kufala

Durum: 238 - 0 - 0 - 0 - 26.07.2013 23:17

Puan: 2696 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

effortless perfection..
  • /
  • 12

violet hill

şahsen öyle çok da coldplay düşkünü bir insan değilim. ancak bu şarkı açık ara bu grubun yaptığı en iyi beş şarkıdan biridir. grubun viva la vida or death and all his friends adlı dördüncü albümünden yayınlanan ilk teklidir. klibi de etna yanardağında çekilmiştir...



was a long and dark december
from the rooftops, i remember
there was snow, white snow
clearly, i remember
from the windows, they were watching
while we froze down below
when the future's architectured
by a carnival of idiots on show
you'd better lie low

if you love me
won't you let me know?

was a long and dark december
when the banks became cathedrals
and the fog became god
priests clutched onto bibles
and went out to fit their rifles
and the cross was held aloft
bury me in honor
when i'm dead and hit the ground
a love back home unfolds

if you love me
won't you let me know?

i don't want to be a soldier
with the captain of some sinking ship
with snow, far below

so if you love me
why'd you let me go?

i took my love down to violet hill
there we sat in snow
all that time, she was silent still

so if you love me
won't you let me know?

if you love me,
won't you let me know?

marble house

the knife'ın silent shout albümünde yer alan jay jay johanson iş birlikli şarkı. çok dinlemeyin, çarpar..

i cut your nails and comb your hair
i carry you down the stairs
i wanted to see right through from the other side
i wanted to walk a trail with no end in sight

the moment we believe that we have never met
another kind of love it's easy to forget
when we are all alone then we do both agree
we have a thing in common this was meant to be

you close my eyes and soothe my ears
you heal my wounds and dry my tears
on the inside of this marble house i grow
and the seeds i sow will grow up prisoners too

the moment we believe that we have never met
another kind of love it's easy to forget
when we are all alone then we do both agree
we have a thing in common this was meant to be

now where's your shoulder
what is it's name
what's your scent
say it again
if it goes faster can you still follow me
it must be safe when it's on tv

i raise my hands to heaven of curiosity
i don't know what to ask for
what has it got for me?
the others say we're hiding
it's as forward as can be
some things i do for money
some things i do for free

monkey me

mylène farmer ablanın aralık 2012 çıkışlı albümü. albümün ilgi çeken teklileri À l'ombre ve je te dis tout..

the dresden dolls

isimlerini almanların ünlü dresden bebeklerinden alan ve brechtian punk cabaret icra eden amerikalı duo. şahsen ben çok sevmesem de gayet iyi ve de orijinal işler yapıyor kendileri. özellikle canlı performansları bir hayli başarılı.
albümleri şöyle efendim,

the dresden dolls (2001)*
the dresden dolls (2003)
a is for accident (2003)*
yes, virginia... (2006)
no, virginia... (2008)*

laura

canımız ciğerimiz bat for lashes'ın the haunted man albümünde yer alan güzide şarkı.



you say that the evil left you behind
your heart broken,
a part of you died

keep your arms around me and softly say
can we dance upon the tables again?

when you smile so wide
your heels are so high
you can’t cry, get your glad rags on
and let’s sing along
to that lonely song
is a train that crashed my heart
you’re the glitter in the dark

uh, laura you’re more than a su?erstar
and in this horror show
i’ve got to let you know
uh laura you’re more than a superstar

we seen each other stuck in a pale blue dream
and your tears feel hard on my bed sheets
keep your arms around me and softly say
can we dance upon the tables again?

when you smile so wide
your heels are so high
you can’t cry but you’re glad
vibe’s on and let’s sing along
to that lonely song
you’re the train that crashed my heart
you’re the glitter in the dark
uh, laura you’re more than a superstar
you’ll be famous for longer and then
your name is tattooed on every boy’s skin
uh, laura you’re more than a superstar

you’re the train that crashed my heart
you’re the glitter in the dark
uh, laura you’re more than a su?erstar
and in this horror show
i’ve got to let you know
uh laura you’re more than a superstar
you’re more than a superstar

dilber ay

kadının dibi, ablaların sultanı.*
kendisini ''zorunda mıyım?'' ile bilenler de vardır, flash tv'de yaptığı efsanevi programı kadere mahkumlar ile de..
kim ne derse desin komik ve eğlenceli bir kadın.
eski pornocularımızdan olan dilber ay ile bir alakası yoktur.

/543539_10151722996641808_1521304625_n.jpg)

dilberay

uyuyan güzel

grimm kardeşler versiyonunu hemen hemen hepimizin bildiği bir masal. tabi ki tüm masallar gibi onlarca versiyonu bulunmaktadır. bir versiyonunda prenses tecavüze bile uğramakta, uykusunda çocuk* doğurmaktadır.
edgar allan poe'nun pek bilinmeyen bir şiiridir.
yine tchaikovsky'nin el attığı çok sevilen bir klasik baledir.
bir de hastası olduğum emily browning'in baş rolünü oynadığı julia leigh'in kendi romanından uyarlayıp yönettiği güzel bir filmdir..

lezbiyen tanışma siteleri

içlerinde en çok bilineni lezce sanırım. tuhaf bir yer aslında. birbiriyle alakasız onlarca insan..alakasız derken bir kısım fake, bir kısım daha kendisini kabullenememiş, bir kısım amaçsızca geziniyor ortada..
zaman zaman çok komik mesajlar gelebiliyor kullanıcılardan.
bunun yanı sıra bir de gaydargirls var sıkça kullanılan..ama o biraz daha meşakkatli olduğu için pek tercih edilmiyor ülkemizdeki lezbiyenler tarafından..

cehalet mutluluktur

secret

madonna'nın kadri kıymeti bilinmemiş şarkılarından biridir. 1994 senesinde yayınlanan bedtime stories albümünde yer alır.



things haven't been the same
since you came into my life
you found a way to touch my soul
and i'm never, ever, ever gonna let it go

happiness lies in your own hand
it took me much too long
to understand how it could be
until you shared your secret with me

something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over me
my baby's got a secret

you gave me back the paradise
that i thought i lost for good
you helped me find the reasons why
it took me by surprise that you understood

you knew all along
what i never wanted to say
until i learned to love myself
i was never ever lovin' anybody else

happiness lies in your own hand
it took me much too long
to understand how it could be
until you shared your secret with me

something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over me
my baby's got a secret

mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over me
my baby's got a secret

happiness lies in your own hand
it took me much too long
to understand how it could be
until you shared your secret with me

mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over me
my baby's got a secret

mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over
mmm, mmm, something's comin' over me
my baby's got a secret

mmm, mmm, my baby's got a secret
mmm, mmm, my baby's got a secret
mmm, mmm, my baby's got a secret from me

erkeklerin lezbiyenlere söylediği şeyler

şöyle bir sıralamak gerekirse,

-siz nasıl sevişiyorsunuz?
-birbirinizi mi parmaklıyorsunuz?
-izleyebilir miyim?
-hanginiz erkek hanginiz kadınsınız?
-nasıl zevk alıyorsunuz?

aktif lezbiyen

pek çok kişinin haklarında biraz da olsa yanıldığı lezbiyenlerdir.
halet-i ruhiye ve görüntü bakımından aktif lezbiyen olan bir sevgilim ve etrafımda da sayıları pek de az olmayan aktif lezbiyen arkadaşlarım var. gerek kendi ilişkimden gerekse arkadaşlarımdan ve onların ilişkilerinden yola çıkarak net bir şekilde söyleyebilirim ki, aktif lezbiyenler öyle pek de ''çüküm olsun, tüm kızları düdükleyeyim'' tarzında insanlar değiller. ve pek çoğu bu aktif - pasif lezbiyen durumunu saçma buluyor.
örneğin aktifler kendilerine dokunulmasından hoşlanmaz, sevişirken soyunmaz diye bir düşünce var. birincisi bu külliyen yalan. çünkü birbirini seven ve bu sevgiyle sevişen insanlar -normal olarak- birbirlerine dokunmak, temas etmek, öpmek koklamak isterler. bu durumda da kalkıp size ''ay mememi elleme'' mi diyecek allasen. karşındaki insanı seviyorsan, istiyorsan o insan her şeyiyle senindir zaten.
ha memelerini bantlayan, bandajla saran, bir kaç adım ileriye gidip memelerini tamamen aldıran aktifler de yok mu, var tabi ki. ancak onların durumunun daha farklı bir durum olduğuna inanıyorum şahsen. çünkü onlar kadın olmaktan memnun değil.
bunu şöyle düşünün, pek çok gay var cinsiyet değiştirmek için her hangi bir arzu duymayan ve erkek olmaktan mutlu olan. ama bir de erkek bedeninde kadın ruhunu taşıyan ve hapsoldukları bedenden memnun olmayanlar var. bu memelerini, popolarını ve vajinalarını kabul etmeyen, edemeyen ve de haliyle en ufak bir temastan bile kaçınan aktifler de onlar gibi daha farklı mental ve ruhsal durumların içindeler..
yine bunların yanı sıra aktiflerin hepsi orange county choppers'da izlediğiniz fat boy'lar gibi değildir. evet kamyoncu lezbiyen dediğimiz bir grup var ama onları epey bir ayrı tutuyorum. neyse konumuza döneyim, gerek dünyada gerekse ülkemizde gayet güzel ve seksi aktifler var. bakın yakışıklı demiyorum, güzel diyorum. aktifler diye hepsi apaçi gibi saçları olan break dansçı komançero oğlan şeklinde gezmiyorlar. geçenlerde bir hayli aktif bir kızla tanıştık. kendisi gayet de taş gibi bir fiziğe sahipti, beline kadar saçları ve renkli gözleri ile de pek çok erkeği kendine çekebilecek güzellikteydi. ha ama dediğim gibi kendisi epey* bir aktifti.
fiziksel görüntünün ve yataktaki durumların da ötesinde aktif veyahut pasif olmak ilişkinin dinamiği ile alakalı bir durumdur. hetero veya eşcinsel olsun hiç fark etmez. bir ilişkide her zaman bir taraf lokomotiftir, ilişkiyi çekip çevirir, sarar sarmalar..
neyse lafı çok uzattım, işin özü öyle aktif lezbiyenlik yataktaki hakimiyetle ya da kısa saçta, götü düşük pantolonda biten bir durum değildir..

futurelavirs

entarilerinden anladığım kadarıyla güzel müzikler dinleyen, cool bir adam kendisi..

aseksüel vejetaryen asosyal

monkeys

güzel ve eğlenceli entryler yazan yeni yazar. hoşgelmiş.

7 temmuz 2013 lana del rey istanbul konseri

lana'yı, aşkımı, hayatımın kadınını canlı izleme şansına sahip olacağımız konser. dün patlayan bir haber. henüz detay yok.

lana del rey

rock'n coke

hurts'un gelmesi ihtimaller dahilinde diyorlar..theo oradaysa ben de oradayım!

ayı sözlük yazarlarının fetişleri

klavikula.
ya da bilinen adıyla köprücük kemiği..skinny kadınlarda o kemiklerin çıkık hali, o çıkıntının üst kısmındaki boşluk..beni benden alıyor anlayacağınız..

güzel el ve kol kombinasyonu.
ince uzun parmaklar ve damarları hafif belirgin kollar..

küçük kalkık burun ve çil kombinasyonu.
parmağınızı o küçük ve kalkık burnun üstünde gezdirme ve ardından da çillerden öpme hareketiyle tamamlanabilecek güzel bir durum..

  • /
  • 12
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 238

sunday morning

güzel bir the velvet underground şarkısı..

sunday morning, praise the dawning
it's just a restless feeling by my side
early dawning, sunday morning
it's just the wasted years so close behind
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
sunday morning and i'm falling
i've got a feeling i don't want to know
early dawning, sunday morning
it's all the streets you crossed, not so long ago
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
sunday morning
sunday morning
sunday morning

give me love

sürekli kafamda dönüp duran ed sheeran şarkısı. çok iyi bir şarkı değil ama video klibi öyle güzel ki..alın işte hem sözleri hem de klibi..

give me love like her,
'cause lately i've been waking up alone,
paint splattered teardrops on my shirt,
told you i'd let them go,
and that i'll fight my corner,
maybe tonight i'll call ya,
after my blood turns into alcohol,
no, i just wanna hold ya.

give a little time to me or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love.

give me love like never before,
'cause lately i've been craving more,
and it's been a while but i still feel the same,
maybe i should let you go,
you know i'll fight my corner,
and that tonight i'll call ya,
after my blood is drowning in alcohol,
no i just wanna hold ya.

give a little time to me or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
give a little time to me, or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my my, my, my, oh give me love.

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover.

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (love me, love me, love me).

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love, love me),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love).

my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love

of all the money that e'er i had
i've spent it in good company
and all the harm that e'er i've done
alas it was to none but me
and all i've done for want of wit
to memory now i can't recall
so fill to me the parting glass
good night and joy be with you all

of all the comrades that ever i had
they are sorry for my going away
and all the sweethearts that ever i had
they would wish me one more day to stay
but since it falls unto my lot
that i should rise and you should not
i'll gently rise and i'll softly call
good night and joy be with you all

a man may drink and not be drunk
a man may fight and not be slain
a man may court a pretty girl
and perhaps be welcomed back again
but since it has so ought to be
by a time to rise and a time to fall
come fill to me the parting glass
good night and joy be with you all
good night and joy be with you all

pagan poetry

björk'ün vespertine albümünün beşinci şarkısı.
sanırım björk'ün bugüne kadar yaptığı en güçlü ve şiddetli eseri..kaotik, esrik, saplantılı ve bir o kadar da sado mazoşist bir aşkı anlatan şarkının video klibi de tüm zamanların en iyi kliplerinden biri sayılabilir kanımca. videonun başında soyutlanmış bir cinsel ilişkiden sahneler vardır ve bu ilişki björk ve sevgilisi matthew barney arasında geçmektedir. video da björk'ün nipple piercinglerini de görebiliriz..
her şey bir yana, tek bir dokunuşla aşık olabilmeyi, kendi kendine kırılmayı anlatan, zedelenmiş ruhları iyice kanırtan, kendini korumayı bilmeyenlerin kalplerini ve ruhlarını şiddetle uzak tutması gereken şarkıdır.

asia argento

italyan yönetmen dario argento'nun, kendisi gibi yönetmenlik, oyunculuk hatta dj'lik yapan, dikkat çekici hiç bir özelliği olmamasına rağmen akıl almaz bir seksapaliteye sahip, babası tarafından yönetilen trauma ve the phantom of the opera filmlerinde aldığı rolleri, marilyn manson'a çektiği video klibi, enteresan dövmeleri, brian molko ile yaptığı je t'aime moi non plus düeti, this picture video klibinde yer alması ve beraber yayınlanan fotoğrafları ile kısa zamanda alt kültürün ikonlarından birine dönüşmüş harika ve bir o kadar da arıza olan kadın..

lungs

florence and the machine'in temmuz 2009 çıkışlı debut albümü. albüm çıkar çıkmaz ingiltere listelerine iki numaradan giriş yapmıştır. yıllardır çıkan en muhteşem debut albümlerinden biri kabul edilmektedir. ancak grubun çok uzun zamandır takipçisi olanlar için bu albüm biraz hayal kırıklığı olmuştur. çünkü zaten daha önce yayınlanan ep'ler ve live kayıtlar sayesinde albüm içindeki şarkıların pek çoğu daha önce dinlenmiştir. yine de flo'nun hakkını yememek lazımdır. yıllardır hala kendisini dinleten albümlerden biridir. çeşitli limited edition'ları da bulunmaktadır. tracklist ise şöyledir..

1. dog days are over
2. rabbit heart (raise it up)
3. i'm not calling you a liar
4. howl
5. kiss with a fist
6. girl with one eye
7. drumming
8. between two lungs
9. cosmic love
10. my boy builds coffins
11. hurricane drunk
12. blinding
13. you've got the love

the smiths

80s başında steven patrick morrissey ve johnny marr denen iki adamın bir araya gelmesiyle kurulan ve 80s sonuna kadar faaliyet gösteren grup. evet tanımımı da yaptığıma göre içimdekileri dökmeye başlayabilirim. öncelikle the smiths, there is a light that never goes out'dan ibaret değildir. 500 days of summer'ı izleyip akabinde the smiths için ölüp bitenlere bunu belirtmek isterim.
irlanda asıllı olmasına rağmen manchester'da doğan koyu katolik bir ailenin, uyuşturucu bağımlısı, yalnız ve sürekli oscar wilde okuyan, içine kapanık çocuğu morrissey'in ve ne kadar yetenekli olduğunun her daim farkında olan johnny'nin insan ruhunu tarumar etme serüveni 1984 yılının başında piyasaya sürdükleri debut albümleri the smiths ile başlar. post punk ve manchester'ın madchestar olarak anılmasına neden olmaya başlayan rave kültürünün yavaş yavaş yükselmesine rağmen, elektronik her sesten uzak kalarak, morrissey'in melankolik lakin harikulade sözleri ve marr'ın yoğun riffleri ile kotarılan albüm grubun nasıl bir portre çizeceğini ortaya koymuştur. bugün bile müzik tarihinin en iyi albümlerinden sayılan the smiths, pretty girls make graves, this charming man, still i'll, what difference does it make gibi hitler barındırmaktadır. bizzat morrissey tarafından tasarlanan albümün kapağında andy warhol'un flesh filminden bir kare yer almaktadır.
ilk albümün başarısı ile iyice gazlayan ve ilk albüm ile ikinci albüm arasında hatful of hollow adında bir toplama sıkıştıran grup 85 kışında ikinci stüdyo albümleri meat is murder'ı yayınlar. 11 yaşından beri vejeteryan olan morrissey'in tavrı ile grubun politik duruşlarının şarkılara oldukça yansıdığı bu albüm listelerde bir numaraya kadar yükselen hitler çıkarmıştır olmasına rağmen grubun tavrı yüzünden oldukça eleştiri almıştır. fakat yine de hiçbir eleştiri yapılan işin başarısını ve that joke isn't funny anymore, meat is murder, well i wonder, i want the one i can't have gibi hitleri gölgeleyememiştir.
the smiths, 85 sonunda bir sonraki albümleri the queen is dead'i kaydetmiş, bununla da kalmamış amerika ve ingiltere'yi baştan başa turlamıştı. her geçen gün artan popülariteleri ve kendi şirketleriyle yaşadıkları sorunları, albümün yayınlanmasının gecikmesi ile büyük plak şirketlerinin yeni avı olan grup müzikal anlamda yine harika bir albüm yayınlamasına rağmen kendi içerisinde çatırdamaya başlamış, andy rourke gruptan atılmış, yerine craig cannon getirilmiş fakat iki gün sonra rourke gruba geri dönmüştür. bunun yanı sıra morrissey ve johnny arasında her geçen ve gün gün büyüyen ego savaşları grubu yormaya başlamıştır. lakin, 86 yılında kapağında alain delon'un fotoğrafının olduğu albüm satışa çıkmış ve ingiltere listelerine iki numaradan giriş yapmıştır. bu albüm there is a light that never goes out, some girls are bigger than others, cemetry gates, i know it's over, bigmouth strikes again, never had no one ever ve the boy with the thorn in his side gibi en bilinen the smiths şarkılarını bünyesinde barındırır. ve bu albümden sonra grup emi ile anlaşma imzalar..
sene 87'yi gösterdiğinde kendi içlerinde yaşadıkları çatışmalar marr ile morrissey'i iyice birbirinden uzaklaştırmış, marr'ın gruptan ayrılmak istediğini her fırsatta dile getirmesine, sürekli alkole abanmasına neden olmuş, bu durumlar da morrissey'in iyice hırçınlaşmasıyla sonuçlanmıştır. yine de müzikal anlamda üretimlerine devam eden grup shoplifters of the world unite ve sheila take a bow adında iki single ve the world won't listen adındaki ikinci toplama albümlerini yayınladılar. sheila take a bow listelerde iyi bir başarı grafiği çizdi ve bunun ardından morrissey ve marr birlikteliğinin son ürünü olan strangeways, here we come 87 baharında kaydedilip eylül ayında piyasaya çıktığında marr gruptan ayrılalı bir kaç ay olmuştu..marr'ın yerine başkaları geçmeye çalışsa bile mümkün olmadı. genel anlamda bakıldığında da kasvetli bir havası olan albüm resmen iki efsanenin ayrılığını yansıtır. stop me if you think you've heard this one before, i started something i couldn't finish, girlfriend in a coma, last night i dreamt that somebody loved me gibi hitler çıkaran albüm grubun dördüncü ve son albümüdür..
artık ipler kopmuş, geri dönülmez yola girilmiş, hem marr hem morrissey birbirlerine olan öfkelerini her fırsatta dile getirir olmuşlardır.. bu dört albümün yanı sıra 86'da rank adında bir live kayıt ile 2008'de the sound of the smiths adlı bir best of albüm yayınlayan grup bir daha isimlerinin bile yan yana gelmemesi için sonsuz çaba harcamıştır..
johnny marr, smiths sonrasında the pretenders, electronic, the the, johnny marr and the healers ve modest mouse gibi gruplarda karşımıza çıkmasına rağmen 2008'den beri beraber olduğu the cribs ile yollarını ayırmıştır. şu günlerde de the messenger isimli güzel ötesi bir tekli yayınlamıştır, albüm ise şubat 2013 gibi piyasada olacak gibi görünüyor..
morrissey ise, solo kariyerine odaklanmış, dokuz albüm çıkarmış ve johnny marr ile tekrar biraraya gelip gelmeyecekleri sorulduğu zaman ''eğer bir daha johnny ile bir araya gelirsem oturup taşaklarımı yerim. bunu on bir yaşından beri vejeteryan olan bir adam söylüyor, dikkatinizi çekerim.'' demiştir...
Henüz takip ettiği biri yok.