fakat bu gerçekçilikten uzak olmasın diye abartılmaz. mesela henüz açmamış gonca çiçek arkadaki bir vazodadır, aslında açmış olanı daha güzeldir fakat açmış bir çiçeğin bir sonraki hali solmuş, ölü hali olacağından en güzel döneminin tam açmaya yüz tutan hali olduğunu düşünmüşlerdir. bunu her tabloda değişik formlarda görebiliriz. kuru otlar önde ama parlak yeşillikler arkada, yada tabaktaki limonlarda..
ev hali tablolarında hizmetçiler mola anlarında, aylaklık ederken evin hanımları iş yaparken görülür. evin içinde inci küpe takılmaz, küpeler kutusunda çizilir , süpürgeyi bir kenara bırakmış, kulağında küpesi olan ya da bir müzik aleti çalan kadın uygunsuz bir iş çeviriyor demektir. bu da en ünlü eser olan aşk mektubunda görülür.
evlilik kostümleri alçakgönüllükten dolayı siyahtır. laylaylom bir hayat yoktur. mütevazi yaşamlarını vurgularlar. eğer tür resmi ise günlük yaşam çizilmiştir. günlük hayatta her şey yolunda giderken illa ki bir yerden kara bulut geliyordur. bu da hayat geçici ölüm gerçek mesajını verir.
aşırı realizm hakim olmasına rağmen isanın vaftiz törenindeki isa bebeğin çok çirkin olması eleştirilmiş ama yeni doğmuş bebek buruş buruş olur sonuçta adam naapsın realist işte.
yine sembollerden limon zinaya karşı olunduğu, midye afrodizyak etkisi altında bir durum olduğu anlamına gelir.
çocuk oyunlarında da büyüklerin yaşamına paralel ciddi ol hafif yaşama mesajı vardır.
eğer tablodaki genç kızın yanakları çevresindeki meyvelerle aynı renk ise cinsellik mesajı bulunur.
lazarusun dirilişi, ishakın oğlunun kutsanışı, yusufun kardeşlerinin arkasından iş çeviren hali, kolonilerdeki kıyafetlere özenip doğulu kıyafetlerle çizdirdikleri batılı çocuklar,gravürler,o dönemin sanat objeleri hepsi sergide mevcut. ara vermeden 2.5 saatte gezilebiliyor. tek tek anlamlarını,sembolleri, fikirlerini, mesajlarını keşfetmek çok keyif verici..anlatacak daha çok şey var ama gidin görün biraz da kendiniz keşfedin.


koşmak

spor amaçlı yapılmadığında zevk veren ve çok da iş gören eylemdir. genelde kaçmak, uzaklaşmak, otobüse yetişmek, tuvalete yetişmek, kovalamaç, sinirden hızlı yürürken ayarını kaçırmak, sevdiğin birini görünce ay ay diye yönelmek, sıcak bir şey yediğimizde ağzımızı açmak suretiyle hızlanmak için koşarız. yıllardır koşan insan görmediğimin farkına varıp, bir koşu bakkala gideyim dedim bütün sokaktaki insanlar elimde musanın asası varmış gibi ikiye yarıldı, korktular. demek ki medeni toplumda yapılmaması gereken hareketmiş. *

charlie chaplin

sessiz filmlerine sesli gülerken sessizce içinizi burkan kişi.

ayı sözlük

safi yazarların fikirleri olan müphem kayıtlardır; çünkü etik üzerine yapılan inceleme niteliğindedirler; gün be gün serpilip büyüdükçe bir gece önceki hayata gerekçeler arar; fakat kalabalık yalnızlıkları olan bu kabare içinde bazen gerekçe aramayı bırakır; sonra da mahallenin tasvip etmediği bir ilişkiye bir hal çaresi arayan aşık gibi ertesi sabah sonsuz kaçış içine girer..devinip durur..

kıskanmak

gerekçelendirilemez sevgisizliğin kılıfı.

şiir

dünyayı değiştirme dürtüsü insanları ya mutlak taleplere götürür ya da suskunluğa; bu dürtü sesini bulduğunda bir şiir olarak duyulur. örneğin devrimci dönemlerin dışındaki dönemlerde kitleler eylemci şair olurlar ya da aşkı dangul dungul yaşarken, öfleyen pöfleyen insanlar ayrıldıklarında ümit yaşar oğuzcan oluverirken; uzun seneler mutlu evliliği olan insanlarda bir özdemir asaf, hayyam havası gözlenir. yani içinde bulunulan durumun tam aksine, olunmak istenilene yazılır şiir. ha mevcut sevgiliye, öğretmene, polislere yazılanlara popüler methiye * denir o ayrı.

yeni yazarlara öneriler

okuduğunuz çoğu entry; yergisi/övgüsü sebebiyle yayımlanmayan gazete haberi gibidir. temasını almak için arka kapak güzeline * bakmanıza gerek yoktur çünkü o fikir bir kez alımlandı mı onunla yapabileceklerinizin haddi olmaz. özgür yaratım faaliyeti için ayrılmış bu alan aynı zamanda içinde hayatla ve iletişimle ne yaptığımız sorununun pratik olarak ve tam anlamıyla söz konusu edildiği bir alandır. *

ayı sözlük tuborg gold fest zirvesi

şimdilik bir ayşe, bir metin, bir öksüz, bir yetim olarak katıldığımız zirvedir.*

çocuk olmak

evinizin yenilenen dış kapısını görünce - aa siz taşındınız mı? diyebilecek algıya sahip olmaktır. *

hatırlanamayan sözcükler

şu an yine unuttuğumdan yazamadığım googleda da bulamadığım kelime. hani plansızca gelişen, doğaçlama gibi simultane diyesim geliyor.. *

alternatif hediye önerileri

benim gibileri çok etkileyen ama psk gibilerinin kafanıza tava fırlatacağı türden bir hediye olsa da paylaşayım. * tema vakfının sitesinden sevdiğinizin adına; istediğiniz ormana dilediğinizce ağaç dikilmesi için ödeme yapabiliyorsunuz. bir insanın yıllık ağaç ürünleri ** gideri ortalama yedi ağaç olduğundan en az yedi fidanla onu, o sene geri dönüştürmüş olabilirsiniz. tema vakfı hediye edilen kişinin adresine bu jestle ilgili şık bir kart gönderiyor.

ayılar yolda

bakıyorum gençliğinde hippi olan ayıcanlar şu an çok elitler.malum uçak fiyatları da uygun, çoğu ayının sırt çantaları, mataralarıyla trenlerde paspas olacağını düşünmüyorum. ama ben varım. kompartımanımda sigara içenler olsun biri kapıyı gözetlesin karsa bile giderim. yolda oyun fln da oynarız. bearebeara şarkı söyler *, dark fotoğraf çeker, narin şiir okur, psk tren restaurantında masalarımıza mum yakar, saçımızı başımızı düzeltir, gömleklerimizi içine sokar,kel ayı izlediği filmleri anlatır, max blum okuduğu kitaplarla laf sokar, yorgun pipi bizim taklidimizi yapar *, medyum küsleri barıştırır, hestia gözlüklerini takıp tren camından ufuklara dalar arada milleti gaza getirir, costurur, pony başını psp sinden kaldırmaz, trajediye veririz bir radyo çekene kadar kurcalar,heygidihey dede korkut hikayeleri anlatır,koyuyazar nereye kayboldu yaa diye ikide bir sorulmaz, cüzdanları * bankacıdan uzak tuttuk mu süper eğlenceli bir yolculuk olur.

almost normal

--- spoiler ---
"artık yeter gay olmak istemiyoruuuuum!!" diye bağırıp zaman içinde geri gitmeyi başarsak ve bizi biz yapan şeyi değiştirmek mümkün olsa???

bu garip dilek 40'lı yaşlarında brad için gerçek olacaktır... brad, kolejde profesördür. ailevi tahammülsüzlükler sonucu anne babasından kızarak ayrıldığı gece başına gelen trafik kazasından ayılınca, kendi kolej geçmişinde gözlerini açar. fakat o tuhaf şokla çabuk karşılaşacaktır. kendisi haricinde tüm ailesi, okulu, hatta herkes gaydir. işte şimdi hayata öbür pencereden bakmanın vakti gelmiştir.


--- spoiler ---

eski sevgiliyi görmezden gelmek

dızzzt hatalı hareket dik dik bakın ki kendi isteğiyle * gözünüzün önünden kaybolsun. *

sağlık vergisi

hayır sonradan tedavi göreceğimi bilsem, hastalanınca kendimi devletin kucağına bırakabilsem ya da o parayla doktor başına daha az hasta düşse vergi rekortmeni olurum. ama şimdi özel sağlık sigortası bile işimize yaramıyor.* o sebeple sorgulamadan * direkt ödenesi itenek.

aşkın gereğinden fazla abartılması

sürekli sezen aksu mode on dolaşma güruhu. ilgilendiğiniz geniş yelpazedeki tüm alanlardan (fotoğrafçılık, müzik, 90lar, spor dalı gibi) birine ilgi duyan herhangi birine hemen duyulan ilginin, bu kadar hızlı tüketilen sanal ortamda mesajla bir merhabanın bile o şarkılardaki, filmlerdeki gibi aşık olunması gerekliliğinin dayatılmasından kaynaklı hissedilen duygu durum bozukluğu.
sinema, tv ve müzik piyasası bundan ekmek yer. insanlar toplumsal dertlerini * unutsunlar diye basarlar eğlenceli nostaljik müziği*, hemencecik oluveren aşkı da ağır çekim sunarlar sonra da onları şipşak boktan sebeplerle ayırır yine döşerler * acı müziği biz üzüm üzüm üzülürüz. empati kurar bizim de böyle büyük aşkları kolay bulup; boktan nedenlerle kaybettiğimize inanırız.
ama aynı şeyi haberlere yapsalar, ki son dönem yapıyorlar mesela hapishanelerdeki cinsel tacize; töreye,idama, uyuşturucuya.. aynı şeyleri yine yoğun olarak hissedip o kafayla dolaşırız. bizim ne istediğimizi * bize sormadan empoze eden bir sistem var, özetle sanalı,tüketimi dayatıp; içinde aşk olduğunu söylüyor. *

kadınların yanında feminenleşen heteroseksüel erkek

hayatımda hiç görüş alanıma denk gelmeyen vuku. keza gözlemlerimce ekseriyetle heteroseksüel erkekler, kadınların yanında efemine davranışlardan uzak bir doğasının olduğunu; erkekliğini kanıtlamak için daha maskülen, kuvvetli, egolu * davranır.

büyük risk

kelime oyunu, kim milyoner olmak ister, bir kelime bir işlem gibi bu da eski klasik oyundur. *yarışmacıya cevap verilir;soru istenir. günün birincisinden daha çok bildiğim tek yarışmadır. selçuk yöntemin de bu kadar iyi sunuculuk yapması beni şaşırtmıştır.
  • /
  • 35
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 698

saygınlık

renault

doktorlara yüzde beş indirim yaptığından; doktorlar zengin olmadan önce bu arabayı kullanırlar. çok yaygın olmasına rağmen iyi kullanıcılar arasında fransız teknolojisi, özellikle şanzuman kısmı kilometre arttığında sorun çıkardığı için tercih edilmez. *

80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

annemizin ceket vatkasından meme yapmak , mermer sehpada kafa yarmak, asansörde fahrenheit ve brüt kokusuna boğulmak, bankanın verdiği kumbaradaki paraları günde 18 defa saymak, dandik tencerelerdeki dibi tutmuş pudingi kaşıklamak, misafirlikte uzatılan çikolatayı kibarca reddetme terbiyesi, kullanılmayan koltuk üstleri örtülü salondan anne evde yokken korkmak, akşam elma ve portakal soyup bıçağın ucundan yemek, kozalak toplayıp boyamak, yabancı dizilerde görüp ev köpeği için tutturup en fazla balık ya da muhabbet kuşu izni koparıp; o kuşa pis cimbom dedirtmeye çalışmak, keşke babam cosby olsa diye özenmek, semt pazarında annenin arabasını tutup kaybolmamaya çalışmak, hemen sofraya oturmak için ellerimi yıkadım diye, hemen uyumak için de diş fırçasını ıslatıp; dişlerimi fırçaladım diye yalan söylemek, yara bandını çok mühim ilaç sanıp karın ağrısı geçsin diye göbeğine yapıştırmak, kanayan dizlere daha tentürdiyot sürülmeden üfleyip bağırmak, evden çıkmadan mutlaka çişini yapmak, o zamanın matematik kitabı yazarı ahmet buhanın ölmesini istemek, akşam ezanından önce evde olmak, muzlu şampuanın tadına bakmak, pilavı ketçapla yemek, gece apartman yöneticisinden gizli kapıcıya inip kazana kömür at diye yalvarmak, yazın gelen kapıya yığılmış kömürlerden ufak bir parça alıp yere sek sek çizmek, tebeşir yutup ateş çıkarmak, casio saatlerle mahalle arkadaşlarının yaşlarını hesaplamak bu dönemin çocuklarına has hareketlerdir.

tunatuan

yanlışlıkla * fırçaladığım yazar. *

eksi oy seri eksi oy farkı

eksi oy koyar
seri eksi oy koymaz
eksi oy sorgulatır
seri eksi oy soğutur
eksi oy baba bakışı
seri eksi oy anne terliğidir

bir eşcinsel evladın aileye yaşattırdığı utanç

o ailenin eşcinsel evladına yaşattığı utançdan asla daha çok değildir.

80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

annemizin ceket vatkasından meme yapmak , mermer sehpada kafa yarmak, asansörde fahrenheit ve brüt kokusuna boğulmak, bankanın verdiği kumbaradaki paraları günde 18 defa saymak, dandik tencerelerdeki dibi tutmuş pudingi kaşıklamak, misafirlikte uzatılan çikolatayı kibarca reddetme terbiyesi, kullanılmayan koltuk üstleri örtülü salondan anne evde yokken korkmak, akşam elma ve portakal soyup bıçağın ucundan yemek, kozalak toplayıp boyamak, yabancı dizilerde görüp ev köpeği için tutturup en fazla balık ya da muhabbet kuşu izni koparıp; o kuşa pis cimbom dedirtmeye çalışmak, keşke babam cosby olsa diye özenmek, semt pazarında annenin arabasını tutup kaybolmamaya çalışmak, hemen sofraya oturmak için ellerimi yıkadım diye, hemen uyumak için de diş fırçasını ıslatıp; dişlerimi fırçaladım diye yalan söylemek, yara bandını çok mühim ilaç sanıp karın ağrısı geçsin diye göbeğine yapıştırmak, kanayan dizlere daha tentürdiyot sürülmeden üfleyip bağırmak, evden çıkmadan mutlaka çişini yapmak, o zamanın matematik kitabı yazarı ahmet buhanın ölmesini istemek, akşam ezanından önce evde olmak, muzlu şampuanın tadına bakmak, pilavı ketçapla yemek, gece apartman yöneticisinden gizli kapıcıya inip kazana kömür at diye yalvarmak, yazın gelen kapıya yığılmış kömürlerden ufak bir parça alıp yere sek sek çizmek, tebeşir yutup ateş çıkarmak, casio saatlerle mahalle arkadaşlarının yaşlarını hesaplamak bu dönemin çocuklarına has hareketlerdir.

mastürbasyon bir soykırımdır

epilasyon bir fukuşimadır. *

eşcinsel evlilikleri protesto gösterisi

imam olmaya puanları yetmemiş dışarıdan *okuyan amcaların söylemidir.ayrıca kanserin hindiba ya da kuşburnu içerek geçeceğini sanan bu amcalar; eşcinselliğin tedavisini ve eşcinsellerin topluma geri kazandırılmasını istemektedir. belki kendi oğlu da eşcinseldir ve ona akşamları okunmuş yeşil mercimek yedirerek rol yeteneğinin gelişmesini sağlamıştır.devamındaki kürtaj olsun zina olsun konularda da yine etrafta hiç kadın görülmemiştir.. ne konuşan..ne dinleyen..ne de chp teyzesi gibi cık cık diye yazıklanan..

hayatımdaki herkesi seninle aldattım ben

yıldırım şimşek'in sabırsızlıkla beklenen; sosyal mahallelerde kaybettiğimiz benliklerimizin bizden de gizli olarak ortaya çıkması kurgusuna dayalı; tüm lgbtt camiasınca birbirlerine hediye edebilecekleri başucu olasıca kitap.

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

ilk ötekileştirilenin günü...

ayı sözlük itiraf

sözlükteki ilk eksi oyumu kullanmış bulunuyorum. herkese hayırlı olsun. hemen çat diye veremedim gittim geldim okudum döndüm bir daha okudum iyi niyet bulamadım verdim napiim. artık ben de seri eksi veren ibneyim holley.

koşmak

spor amaçlı yapılmadığında zevk veren ve çok da iş gören eylemdir. genelde kaçmak, uzaklaşmak, otobüse yetişmek, tuvalete yetişmek, kovalamaç, sinirden hızlı yürürken ayarını kaçırmak, sevdiğin birini görünce ay ay diye yönelmek, sıcak bir şey yediğimizde ağzımızı açmak suretiyle hızlanmak için koşarız. yıllardır koşan insan görmediğimin farkına varıp, bir koşu bakkala gideyim dedim bütün sokaktaki insanlar elimde musanın asası varmış gibi ikiye yarıldı, korktular. demek ki medeni toplumda yapılmaması gereken hareketmiş. *

öyle bir geçer zaman ki

bu şarkıyı çelik, erkin koraydan daha güzel yorumlamıştır diyenleri tek tek bulup döverim. *
Henüz takip ettiği biri yok.